Haber
2025-11-01 21:33:05
SENDİKAL MEVZUATI DEĞİŞTİRMEK İÇİN GAYRETLE ÇALIŞACAĞIZ

Eğitim-Bir-Sen 20. Türkiye Buluşması, şube yönetimleri, ilçe temsilcileri ve kadın komisyonlarının yer aldığı 2 bini aşkın teşkilat yöneticisinin katılımıyla Antalya’da gerçekleştirildi. Genel Başkanımız Ali Yalçın, teşkilatımızın lider kadrolarına yaptığı konuşmada, sendikal zeminde, mevzuat yönüyle reforma ihtiyaç bulunduğuna işaret ederek, “Masanın düzeninden süreye, tutanak sisteminden, hakeme, örgütlenmenin kapsamından greve, dayanışma aidatına kadar her yönüyle ele alınması gereken sendikal mevzuat, emeğimizle gayretimizle 2 yıl içinde değişmek zorundadır. Bunu başaracak olan biziz.” dedi.

Eğitim-Bir-Sen 20. Türkiye Buluşmamızı, şube yönetimleri, ilçe temsilcileri ve Genel Merkez Kadın Komisyonu, Kıbrıs Türk Eğitimciler Sendikası (KIBTES) Genel Başkanı Himmet Turgut’un katılımıyla Antalya’da yapıldı.

 

Toplantının açılışında konuşan Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen’in kuruluş ruhuna vurgu yaptı.

 

Eğitim-Bir-Sen teşkilatının, emeğin örgütlü gücü ve Türkiye’nin erdemliler hareketi olduğunu vurgulayan Yalçın, 33 yıl önce mücadeleyi başlatan öncülere şükranlarını sundu, kurucu genel başkan M. Akif İnan başta olmak üzere, Erol Battal, Mithat Sevin, Kemal Yazıcı, iki hafta önce toprağa verdikleri Ahmet Temizkök ve tüm dar-ı bekaya irtihal eden dava arkadaşlarına rahmet diledi.

 

“Filistin’i yok etmek için yola çıktılar, ama her yeri Filistin ettiler”

 

Konuşmasında Gazze’ye ve Filistin’e destek mesajlarını yineleyen Yalçın, 70 bine varan masumun soykırıma uğradığı Gazze’de, “tarafsızlık namussuzluğun kılıfıdır”düsturuyla Gazze’nin tarafı, Filistin’in nefesi, iki yıldır direnişin gür sesi olan, soykırımın sponsorlarını boykot eden, tavır alan bu güçlü teşkilata yürekten teşekkür etti.

 

Dünyadan yalıtılmış, açık hava hapishanesine çevrilmiş, en yeni teknolojik silahlarla saldırılan Gazze’de ne direnişçileri yenebildiklerini ne de halkın iradesini kırabildiklerini vurgulayan Yalçın, “Filistin’i yok etmek için yola çıktılar, ama her yeri Filistin ettiler.” dedi.

 

ABD Başkanı Trump’ın “Eskiden İsrail hakkında kötü bir şey söylediğinizde siyasetten silinirdiniz. Şimdi ise İsrail ile ilgili iyi bir şey söylediğinizde siyasetten siliniyorsunuz” sözlerini hatırlatan Yalçın, “Filistin sadece bir direniş değil artık.Gazze, insanlığı diriltip dünyada dengeleri değiştirdi. ‘İmkansızlık değil, imansızlık kaybettirir’ der büyüklerimiz. Onlar imkansızlıklara rağmen direndiler… Yıkılmadılar, boyun eğmediler, geri adım atmadılar.

Esirlere gösterdikleri merhametle imana vesile oldular. Erdemli duruşları karşılıksız kalmadı. İnsanlığı yanlarında buldular. Sumud Filosundan, Özgürlük Filosuna her dinden, her ideolojiden milyonların doldurduğu meydanlara İstanbul, Ankara, Anadolu, batı Başkentleri her yer Gazze, her yer Filistin oldu.” ifadelerini kullandı.

 

“Bize düşen, ülkemizin kıymetini bilmek, insanlığın hukukunu korumak”

 

Antalya’da düzenlenen 18. Türkiye Buluşması’nda “Meşaleli Yürüyüş”le sokakları inlettiklerini hatırlatan Yalçın, “Şimdi de salonu inletme zamanı” diyerek “Susma haykır, siyonizme hayır! Nehirden denize özgür Filistin!” sloganlarını teşkilatla birlikte attı.

 

Ali Yalçın, Eğitim Bir-Sen ve Memur-Sen olarak her ne şart olursa olsun bedeli ne olursa olsun mazlumun yanında olmaya, zalimin karşısında durmaya devam edeceklerini vurguladı.

Dünyanın “yeni bir doğuşa” hazırlandığını, güç dengelerinin sarsıldığı bir dönemden geçildiğini ifade eden Yalçın, şöyle devam etti:

“Emperyalist emeller gerçek, barış görüşmeleri sahte. Diplomasiler zaman kazanmak, geçici ateşkesler nefes almak için. Bize düşen, ülkemizin kıymetini bilmek, insanlığın hukukunu korumak, bulunduğumuz yerin ve işimizin hakkını vermektir. Biz vesayetin karşısında millet iradesinin yanında olduk, işimizin hakkını verdik. Temel hak ve özgürlüklerin alınmasında öncü olduk, işimizin hakkını verdik. Maşeri cümbüşçülerin pabucunu dama attık, işimizin hakkını verdik. ‘Yalnız bir çiçek solar ama bir bahçe daima direnir’ dedik. Bir olduk, birlik olduk, işimizin hakkını verdik.”

“İşimizin hakkını vermek, davamızın da hakkını vermektir”

“Toplu Görüşme”den “Toplu Sözleşme”ye geçişi sağladıklarının altını çizen Yalçın, her sözleşmede yeni kazanımlar ürettiklerini, işin hakkını vermeyi şiar edindiklerini söyledi.

 

Açık aramaktan yorulan gözlerin, doğru ve güzel işleri göremediğine dikkati çeken Yalçın, şöyle devam etti:

 

“Dün masadan hep eli boş dönenlerin, bugün dilinin çok dönmesi haklı olduklarından değil, herkesin hakikati unuttuğunu sanmalarındandır. Biz dünü biliyor, bugünün vacibini yerine getiriyoruz. Unutmayalım; sendikacılık bizimle itibar kazandı. Kazanımlar dönemi bizimle başladı. İşimizin hakkını verdiğimiz için 1124 kazanıma imza attık. İşimizin hakkını vermek için 8. Dönem Toplu Sözleşme’de imza atmadık. Bizim sözümüz, imzamız kadar kıymetli, duruşumuz, kazanımlarımız kadar değerlidir. Onun için işimizin hakkını vermek, davamızın da hakkını vermektir.”

Ali Yalçın, 8. Dönem Toplu Sözleşme sonrası teşkilatın lider kadrolarıyla ilk büyük buluşmada bir arada olduklarını, süreci birlikte yürüttüklerini fakat bazı hususların altını çizerek tarihe kayıt düşmek istediğini belirterek şöyle konuştu:

 

“Kamuda çalışanlar arası ‘ücret dengesizliği’nin zirve yaptığı, ‘gelir adaletsizliği’nin şaha kalktığı bir ortamda 11+7 ve 5+4’e imza atmak ne makası kapatırdı, ne de sadra şifa olurdu. Diplomanın, okumanın, dirsek çürütmenin, kariyer yapmanın, göz nuru dökmenin kıymetini görmeyen bir sözleşmeye imza atmak, sebebi olmadığımız sorunun sahibi olmak olurdu;              

aynı işi yapan iki farklı statüdeki çalışan arasında oluşturulan makası meşrulaştırmak olmazdı-olamazdı. Onun için Hizmet Kolu Sözleşmelerini imzalayacak kazanımlar oluşturmak, genele hitap eden 58 kazanımı kaybetmemek ve toplamda 117 kazanımı almak aklın gereğiydi. Oransal zam teklifine tepki vermek ise sendikacılığın, tavrın gereğiydi.”

 

“Memurun, emeklinin sesiyiz, soluğuyuz”

 

Ali Yalçın, “Ülkemiz, mefkuremiz, geleceğimiz için hayırlı işlerde ortaya koyduğumuz duruş önemlidir. Bu konjonktürel değil ilkesel bir tutumdur.Memleketin hayrı için çalışanlara çelme takıldığında, bu tuzağı bozmak için varız. Milletin inancıyla dalga geçildiğinde, hadlerini bildirmek, öfkemizi kusmak için varız. Milletin iradesine kast edildiğinde omurgalı durmak için varız.” şeklinde konuştu.

 

Sendikanın ilkesel duruşuna dikkati çekerek Malcolm X’in “Ben, kim söylerse söylesin hakikatin yanındayım; kimin için ve kime karşı olursa olsun adaletin tarafındayım.” sözlerini hatırlatan Yalçın, şöyle devam etti:

 

Bizim işimiz, hükümetin doğrularını söylemek değil, hükümete doğruları söylemektir derken de, Maliye’nin gerekçelerine karşı memurun gerçeklerini haykırıyoruz derken de, sebebi olmadığımız sorunun sahibi olmayacağız derken de işimizi yapıyoruz. 33 yıllık bir mücadelenin adıyız. Bazıları gibi “siyasetin memur kolu” değiliz. Memurun, emeklinin sesiyiz, soluğuyuz.”

 

“Mücadelemiz büyüyecek, eylemliliğimiz sürecek”

Toplu sözleşme sürecine ve kamu çalışanlarının hak mücadelesine değinen Yalçın, süreçte karşılaşılan zorluklara işaret ederek, şöyle konuştu:

 

“Zorluklarımız var, tıkanan yolumuz var. ‘Yasada sorun var, masada sorun var, hakemde adaletsizlik var. Maliye masayı dolaylı, hakemi doğrudan yönetiyor; ortada hakem falan yok’ dedik. ‘Hakeme ne bizim ne üyenin zerre miktar inancı da güvenci de yok dedik. Bunları hakikati ifade etmek için, soruna dikkat çekmek için söyledik. Hakeme başvurmadık; tarihte ilk defa Çalışma Bakanlığı hakeme başvurdu ve sorunu herkesin göreceği şekilde etiketledik. Emeğimizi ortada bırakmadık. 58 kazanımımızı aldık ve hakemden çekildik. ‘Meclis’e havale edin’diyenler; Meclis’te aritmetiğin nasıl olduğunu onlar bilmiyor değiller. Toplu Sözleşmede biz 25 milyon için ter dökerken; doğru düzgün gündemlerine bile almayanları görmüyor değiller. Masada dertleri memur değil Memur-Sen olanlar,hariçten gazel okuyanlar, sufle ile cümle kuranlar bilsin ki bizim derdimiz üzüm yemek, bağcı dövmek değil.

 

Bütçe Meclis’e sevk edilmeden bir gün önce TBMM önünde basın açıklaması yaptıklarını hatırlatan Yalçın, “Memurun bütçesi görülmedi, Meclis bütçede memuru görsün dedik. O gün adres olarak Meclisi gösterenlere, hadi buyurun ‘Halep ordaysa arşın burda’ diyoruz. Biz, ‘gelir adaletsizliğini, kamuda ücret dengesizliğini, alım gücümüzün düştüğünü, kiraların belimizi büktüğünü, emeklinin küstüğünü söylemeye devam edeceğiz. Mücadelemiz büyüyecek, eylemliliğimiz sürecek’ dedik.” diye konuştu.

 

“90’ların sorununu yeniden yaşıyoruz”

 

Dünyanın yeni bir doğuşa hazırlandığını ifade eden Yalçın, ülkenin, coğrafyada güven unsuru ve denge kurucu pozisyonunu her geçen gün yükselttiğini vurguladı.

 

Yalçın, konuşmasında Türkiye’nin son yıllarda savunma sanayinde önemli bir atılım gerçekleştirdiğini vurguladı. “Bir yanda Kaan, bir yanda Altay; İHA’larla, SİHA’larla, Çelik Kubbeyle üst üste yeni atılımlar gerçekleştiriliyor.” diyen Yalçın, bu çalışmaları “ayakta alkışladıklarını” ifade ederek, “Sayın Cumhurbaşkanımızın şahsında emek veren herkese teşekkür ediyoruz.” dedi.

 

Ali Yalçın, konuşmasının devamında, “Gelir adaletsizliği eleştirimizi, kamuda ücret dengesizliği eleştirimizi hafife almayın. Seyyanen zam yansıtılmadığı için emekli küskün. Aynı işi yapan faklı statüdeki çalışanlar arasına koyduğu makasla şimdi de memuru küstürdü Maliye. Biz erken uyarı sistemi gibi bir gerçeği haykırıyoruz: Ücret rejiminde reformlar yapan, 1990’ların sorununu bitiren sizsiniz. Bakın, 90’ların sorununu yeniden yaşıyoruz. Bu dejavu demektir. Bunu kanıksamayın ve yarına bırakmayın. Bir an önce memurun hukukunu koruyun diyoruz.”

 

Sendikal zeminde, mevzuat yönüyle reforma ihtiyaç var”

 

 Genel Başkanımız Yalçın, 33 yıllık mücadele ve memur sendikacılığına bakıldığında birdenbire gelen bir reform değil, adım adım gelişen, emekle yoğrulan, sabırla büyüyen bir iyileşme görüleceğine işaret ederek, “Bugün geldiğimiz noktada, artık diyoruz ki: Sendikal zeminde, mevzuat yönüyle reforma ihtiyaç var. Masanın düzeninden, süreye, tutanak sisteminden, hakeme,örgütlenmenin kapsamından, greve, dayanışma aidatından, yedeğe kadar her yönüyle ele alınması gereken sendikal mevzuat emeğimizle, gayretimizle 2 yıl içinde değişmek zorundadır. Bunu başaracak olan biziz.”

 

Konuşmasında Eğitim-Bir-Sen’in bugüne kadar elde ettiği kazanımlardan örnekler veren Ali Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

“Toplu Sözleşme Kanunu’ndaki tüm eksikliklere rağmen yardımcı hizmetliden-memura, şeften-şube müdürüne, öğretmenden-akademisyene her kadroyu kapsayan kazanımları alan biziz, akademisyenlere jüri ücretini, öğretmene nöbet ücretini kazandıran biziz, akademisyenlerin eğitim-öğretim ödeneğini, öğretmenlerin sınav ücretlerini artıran biziz, öğretim yılına hazırlık ödeneğini katsayıya bağlayan, geliştirme ödeneğini artıran biziz, yüksek lisans ve doktoraya değer kazandıran, 50/D’lileri 33/A’ya geçiren biziz, destekleme kurslarında ve ikili eğitim yapan kurumlarda yardımcı hizmetli ve memurlara fazla çalışma ücreti sağlayan biziz, çalışanların özel hizmet tazminatı oranını ve ek ödemesini artıran biziz,öğretmenliğin kariyer meslek olmasını, 3600’ün kapsamının genişlemesini sağlayan da biziz. Sözleşmelileri kadroya alınmasından, birçok kurumda Görevde Yükselme ve Ünvan Değişikliği Sınavlarının açılmasına kadar her adımda biz vardık. Burada tek tek saymayacağım; her konuyu, her başlığı emekle ve kararlılıkla biz işledik. Her zaman söylediğimizi bir kez daha söylüyoruz. Hepsinin altında yerimiz, terimiz, imzamız var.”

 

“Rol çalanlara aldırış etmeyin”

 

Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in sendikacılık başarısından rol çalmaya kalkanlara, aldırış edilmemesi gerektiğini belirterek, şöyle konuştu:

 

“Emeğimiz üzerinde sörf yapanların atarları ederleri kadardır. Biz 1124 kazanımın bazılarını onlara rağmen aldık. Biz, “Kamuda Kılık Kıyafet Özgürlüğü” için 12 milyon 300 bin imzayı teslim edip sivil itaatsizlik başlattığımızda, kurumlara yazı yazıp neden Kılık-Kıyafet Yönetmeliğini Uygulamıyorsunuz” diyeni de “Eğitim-Bir-Sen’in, Memur-Sen’in eylemi bizim esaretimizdir’ manşeti atanı da daha sonra peşimize takılmak zorunda kaldılar, Sahada izi, masada sözü olmayanlar çürük ipliğe hülya diziyorlar. Rahmetli Erol Battal, ‘hayalleri bile yaptıklarımıza yetişemeyecek’ demişti bunlar için. Onun için aldırmadan yolumuza devam edeceğiz.”

 

Zamanın değiştiğini, teşkilatın geliştiğini, kazanımların arttığını vurgulayan Yalçın, “Dünkü sorunlarla değil, şimdi yeni sorunlarla yeni konularla uğraşıyoruz. Dün, 28 Şubat’ın oyununu bozmak için 8 yıllık kesintisiz eğitimin parçalanması için uğraştık. Şimdi değişen zamanı dikkate alarak, 12 yıllık zorunlu eğitimin yeniden değerlendirilmesi, mesleki eğitimin güçlendirilmesi için uğraşıyoruz.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Dün üniversitelere girebilmek için uğraştıklarını, şimdi 2547 sayılı yasanın gözden geçirilmesi, yükseköğretim sisteminin revize edilmesi, katılımcı yönetim anlayışının tesisi için uğraştıklarını ifade eden Yalçın, şu ifadeleri kullandı:

 

“Dün, demokratik müfredat için uğraşıyorduk, şimdi Maarif Modeli’ningeliştirilmesi, niteliğinin artırılması için uğraşıyoruz. Dün, 12 Eylül artığı Kılık Kıyafet Yönetmeliği’ni değiştirmek için topladığımız 12 milyon 300 bin imzayı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na kamyonlarla teslim ederek başörtüsü yasağını ortadan kaldırmaya çalıştık. Ardından başlattığımız sivil itaatsizlik eylemiyle yönetmeliğin diğer antidemokratik hükümlerini de fiilen tarihe gömdük.Şimdi de kılık kıyafette eskiye dönülme riskini görüyor, dün nerede durduysak bugün de aynı yerde duruyoruz.”

 

“Küresel ifsat projelerine karşı gençleri korumak, kurulan tuzakları bozmak için uğraşıyoruz”

 

Sivil itaatsizlik iradelerini aynı kararlılıkla sürdürdüklerini, bir daha asla geriye gidilmemesi için mücadele ettiklerini vurgulayan Yalçın, “Dün katsayı zulmünü yıkmak, turnikeleri sökmek, kamuda kılık kıyafet dayatmasını tarihe gömmek için uğraşıyorduk. Şimdi, küresel ifsat projelerine karşı gençleri korumak, kurulan tuzakları bozmak için uğraşıyoruz.” dedi.

 

Yalçın, “Dün, terör belasına karşı ‘Edi Bes e’ demiş, eylemlerle, mitinglerle teröre karşı omurgalı tavır ortaya koymuştuk, şimdi de Türkiye Yüzyılı’nın, Büyük ve Güçlü Türkiye idealinin önündeki en büyük engeli kaldıracak olan Terörsüz Türkiye idealini önemsiyor, ihtiyatlı iyimserliğimizi koruyor, bir daha analar ağlamasın istiyoruz.” diye konuştu.

 

“Bütün sorunları yine hep birlikte çözeceğiz”

 

Bu listenin uzatılabileceğini, dünkü mücadele edilen konularla bugün uğraşılansorunların değiştiğini belirten Yalçın, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

“Bize düşen dünü görmek, bugünü anlamak ve anın vacibini yerine getirmektir.Anın vacibi dün başardıklarımızın üzerine bugün yenilerini koymayı gerektiriyor.Ek ders birim ücretlerinin artırılmasından, mühendis, müfettiş, şube müdürü gibi mesleklerde ünvan-yetki-sorumluluk dengesinin sağlanmasına, okul ve bölgeler arasındaki nitelik farklarının giderilmesinden öğretmen açığının tamamen kapatılmasına, öğretmen ve yönetici atamalarında mevzuattan kaynaklı sorunlarının çözülmesinden, norm kadro fazlası öğretmenlerin zorunlu yer değişikliği sorunun ortadan kaldırılmasına, görevde yükselme ve ünvan değişikliği sınavlarının düzenli şekilde yapılmasından, üniversite idari personelinin yer değişikliğinin sürdürülebilir kalıcı bir çözüme kavuşturulmasına, 1’inci dereceye 3600 ekgöstergeden Mühendislik Meslek Kanunu’na, akademik zamdan, yardımcı hizmetler sınıfının genel idari hizmetler sınıfına geçirilmesine, 33/a ve 55/d kapsamındaki araştırma görevlilerinin iş güvencesine kavuşturulmasından, yükseköğretim tazminatı, döner sermaye payı, geliştirme ödeneği haklarının verilmesine, doçent kadrolarına atanamayan doçentler için kadro ihdasına kadar bütün sorunları yine hep birlikte çözeceğiz.”

 

“Yine ve Yeniden Besmele çekmenin zamanı”

 

Ali Yalçın, Eğitim-Bir-Sen’in 33 yıllık tarihinin bir kazanım ve başarı tarihiolduğunu belirterek, merhum Erol Battal’ın Eğitim-Bir-Sen’in mücadele tarihinin Ekim 2008 öncesini “İşimize Bakacağız, Yeganeleşeceğiz” diye 3 devreye ayırdığını aktardı.

 

Yalçın, konuşmasının devamında konuya ilişkin şu ifadelere yer verdi:

 

“14 Şubat 1992’den 28 Şubat’ı da kapsayan zorlu süreci ‘Haydi Bismillah’ devresi,yurt çapında örgütlenmenin tamamlanmaya çalışıldığı, kurumsal kimliğin belirginleşmesi ve görev alanların seminerlerle geliştirilmesi sürecini ‘Maşallah devresi’, teşkilatçılık adına ekilenin hasadının alınma ve genel yetkiye niyetlenme sürecini ise ‘İnşallah’ devresi olarak sınıflandırmıştı. Onun üzerine 2 devre daha yaşadık: Genel yetkiyi alarak, sendikamızı da muhataplığımızı da büyüttüğümüz‘Elhamdülillah’ devresi, temel hak ve özgürlüklerde alan genişlettiğimiz, eğitim çalışanlarının, kamu görevlilerinin umudunu yeşerttiğimiz, raporlarımızla, araştırmalarımızla, yayınlarımızla, kongre ve sempozyumlarımızla, sesle beraber sözü de yükselttiğimiz, kazanımlarımızı 1124’e çıkarttığımız ‘41 kere Maşallah’devresi. Şimdi yeni bir zamanın eşiğinde yeni seferlerin şafağındayız. Sahte kahramanlıkların, vitrin sendikacılarının, sorumsuz sorunluların, sosyal medya manipülatörlerinin gündemine takılmadan kendi gündemimize odaklanmanın, ‘yeni bir hervele’ yapmanın, “Yeniden Besmele” çekmenin zamanı.”

 

“Sendika Yasası değişikliği kararını artık hayata geçirmelidir”

Ali Yalçın, bu yeni dönemde Hükümetin yapması, sendikal hareketin başarması, Eğitim Bir-Sen, Memur-Sen olarak yapmaları gerekenler bulunduğunu ifade ederek, “Hükümet, son iki toplu sözleşmede imza altına aldığımız Sendika Yasası değişikliği kararını artık hayata geçirmelidir. ‘Tatbiki mümkün olmayanın ıslahı da mümkün olmazanlayışıyla, ILO normlarına ve evrensel ilkelere uygun bir reform için sürece başlamalıdır. Sendikal hareket ise Malcom X’in ‘Gücümüzü hırlaşmak için değil birleşmek için harcamalıyız’ sözüyle hareket etmeli; ideolojik ayrımları bir kenara bırakıp emek dayanışmasını güçlendirmelidir.” ifadelerini kullandı.

 

Ali Yalçın, 90’larda rahmetli Akif İnan’ın öncülüğünde kurulan “Emek Platformu”nun yeniden canlandırılabileceğini, buna inandıklarını ifade etti.

 

Yayınlarla, raporlarla, bilimsel toplantılarla, sendikal birikimi güçlendirdiklerini, kapasiteyi artırdıklarını anlatan Yalçın, “Şimdi bu birikimimizi daha ileriye taşımanın zamanı.

Bu dönem bizim için bir ‘Yeniden Besmele’ dönemidir.” dedi.

 

Mehmet Akif İnan Vakfı ile eğitim ve kültürel çalışmalarıyla kapasiteyi geliştirmeye devam ettiklerini aktaran Yalçın, vakfın başlattığı Öğretmen Akademisi ile bugüne kadar 124 bin 319 öğretmene eğitim verildiğini, bu çalışmaları daha da ileri götüreceklerini vurguladı.

 

Siyonizmin, kapitalizmin, küreselcilerin ifsat planlarıyla fıtratları bozulan gençlerinde sorumluluklarında olduğunu belirten Yalçın, Genç Memur-Sen’in bunun bilincinde olarak ciddi çalışmalar yaptığını, projeler ürettiğini, gençlere dokunan önemli işler yaptığını anlattı.

 

“Bir Bilenle Bilge Nesil” Projesi kapsamında 8 yılda 54 bin 718 gönüllü öğretmenin liderliğinde, 602 bin 982 öğrenciyle 1 milyon 920 bin kitap okunarak müzakere edildiğini, yaklaşık 1 milyon 30 bin kompozisyon kaleme alındığını aktaran Yalçın, 2 bine yakın konferans ve seminer, ayrıca müze gezileri, kitap fuarları ve kültürel etkinlikler düzenlendiğini, 20 binden fazla öğrencinin çeşitli kategorilerde ödüllendirildiğini dile getirdi.

 

Bu muazzam çalışmanın ciddi bir gayretin, esaslı bir bilincin sonucu olduğunu vurgulayan Yalçın, “Kültürel yozlaşma karşısında sendika şubelerimizin, ilçe temsilcilerimizin sorumluluğunu hatırlaması, kültürel faaliyetler, bilimsel toplantılarla, etkinliklerle nesilleri koruması lazım. Bunlar, bizim kuruluş felsefemizin gereği. Bunlar başkalarından bekleyeceğimiz şeyler değil.” diye konuştu.

 

 

“Kadın Komisyonu 9. Türkiye Buluşması, şubat ayında gerçekleştirilecek”

 

Yalçın, 2025’in “Aile Yılı” ilan edildiğini hatırlatarak aile kurumunun küresel ölçekte ciddi bir saldırı altında olduğunu, bu nedenle aileyi korumanın herkesin ortak sorumluluğu olduğunu söyledi.

 

Bu çerçevede Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu’nun sempozyumlar, raporlar ve panellerle önemli bir çalışmalar yürüttüğünü belirten Yalçın, başlattıkları “Anayasa Değişsin, Aile Korunsun” imza kampanyasıyla topladıkları 5 milyon 293 bin imzayı TBMM’ye teslim ettiklerini belirtti.

 

Kadınların sendikal mücadeledeki rolüne dikkati çeken Yalçın, “Kadın Komisyonumuz ‘sendikalılıktan sendikacılığa’ eğitim çalışmalarıyla önemli bir sendikal bilinç oluşturdu. Şimdi yeni bir aşamaya geçmeye ihtiyacımız var.Kamuda, eğitim ve sağlıkta kadın çalışan oranı yüzde 60 üzeri. Bu oran daha da artacaktır. Bunu görmezden gelemeyiz. Kadınların sendikal temsilde ‘paranteze alınması’ düşünülemez. ‘Yol açık yola çık’ dedik, sendikacı kadınlarımız çalışmalarıyla rüştünü ispatladı. Karar mekanizmalarında, sendikal temsilde yükü paylaşmakta teşkilatımızın cömert olacağını biliyorum.” diye konuştu.

 

Şubat ayının ilk haftasında Eğitim-Bir-Sen Kadın Komisyonu 9. Türkiye Buluşması’nı gerçekleştireceklerini duyuran Yalçın, 15 Mayıs’a kadar sürecek üye seferberliğinde kadın komisyonlarının da aktif rol alacağını belirtti.

 

Kamu kurumlarında 70 bini aşkın engelli çalışanın bulunduğunu hatırlatan Yalçın, “Engellilere ilişkin tek çalışansa biziz. Komisyonumuz, engellilere yönelik nerede bir çalışma varsa ya içindedir ya da başındadır.” dedi.

 

Engellilerin hizmete erişimini kolaylaştırmak ve seslerini duyurmak için Memur-Sen Engelliler Komisyonu’nun önemli çalışmalar yaptığını belirten Yalçın, şunları kaydetti:

 

“Tüm gelirler emekli keseneğine tabi olmadığı için görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki makası açılan memur emeklisi, seyyanen zammın da kapsam dışında tutulmasıyla en düşük memur emeklisi maaşı 22 bin TL’ye yani asgari ücret tutarına geriledi. Sendika hakkı olmadığı için sesini duyuramayan emekliye sendika hakkı ve insanca bir yaşam için Emekli Memur-Sen’imiz örgütlenme mücadelesini devam ettiriyor, emeklinin sesi oluyor.”

 

Genel Başkanımız Ali Yalçın, güzel çalışmalara imza atan komisyon başkanlarıMesut Emre Balcı, Sıdıka Aydın, Ahmet Dönmez ve Ali Küçükkösen’in şahsında komisyonlara ayrı ayrı teşekkür etti.

 

Eğitim Bir-Sen Akademi’nin çalışmalarına değinen Yalçın sınavlara hazırlık kitapları ile çevrim içi ders içeriklerinin büyük rağbet gördüğünü ifade etti. 

 

Memur-Sen Avantaj uygulamasını en fazla kullanan sendikanın Eğitim Bir-Senolduğuna işaret eden Yalçın, avantaj paketinin gittikçe büyüdüğünü, çeşitlendiğini, belirtti.

 

 Genel Başkanımız Ali Yalçın, Genel Sekreter’den Teşkilat’a, Mali İşler’den Basın ve İletişim’e, Mevzuat ve Toplu Sözleşme’den Eğitim ve Sosyal İşler’e tüm genel başkan yardımcılarına,

sendika profesyonellerine, çalışma arkadaşlarına teşekkür etti.

 

Şube yönetimleri ve ilçe temsilcileri eğitim toplantıları yapıldı

 

Konuşmaların ardından, Genel Başkan Ali Yalçın, şube sekreterleri ve ilçe temsilcileriyle; Teşkilatlanmadan Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Mesut Öner, teşkilatlanmadan sorumlu şube başkan yardımcılarıyla; Mali İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Abdülaziz Aydın, mali işlerden sorumlu şube başkan yardımcılarıyla; Basın ve İletişimden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Muammer Karaman, basın ve iletişimden sorumlu şube başkan yardımcılarıyla; Hukuk ve Toplu Sözleşmeden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ramazan Çakırcı, hukuk ve toplu sözleşmeden sorumlu şube başkan yardımcılarıyla; Eğitim ve Sosyal İşlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ali Deniz, eğitim ve sosyal işlerden sorumlu şube başkan yardımcılarıyla; Kadınlar Komisyonu Başkanı Sıdıka Aydın, şube kadınlar komisyonu başkanlarıyla bir araya geldi.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen