Haber
2011-12-31 06:29:05
2011 Yilina Iliskin Degerlendirmemiz

Egitimin ve egitim çalisanlarinin 2011 yilinda çözüm bekledigi bazi sorunlari, 2012 yilina devrederken, önemli hususlardan bazilari çözüme kavusmustur. Egitim çalisanlarinin en büyük ve en etkili gücü olan sendikamiz yillarca egitim sisteminin demokratiklesmesi, temel hak ve özgürlüklerin mücadelesini vermistir. Ülkemizin ve egitimin temel sorunlarindan olan katsayi zulmü ve üniversitelerde basörtüsü yasaginin tarihe karismis olmasi sendikamizin verdigi mücadelenin önemli bir sonucudur.

Egitim-Bir-Sen olarak egitim çalisanlarinin mali ve sosyal haklari açisindan sonuç aldigimiz bazi hususlar söyledir:

Sözlesmeli ögretmenlik uygulamasinin çarpikligindan hareketle 2006 yilindan beri mücadelesini yürüterek 70 bin sözlesmeli ögretmeni kadroya kavusturmamiz süphesiz en önemli konularin basinda gelmektedir.

Esit ise esit ücret ilkesi kapsaminda kurum içi ücret dengesi dikkate alinarak Milli Egitim Bakanligi ve üniversitelerde çalisan sube müdürü, sef, memur ve hizmetlilerin Maliye Bakanligi basta olmak üzere diger kamu kurumlarinda çalisan emsalleri ile ücretlerinin esitlenmesi için yillarca mücadele vermistik. Bu mücadelemiz de olumlu sonuçlandi. Ancak ögretmen ve ögretim elemanlarinin, muadilleri olmadigi gerekçesiyle, ücretlerinde iyilestirme yapilmamis olmasi, kurum içinde büyük oranda dengesizlik olusturmustur. Bu eksikligin giderilmesi noktasinda mücadelemizi sürdürüyoruz.

Milli Egitim Bakanligi merkez teskilatinin hantal yapisina isaret ederek ayni amaca hizmet eden farkli isimdeki birimlerin birlestirilmesinin, karar süreçlerinde yasanan gecikmeleri ortadan kaldiracagini söylemis, insan ve kaynak israfinin önüne geçilebilmesi için çalisanlari magdur etmeden MEB Teskilat Kanunu’nda degisiklik önermistik. 652 sayili Kanun Hükmünde Kararname ile Milli Egitim Bakanliginin Teskilat ve Görevleri Hakkinda Kanun’da yapilan degisiklik 2011 yilinda egitimde atilan radikal degisikliklerden biri olmustur. Bu düzenleme, özür durumuna bagli yer degisikligi, egitim müfettislerinin unvanlarinin egitim denetmeni olarak degistirilmesi gibi bazi olumsuzluklari da beraberinde getirmistir. Bu olumsuzluklarin giderilmesi için de mücadelemiz devam edecektir.

2004 yilinda yapilan Kariyer Basamaklarinda Yükselmeye iliskin yasal düzenleme sonrasinda; 2005 ve 2006 yillarinda uzman ögretmenlik sinavlari yapilmis,  sinav kazanan ögretmenlerin bir kismi uzman ögretmen olurken, bir kismi da farkli gerekçelerden ve yanlis uygulamalardan dolayi uzman ögretmen olamamistir. Sonuç itibariyle uzman ögretmen olabilmek için gerekli sartlari haiz olup, sinavi kazandigi halde uzman ögretmen olamayan çok sayida egitim çalisani magdur edilmistir. Anayasa Mahkemesi’nin konuya iliskin gerekçeli kararini açiklamasi ve iptal hükümlerinin, kararin 18/03/2009 tarihinde Resmî Gazete’de yayimlanmasindan sonra kontenjan sinirlanmasindan dolayi uzman ögretmen olamayan binlerce ögretmen adina dava açtik. Sonuçlanan davalarin tamamina yakini lehimize sonuçlanmistir. Bu kazandigimiz davalar sonucunda Milli Egitim Bakanligi uzman ögretmenlik sinavini kazanan, ancak kontenjan disinda kalarak magdur olan 17 bin 800 ögretmene uzman ögretmenlik unvani vermistir.

Ayrica 6111 sayili Torba Yasa olarak adlandirilan düzenleme ile dogum öncesi ve dogum sonrasi izinler ile süt izni saatlerinde, hastalik ve refakat izinlerinde,  ayliksiz izin sürelerinde memurun lehine düzenlemeler yapilmasi, il disina izinsiz çikma yasaginin kaldirilmasi gibi birçok önemli konuda kazanimlar saglanmistir.

2012 Yilina Devreden Sorunlar Çözülmelidir

Kamuda çalisan 2,5 milyon memur içerisinde maas skalasinda en düsük konuma düsürülmüs olan ögretmenlerimiz iyilestirme bekliyor. Bu olumsuz durum yetmezmis gibi çalisma ve tatil sürelerini tartismaya açma gayretinde olanlarin, ögretmenlere ek ödeme verilmesinin ülkeyi iflasa sürükleyecegini iddia edenlerin, 24 Kasimlar disinda kendileri hakkinda olumlu cümle kurmayanlarin bütün moral bozucu tavirlarina ragmen ögretmenlerimiz Türkiye’nin gelecegini insa etmeye devam ediyor, edecektir.

Hükümet, ögretmenlerimizin yasanabilir ücret almalarini saglamali, hak ettikleri sosyal statüye kavusmalarinin zeminini hazirlamalidir.

Basörtüsü Yasagi: Ülkemizin demokratiklesmesinin önündeki en temel sorunlardan biri, kamusal alandaki basörtüsü yasaginin varligidir. 2012 yilinda, sosyal hayatin hiçbir alaninda yasak olmayacak sekilde basörtüsü yasaginin ortadan kaldirilmasi için mücadelemizi sürdürecegiz. Bu konuda sonuç alacagimizdan en ufak bir süphemiz yoktur.

18. Milli Egitim Surasi Kararlari Uygulanmalidir: 18. Milli Egitim Surasi’nda alinan kararlar bir an önce hayata geçirilmelidir. Milli Egitim Surasi, egitim politikalarini belirlemede daha etkin kilinmali, Sura kararlari kagit üzerinde kalmamali, kararlarin uygulanabilirligi saglanmalidir. 18 Milli Egitim Surasi’nda alinan ‘Milli Güvenlik derslerine brans ögretmenlerinin girmesi’, ‘Ilkögretim birinci kademeden itibaren müfredata seçmeli din egitimi dersinin konulmasi’, ‘zorunlu egitimin; ögrencilerin yas gruplari ve bireysel farkliliklari göz önünde bulundurularak bir yil okul öncesi egitimi, 4 yil temel egitim, 4 yil yönlendirme ve ortaögretime hazirlik egitimlerinin kesintili olacak sekilde istege bagli olmak üzere 4 yil ortaögretim olarak hayata geçirilmesi’ gibi kararlar basta olmak üzere ögretmenlere yilda bir ikramiye verilmesi, zorunlu hizmet bölgelerinde çalisanlara  ‘zorunlu bölge hizmet tazminati’ ödenmesi, ‘ek ders ücretinin 12 TL’ye (2010 yilinda alinan bu karar güncellenerek 2012’de 15 TL olacak sekilde) çikarilmasi’ kararlari hayata geçirilmelidir.

Ögretmen ve Ögretim Elemanlarinin Ek Ödeme Sorunu: 666 sayili Kanun Hükmünde Kararname ile farkli kamu kurumlarinda ayni görev ve unvanlarda çalisanlar arasinda esit ise esit ücret verilmesi temel ilke olarak alinmistir. Ancak yapilan düzenleme ile diger kamu kurumlarindaki muadili olan personelin ek ödeme oranlarinda kismen iyilestirme yapilmis, muadili olmayan ögretmenler ve ögretim elemanlarinin ise ek ödeme oranlarinda herhangi bir artis yapilmamistir. Oysa esit ise esit ücret verilmesinin temel amaci, kurumlar arasindaki ayni unvanlara sahip çalisanlarin ücret adaletsizligini gidermek, kurum içinde farkli görev ve unvanlarda çalisanlar arasindaki ücret dengesini saglamaktir. Bu hususta yapilan düzenlemede iki unsurdan biri olan kurum içi ücret dengesi maalesef gözardi edilmistir. Bu nedenle kurum içi ücret dengesinin saglanmasi için ögretmen ve ögretim elemanlarina da ek ödeme verilmelidir.

Kariyer Basamaklari: 2006 yilindan beri Kariyer Basamaklarinda Yükselme sinavlari yapilmamistir. Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararina bagli olarak Kariyer Basamaklarinda Yükselmeye iliskin baslatilan ve Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne sevk edilen yasal düzenleme çalismasi sonuçlandirilmamistir. Bu konuda hassasiyet gösterilerek uzman ögretmenlik uygulamasina iliskin gerekli yasal degisikliklerin yapilmasini ve sinav sürecinin bir an önce baslatilmasini istiyoruz.

Ögretmen Ihtiyaci: Ögretmen yetistiren programlardan mezun olup, atama bekleyen 270 binin üzerinde ögretmen adayi bulunmaktadir. Egitim kurumlarinda ise 130 binden fazla ögretmene ihtiyaç duyulmaktadir. Bu tablo, bir çarpikligin göstergesidir. Söz konusu çarpiklik düzeltilmedigi sürece sikintilar devam edecektir. Bu konuda köklü bir çözüme gidilmelidir. Bakanligin ögretmen ihtiyaci konusunda gerekli hizmeti sunamamasi ya da eksik hizmet sunmasi, egitim ve ögretimin bütün asamalarinda birçok sorunun kaynagini olusturmaktadir. Bu konuda köklü bir çözüme gidilmesi ve ögretmen ihtiyaci olan yerlere ögretmen adaylarinin dengeli bir sekilde atanmasi konusunda bir planlama yapilmasi gerekmektedir.  Ögretmen ihtiyacinin 130 binin üzerinde oldugu ülkemizde, 2011 yilinda 33 bin ögretmenin atanmasi yetersiz olmustur. 2012 yilinda ücretli ögretmenlik uygulamasina son verilerek, 60 bin ögretmenin kadrolu olarak atamasinin yapilmasini istiyoruz.

KPSS ile Kadroya Geçen Ögretmenlerin Magduriyeti: Sözlesmeli ögretmenler, 632 sayili Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde kadrolu olarak atanmistir. Bu durumda olan ögretmenlerimiz, söz konusu kararname ile verilen haklardan yararlanmistir. Kararnameden önce sözlesmeli ögretmen pozisyonundan KPSS puan üstünlügüne göre kadrolu ögretmenlige atananlar 632 sayili Kanun Hükmünde Kararname ile verilen haklardan yararlandirilmamistir. KPSS puani ile sözlesmeli ögretmenlikten kadrolu ögretmenlige atananlarin mezkûr kararname ile verilen haklardan yararlandirilmalari yönünde düzenleme yapilmalidir.

Yönetici ve Ögretmenlerin Ek Ders Ücreti: Milli Egitim Bakanligi, 16.12.2006 tarihinde yönetici ve ögretmenlerin ders ve ek ders saatlerine iliskin kararda degisiklik yapmisti. Bu degisiklik ile ögretmenlerin kazanilmis haklari ellerinden alinmis, bu düzenleme ögretmenlerin çalisma sevkini kirmistir. Yaklasik 6 yildir, bu soruna hala bir çözüm getirilememistir. Bu nedenle, hafta içi mesai saatleri disinda ve hafta sonlarinda zorunlu olarak hizmetiçi egitim kursu ve seminerlerine kursiyer olarak katilanlara ek ders ücreti ödenmesi, ikili ögretim yapan okullarda çalisan yöneticilerin ek ders ücretlerinin artirilmasi, 2006 yilindan önce oldugu gibi yüksek lisans ögrenimini tamamlayan ögretmenlere %25, doktora ögrenimini tamamlayan ögretmenlere ise %40 oraninda daha fazla ek ders ücreti verilmesi, ögretmenlerin sevkli ve idari izinli oldugu süreler ile resmi tatil ve dini bayram günlerinde ek ders ücretlerinin kesilmemesi, yönetici olarak görev yapanlarin haftada aylik karsiligi 6 saat derse girme zorunlulugunun kaldirilmasi gibi hususlar basta olmak üzere, bu sorunun kökten çözülmesi için ek ders esaslarinda gerekli düzenlemelerin yapilmasini, ek ders ücretlerinin vergiden muaf tutulmasini ve bir ders ücretinin en az 15 TL’ye çikarilmasini istiyoruz.

Özür Durumuna Bagli Yer Degisikligi Sorunu: Ögretmenlerin özür durumuna bagli yer degisikliginde saglik, es ve ögrenim durumu dikkate alinarak yilda iki defa yapilmaktaydi. 652 sayili Kanun Hükmünde Kararname ile yapilan degisiklikte özür durumuna bagli yer degisikligi yilda bir defa ile sinirlandirilmistir. 31 Aralik 2011 tarihi esas alinarak, Aralik 2011’de yapilan özür durumuna bagli yer degisikliginde sadece es durumuna bagli yer degisikliginin yapilmasi magduriyetlere neden olmustur. Bu magduriyetlerin bir daha yasanmamasi için özür durumuna bagli yer degisikligi yilda iki defa olacak sekilde saglik, es ve ögrenim özürlerini de kapsamalidir.

Okullarda Temizlik Sorunu: Hizmetli yetersizligi nedeniyle okullarin temizligi ve hijyeni saglanamamakta, bu durum okul, çevre, ögretmen ve çocuk sagligi açisindan ciddi bir risk teskil etmektedir. Temizlik sorununun çözümü için hizmetli istihdamina gidilmeli, söz konusu personelin görev tanimi açik ve net bir biçimde düzenlenmeli, hatta bu konuda bir meslek standardi olusturulmalidir. Milli Egitim Bakanligi, Saglik Bakanligi ile birlikte bir “okul sagligi politikasi” belirlemeli; okul çagindaki çocuklara sagligin korunmasi ve gelistirilmesine yönelik yasam becerisi kazandirilmasina iliskin sorumlulugu Milli Egitim Bakanligi üstenmelidir.

4/C’li Personel: 4/C’li personelin çalisma süreleri 12 aya çikarilmali, bu personele aile yardimi verilmelidir. Hizmet sözlesmesinden dolayi damga vergisi alinmamali ve 4/C’lilerin kadro sorunu çözülmelidir.

Ögretmenevi Aidati: Egitim çalisanlarindan ögretmenevi aidati alinmamalidir. Egitim çalisanlarinin tümü üyelik aidati ödemeden ögretmenevlerinin üyesi olarak kabul edilmelidir.

Bagis Sorusturmalari: Milli Egitim Bakanligi’nin ögrenci kayit kabulleri ile diploma verildigi dönemlerde bagis alinmamasina iliskin 20/07/2011 tarihli ve 577 sayili Genelge’yi yayimlamasindan sonra, velilerin okullardaki ihtiyaçlari dikkate alarak bu süreçte kendi iradeleri ile verdikleri bagislardan dolayi inceleme ve sorusturma yapilmasi, egitim kurumlari yöneticilerini töhmet altinda birakmis ve rencide etmistir. Milli Egitim Bakanligi, egitim kurumlarinda yasanan sorunlari görmeli, okullara bütçe ayirarak yöneticileri zor durumda birakmamali ve açilan sorusturmalari derhal geri çekmelidir.

Genel Idare Hizmetleri Sinifi Unvan Degisikligi Sinavi: Genel idare hizmetleri sinifi çalisanlarinin 2011 yilinda unvan degisikligi sinavi için olusan hakli beklenti, Milli Egitim Bakanligi’nin, basvuru sürecini tamamladiktan sonra somut bir gerekçe göstermeksizin sinav basvurularini iptal etmesiyle bosa çikmistir. Bakanlik, 2011 yilinda adaylarin basvurularini aldiktan sonra hiçbir gerekçe göstermeden iptal ettigi unvan degisikligi sürecini bir an önce baslatmalidir.

Toplu Sözlesme Yasasi: 12 Eylül 2010 tarihinde Anayasa’nin 53 ve 128. maddelerinde yapilan degisiklikle toplu sözlesme hakki kazanmistik. Bu hakkimizin kullanilmasi için ikincil mevzuat çalismalari bir an önce sonuçlandirilmalidir. Anayasa ile kazandigimiz hakki, 2012 yilinin basinda yapilacak toplu sözlesme ile kazanima dönüstürme kararliligindayiz.

Egitim Çalisanlari ILKSAN Kamburundan Kurtarilmalidir: 4357 sayili Kanun’un 11. maddesinde sayilan görevlere atanan kisiler, isteklerine bakilmaksizin zorunlu olarak sandiga üye yapilmaktadir. Hukuk devleti ilkesi geregince herkes diledigi sekilde vakif, dernek ya da yardim sandigina üye olabilir ve aidat ödeyebilir. Fakat hiç kimse rizasi olmadan zorla bir sandiga üye olamaz, maasindan kesinti yapilamaz. Bu durum hukuk devletinin vatandaslarina sunmus oldugu bir teminattir. Ilkokul Ögretmenleri Saglik ve Sosyal Yardim Sandigi’na üye olma ve üyelikten ayrilma hususlari objektif ve kesin hukuk kurallari altinda düzenlenmelidir.

250 bin egitim çalisani ILKSAN’a zorla üye yapilmis ve her ay maaslarindan 30 TL civarinda aidat kesintisi yapilmaktadir. 1943 yilinda yardim ve dayanisma amaciyla kurulan ancak kurulus amacini yitiren ILKSAN hakkinda son dönemlerde kamuoyunda saibeler de olusmustur. Denetim Kurulu Raporlari ve bagimsiz denetim sirketlerince yapilan denetimlerde sandikla ilgili olumsuzluklar ortaya konulmustur. Bizzat ILKSAN tarafindan hazirlatilan bagimsiz denetim raporunda da ifade edildigi üzere, halihazirda ILKSAN’da, idari personelin yetersizligi, egitimsizligi, ise alma, terfi ve atama sürecinin objektif kriterlerden yoksun bir sekilde belirsizligi, ücret politikalarinda adaletsizlikler, çalisma ortaminin olumsuzlugu, güvensizlik ve sistemsizlik nedeniyle hantallasan ve israfa yol açan is akisi, inisiyatif kullanmaktan çekinen yöneticiler, kurum içi ve disi akrabalik baglarinin çoklugu, çalisanlarin %40’inin birbiri ve yönetim ile akrabalik baginin bulundugu, alternatif kazanç elde etme yollarinin degerlendirilememesi nedeniyle potansiyel gelir kayiplari, yardimlarin piyasa kosullarinin gerisinde kalmasi, sözlesmelerde kurumun haklarinin korunmamasi, üyelerin müsteri gibi degil de aidat ödeme yükümlüleri gibi görünmesi, üyelerin yönetim ve karar alma sürecine dahil edilmemesi gibi hatali ve yanlis islemler ve uygulamalar yapilmis, bu durum, kurumun zarar etmesine neden olmustur. Kurumun, bu yapisindan anlasilacagi üzere, islahi mümkün görünmemektedir. Bu nedenle ILKSAN üyelerinden kesilen aidatlarin emekli yardimi hesaplamasi üzerinden aidatlari iade edilerek ILKSAN’inin tasfiye süreci baslatilmalidir. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen