Haber
2012-02-13 06:29:32
21. Baskanlar Kurulu Toplantimizi Antalya’da Gerçeklestirdik

21. Baskanlar Kurulu Toplantimizi Antalya-Side’de yaptik. 2012’nin yol haritasinin çizilip stratejilerin belirlendigi toplantida, basta Yeni Anayasa ve toplu sözlesme yasasi olmak üzere, teskilat içi konular ile güncel meseleler üzerinde duruldu. Toplantida konusan Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu, Egitim-Bir-Sen’in geçen yil itibariyle genel yetkili sendika oldugunu hatirlatarak, “Amaç ve degerlerimizin hakkini vermek için sinirlarimizi zorladik, bedelini ödemeye çalistik. Egitim-Bir-Sen tarafindan temsil edilmis deger ve ideallerin savunucusu olarak her türden yeni olgu ve gelismeleri dogru yorumladik, gerektiginde mücadelemizi en etkili sekilde sürdürdük ve nihayetinde de hakkimiz olan yetkiyi aldik. Yetkiyi almada emegi geçen bütün teskilatimiza çok tesekkür ediyorum” dedi. 

Devletin, sivil toplum kuruluslariyla istisarede bulunmadan yaptigi islerde hata üstüne hata yaptigini kaydeden Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü:

“Bunlardan biri de 666 sayili Kanun Hükmünde Kararname oldu. Basinda bizimle istisare ettiler etmesine de, sonra gece yarisi kararname çikardilar. Esit ise esit ücret uygulamasi, ayni unvanla farkli kurumlarda görev yapan kamu görevlilerinin ücretlerinin esitlenmesi yaninda ilave ödemesi bulunmayan kamu görevlilerinin ücretlerinde artis yapilmasi araci olarak hayata geçirilmisti. 666 sayili KHK ile ayni unvanla çalisan farkli kurumlardaki personele yönelik ücret esitsizligi büyük oranda giderildi. Ancak, ücretleri iyilestirilmesi gereken ögretmen ve ögretim elemanlarinin ek ödemelerinin artirilmamasi nedeniyle, söz konusu personelin görev yaptigi kurumlarda bir ücret dengesizligi olustu. Diger bir dengesizlik ise, yüksek ücretli bürokratlara daha fazla ek ödeme verilerek olusturuldu. Biz, her iki dengesizligi gidermek amaciyla gelistirdigimiz çözüm önerilerine yer verilen raporumuzu, tek tek ilgili bakanlara ilettik. Ögretmen ve ögretim elemanlarinin unutuldugu 666 sayili KHK’nin olusturdugu adaletsizligi mutlaka giderecegiz ve ücret artisini saglayacak düzenleme, insallah toplu sözlesme yasamiz çikar çikmaz masada elde edecegimiz ilk haklardan olacaktir.”

4688 sayili Kanun’da degisiklik öngören ve 26 maddeden olusan tasarinin bugüne kadar çikmamasi/çikarilmamasinin kamu görevlilerini derinden yaraladigini ifade eden Ahmet Gündogdu, “12 Eylül 2010 referandumunun üzerinden 16 aydan fazla bir süre geçmesine ragmen ikincil mevzuat düzenlemesi yapilmayan konularin sadece Ekonomik ve Sosyal Konsey, ombudsmanlik ve toplu sözlesmeyle ilgili maddeler olmasina simdilik baska anlamlar yüklemek istemiyoruz. Ancak, içinde bulundugumuz süreçte iyi niyet göremiyoruz. Memur-Sen’in, toplu görüsme gibi bir yöntemde dahi masaya getirdigi hemen tüm talepleri kazanima çevirmesinden rahatsiz olan sivil bürokratik oligarsi; hem Kamu Görevlileri Sendikalari ve Toplu Sözlesme Kanunu’nun çikmasini geciktirmek için her yolu denedi hem de toplu görüsmeden bile geri bir kanunun çikmasi için yogun bir çaba sarf etti.  Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen olarak, biz askeri bürokrasiye ve vesayet anlayisina yillarca karsi çiktik ve buna karsi mücadele verdik. Ayni sekilde sivil bürokratik oligarsinin dayatmalarina ve siyaset üzerinde vesayet olusturma girisimlerine karsi da mücadelemizi veriyoruz, vermeye de devam edecegiz.  Sivil bürokratik oligarsinin çelmelerine boyun egmeyecegiz, kamu görevlilerinin haklarini bu elitist bürokratlara yedirmeyecegiz. Kamu çalisanlarinin çok önemsedigi bu kanunun, bürokrasinin vesayetine takilmasina izin vermeyecegiz. Çalisma hayatinin üzerindeki bu bürokratik kara bulutlari mutlaka kaldiracagiz. Milletin egemenliginin üzerine çöken vesayet sisini kaldirmaktan imtina etmedik. Toplu sözlesme hakkimizin üstüne çöken kara bulutlari dagitmaktan da imtina etmeyiz. Toplu sözlesme hakkimizin içini bosaltmaya çalisanlari uyariyorum: Kimsenin hakkina göz dikmeyecek kadar kanaat etmeyi de, kimseye hakkini yedirmeyecek kadar dik durmayi da biliriz” seklinde konustu.

Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi ile yüzde 100 uzlastiklari konularin bir avuç bürokratin etkisiyle Bakanlar Kurulu’nda kusa çevrilerek Meclis’e sevk edilen tasarinin bu haliyle, kamu görevlilerinin ve sendikalarin beklentilerini karsilamaktan çok uzak ve kendileri için kadük bir tasari oldugunu vurgulayan Gündogdu, “Iktidar, verdigi sözü tutmali ve 12 Eylül referandumuyla elde ettigimiz toplu sözlesme hakkina uygun,  uluslararasi sözlesmelere paralel bir yasayi en kisa zamanda çikarmalidir. Biz, kamu görevlilerinin hakkini yedirmeyecegiz, onlara sahip çikacagiz. Bu kapsamda, aday memurlara sendika yolunu açan,  100 ve daha fazla kamu görevlisinin çalistigi kurumlarin amirlerini sendika üyesi olma yasagindan kurtaran tasarida, hizmet kolu toplu sözlesmesi olmazsa olmazimizdir. Her türlü mücadeleyi vererek, ‘Aylik ve ücretler ile diger mali ve sosyal haklara iliskin sistemde degisiklik öngören talepler sözlesmenin kapsami disindadir’ ifadesini tasaridan mutlaka çikaracagiz. Bunlarin yaninda dayanisma aidati, iktidar yanlisi Hakem Kurulu yerine Baskani kanunla belirlenen tarafsiz karar verecek Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun olusturulmasini istiyoruz. Bugüne kadar bütün dayatmalara nasil tepki verdiysek, böyle bir dayatmaya da sessiz kalmayiz, seyirci olmayiz” ifadelerini kullandi.


“Türkiye’de degerler erozyonunun yasandigini, insani degerlerin yeniden insa edilmesinin ne kadar gerekli oldugunu otobüste, metroda, siniflarda gençlerin haline bakarak, gazetelerin üçüncü sayfa haberlerine göz gezdirerek görebiliriz” diyen Gündogdu, sunlari söyledi:

“Usak’ta geçen hafta, lise ögrencisi iki kizimiz tartisiyor ve biri digerini biçaklayarak öldürüyor. Çocuklarimizin ve gençlerimizin anne ve babalariyla iliskileri, örfümüze, medeniyetimize ve nihayetinde dinimize uygun olmayan bir çizgiye dogru ilerliyor. Kin, korku, öfke, nefret, düsmanlik, hirs, kiskançlik ve siddet dili basta gençler olmak üzere toplumda gittikçe yayginlasiyor. Türkiye’nin bu gidisata dur demesini, ‘iyi insan yetistirme’ noktasinda degerler egitimi ile karakter egitiminin egitim sistemi içinde yer almasini saglamak zorundayiz. Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin içerigi zenginlestirilmeli, kalitesi artirilmali, bu derse ilave olarak da istege bagli din egitimi dersine egitim müfredati kapsaminda yer vermeliyiz. Dindar gençlerin ve özellikle de basörtülü kizlarimizin ve kadin çalisanlarin önüne konulan engellere ses çikarmayanlar, ‘dindar nesil yetistirme’ iradesi seslendirildiginden bu yana masallah kesintisiz ses çikariyorlar. Biz çikan sesleri degil, söylenen sözü önemsiyoruz. Bu noktada, iktidara bir hatirlatma yapmakta fayda var. 18. Milli Egitim Surasi’nda bizim tekliflerimiz üzerine alinan din egitimi ve ögretimi ile degerler egitimine iliskin kararlari bir an önce hayata geçirin, dindar nesil kendiliginden yetisir.” 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen