Milli Egitim Bakanligi olarak 2023 Türkiye vizyonu için egitim politikalari gelistirdiklerini ve bunu asamali olarak hayata geçirdiklerini belirten Milli Egitim Bakanligi Bakan Yardimcisi Orhan Erdem, "Bilginin kisa bir sürede degistigi ve bilgiye ulasmanin artik zaman ve mekândan bagimsiz ortamlarda gerçeklestigi bir degisim ve dönüsüm süreci yasiyoruz. Bu süreçte bilgiyi elde etmek ve kullanilir hale getirmek, degisim ve dönüsümü gerçeklestirme sürecinde olan her toplumun hedefidir. Bütün bu hizli bilimsel ve teknolojik gelismeler hükümetimizi ve bakanligimizi harekete geçirmistir. Bu amaçla bakanlik olarak 21. yüzyilda bilisim teknolojilerinde dünyada tek uygulamasi olan bir projeyle imza attik. Bu konu, bugün burada yapacagimiz konusmalarin belki de içeriklerini en hizli sekilde önümüzdeki yillarda yerine getirecek bir projedir" dedi.

Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi Bakan Yardimcisi Halil Etyemez, Türkiye'nin geçirdigi krizlerin, sikintilarin sebebinin egitim ve bilim sahasinda aranmasi gerektigini kaydederek, sunlari söyledi: "Son yillardaki medeniyetler seviyesindeki itibarimiz ve yükselisimizin sebebi de egitim ve bilimde aranmalidir. Bilim ve egitim politikalari deyince sadece sonuçlari üzerinden bir degerlendirme yapmak konuyu eksik incelemek olacaktir. Bu politikalarin tasiyicisi ve belirleyici unsuru olan insani yok sayamayiz. Egitim ve bilim politikalarini belirlerken, tarihten ders alinmasi gerektigini düsünüyorum. Yavuz'un kaftanina âlimin atinin çamuru siçrayinca, çamurdan dahi seref payi çikartan anlayistan bugünlere gelmisiz. Âlim ve arifleri el üstünde tutan bir medeniyetin mensuplari olarak akademisyenlerimize, ögretmenlerimize ve arastirmacilarimiza önemli ve özel görevler düsmektedir. Ancak onlarin büyük sorumluluklarin altinda kalmamasi için hem ülke hem toplum olarak onlara özel olduklarini her firsatta ifade etme sorumlulugumuz bulunmaktadir. Ögretmen, ögrencilere bilmediklerini ögreten bir nakledici degildir. Ögretmen, tüccar degildir. Ögretmen sadece bir memur degildir. Maasi yeterli olmasa da, özveriyle görevini en iyi sekilde yapandir. Ögretmen; sanatkârdir, egitmendir, ögrenciye bilim pesinde kosmayi meslek edindiren insandir." 

Talim ve Terbiye Kurulu Baskani Prof. Dr. Emin Karip, okul öncesi egitimden baslanarak temel bilgi, beceri ve degerlerin her bir bireye, mesleginde yaptigi isten bagimsiz olarak çok iyi kazandirilmasi gerektigini dile getirerek, "Bunu vermediginiz zaman iyi bilim insani, yenilikçi, teknoloji gelistiren insan da yetistiremezsiniz. Artik bizler degisime ayak uydurmaktan söz etmiyoruz. Biz yillardir degisime ayak uydurmayi konustuk. Bugün önümüzdeki on yillari dogru okumayi, o gelecege göre kendimizi konumlamayi ve degisimin bize ayak uydurmasini konusuyoruz. Egitim ve bilim politikasini konusurken de, bu konulari bu çerçevede ele almamiz gerektigini düsünüyorum" seklinde konustu. 

Bartin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan ise, ögretmen politikasi degistirilmedikçe ya da iyilestirme noktasindaki çabalar çok daha iyi noktalara getirilmedikçe çok ciddi bir yol alinacagi kanaatinden olmadigini vurgulayarak, söyle konustu: 

"Ögretmenlerimiz, 24 Kasimlarda sirtlari sivazlanarak geçistirilecek bir topluluk asla degildir. 'Eli öpülesi ögretmenler' diyoruz, elini öpeceksek karni tok oldugu için, sirti pek oldugu için, bilim ve egitim disinda baska bir sey düsünmeyecegi için onun elini öpelim. Ben ögretmenlerin maasinin 25 altin oldugunu hatirliyorum. Ögretmenin maasinin, ögretmenlik mesleginin haysiyetine yakisir bir maas olmasi gerekmektedir. Ayni sey üniversiteler için de geçerlidir. Mevcut yapi devam ederse, üniversiteler temel kaynaklari durumunda olan asistanlari alamama ve giderek kisirlasma gibi bir döngünün içerisine girecektir. Ama gönlümüz arzu ediyor ki, böyle olmasin. Çünkü üniversite dedigimiz yapi, yüksek bilginin üretildigi, üretilmesi gereken, ideal anlamda bunun yapilmasi gereken ve bunu toplumun hizmetine sunan yüksek bir hizmet kurumudur."