Haber
2009-02-27 06:18:48
28 Subat Sivil Savunma Günü(!)

Dünya nizami, insan merkezli bir nizam olarak kurulmustur. Yetenekleri, yönelimleri, beklentileri ve hassasiyetleriyle insani dikkate almayan sistemlerin insana mutluluk getirmesi mümkün degildir. Bugün dünya üzerinde insanlarin kendilerini ifade edebildikleri, kimler tarafindan nasil yönetileceklerine iliskin iradelerini yansitabildikleri düzlem, demokrasidir.

 

Tam demokratik düzende insanlar, hak ve sorumluluklarini alabildigine genis bir vasatta yasarken, kendi belirledikleri yönetimler eliyle yönetilmenin iç rahatligini tasirlar. Birey olarak etkili ve belirleyici olma duygusu özgürlükle esdeger bir duygudur. Bireyin hiçe sayildigi, duygu ve düsüncelerine deger verilmedigi durumlar, yasamin bir azaba dönüstügü, insanin kölelestirildigi durumlardir.

 

Türkiye Cumhuriyeti, “Hâkimiyyet bilâ kayd u sart milletindir” prensibiyle kurulmustur. Millet egemenliginin kisa bir süre yansimasinin ardindan milletin kendi kendini yönetecek rüsde sahip olmadigi düsüncesiyle millet iradesi vasiler eliyle sembolik bir konuma tasinmistir. Millete oyalanacagi bir alan birakilmis, millet uyanir da çizginin disina tasmaya kalkisirsa darbelerle millet iradesi bastirilmistir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi, bir yüzüyle idareye millet iradesinin yansimasi mücadelesinin tarihi, diger yüzüyle darbeler tarihi olarak okunmaktadir.

 

Darbe; vurmaktir, çarpmaktir, tokatlamaktir. Darbelerle vurulan, milletin iradesi; çarpilan, milletin ekonomik birikimi; tokatlanan, milletin ta kendisidir. Milleti mezar taslarina es gören darbeciler, insana ve insanliga yakismayan kaba kuvvetle, benzi attiran, agizlari kurutan bir tedhisle toplumu onarilmasi imkânsiz travmalara maruz birakmis, ardindan da birer devletlû edasiyla milletin basina kurulmuslardir.  

 

27 Mayis 1960’ta, 12 Mart 1971’de, 12 Eylül 1980’de, 28 Subat 1997’de ayaklar altina alinan, çignenen millet olmustur. Darbe dönemlerinde sivil yapilasmalar, sivillesmeyi önceleyen örgütlenmeler tarumar edilmis; iskence ve cinayetlerle toplumsal önderler ya etkisizlestirilmis ya da yok edilmistir. Devletlû sifatlarindan uzaklastiktan sonra bile darbecilere, iskence ve cinayetlerin hesabini sormak mümkün olmamistir. Çünkü demokratik iklim, hesap soracak ilimanliga bir türlü kavusamamistir.

 

Millet iradesini darbe süreçlerinin yapay bentleriyle engellemek, milletin karsisinda durmak mümkün degildir. Hele olusturulan bentlerin ‘bin yil sürecegini’ söylemek olsa olsa fildisi kuleden ahkâm kesmektir. Darbe Çigirtkanlarinin Sonlari!

        

Her darbenin ülkemizi on yillarca geriye götürdügü, çesitli arastirmalarla elde edilen verilerle sabittir. 28 Subat sürecinin ekonomik yansimasi henüz herkesin hafizasinda tazeligini korumaktadir. “Laiklik elden gidiyor” çigirtilariyla harekete geçilerek hirsizliklara, talana, vurguna, hortumlamaya nasil kapi açildigini, devletin kutsallarinin nasil kilif olarak kullanildigini milletimiz çok yakindan görmüs, bunun faturasini aci reçetelerle ödemistir.

 

28 Subat sürecinde inançli insanlara yönelik adeta bir cadi avi baslatilmistir. Hapse atilan, isine son verilen, sürgün edilen, asagilanan on binlerce insan, 28 Subat’in üzerinden 12 yil geçmis olmasina ragmen hala devletinden uzanacak bir sefkat elini beklemektedir. Darbelerin sarstigi insanlardan özür dilenmeden darbelerle hesaplasmak mümkün degildir. Nazim Hikmet’e, Ahmet Kaya’ya uzatilan el 28 Subat magdurlarina da uzatilmalidir.

 

Ülkemizin gelismesi, insanimizin onuruyla müreffeh bir yasam sürmesi ancak tam demokratik bir ortamla saglanabilir. Demokrasimizin gelismesi için herkes kendi isine bakmali, isinin hakkini vermeli, millet iradesinin yansimasi olan yönetimlere ideolojik bakisla tokat atmak adina hiç kimse anlamadigi bir isi yapmaya kalkismamalidir.

 

Darbeye niyet eden, kaotik ortam meydana getirmek suretiyle zemin hazirlama gayreti içerisinde olan Ergenekonvari karanlik yapilanmalar temizlenmeli, ülkemiz darbelerle anilan bir ülke olmaktan artik kurtarilmalidir.

 

Milletimiz, hangi görüsten olursa olsun, birbiriyle kenetlenmeli, kendisini hiçleyen yaklasimlar karsisinda gögsünü siper edecek kuvvet ve kudreti mutlaka edinmelidir. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen