Haber
2011-10-10 07:28:21
4. Ilçe Temsilcileri Istisare Toplantimizi Kizilcahamam’da Yaptik

4. Ilçe Temsilcileri Toplantimizi, 900 ilçe temsilcimizin katilimiyla 7-9 Ekim 2011 tarihleri arasinda Kizilcahamam Asya Termal’de gerçeklestirdik.

 

Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, ögretmenlerin yurt genelinde esit dagilimini saglamanin çözümünü kendilerinin ürettiklerini ifade ederek, “Çözüm, ögretmenin yerlesik düzenini bozarak, sürgün ederek, motivasyonunu yok ederek, asker gibi Hakkari’de tutmak degildir. Hakkâri’deki, Batman’daki, Van’daki, Haymana’daki ögretmene 700-800 TL daha fazla verirsin, bu sorun ortadan kalkmis olur. Ögretmenleri kanunla, yönetmelikle hizaya getirme biçimi de darbecilerin bize reva gördügü terbiye etme biçiminin bir baska versiyonudur” dedi.

 

Türkiye’nin Insasinda Ögretmenlere Önemli Görevler Düsmektedir

4. Ilçe Temsilcileri Istisare Toplantimizda konusan Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, Türkiye’nin insasinda ögretmenlere çok önemli görevler düstügünü belirterek, sözlerini söyle sürdürdü:

“Rahat-hazir ol, ceket, kravat, saç gibi meselelerle ugrasmayip dogrudan gönüllere hitap ederek demokratiklesmeyi evinde, sinifinda, okulunda baslatan, onlari hayata hazirlayan ögretmenlikten daha önemli bir görev yoktur. Gelin, araç ile amaç arasinda bir cümleye yer verelim. Egitimde ritüellere takilip amaç göz ardi edilmektedir. Onun için egitimde sivillesmeye ihtiyaç vardir. Araci amacimiz haline dönüstürdügümüz zaman sikintilar baslar. Yeni Bakan’dan, egitimdeki militer anlayis ve ritüelleri tasfiye etmesini bekliyoruz.”

 

Özür Grubu Tayin Hakkinin Sinirlandirilmasina Karsiyiz

Milli Egitim Bakanligi teskilat kanunundaki degisiklikle güzel bir baslangiç yapildigini kaydeden Gündogdu, “Yilda bir yer degisikligi gibi birkaç konuyu hariç tutarsak, destekledigimiz bir yasa. Ara dönemde tayin bekleyen egitim çalisanlarinin en insani taleplerini yasaya koyarak bir maddeyle tirpanlamak kabul edilebilir bir sey degildir. Aile bütünlügü bozulmus, ara dönemde özür grubundan atama bekleyen egitimcilerin sorununu Bakan’a ve Müstesar’a özel olarak tasidik ve sorunun acilen çözümünü istedik. Bu konuyla ilgili israrimiz, sorun çözülene kadar devam edecektir” seklinde konustu.

 

Okullara Bütçe Ayrilmali, Yöneticiler Tahsildarliktan Kurtarilmalidir

“Kayit parasi alinmasina biz de karsiyiz” diyen Gündogdu, “Öncelikle okullara ihtiyaçlari oraninda bütçe ayrilmasi gerekmektedir. Okullara bütçe ayirmadan, emir göndererek ‘bagis almayin’ demek, soruna gözlerini kapamaktir. Istismar etmis olanlar olabilir; ama bütün okullara ‘bagis’ sorusturmasi için il denetmenlerini göndermek, fedakarlikla okullari idare etmeye çalisan yöneticileri son derece kirmistir. Niyeti sorgulamiyorum; ama atilan adim yanlis bir adim olmustur. Yanlisligini ifade edince, genelgesinin arkasinda duramayan bir Bakan görüntüsü verilmemeye çalisiliyor. Teknik olarak bir sorun yokmus gibi duruyor ama bu genelge çikarilmadan önce neden sendikalarla istisaresini yapmiyorsunuz? Eger bize sorsalardi, sunu söylerdik: “Hizmetli personelin bir kismi emekliye ayrildi, bir kismi memurluga geçti, bir kismi öldü, yeni personel de alinmadigina göre okullarda egitim yürümüyor. Okullari egitime hazirlayin deniyor da, neyle hazirlayalim. Bunu, genelgeyi göndermeden önce düsünmek gerekmiyor mu? Bizim yanlisimiz ne; okulu açmazsak veliden dayak yiyecegiz, okulu açinca bakandan dayak yiyecegiz, bu durumu kabul etmemizi bekliyorlar. Bunu kabul etmemiz mümkün degildir” ifadelerini kullandi.

 

 

 

4/C’lilere Özel Önem 

Bu yil 4/C’lilere özel bir önem vereceklerini vurgulayan Ahmet Gündogdu, söyle konustu: “4/C’liler için farkli planlarimiz var. Es yardimi almak için bir plan,  çalisma sürecini 12 aya çikarmak için bir plan, maaslarina zam yapmak için bir planimiz var. Bu sene toplu sözlesmede 4/C’lilere özel önem vererek elimizden geleni yapacagiz.”

 

Ruhsuz ve Kör Bir Anayasa Istiyoruz

Yeni Anayasa’nin, Memur-Sen’in genelde yapacagi en önemli isi oldugunun altini çizen Gündogdu, “Egitim-Bir-Sen de bunun lokomotifidir. Yeni anayasa niçin önemli? 1921 Anayasasi bizim anayasamiz, milletin ruhu var orada. 1924 Anayasasi’nda eksen kaymasi baslamistir. Yeni anayasada tek derdimiz, insani oldugu gibi kabul etmesidir. Bizler asla haklari pazarlik konusu yapmayiz. Insanlik ortak paydasinda hemfikirsek, Müslüman olmasinin, dinsiz olmasinin, solcu olmasinin, sagci olmasinin hiçbir önemi yok. Ruhsuz, kör, dinsiz bir anayasa istiyoruz, ki devlet vatandasina esit mesafede olabilsin. Kimin ne giyecegine, çocugunun din dersi alip almayacagina devlet karar vermesin. Vatandasini tanimlayan degil, taniyan devlet istiyoruz. Bundan sonra en büyük isimiz yeni anayasa olacak” diye konustu. 

 

 

Anayasa disinda kisa ve orta vadede üzerinde duracaklari konulara da deginen Ahmet Gündogdu, basörtüsü sorununun çözüme kavusturulmasi, kesintisiz egitimin 18. Milli Egitim Sura kararlari geregi kesintili hale getirilmesi, Milli Güvenlik Dersi’ne brans ögretmenlerinin girmesi, din ve degerler egitimi verilmesi, karma egitimin zorunluluk olmaktan çikarilmasi ve pedagojik olmayan andimiz uygulamasina son verilmesi gibi konularin öncelikleri arasinda yer alacagini söyledi.

 

Basörtüsünü Yasak Etmenin Utanç Vesilesi Olacagi Bir Iklim Olusturulsun

“Bir ögretmenin basörtüsüyle derse girmesi kimi ilgilendirir” diyen Ahmet Gündogdu,  “Feministlere çagrida bulunuyorum: Kadin-erkek esitligi sloganindan vazgeçin; birakin kadin-erkek esitligini, bu ülkede kadinlar arasi esitlik bile yok. Devlet dairesinde, üniversitede, Meclis’te basörtülülerin bulunmasi için mücadele edecegiz. Yeni anayasada basörtüsü olmasin; ama basörtüsünü yasak etmenin utanç vesilesi olacagi bir iklim olusturulsun” degerlendirmesinde bulundu.

 

 

Egitim Kesintili Olmalidir

Kesintisiz egitime karsi olmadiklarini dile getiren Gündogdu, sunlari söyledi: “Altyapi uygunsa yirmi yil yap; ancak bir taraftan daha okula tebesir gönderemiyorsunuz, hizmetli tayin edemiyorsunuz, diger taraftan 8 yillik, 12 yillik, 15 yillik egitim teorisinden bahsediyorsunuz. Bilimsel mi, hayir; pedagojik mi, hayir; bunun için bilimsel çalisma yapildi mi, hayir. Bunu biz 18. Milli Egitim Surasi’nda su sekilde tavsiye ettik: Anaokulu bir, ilkokul dört, ortaokul seçmeli dersler havuzunun oldugu, lisede nereye yönelecegini belirledigi ona göre meslek egitimi, dil egitimi, çiraklik egitimi, üniversite egitimi gibi dersler alabildigi dört yil olmak üzere 9 yillik zorunlu ama kesintili egitim modeli. Sonra liseyi istege bagli model seklinde öneriyoruz. Lise diplomasi istensin; ama devam mecburiyeti olmasin. Isteyen ögrenci 4 yillik egitimi 2 yilda bitirebilsin. Bizler bu 1+4+4+4 modelinde kararliyiz.”

 

 

Okullarda Komutan Istemiyoruz

Milli Güvenlik Dersi’ne brans ögretmenlerinin girmesini istediklerini kaydeden Gündogdu, “Milli Güvenlik dersine girenler 28 Subat döneminde okullardaki personeli dini bir his dahi tasisa fislediler. Iki saat ders anlatmak için okula gelen komutanlar, müdürün de ögretmenin de hizmetlinin de komutani oluyor. Okullarda komutan istemiyoruz, ögretmenlerden de komutanlik istemiyoruz. Kizlara askerlik yaptiriyoruz, güya Türkiye’de kizlar askerlikten muaf, ne muafi. Bu konuda ögretmenlerde de disiplin adina askeri tutum var. Birakalim ögrencinin saçini, tirasini, ceketini, kiyafetini, etegini susunu busunu; ögrencilerin gönüllerine hitap edelim. Sura kararlari arasinda da yer alan bu önerimiz gerçeklesinceye kadar mücadelemizi sürdürecegiz” dedi.

 

Degerler Egitimi

Okullarda din ve degerler egitimi verilmesini önemsediklerine dikkat çeken Gündogdu, “Kur’an kurslarina yas siniri getiren düzenleme kaldirilmistir. Bunda Egitim-Bir-Sen’in sagladigi katki büyüktür. Degerlerimiz adina bu ülkede hangi olumlu gelisme varsa, en samimi, en akilci önerilerin sahibi Egitim-Bir-Sen olmustur” seklinde konustu.

 

Karma Egitim Mecburiyetine Son Verilmelidir

Ahmet Gündogdu, karma egitim mecburiyetinin sona erdirilmesi gerektigini dile getirerek, “Çocugunu karma egitim veren okullarda okutmak isteyen veliler var ve çogunlukta; ancak çocuklarini kiz lisesine veya erkek lisesine göndermek isteyen velilere de devlet yardimci olmak zorundadir. Güneydogu’da sorun var, kiz çocuklari okumuyor. Güneydogu’da sorun var, çünkü din egitimini yeterli vermemissin, kiz okullarini da kapatmissin. Aileler de kizini karma egitim veren okula göndermek istemiyor. O zaman bu ailelerin de isteklerini dikkate alan bir çalisma yapmalisiniz. Haydi kizlar okula demekle kizlar okula gitmiyor.” diye konustu.

 

 

Çocuklarin her gün pedagoji ve bilimsel olmayan ifadelerle dolu olan andimizi koro halinde söylemelerinin sorgulanmasi gerektigini söyleyen Gündogdu, “Bu, pedagojik mi, bilimsel mi, ne kazandiriyor? Türküm, dogruyum, çaliskanim deyince insanlar dogru, çaliskan mi oluyor? Bunlari düsünmek lazim. Birakin andimizi, çocuklarimiza her gün koro halinde Fatiha’yi bile okutsaniz tiksindirirsiniz” ifadelerini kullandi.

 

Sendikaciligi Ideolojik Körlükten Kurtardik

Gündogdu, kendilerine düsen görevin, hakikati akilla bulusturmak, degerle bulusturmak ve kimsesizlerin kimsesi olma özellikleri devam ettirmek oldugunu ifade ederek, sunlari kaydetti: “Egitim-Bir-Sen’i kurarken bir seyi hedefledik: Vesayeti desifre etmek. Vesayeti desifre etmenin içerisinde ekmek var, özgürlük var, demokratiklesme var, insan haklari var, hukuk devleti var, millet var, milletin degerleri var, devletin vatandasini tanimlayan anlayistan vazgeçmek var, sosyal devlet olma mecburiyeti var; derin devletten, bürokratik devletten, vesayetçi devletten kurtulma mecburiyeti var. Bu ülkeyi akademik sendikacilikla tanistirdik. Uluslararasi sempozyumlarla konferanslarla akademik çalismalarla sendikaciligi ideolojik körlükten kurtardik. Sendikacilikta bu ülkeye katma deger kazandirmanin tam adresi olduk. Referandumda öncülük, bir sendikal görev degil, insan olmanin, bu ülkede yasiyor olmanin en önemli borcunun birinci taksitini ödeme gayretiydi. Eger referandumda yüzde 50.01 ‘hayir’ oyu bile çiksaydi, bu ülkenin gelecegi kararir; ne dünyada lider ülke ne Ortadogu’da, Balkanlarda mazlumlarin öncüsü ne de içerde ve disarida dertlere çare bulan bir Türkiye olurdu. Çok sükür artik bürokratik devletten demokratik devlete geçisin basladigi yeni bir Türkiye’yi konusuyoruz. Filistin’e yardim kampanyasinin Türkiye genelinde her zaman öncüsü olduk. Somali’ye yardim için bütün sendikalar olarak, iftar programlarini iptal ederek, yardim kuruluslari araciligiyla Somali’ye yardimda bulunduk. Ramazan ayinin üçüncü günü yardim kuruluslari eliyle 280 bin lirayi hemen Somali’ye ulastirdik. Sekizinci gün, benim de bulundugum bir iftarda Meclis Baskani Cemil Çiçek, ‘iftarlari iptal edin’ çagrisinda bulundu. Icraatlarimizla siyasetin önünde çok yer almistik, yardim konusunda da, Somali’ye yardimda da öncülük ettik.”

 

‘Ödenmis Bedeller Unutulmasin’

Konusmasinda, Mehmet Akif Inan Hatira Yarismasi’na da deginen Gündogdu, “Yarismayi, ‘Ödenmis Bedeller Unutulmasin’ sloganiyla baslattik; ama bu yarismamizi vesayeti desifre etmenin bir vesilesi haline getirdik. 28 Subat dönemi basta olmak üzere, darbe dönemlerinde en çok mütedeyyinler tokatlanmistir, bunlarin içinde ise en fazla tokatlananlar kadinlar olmustur. Büyük çogunlugu bütünlemeye kalmis, okullarindan uzaklastirilmistir. Vesayetten dayak yemislere sahip çikmak için yarismamiza desteginizi bekliyoruz. Eger tarihe not düsmezsek, gelecek nesil bu yasanan acilari ögrenemeyecektir” degerlendirmesinde bulundu.

 

Toplu Sözlesme Hakki Kazanimimiz ‘Hakem Kurulu’nun Yapisiyla Anlamsizlastirilmamalidir

Anayasa degisikligiyle elde ettikleri toplu sözlesme hakki kazaniminin Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun yapisiyla anlamsiz hale getirilmemesi için mücadele verdiklerini anlatan Gündogdu, Toplu Sözlesme Yasa taslagi çalismasinda bir iki hususta uzlasamadiklarini; ama Bakanin sicak baktigi konular oldugunu belirterek, “Bunlar; Genelkurmay, Emniyet, Cumhurbaskanligi çalisanlarinin sendikali olmasi. Buralarda çalisanlarin sendikali olmasi Türkiye’nin çikarina olacaktir. Kendi çikarimizi düsünmüyoruz; Ömer Faruk Eminagaoglu’nun Yargi-Sen’i kurmasini bile destekliyoruz. Ülkemizin kurumlari ne kadar sivillesirse, ülkemiz o kadar normallesir” dedi.

 

 

Hedef: En Az 85 Bin Yeni Üye

Yeni üye hedefini ilçe temsilcilerimizin belirlemesini isteyen Genel Baskan Ahmet Gündogdu, “15 Mayis 2011’den 15 Mayis 2012’ye kadar yeni üye hedefimizi sizinle beraber karar verelim. Yarindan itibaren de bu süreci hemen baslatalim” diye konustu.

Il temsilcilerimizin, ‘en az 100 bin’ diye karsilik vermesi üzerine, salondan gelen en az teklifi baz alarak, 85 bin yeni üye hedefi kararlastirildi. Böylece 15 Haziran 2012 mutabakatlarinda Egitim-Bir-Sen’in üye sayisi hedefi en az 280 bin olarak deklare edildi.

 

Halil Etyemez’e Plaket

Eski Genel Sekreterimiz ve Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi Bakan Yardimcisi Halil Etyemez, Ilçe temsilcilerimize bir veda konusmasi yaparak, sunlari söyledi: “Teskilatiniza sahip çikin ve teskilatinizin kiymetini bilin. Bu teskilat, inaniyorum ki, daha çok bakanlar, basbakanlar ve cumhurbaskanlari çikaracaktir. Egitim-Bir-Sen’li olmak, ilkelerin adami olmak demektir. Degerlerinizi savunmaktan hiçbir zaman yüksünmeyin.”

 

Toplantinin sonunda, Genel Baskan Ahmet Gündogdu, Halil Etyemez’e hizmetlerinden dolayi tesekkür ederek, kendisine bir plaket ve ebru tablosu takdim etti. 

 

 

 

Panel ve Seminerler

Genel Sekreterimiz Ahmet Özer, Genel Mali Sekreterimiz Esat Tektas, Genel Teskilatlanma Sekreterimiz Murat Bilgin, Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin, Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Teyfik Yagci ve Genel Mevzuat ve Toplu Sözlesme Sekreterimiz Ramazan Çakirci’nin da birer selamlama konusmasi yaptigi toplantida, Siyaset Sosyologu Yrd. Doç. Dr. Erdinç Yazici ve Anayasa Hukukçusu Doç. Dr. Osman Can’in konusmaci olarak katildigi ‘Yeni Anayasa ve Türkiye’ konulu bir panel gerçeklestirildi.

 

Doç. Dr. Osman Can, kirmizi çizgileri oldugunu söyleyenlerin halkin kirmizi çizgilerini umursamadigini ifade etti. Anayasanin yazili bir metin olmadigini belirten Can, “Çayin yanina sekerli diye yazinca sekerli olmuyor, sosyal devlet denerek sosyal olunmuyor. Önemli olan zihniyetin sosyal olmasidir” ifadelerini kullandi.

 

“Gelecege etki edecek bu kadar güzel bir firsat yakalanmisken, siyasilerimiz hala 300 yil öncesinin söylemlerini kullaniyor. Siyasilerin birbiriyle kavga etmeyi birakip ayaklari yere basan yeni bir anayasa üzerine çalismasi gerekiyor” diyen Osman Can, anayasa hazirlanirken sadece hukukçulara danisilmasinin da dogru olmadigini söyledi. Can, “Anayasa hazirlanirken benim gibi Anayasa hukukçularina da firsat vermeyin, çünkü bizler yüzü geriye dönük insanlariz” diye konustu.

 

Yrd. Doç. Dr. Erdinç Yazici, yeni anayasa için, “Türkiye, 100 yil önce yeni anayasa isteseydi bile sosyolojik altyapisi olmadigi için bunu yapamazdi. Bugün bu altyapiyi yakaladik, bu firsat kaçirilmamalidir” dedi.

 

Yazici, sunlari söyledi: “Son 10 yilda yapilan atilimlara ragmen siyaset olmasi gereken yerin çok gerisinde, ancak anayasa yapma noktasinda yakaladigi bugünkü firsati hiçbir zaman da yakalayamadi. Türkiye 2010 yilinda önemli bir asama kaydetti. 12 Eylül 2010, vesayetin son bulmasi adina önemli bir kirilma noktasi olmustur. Basbakanin isçilikten gelmesi, Cumhurbaskani’nin babasinin siradan bir isçi olmasi vesayetin kirildiginin göstergesidir.”

 

Toplantida, Dr. Ismail Benek ‘Insa Sistemi’, Ömer Uzun ise ‘Liderlik ve Gelecek’ konulu seminer verdi.

 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen