‘Toplu Sözlesme Hakki’nda Teri Olmayanin Sözlesme Masasinda Yeri Olmamalidir
Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin, Adana Subemizin düzenledigi “Idareciler ve Temsilciler Toplantisina” katildi. Toplantida konusan Yalçin, “Abant Çalistayi’na katilmayip referandumda ‘hayir’ kampanyasi yürütüp, ‘egitim hizmet kolunda genel yetkiliyiz’ diye masaya oturma hayali kuranlarin Toplu Sözlesme Hakki’nda teri yoktur. Memura toplu sözlesme hakkinda teri olmayanin toplu sözlesme masasinda yeri de olmamalidir” dedi.
Ceyhan, Imamoglu ve Kozan temsilciliklerimizi ziyaret ederek, yönetimlerle biraraya gelen Ali Yalçin, daha sonra Adana Hekimevi’nde düzenlenen “Temsilciler ve Yöneticiler Bulusmasi” programina katildi. 300 kisilik genisletilmis toplantida katilimcilara hitap eden Yalçin, “Egitim-Bir-Sen, sendikal ezberi bozmus; korsan gemilere liman ya da devlete ileri karakol olarak kendini konumlandiranlarin yürüttügü sendikaciliga reddiye denilebilecek türden ‘kavga zemininde rekabet yerine, rekabet zemininde hizmet’ anlayisi ile sendikaciliga yeni bir soluk getirmistir. Sendikaciligi; üye ve ülkesini eksene alarak hak ve özgürlük mücadelesi olarak yapan, iyilikleri artirma ve kötülükleri engellemenin izdüsümü olarak anlayan bir misyonu temsil ediyoruz. Mahseri cümbüsçülerin, Silivri müdavimlerinin sivil irgatligina soyunmayi sendikacilikla asla bagdastiramayiz” dedi.
Türkiye Özgürlesmedikçe Emegin ve Alin Terinin Hiçbir Degeri Olamayacaktir
Türkiye özgürlesmedikçe, emegin ve alin terinin hiçbir degerinin olmayacagini, demokrasi kurumsallasmadikça ve korku tünelinden çikmadikça kismi kazanimlarin bir anlam ifade etmeyecegini kaydeden Yalçin, “Her 1.5 yila bir hükümet düsen istikrarsiz bir ülkede, igne ile kuyu kazar gibi alinan haklarin sifirlanmasi için bir ‘5 Nisan Kararlari’ yeterlidir. Demokrasi, kendi basina yürüyecek ve kurumsallasacak firsati hiç bulamadi. Antidemokratik müdahaleler millet iradesini hiçe saydi. Onun için millet iradesinin üzerinde baska bir irade kabul etmemek gerekir. Bu ülke, bir daha erken kalkanin darbe plani hazirlama cesareti bulamadigi bir ülke olmalidir. Sivil topluma, sendikalara çok is düsüyor. Kurus degil, durus sendikaciligi lazim. Yanlislarin hesabinin soruluyor olmasi lazim” seklinde konustu.
Yalçin, üniversitelerin kisla, kapilarin nizamiye olmamasi, orduevleri ve Genelkurmay dâhil, hiçbir kapida özgürlüklerin turnikelere sikistirilmamasi için, askeri ve sivil yargi diye yarginin kategorize edilip adaletin omuzlardaki yildizlarla ölçülmemesi; faili meçhullerin tekrar yasanmamasi ve asit kuyularinin kimsenin kaderi olmamasi için; kadinlarin hayatin bütün alanlarinda çalisma yasaminda, kota konmadan, yer alabilmesi, kadinlar arasinda ayrimcilik degil, bütün kadinlara pozitif ayricalik uygulanmasi için bu ülkenin özgürlesmesi ve prangalarindan kurtulmasi gerektigini vurguladi.
“Ülkemize vefa borcumuzun birinci taksitini ödedigimiz referandum geride kaldi” diyen Ali Yalçin, sözlerini söyle sürdürdü:
“Yeni Anayasa çalismalari yakinda tekrar ülke gündemine oturacak ve Egitim-Bir-Sen, Memur-Sen olarak tekrar inisiyatif alacak, 12 Haziran sonrasi baslamasi gereken süreci, darbe kalintisi Anayasa’dan kurtulmanin firsati olarak degerlendirecegiz. 12 Eylül Referandumu Toplu Sözlesme Hakki’ni almamizi beraberinde getirdi. Memur-Sen’in Abant Çalistayi’nin düzenlenmesine ve sözlesme hakkinin en üst düzeyde konusulmasina firsat olusturmak için aldigi inisiyatif, referandumdaki emekleri dolayisiyla bir hak haline geldi. Dün CHP, MHP, BDP, KCK, YARSAV, Ergenekon, KESK, DISK, Kamu-Sen birlikteligi ile ‘hayir’ kampanyasi düzenleyenlerin Toplu Sözlesme Hakki’nin alinmasinda hiçbir terleri yok. Nasil ki, tarlada izi olmayanin harmanda yüzü olmazsa, sofrada tuzu olmayanin sofrada sözü olmazsa, Toplu Sözlesme Hakki’nda teri olmayanin da sözlesme masasinda yeri olmamalidir. Toplu Sözlesme Hakki’ni Egitim-Bir-Sen aldigina göre, toplu sözlesme masasinda da Egitim-Bir-Sen olmalidir.”
Egitim hizmet kolunda genel yetkinin tasinamamasi nedeniyle herkesin Egitim-Bir-Sen’den çözüm bekledigine dikkat çeken Yalçin, “Yetki bize verilmeli ve hesap öyle sorulmalidir. Isçi sendikalarindaki gibi sendikasizlarin yetkili sendikaya dayanisma aidati ödemesi zorunlu hale geldiginde, sendikasizlar, kazanilan haklardan yararlanmak için bedel ödeyecekler. O zaman sendikaya üye olduklarinda ‘para için geldi’ denilecek. Bu, onur kirici bir davranis olacaktir. Öyleyse, üye olmamis egitim çalisanlari, ‘kalbim sizinle’ demekten vazgeçmeli ve üye olmalidir. Biz, kalplerin bizimle oldugunu biliyoruz fakat demokratik sistemler, kalpleri degil, kaliplari sayiyor. 49’a karsi 51’e yetkiyi vermektedir. Sendika üyesi olmayan egitim çalisanlarina, ‘kalbim sizinle’ diyenlere, bugün degilse, ne zaman diye sormaliyiz” ifadelerini kullandi.
Adana Birincilige Oynuyor
Adana Subemizin çalismalarina da deginen Ali Yalçin, Aralik ayindan itibaren yapilan üye sayisinin bin 650’yi geçtigini dile getirerek, “Adana plakasina uygun sekilde davraniyor ve Türkiye geneli üye yaziminda totalde birincilige oynuyor” dedi.
Yalçin, basta kurum temsilcileri olmak üzere, Sube, Ilçe ve Üniversite teskilatlarina ayri ayri tesekkür
etti. 15 Mayis itibariyle Adana’da 5 bin üye hedefini yakalamis olmayi arzu ettigini söyleyen Yalçin, “2012 yilinda Adana özelinde de yetki alinmis olacaktir. Bu kadro, bunu gerçeklestirecek enerji ve birikimdedir” diye konustu.
Sezer: Etkiyle Yetki Bulusacagi Için, Egitim Çalisanlari Kazanmis Olacaktir
Adana Sube Baskanimiz Mehmet Sezer ise, ekibine ayri ayri tesekkür ederek basladigi konusmasinda, “Adana, Genel Merkezimizin verdigi performans ödevini basariyla yerine getirmistir. Türkiye geneli yetki mücadelemiz, 15 Mayis itibariyle, birbirimizi tebrik etmeye dönüsecektir. Etki ile yetki bir noktada bulusacagi için, sonuçta egitim çalisanlari kazanmis olacaktir” seklinde konustu.
