“Her Kesimin Kendi Isini Yaptigi Bir Hukuk Devleti Istiyoruz”

Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen Genel Baskani Ahmet Gün- dogdu, “Artik askeriyle, siviliyle her kesimin kendi isini yaptigi, anayasadaki kuv- vetler ayriligi ilkesinde yasama, yürütme ve yarginin da kendi alaninda, anayasal sinirlar içerisinde kaldigi bir hukuk devleti istiyoruz. Hukukun üstünlügünü ve devletin hukuk yüzünü çok önemsiyoruz.” dedi.

Memur-Sen Edirne Il Divan Toplantisi’nda konusan Gündogdu, Türkiye’nin en büyük ve en önemli problemlerinden birinin hukuk devleti olamamasi oldugunu söyledi.

Sorunlu Yasa Oldugu Sürece Masaya Oturmayacagimizi Söyledik

15 Agustos 2009’da, masanin degil, yasanin sorunlu oldugunu belirterek, 2010’dan itibaren toplu görüsme masasina oturmayacaklari yönünde karar aldiklarini hatirlatan Gündogdu, söyle konustu: “Aldigimiz karar, gelecek yil bu yasa degistirilmezse, bu yasa ile toplu görüsme masasina oturmayacagimizi içeriyordu. 2008’de hükümetle; 4 arti 4,5 zam, 103, 112, 136 lira ek ödeme ve ek ödemelerin kalan kisminin 2012 yilinin birinci 6 ayina kadar her yil ödenmesi ve sosyal konularin çözülmesi hususlarinda uzlastik. Mali konular yerine getirildi. Sosyal konularda yer alan hafta sonu memurun il disina çikma yasaginin kaldirilmasi için yasal düzenleme gerekiyordu, bu yapilmadi.”

Ek ödemenin yapilmasinin da kriz bahanesiyle bu yil rafa kaldirildigini anlatan Gündogdu, “Dolayisiyla uzlasiyoruz, ise yaramiyor. Yasa geregi, Uzlastirma Kurulu’na müracaat ettik. Uzlastirma Kurulu, ‘4 arti 4 yüzdelik zam, ek ödeme verilmeli, büyümeden pay verilmeli, toplu sözlesme hakki verilmeli’ dedi. Bakanlar Kurulu bunu da hiç duymadi. Simdi bu referandum paketini önemsememizin nedeni, toplu sözlesme hakkinin bu pakette yer alisi. Bu paketin basina bir is gelmezse, zaten toplu sözlesme sistemine geçmis oluyoruz. Yani bakanla uzlasirsak, imzalar geçerli olacak. Bizim imzalarimizi baskasi onaylamak durumunda olmayacak. Uzlasamazsak, Uzlastirma Kurulu’nun verdigi karar kesin olacak. Uzlasamadik, Uzlasma Kurulu’nun kararini begenmediysek, üçüncü bir yol grev hakki ama henüz grev hakkini da bu pakete dahil edemedik” seklinde konustu.

Çalistay’a Katildik, Toplu Sözlesme Hakkinin Yolunu Açtik

Memur-Sen’in büyük islere imza attigini, bunlara en büyük örnegin de kamu çalisanlarina toplu sözlesme hakkinin anayasa degisikligi paketinde yer almasi oldugunu söyleyen Gündogdu, bu noktaya kolay gelinmedigini ifade ederek, diger iki konfederasyonun sorumluluktan kaçarak katilmadigi Abant Çalistayi’na Memur-Sen’in tek basina katildigini hatirlatti. Gündogdu, “Önce çalistay yapilmasi için verilen kararin altina imza attilar, sonra da katilmaktan vazgeçtiler. Memur-Sen, büyük bir özveri ile çalisti ve çalistaya katilarak, kamu çalisanlarinin özlük haklari ve is güvencesini tartismaya açmadan toplu sözlesme hakki verilmesi yönünde görüs çikmasini sagladi” diye konustu.

Toplu Sözlesme Hakkinin Pakette Yer Almasi Memur-Sen’in Basarisidir

Anayasa degisikligi paketi gündeme geldiginde, memurlara toplu sözlesme hakkinin yer alacagini, ancak, paketin açiklanmasindan kisa bir süre önce, söz konusu degisikligin paketten çikarildigini ögrendiklerini anlatan Gündogdu, görüstükleri bakanlara, ‘Toplu sözlesme ve grev hakki pakette yer almazsa, destek istemek için kapimizi çalmayin’ dediklerini ve bunun üzerine, grev hakki eksigi ve siyaset yasaginin devamiyla da olsa, toplu sözlesme hakkinin pakete eklendigini kaydetti.

Memur-Sen’in, Sekerbank ve SBN Sigorta ile imzaladigi Grup Ferdi Kaza Sigortasi anlasmasina da deginen Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü: “Ömrü uzatamayiz, ancak acilari paylasabiliriz. Imzaladigimiz anlasmayi, aramizdan ayrilan kardeslerimizin ailesinin acisini birazcik da olsa dindirmesi açisindan önemsiyoruz. Memur-Sen’liler, kaskolarda yüzde 30 indirim hakki kazaniyor. Diger sigortacilik ürünlerinden aldiklari takdirde de büyük avantaj ve indirimler kazaniyorlar. Sekerbank Memur-Sen Ailem Kredi Karti aldiklari takdirde grup ferdi kaza sigortasi tazminatlari 55 bin TL’ye kadar çikiyor.”

Agacin Gövdesi Yaniyorsa, Dallarinda Meyve Aramak Bize Yakismaz

Memur-Sen’in ilkeli durusu ile ülke ve üyeleri için büyük hizmetlere imza attigini dile getiren Gündogdu, “Agacin gövdesi tutusmus yaniyorsa, dallarinda meyve aramak bize yakisan bir tavir degildir. Biz önce yanan agaci kurtarmaliyiz, onu yeniden yesertip sonra meyve toplamaliyiz. Iste bu yaklasim ve bu duyarlilik Memur-Sen’in temel felsefesidir” degerlendirmesinde bulundu.

Vali Mustafa Büyük Ziyaret Edildi

Edirne programi kapsaminda kurum ziyaretlerinde de bulunan Ahmet Gündogdu, ilk olarak Vali Mustafa Büyük’ü ziyaret ederek, bir süre sohbet etti.

Il Saglik Müdürü Uzm. Dr. Hatice Gül, Il Müftüsü Ömer Tasçioglu, Vergi Dairesi Baskani Ismail Aslan, Vergi Daire Baskanligi Mükellef Hizmetleri Grup Müdürü Seyfettin Baysal’in ardindan Edirne Gazeteciler Cemiyeti ziyaret edildi.

Türkiye’nin Normallesmesini Istiyoruz

Ahmet Gündogdu, Edirne Gazeteciler Cemiyeti Baskani ve Anadolu Ajansi Edirne Bölge Müdürü Derya Sarilarli’yi ziyaretinde, Türkiye’nin normallesmesini ve demokratiklesmesini istediklerini söyledi.

Sendikacilarin, siyasetçilerin, bürokratlarin, medya mensuplarinin ve herkesin kendi isi üzerinden kimin yaptigina degil, ne yapildigina bakarak tavir gelistirmesini önemsediklerini vurgulayan Gündogdu, 1 Mayis’in da diger konular gibi bugüne kadar kisir çekismelerin gündeme gelmesi sonucu kambura dönüstügünü kaydetti.

1 Mayis’in 1870’te emek bayrami olarak ortaya çiktigini belirten Gündogdu, 1 Mayis’in Taksim’de kutlanmasiyla ilgili olarak, “Insallah 1 Mayis, emekçilerin ve emekçilerin emegine önem verenlerin birlikte kutladigi bir emek ve dayanisma bayrami olarak bu yil bir ezberi bozacak. Bunu önemsiyoruz. Artik askeriyle, siviliyle her kesimin kendi isini yaptigi, anayasadaki kuvvetler ayriligi ilkesinde yasama, yürütme ve yarginin da kendi alaninda, anayasal sinirlar içerisinde kaldigi bir hukuk devletini de önemsiyoruz” dedi.

Batida Her Süreçte Milletin Hakemligine Basvuruluyor

Türkiye’nin demokratik devlet olmasina ragmen bazen bürokratik devlet, bazen cumhuriyetin kabul edildigi ama demokrasinin kabul edilmedigi, bazen demokrasinin öne çikarildigi ama cumhuriyete önem verilmedigi tek ayakli devlete dönüstürülmek istendigini söyleyen Gündogdu, son süreçlerde de yarginin, yargiçlar devletine giden kararlar verdigine taniklik ettiklerini ifade etti.

Danistay’in katsayi karari, Anayasa Mahkemesi’nin 367 ve basörtüsü kararini, yasamanin ve yürütmenin alanina yargi tarafindan müdahale olarak nitelendiren Gündogdu, sunlari kaydetti: “Üstünlerin hukukunu degil, hukukun üstünlügünü ve devletin hukuk yüzünü çok önemsiyoruz. Keske bütün siyasi partilerimiz bir araya gelerek milletin önemsedigi, 72 milyonu kucaklayan özgürlük, mesruiyet debisi yüksek anayasa yapabilseydi. Bugünkü meclis yapisiyla bunun yapilamayacagi anlasiliyor ama kamuoyundaki ‘Anayasayi sadece darbeciler yapar’ algisini yikmak adina su anda hazirlanan paketi yüzlerce eksigi olmasina ragmen önemsiyoruz. Onun için Sayin Baykal’in 3 maddeye serhi devam etmesine ragmen diger maddeleri onaylayan, kabul eden yaklasimini da yeni bir umut, siyasette yeni bir uzlasi noktasi olabilecegini düsünüyorum. 367 sayisinin çikabilecegini, çikmazsa da referandumun da halka gitme adina mükemmel bir nokta oldugunun bilinmesini istiyorum.”

Bati’da sadece seçim zamani degil, her süreçte milletin hakemligine basvuruldugunu dile getiren Gündogdu, Türkiye’de ise sadece seçimlerde milletin sandik basina gitmesiyle yetinildigini vurguladi.

Referandumu dogrudan milletin kendi gelecegiyle ilgili kendisinin karar verecegi bir süreç olmasi dolayisiyla önemli gördüklerini ifade eden Gündogdu, sözlerini söyle tamamladi:

“Türkiye’nin geleceginin insasinin; alin terini, emegi ve özgürlükleri gerçekten teminat altina alan bir anayasa ile çalisanlarin çalisma hakkini, sendika hakkini, sendika hakkinin örgütlenme, toplu pazarlik ve grev hakkini içeren tüm boyutlarini da ILO sözlesmelerine uyarlanmis bir mevzuatla mümkün olacagini düsünüyorum.”