“Üzerimizdeki Oyunlari Bozalim”
Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, son günlerde ülkede ezber bozan adimlar atildigini ifade ederek, kandan rant elde edilmesine müsaade etmeyen açilimlarin Türkiye’nin kardeslik projesi adina bir firsat oldugunu kaydetti.
Insanlarin sagci-solcu, alevi-sünni diye kategorize edilerek, sömürüldügüne dikkat çeken Gündogdu, “Üzerimizdeki oyunlari bozalim” dedi.
Çesitli temaslarda bulunmak ve ‘Kusatilmis Demokrasi ve Sivil Toplum Uyanisi’ baslikli konferans vermek üzere Sivas’a giden Gündogdu, Vali Ali Kolat’i makaminda ziyaret etti.
“Sendikaciligi insanimizin, ülkemizin ve insanligin gelecegi için yapiyoruz” diyen Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü:
“Hem insanogluna yakisir bir ücret ödenmesini hem de Türkiye’nin gelismesini, demokrasinin islemesini, taslarin yerine oturmasini, büyük Türkiye içerisinde milli gelirden hakkimiza düsen payi almayi önemsiyoruz. Bunu gerçeklestirebilmek için 657 Sayili Devlet Memurlari Kanunu’nun ötesinde, memuriyetimizin ötesinde fedakârliklar yapmamiz gerektigini iyi biliyoruz. Onun için mazlumlarin, magdurlarin içerde ya da disarida sesi olmayi sivil toplum adina önemli buluyoruz.”
Filistin ve Dogu Türkistan’da yapilan zulümleri kinayan mitingler düzenlediklerini hatirlatan Gündogdu, “Filistin ve Dogu Türkistanli kardeslerimize yapilan zulümleri kinayan mitinglerimiz basta olmak üzere Türkiye’de ‘Demokrasi ve Ortak Akil mitinglerimizle’ milletin ekmegini, ortak iradesini, özgürlüklerini koruyan bir demokrasi istedigimizi belirttik. Bunun için de demokratiklesme bizim yol haritamiz” diye konustu.
Her türlü antidemokratik yapidan arindirilmis, normal günesli bir havada yazilmis, siparislerin karsilandigi degil, millet iradesinin saygin oldugu bir anayasa istediklerini vurgulayan Gündogdu, “Bu, hem Türkiye’nin kalkinmasinin önünü açacak hem demokratiklesmesinin hem özgürlesmesinin hem egitimde firsat esitliginin garanti altina alinacagi bir yapiyi saglamlastiracaktir” seklinde konustu.
Türkiye’de ezberlerin bozuldugunun altini çizen Ahmet Gündogdu, söyle konustu:
“Türkiye’de bu günlerde ezber bozan çikislar yapiliyor. Bir taraftan dogrudan teröre destek vererek terörden medet umanlar, diger taraftan terörün olusturdugu sehitlik acisini istismar ederek medet umanlar… Bunlarin elinden bu oyuncagin alinmasi lazim. Bölge halki ile teröristin birbirinden ayirt edilmesi, bin yillik kardesligimizin üzerinde oynanan oyunlarin bozulmasi lazim. Bu, Sivas’iyla, Ankara’siyla, Hakkâri’siyle, Trabzon’uyla 72 milyonun muhatap alinmasiyla ve çözüm yolunun Meclis olmasiyla mümkün olur. Sehit yakinlarini üzmeden ama asla yeni sehitler verdirmemek için kalici çözümlerin bulunmasini önemsiyoruz. Kandan rant elde edilmesine müsaade etmeyen açilimlarin Türkiye’nin kardeslik projesi adina bir firsat oldugunu görüyoruz.”
Sivas Valisi Ali Kolat ise, ziyaretten duydugu memnuniyeti dile getirdi. Kolat, ziyaretin sonunda Gündogdu’ya çesitli hediyeler takdim etti. Gündogdu’ya Selçuklu Hayat Agaci motifinin yer aldigi flamayi verirken, bunun bolluk bereket anlamina geldigini ve bu bereketin memurlara da yansimasi temennisinde bulunan Vali Kolat’a tesekkür eden Gündogdu, “Yüzde 2.5+2.5 memur zammi Meclis’te görüsmeye baslanirken, böyle bir temenniye ihtiyacimiz vardi” karsiligini verdi.
Üniversite Temsilcilik Büromuz Açildi
Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, daha sonra Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Esat Tektas ve Sube Baskanimiz Ilhan Karakoç ile birlikte Cumhuriyet Üniversitesi’nde Saglik-Sen ile sendikamizin Üniversite Temsilcilik bürolarinin açilisina katildi.
Açilis öncesinde basin mensuplarina bir açiklama yapan Gündogdu, sunlari söyledi: “Sivas Subemizin gayretli çalismalariyla geçen yil Milli Egitim’de, bu yil da Cumhuriyet Üniversitesi’nde yetkili olduk. Üniversiteler, her seyden önce özgür bireylerin egitim gördügü yuvalar olmalidir. Kendini ifade edemeyen ögrenci ve ögretim üyeleri ile ne bilim yapilabilir ne de kalkinma gerçeklestirilebilir. Bugün, bu ülkenin öz evlatlarini okumak için baska memleketlere gönderen sistem, egitim sistemi olamaz. Bunlarin degismesi lazim. Inancini yasayan, degerlerinin farkinda ve bilimin aydinliginda egitim için bu büromuzun bir adim olacagini düsünüyorum. Susturulmus bireylerle egitim amacina ulasamaz. Amacina ulasacak bir egitim için, sivil toplumun en önemli göstergesi olan sendikalarin varligi konusunda büromuz yine önemli islevler görecektir. Dünyanin hiçbir yerinde özgürlükler yasayla ya da anayasa ile verilemez. Çünkü özgürlükler dogustandir.”
Gündogdu, açilisin ardindan Cumhuriyet Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ilyas Dökmetas’i ziyaret etti. Üniversitenin sorunlari hakkinda bilgi alan Gündogdu, sendikamizin beklentilerini dile getirdi.
Öglenden sonra, SRT ekranlarinda canli yayinlanan Güncel programina da katilan Gündogdu, program koordinatörü Muhammed Saygi’nin sorularini cevapladi. Programin bitiminde Gündogdu ve beraberindekiler, SRT Yönetim Kurulu Baskani Ahmet Hasdemir’i ziyaret ederek, bir süre sohbet ettiler.
Milleti Kamplara Bölüp Sömürdüler
Gündogdu, aksam ise Atatürk Kültür Merkezi’nde, ‘Kusatilmis Demokrasi ve Sivil Toplum Uyanisi’ konulu bir konferans verdi. Konusmasinda, insanlarin yillardir sagci-solcu, alevi-sünni diye kategorize edilerek, sömürüldügüne dikkat çeken Gündogdu, “Üzerimizdeki oyunlari bozalim. Bu, Çanakkale ruhunun yeniden aydinlanmasi olacak” ifadelerini kullandi.
Gelismis Ülkelerle Gelismekte Olan Ülkelerin Sivil Toplum Yapilanmasi Farklidir
Günümüzde sivil toplum kuruluslarinin toplumsal yapiya katkilari açisindan gelismis ve gelismekte olan ülkeler arasinda büyük farkliliklarinin bulundugunu belirten Ahmet Gündogdu, “Gelismis ülkelerde sivil toplum kuruluslari etkinliklerini büyük ölçüde amaca uygun bir biçimde yürütürlerken, gelismekte olan ülkelerde tam tersi bir durumla karsilasilmaktadir. Bunun en önemli sebebi, gelismekte olan ülkelerde sivil toplum kuruluslarinin toplumsal altyapisinin bulunmamasidir” degerlendirmesinde bulundu.
Gündogdu, Bati’da sivil toplum kuruluslarinin, toplumsal yapiyi olusturan pek çok ögenin karsilikli mücadelesi çerçevesinde sekillendigini, bunun da farkli güç odaklarinin birbirlerini dengelemesi olarak ortaya çiktigini ifade etti.
Sivil toplum kuruluslarinin, Türkiye gibi sonradan demokratik yönetim biçimine geçen ülkelerde, böyle bir süreç yasanmamis olmasi sebebiyle etkinliklerinin sinirli oldugunu söyleyen Gündogdu, “Hâkim ideoloji, hâkim güç örgütlerle arasinda koydugu mesafede açikça taraf tutmaktadir. Ayrica ekonomi ve demokrasi arasinda yakin bir bag vardir. Ulusal gelirin azligi ve bunun ülke halki arasindaki dagiliminda derin farkliliklarin bulunmasi, güçlü ekonomik birimlerin digerlerini sindirmesini kolaylastirmaktadir” dedi.
Yeniden Yasanabilir Bir Ülke Insa Etmek…
Yüzlerce yil birlikte yasama kültürünü gelistiren bu milletin, ne yazik ki, kendilerini devletin sahibi gören siniflar marifetiyle kamplara ayrilarak, birbirine karsi mevzi almaya zorlandiginin altini çizen Gündogdu, sözlerini söyle tamamladi:
“Yeniden yasanabilir bir ülke insa etmek, ancak sivil toplum ve sivil örgütlerin arasindan zorba güçlerin çekilmesiyle mümkün olacaktir. Ancak biz böyle bir iklimin hayat bulmasina öncülük edebiliriz, tasidigimiz degerlerle ülkenin her yöresine biz ulasabiliriz. Biz bu bilinçle hareket ettik. Türkiye’de hiçbir örgüt bizim kadar ülkenin tamamini temsil edebilecek, birbirini içtenlikle seven insanlari biraraya getirememistir. Iddia ediyorum, içi bosalmis irkçi yapilanmalar toplum disi, marjinal unsurlar olmaktan kurtulamayacaklardir. Biz, tasidigimiz evrensel degerlerle daha da güçlenecegiz. Devraldigimiz mirasi gelecek kusaklara emanet ederken, yüklendigimiz görevleri hakkiyla yerine getirmis olmanin kivancini yasayacagiz. Baskalarinin haklarina müdahale etmedigi sürece, insanlar kendi hayatlarini nasil yasayacaklarina kendileri karar vermelidir. Herkes, tercihlerinin, ahlaki degerlerinin, hayattaki amaçlarinin, dolayisiyla çikarlarinin neler oldugu bilgisine kendisi sahiptir. Çünkü özgürlük, her insanin baskalarinin müdahalesi olmadan kendi gelecegini belirleme hakkidir. Bu ülkede her insanin kendi hayatiyla ilgili nihai tercihlerde bulunma hakki oldugunu Memur-Sen olarak biz savunduk, sizlerle birlikte savunmaya da devam edecegiz.”
