Ahlâkini Pazara Sürenler
Kendi degerlerini pazara sürmüs adamlardan korkmak gerek.
Ahlakini, vicdanini, inancini, memleketini, ismini hülasa kisinin kendisi olan degerlerini; karsisindakiyle mücadelede silaha dönüstürmesinden korkulur. Çünkü bu tipler için sinir çizemezsiniz, bunlarin dogrulari olmaz, kutsallari olmaz. Bunlarin bütün kurnazliklari aslinda kendi boylari kadar olsa da, bunlar Makyavel’e çarigini tersten giydirir. Onun 'Hükümdar'ini yeniden yazarak; ona bile, “olmaz ki, bu kadar da deger asinmasi, bu küçük faydalar için yapilmaz ki” dedirtirler.
Daha önce misyonumuzu tasiyamadiklari için, görevden aldigimiz bir ilçe yönetimi çesitli vesilelerle, kendi dislarindaki Egitim-Bir-Senlilerle ilgili yukarida çerçevesi çizilen, her türlü ahlaktan yoksun iftiralarda bulunmakta, oraya buraya çamur bulastirmaya çalismaktalar. Simdiye kadar çogunlukla, kendileri yerine göreve getirilen arkadaslarimizla ilgili, dini literatürü de kullanarak çesitli iftiralarda bulundular, iftiralarinin sonuncusu ise en hassas oldugumuzu kendilerinin de yakindan bildigi “basörtüsü” ile ilgi oldu. Egitim-Bir-Sen basörtüsü yasakçiligi yapmis(!) Etrafa bununla ilgili çamurlarini siçratmaya basladilar, duyarli dostlarimiz, genelde; “nedir, bu konu?” diye sordular. Ancak yine bizim agirligimizi üzerinde tasimaya gücü yetmeyip, hafif kapilara kapaklanan bazi tipler, kadinlarimiz üzerinde zulüm araci olan bu konuyu kullanmaya çalismaktadirlar. Bu adamlara sadece, “Insaf! O zulmü bu kadar küçük hesaplar için kullanmak sizi bogar” demekten baska çaremiz de yok. Bu zorunlu bir açiklama oldu. Aslinda biz Egitim-Bir-Sen olarak kendimizi bu noktada hiçbir zaman savunmada hissetmeyecek bir geçmise sahibiz. Bunu dostlarimiz da düsmanlarimiz da en iyi sekilde bilir.
