Akif İnan'ın ideallerini hayata geçiriyoruz
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, Mehmet Akif İnan’ın ülke ve insanlık için önemli bir değer olduğunu belirterek, “Akif İnan’ın bir ömür mücadelesini verdiği ve ‘Büyük rüyalarla geçmişse ömür, hiç yanmam ölümün her çeşidine’ beytinde de gerçekleşmesini değil, rüyasını bile bir ömre bedel gördüğü pek çok hayırlı gelişme, kurucusu olduğu Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in gayretleriyle hayata geçirilmektedir” dedi.
Kurucu Genel Başkanımız, ‘Kudüs Şairi’ Mehmet Akif İnan, vefatının 16. yıldönümünde memleketi Şanlıurfa’da anıldı. Belediye Kültür Merkezi Mehmet Akif İnan Konferans Salonu’nda gerçekleştirilen anma programında, “Mehmet Akif İnan’ın Hayatı, Düşüncesi, Mücadelesi, Eserleri” başlıklı bir panel de gerçekleştirildi.
Geçmişten aldığımız güçle geleceğe yürüyoruz
Genel Başkan Ali Yalçın, anma etkinliğinde yaptığı konuşmada, geçmişten aldıkları güçle geleceğe daha emin adımlarla yürüdüklerini ifade ederek, şunları söyledi:
“Belli bir iz üzerinde, yön kaygısına düşmeden yürüyoruz. Yoldaki engelleri ortadan kaldıran, yolumuzu açan, bizim yönümüzü tayin eden öncüler var. 20. yüzyılın Mevlanaları, Yunusları, Hacı Bektaşları, Ahi Evranları var. Nasıl buhranlı dönemde Ahi Evran’ın kurduğu Ahilik Teşkilatı toplumu ayakta tutmuş, toplumun nefes almasını sağlamışsa, bugün de Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Yeniden Dirilişe giden süreçte, aydınlık yarınların inşası sürecinde çağın Ahilik Teşkilatı hüviyetiyle vazife üstlenmektedir. Bugün burada, birlikte hatırasını yâd ettiğimiz Mehmet Akif İnan da 13. yüzyılda Ahi Evran’ın gerçekleştirdiği öncülüğü ve bilgeliği 20. yüzyılda ortaya koymuş ve 14 Şubat 1992’de bu güzide teşkilatı kurarak çağın Ahi Evranı olmuştur. Bugün, bu toplumun ayakta durmasının en diri mücadelesini Mehmet Akif İnan’ın en büyük eseri olan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen vermektedir.”
Aksiyon adamı
Mehmet Akif İnan’ın bir aksiyon adamı olduğunu dile getiren Yalçın, “Akif İnan, şiir ve yazılarıyla ortaya koyduğu duruşu, bir hatip olarak kitleleri etkilemek ve yönlendirmek, bir sendika lideri olarak kurumsal bir bünye halinde inşa, sevk ve idare etmek suretiyle başka bir boyuta taşımıştır. Bugün Türkiye’nin dört bir yanında, bilhassa Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen teşkilatının organize ettiği etkinliklerle Mehmet Akif İnan anılmaktadır. Bu ayrıcalıklı durum, İnan’ın bir düşünce adamı olmanın ötesinde bizzat sahaya inerek düşüncesini örgüt çatısı altında somut varlığa dönüştürmüş ve eyleme dökmüş olması dolayısıyladır” şeklinde konuştu.
Özgürlüklerin önünü açtık, darbelere dur dedik
İnan’ın kuruculuğunu üstlendiği Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen sayesinde ülkemiz, ümmet ve mazlumlar yararına birçok faaliyetin hayata geçirildiğini söyleyen Yalçın, “Katsayı engeli, sekiz yıllık kesintisiz eğitim başta olmak üzere, 28 Şubat uygulamaları tarihin çöp sepetine atılmış, kamuda başörtüsü yasağı kaldırılmış, okullarda, devlet dairelerinde, TBMM’de başörtüsüne özgürlük sağlanmıştır. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, Türkiye’nin normalleşmesi sürecinde atılan adımların teşvik edilmesi, bir yol kazası yaşanmaması için milli iradenin diri tutulması, tekliflerle yol haritası oluşturulması gibi bir misyonu hakkıyla yerine getirmiştir. Bu anlayışla, Ortak Akıl Mitingleri ile Ergenekon ve avanesinin darbe planlarını boşa çıkarmış, Faiz Lobisi’nin desteğindeki Gezi Parkı kalkışmasıyla kurulan hayalleri bertaraf etmiş, Vaiz Lobisi’nin tetiklediği 17-25 Aralık dost-modern darbecilerinin heveslerini kursağında bırakmış, terör ve şiddetten beslenen Jön-Kürtler eliyle hayata geçirilmek istenen 6-8 Ekim ayaklanma provasının sahneye konulmasını engellemiştir. Etnik siyaset ve hendek terörüyle halkı mağdur eden, özerklik ve özyönetim nakaratlarını seslendiren zevatın yıkımlarına seyirci kalmamış, bu güruhun mağdur ettiği kardeşlerimize de bugünün Mehmet Akif İnan’ları el uzatmıştır. ‘Merhamet TIR’ları Yola Çıkacak, Hendekleri Aşacak, Bayırbucak’a Ulaşacak’ kampanyamızla Kobani’den ülkemize gelen Kürt kardeşlerimize olduğu gibi Esed ve Putin mağduru Bayırbucak Türkmenlerine ve hendek vandallarının mağdur ettiği Kürt kardeşlerimize de gönlümüzü açtık, yardım elimizi uzattık” diye konuştu.
Mazlumların yanındayız
“Sadece Türkiye’de emek ve özgürlük mücadelesinin öncüsü olmakla kalmadık” diyen Yalçın, “Memur-Sen, Filistin, Suriye, Mısır, Irak, Doğu Türkistan, Arakan, Bangladeş’te yürüttüğü çalışmalarla nerede bir Müslüman’ın ayağına bir diken batmışsa onun acısını yüreğinde hisseden, ilgi ve duyarlığını bütün dünyaya teşmil eden bir örgüt hüviyetini taşımıştır. Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen, gözyaşının ve alın terinin renginin aynı olduğu gerçeğinden hareketle, ‘kardeşlik sınır tanımaz,? ten rengine bakmaz, mazlumun kimliğini sormaz’ anlayışıyla, Mehmet Akif İnan’ın, ‘Türkümüz dünyayı kardeş bilendir/Gökleri insanın ortak tarlası’ mısralarının ışığında Nepal ve Filipinler’de meydana gelen tabii afetler karşısında da duyarlık göstermiş, acıyı ve gözyaşını dindirmeye koşmuştur. Bunun yanında, Fas’tan Moritanya’ya, Malezya’dan Kosova’ya, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne, dünyanın farklı ülkelerindeki emek hareketleriyle iş birliği noktasında çeşitli platformlar oluşturma gayreti içerisine girmiştir. Akif İnan’ın ideallerinde yaşattığı Büyük Türkiye’nin inşası doğrultusunda nitelikli bir eğitim, nitelikli bir toplum anlayışıyla çalışmalarını sürdüren Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen olarak, Mehmet Akif İnan’ın adının ve eserlerinin yaşatıcısı olmayı da asli sorumluluğumuz olarak görüyoruz. Bu bakışla, Mehmet Akif İnan’ın şair, yazar, düşünce adamı kimliğiyle bıraktığı eserlerini kültür camiasının hizmetine sunmak için çalışmalar yapıyoruz” ifadelerini kullandı.
Ufkumuzu hendeklere mahkûm edemezler
Yalçın, konuşmasında, hendek terörüne tepki göstererek, “Şanlıurfa’da doğan ve Kahramanmaraş’ta yeni ufuklara doğru yolculuğuna başlayan merhum Genel Başkanımız Mehmet Akif İnan, bu ülkenin, bu coğrafyanın, bizim insanımızın, milletimizin, ümmetin hakikatin zirvelerine doğru yolculuğuna katkı sunmak isterken, bugün bu bölgede birileri kazdıkları hendeklerle insanımızı, insanlığı zulüm çukurlarına mahkûm etmek istiyor. Ancak, bugünün Mehmet Akif’leri buna izin vermeyecek, seyirci kalmayacak, ülkemizde ve bu bölgede yakılmak istenen terör ateşini mutlaka söndürecektir” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Şanlıurfa 1 No’lu Şube Başkanı ve Memur-Sen İl Temsilcisi İbrahim Coşkun, Akif İnan’ın, Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in vizyon ve misyonunu erdemliler hareketi olarak belirlediğini, birkaç kişiyle başladığı bu yolculuğun şimdi 1 milyon hedefine yürüdüğünü söyledi.
Mehmet Akif İnan’ın kardeşi Ahmet İnan, “Akif İnan’ın en önemli özelliği, davasından hiçbir şekilde taviz vermemesiydi. Memur-Sen’in, Türkiye’nin en büyük konfederasyonu olması hepimize gurur vericidir. Bütün darbe dönemlerinde rahmetli Akif İnan davasını savundu, bu duruş bugün Memur-Sen’i bu noktaya getirmiştir” şeklinde konuştu.
Şanlıurfa Valisi İzzettin Küçük, Akif İnan’ın Türkiye ve Şanlıurfa için önemli bir değer olduğunu, O’nun ortaya koyduğu eserlerin, davası için verdiği mücadelenin herkes için önemli bir örnek olduğunu kaydetti.
Protokol konuşmalarının ardından, “Mehmet Akif İnan’ın Hayatı, Düşüncesi, Mücadelesi, Eserleri” başlıklı panel yapıldı. Oturum başkanlığını Genel Başkan Danışmanı Hıdır Yıldırım’ın yaptığı panele konuşmacı olarak Akif İnan’ın öğrencileri Manisa eski Milletvekili Hüseyin Tanrıverdi ve Şair-Yazar Arif Altuntaş katıldı.
Hıdır Yıldırım, Mehmet Akif inan’ın, düş ve düşüncenin peşinde bir mütefekkir, öğrenme ve öğretmek sevdasında olan bir öğretmen olduğunu vurgulayarak, “Bizlere bıraktığı eserlerin büyük bir bölümünü kitap haline getirdik. Akif İnan’ı anlatan birçok etkinlik düzenledik. O’nun çığır açan yönünü anlatmayı sürdürerek, gelecek kuşaklara aktarmak gayretindeyiz” diye konuştu.
Hüseyin Tanrıverdi, Akif İnan’ın, idealist bir insan, İslam âleminin dertleriyle dertlenen Kudüs Şairi olduğunu dile getirerek, “Mehmet Akif İnan, düşüncelerini ve fikirlerini kaleme alırken medeniyetimizin inşası için çaba göstermiştir. İnan, bir eğitimciydi ve ömrünü insan yetiştirmeye adadı” ifadelerini kullandı.
Şair-Yazar Arif Altuntaş ise, şunları söyledi: “Akif İnan, bir Anadolu insanıydı. Onu bir yönüyle tanıtmak yanlış olur, çünkü o çok yönlü bir insandı. Dava adamıdır. Mücadeleci, topluma örnek bir şahsiyettir. Bugün arkasında onun davasını omuzlayan binlerce insan var. Toplumun içine düştüğü sıkıntılarda her zaman öne atılmış, aydınlığa çıkmak için gecesini gündüzüne katmıştır.”
