Haber
2010-02-03 06:19:25
Amasya Protokolü Ile Taninan Milli Irade EMASYA Protokolü Ile Geri Alindi

Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen Genel Baskani Ahmet Gün- dogdu, milli iradenin Amasya protokolü ile tanindigini, EMASYA ile geri alindigini söyledi.

 

Memur-Sen Afyonkarahisar Il Temsilciligi’nin Divan Toplantisi öncesi basin toplantisi dü- zenleyen Gündogdu, Türki- ye’nin yeni ve sivil bir anayasaya ihtiyaci oldugunu kaydetti.

 

Amasya Genelgesi ile taninan millet iradesinin, EMASYA protokolü ile geri alindigini belirten Gündogdu, “Çeliskilerden kurtulmus bir anayasaya ihtiyaç var. Bu anayasa, 72 milyonu kucaklayan sivil bir Anayasa olmalidir. Piyano ile ney birlikte müzik yapabilir. Yeter ki beste güzel olsun. Grevli, toplu sözlesmeli sivil bir Anayasa yapilmalidir” dedi.

 

Dokunulmazliklar konusuna da deginen Gündogdu, “Dokunulmazlik kavrami yanlis anlasiliyor. Dokunulmaz olan sadece milletvekilleri degildir. Seffaf devlet istiyorsak, devletin esas yüzü hukuk olmalidir. Devletin esas yüzü hukuk oldugunda bütün vatandaslarina esit yaklasan bir devlet olur. Milletvekilinin kürsü dokunulmazliginin olmasi gerekiyor. Ama milletvekilligi ile birlikte yüz kizartici suçlar varsa, hangi makam olursa olsun, sonuna kadar dokunulsun. Bu her kurum için geçerli” seklinde konustu.

 

Gündemin sürekli degistigine isaret eden Gündogdu, “Bir tarafta demokratiklesmek için atilan olumlu adimlar, diger tarafta demokratiklesmeyi önlemek için geri gitme özlemini yansitan girisimler. Memur-Sen olarak özelde üyelerimizin özlük haklarini, genelde ise insanlarimizin gelecegini önemseyerek sendikacilik yapiyoruz. Türkiye kalkinsin, Türkiye büyüsün ki, bize de hak ettigimiz pay verilsin. Diger insanlarimiz magdur olsun, bize verilsin deme gibi bir lüksümüz olamaz. Vatandasla, vatandasin iradesiyle birlikte büyüyen Türkiye’de büyük olmayi önemsiyoruz” diye konustu.

 

Egitim Sistemimiz Test Çözmeye Endeksli

Türkiye’nin birer ferdi olarak, egitiminden kendilerini sorumlu hissettiklerini anlatan Gündogdu, söyle konustu: “Egitimci yanimizla, bunu ikinci bir sorumlulukla bütünlestiriyoruz. Çünkü demokratiklesme ile egitim birbirini etkileyen iki faktör. Egitimde ne kadar özgür birey yetistirebiliyorsaniz, o kadar kolay demokratiklesebilirsiniz ya da demokratiklesmede ne kadar olumlu adimlar atmissaniz, o kadar özgür birey yetistirme sansina sahip olabilirsiniz. Ama maalesef egitim sistemimiz, ilkögretimde SBS’yi, ortaögretimde ÖSS’yi, daha sonra KPSS’yi, ondan sonra da uzmanlik alaninda sinavlarla, test çözmeye endeksli bir yapilanma haline gelmistir. ÖSS’yi kazanan ya da kazanamayan ögrenciye sordugumuzda, sinavdan sonra kendisinde hiçbir sey kalmadigini görüyoruz. Ögrenciyi özgür bireyler hâline getirmeliyiz.”

 

Sadece Kadrolu Ögretmen Alinmalidir

Ögrencileri eleme sisteminden kurtaracak, egitim felsefesinin, din felsefesinin, siyaset felsefesinin, sosyolojinin içinde yer aldigi özgür bireyler yetistirme süreci zorunlulugunu dile getiren Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü:

“Altyapi sorunlarimiz, ögretmen sorunlarimiz bulunmaktadir. Halen pedagojik formasyonu olmayan ücretli, vekil ögretmen uygulamasi var. Bunun için sözlesmeli olarak, egreti bir sekilde magdur edilen ögretmen arkadaslarimiz var. Biz diyoruz ki, daha kaliteli ve saglikli bir egitim için ögretmen alimi sadece kadrolu yapilmalidir.”

 

Inanç Hürriyeti Konusunda Sikintilar var

Inanç hürriyeti, din hürriyeti gibi konularda bir takim sikintilarin bulundugunu belirten Ahmet Gündogdu, “Adeta ‘düsünün ama yasamayin, inanin ama yasamayin’ deniyor. 28 Subat sürecinin dayatmasi olarak getirilen 12 yasina gelmeyen çocuklarin yazin bile camiye ayak basamamasi, 15 yasina gelmeyen çocuklarin Kur-an Kursu’na gidememesi, yüzde 99’u Müslüman olan bu millete yapilan bir haksizliktir.

 

Din Egitiminde Sikinti Var
Türkiye’de din egitimi konusunda bazi sikintilarin oldugunun altini çizen Gündogdu, Avrupa ülkelerinde bu konuda bir sikinti olmadigini belirterek, “Inanç hürriyeti, din hürriyeti gibi konularda sikintimiz var. Avrupa ülkelerinde din egitiminde bir sikinti olmadigini görüyoruz. Ebeveynler istiyorsa, çocuklarina din egitimi verebilir görüsünün önü açilmalidir” degerlendirmesinde bulundu.

 

Egitim ve çalisma hayatinin önünde hala engeller bulundugunu anlatan Gündogdu, “Burada haddini bildirmeye çalistigimiz kizlarimiz Avrupa ülkelerinde çok rahatlikla okuyabiliyor, parlamentoya girebiliyor. Bu ayiptan bir ön önce kurtulmaliyiz” ifadelerini kullandi.

 

Gözyaslarimizin Rengi Ayni

“Yüzlerimizin, gözlerimizin rengi farkli olabilir. 72 milyon insaniz. Inançlarimiz, düsüncelerimiz farkli olabilir. Ama gözyaslarimizin rengi aynidir” sözleriyle birlik ve beraberlik çagrisinda bulunan Gündogdu, “Bu anlayisla Çanakkale ruhunu yeniden tesis etmemiz lazim. Kirmizi çizgilerimiz elbette olacak. Sehit ailelerini üzmeden, ama bir daha sehit vermemek üzere. Çözüm yeri Meclis olmak sartiyla, illegal örgütler ve terörist basi asla muhatap alinmadan, siyasi liderlerin oy aldiklari kitleler adina Meclis’te çözüm üretmek üzere artik bu sorunun sonuca baglanmasinda fayda var. Terörü is edinmek, hem 400 milyar liramizin heba olmasina hem siyasetin istismar edilmesine hem sendikaciligin istismar edilmesine kapi aralamak demektir. Artik devletin de siyasi iktidarla birlikte bir çözüm gerçeklestirmesi gerekmektedir. Genel demokratiklesmeyle, dogusuyla, batisiyla, kuzeyiyle, güneyiyle; adalette, hukukta, egitimde, kalkinmada, topyekûn Türkiye’nin bütün bölgelerini esitleyen, Afyonkarahisar’daki annemizin, babamizin, dedemizin, ninemizin, çocugunun sehit edilmemesi istegini karsilayan; dogudaki, güneydogudaki anne babanin da çocugunun aldatilarak daga çikarilmasinin önlenme istegi dikkate alinmalidir” degerlendirmesinde bulundu.

 

Etik Kurulu’nu Kime Uygulayacaksiniz?  

“Anayasamizdan yasalarimiza, yönetmeliklerimizden genelgelerimize, iç hizmet kanunlarini, Cumhuriyet’i koruma ve kollama görevini askerimize verirseniz güvenligi kime vereceksiniz” diye soran Gündogdu, “Baskomutan ilan ettiginiz Cumhurbaskaniniza baskomutan diyorsunuz, denetleme görevi veriyorsunuz. Ama bazi kurumlari istisna tutarsaniz, Etik Kurulu’nu kime uygulayacaksiniz. Sadece gazetecilere ve memurlara mi uygulayacaksiniz” seklinde tepkisi dile getirdi.

 

Baskana Dokunuluyor, Valiye Dokunulmuyor

Gündogdu, dokunulmazlik konusuna da deginerek, “Dokunulmazlik kavrami yanlis anlasiliyor. Zannediliyor ki dokunulmaz olan 550 milletvekilidir. Halbuki milletvekillerinden önce dokunulmazligi kalkmasi gereken kurumlar ve sahislar var. Seffaf devlet istiyorsak, devletin esas yüzünün hukuk olmasi lazim. Devletin esas yüzü hukuk oldugunda, bütün vatandaslarina esit yaklasan bir devlet ortaya çikar. Milletvekilleri boyutuyla da, Meclis’te ifade hürriyeti anlaminda dokunulmazligin devam etmesi, ama milletvekilligiyle birlikte isadamligina, insaat sektörüne müteahhitlikle veya yüz kizartici suçlarla giren insanlar varsa, hangi makamda olursa olsun, sonuna kadar dokunulsun” ifadelerini kullandi. Dokunulmazlikla ilgili örnekler veren Gündogdu, “Belediye baskanina dokunuluyor ama valiye dokunamazsiniz. Vali devletin bir temsilcisidir. Allah, kendisine sirk kosanlari affetmez. Devlet de kendisine karsi islenen suçlari affetmiyor. Türkiye’de devlet etigi diye bir sey yok. Biz kamu çalisaniyiz. Egitim ve saglik hizmetleri iyi oldugu zaman, vatandas Allah devlete zeval vermesin der. Ama bir saglik çalisani, bir hata yaptigi zaman, kahrolsun denir ve devlet kaybolur. Dolayisiyla, hesap verebilir devlet, hesap verebilir kurumlari beraberinde getirmesi lazim” diye konustu.

Toplu Sözlesme Talebi
“Türkiye kalkinsin, özgürlük alanlari genislesin diye mücadele veriyoruz” diyen Gündogdu, sunlari kaydetti: “Büyüyen Türkiye’de büyük olmayi istiyoruz. Artik ILO Sözlesmesi’nin maddelerine uyarlanmis, Avrupa Çalisma Sözlesmesi’nin 5’inci ve 6’nci maddelerine koydugumuz çekincelerin kaldirildigi, Anayasamizin 51’inci maddesinin de çaga uyarlandigi bir yapilanma istiyoruz. Örgütlenme hakkinin tam olarak olusturulamamasi, toplu pazarlik hakkinin bize verilmemesi ve degerler boyutuyla da bazi eksiklerin olmasi çalisma hayatimizda beklentilere neden olmaktadir. Emek örgütü olarak bu sene 2.5+2.5 gibi kabul etmedigimiz, Uzlastirma Kurulu’na sikayet ettigimiz, Uzlastirma Kurulu’nun da bizi hakli buldugu bir ortamda yüzde 13’e çikmis issizlik sorununu da görüyoruz.”

 

Vali Imga, Baskan Çoban ve Rektör Altuntas’a ziyaret

Gündogdu, daha sonra Vali Haluk Imga, Belediye Baskani Burhanettin Çoban ve Afyon Kocatepe Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ali Altuntas’i ziyaret etti.

 

Gündogdu, ilk ziyaretini Vali Imga’ya gerçeklestirdi. Gündogdu ve Memur-Sen’e bagli sendika baskanlarinin ziyaretinden memnuniyet duydugunu dile getiren Vali Imga, basta Memur-Sen olmak üzere bütün sendika temsilcilerine görevlerinde basarilar diledi. Ziyarette karsilikli görüs alisverisinde bulunuldu.

 

Belediye Baskani Burhanettin Çoban’i makaminda ziyaret eden Gündogdu, Afyon Kocatepe Üniversitesi’ne geçerek, Rektör Prof. Dr. Ali Altuntas’ ile bir süre görüstü. Egitimin ve bilimin öne çikarilmasini, üniversitelerin bilimin, özgürlügün merkezi olmasini istediklerini vurgulayan Gündogdu, ancak nitelikli egitim alan bireylerle toplumunun gelisecegini, demokrasiye ulasilabilecegini söyledi.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen