Haber
2015-07-24 07:56:18
Anayasa Mahkemesi'nin 6528 sayılı Kanun'a ilişkin iptal kararının gerekçeleri

Anayasa Mahkemesi’nin 6528 sayılı Kanun’un iptal istemine üzerine, 2014/88 Esas, 2015/68 Karar sayılı dosyasında vermiş olduğu 13.07.2015 tarihli gerekçeli kararı, 24.07.2015 tarihli ve 29424 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanmıştır.

 

Dershanelerin kapatılmasına ilişkin hükümlerin değerlendirilmesi

 

Mahkeme, kanunun dershanelerin kapatılması ve kapatılma sürecine ilişkin 8, 9, 12 ve 13. maddelerindeki bir kısım düzenlemeleri iptal etmiştir. Mahkeme, dershanelerin kapatılmasına ilişkin kararının iptal gerekçesini, Anayasa’nın 13 (temel hak ve hürriyetlerin sınırlandırılmasında demokratik toplum düzenine uygunluk ve ölçülülük ilkesine uyulması), 42 (eğitim ve öğrenim hakkı) ve 48. (çalışma ve özel teşebbüs kurma hürriyeti) maddelerine aykırılığa dayandırmıştır.

 

Mahkeme kararında;

 

-Dershanelerin faaliyet sahasını okul dışı eğitim olarak adlandırarak okul dışı eğitim alınmasının eğitim hakkı kapsamında olduğu,

 

-Dershanelerin ‘özel öğretim kurumları’ kapsamından çıkarılarak faaliyetlerine son verilirken okul dışı öğrenim desteği alma ihtiyacının karşılanmasına yönelik alternatif çözüm yollarının öngörülmediği,

 

-Bir üst okula ve yükseköğretime giriş sınavlarına hazırlık ihtiyacını karşılayacak okul dışı alternatif imkânlar sağlanmadan dershanelerin kapatılarak eğitim sisteminden çıkarılmasının, eğitim ve öğrenim hakkına yönelik ölçüsüz bir sınırlama olduğu gerekçelerinden hareketle,

 

-Sınırlama amacını gerçekleştirecek daha az sınırlayıcı araçlara da başvurulmadan tamamen yasaklayıcı bir yöntemle dershanelerin kapatılmasını Anayasa’ya aykırı bulmuştur.

 

Karar sonucunda bugüne kadar dönüşüm sürecini tamamlamamış olup halen faaliyetlerine devam eden dershaneler kapatılmayarak faaliyetlerine devam edeceklerdir.

 

Anayasa Mahkemesi’nin gerekçeli kararındaki “dershaneler tarafından sunulan hizmeti okul dışı eğitim faaliyeti” olarak tanımlamasından hareketle, dershanelerin –her ne kadar yeni bir yasal düzenlemeye kadar 5580 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu kapsamında sayılamasalar da- denetim ve gözetiminin 1739 sayılı Kanun’un 56. maddesinden hareketle Bakanlığın uhdesinde olduğu açıktır. Ancak yine dershanelerin 5580 sayılı Kanun kapsamına alınmaları ve faaliyet esaslarının yeniden belirlenmesi için yasal düzenleme gereklidir.

 

Dershane öğretmenlerinin bakanlık kadrolarına atanması

 

Dershanelerin kapatılmasına ilişkin düzenlemenin iptalinin sonucu olarak dershane öğretmenlerinin Bakanlık kadrolarına öğretmen olarak atanmasına ilişkin 5580 sayılı Kanun’a eklenen ek 1. madde de Mahkemece iptal edilmiştir. Bu durumda dershane öğretmenlerinin Bakanlık kadrolarına atanmasının kanuni dayanağı da ortadan kalkmış oldu.

 

Okul yöneticilerinin görevlendirilmeleri ve görev süresi

 

Mahkeme, okul müdürlerinin görev süresine ilişkin düzenlemenin iptal istemini reddetmiştir.

 

Mahkeme, bu kararındaki gerekçesini esasen;

 

-657 sayılı Kanun’un 88. maddesinden hareketle okul yöneticiliğinin kadrolu bir görev olmayıp ikinci görev niteliğinde olduğu,

 

-Kadrolu bir görev olmayan, ikinci görev niteliği taşıyan okul ve kurum yöneticiliği görevlerinin belirli bir süre ile sınırlandırılmasının, kanun koyucunun bu konudaki takdirini yansıtmakta olup, bu görevlerin sınırsız olarak yapılmasını zorunlu kılan anayasal bir düzenleme bulunmadığı,

 

-Yöneticilerin öngörülen süre sonunda öğretmenlik görevine dönmelerinin bir hak kaybı olarak kabul edilemeyeceği,

 

-Kanunda belirtilen görevlendirme usulünde, belirlilik ve öngörülebilirlik ilkelerine aykırılık bulunmadığı gerekçelerine dayandırmıştır.

 

Bu kapsamda okul yöneticilerinin görevlendirilme sürelerinin 4 yılla sınırlandırılması Anayasa’ya aykırı görülmemiş ve 4 yıllık görev süreleri sona eren yöneticilerin görevlendirmelerinin sona erdirilerek öğretmenlik kadrolarına atanmasında var olduğu ileri sürülen hukuki kargaşa giderilmiştir. Mahkeme, okul yöneticiliği görevlendirmelerinin, özlük hakları, atama ve terfi yönünden kazanılmış hak doğurmayacağı hükmünün iptal isteminin reddi kararını da,

 

-İkinci görev olan yöneticilik görevi sona erdiğinde asıl görevi olan öğretmenlik görevine dönen kişiler yönünden, yöneticilik görevinin atama ve terfi yönünden kazanılmış hak oluşturduğu söylenemeyeceği,

 

-Bu görevlerin kazanılmış hak olarak kabulünün, aynı zamanda söz konusu görevlerin belirli süre ile sınırlanması kuralı ile de bağdaşmadığı,

 

-Okul ve kurum yöneticiliği, kadrolu bir görev olmadığından bu görevler yönünden farklı bir maaş öngörülmediği, ancak okul ve kurum yöneticilerine fiilen derse girmeseler de belirli bir saat karşılığında ek ders ücreti ödendiği; ek ders ücretleri, kural olarak fiilen derse girmenin karşılığı olduğundan, bu ücretin yöneticilik görevi sona eren kişi bakımından kazanılmış hak olduğu söylenemeyeceği, bu bakımdan kazanılmış hakların söz konusu olmadığı gerekçelerine dayandırmıştır.

 

 

Bakanlık merkez teşkilatı ve taşra teşkilatı kadrolarına ilişkin hükümler

 

Anayasa Mahkemesi, Milli Eğitim Bakanlığı merkez teşkilatında Talim ve Terbiye Kurulu Üyesi, Müsteşar Yardımcısı, Genel Müdür, İnşaat ve Emlak Grup Başkanı kadroları ile Bakanlık taşra teşkilatında İl Müdürü, İl Milli Eğitim Müdür Yardımcısı ve İlçe Milli Eğitim Müdürü kadrolarında bulunanların görevlerinin hiçbir işleme gerek kalmaksızın sona ereceğine dair kanun hükmünün de iptaline karar vermiştir. Aynı şekilde şahsa bağlı Şube Müdürü kadrolarında bulunanların eğitim uzmanı kadrolarına atanmasına dair hüküm de iptal edilmiştir. Merkez teşkilatındaki grup başkanları yönünden ise iptal istemini reddetmiştir.

 

Mahkeme bu konudaki gerekçesini,

 

-Kamu kurum ve kuruluşlarının yeniden yapılandırılmaları kapsamında, teşkilat yapısı değiştirilen kurum ve kuruluşların bazı kadrolarında görev yapan kamu görevlilerinin görevlerinin sona erdirilerek başka kadrolara atanmalarının öngörülmesinin hukuki ve fiili zorunluluklar nedeniyle kanun koyucunun takdir hakkı kapsamında olduğu halde iptali istenilen hükümlerde bu türden hukuki ve fiili zorunluluk oluşturan bir yeniden yapılandırmanın söz konusu olmadığı,

 

-Bu durumun kamu personeli olarak görev yapan kişilerin bulundukları görevlerden alınmalarını gerektiren haklı bir neden olmadıkça görevlerine son verilememesi anlamındaki hukuki güvenlik ilkesinin ihlalini teşkil ettiği görüşüne dayandırmıştır. Ancak Anayasa Mahkemesi kararları geriye yürümediğinden, iptal hükmü adı geçen kişilerin söz konusu kadrolara tekrar atanmasını sağlamayacaktır. Bu hususta yeni bir yasal düzenlemeye ihtiyaç bulunmaktadır. Yine Anayasa Mahkemesi kararlarının geriye yürümemesinin doğal bir sonucu olarak görevden alınan kişilerin yerine atananlarca tesis edilen hukuki işlemler geçerliliğini korumaya devam edecektir.

 

Maarif Müfettişi kadrolarına atamalara ilişkin hükümler

 

Mahkeme, Milli Eğitim Başdenetçisi, Milli Eğitim Denetçisi ve İl Eğitim Denetmeni kadrolarında bulunanların Maarif Müfettişi kadrosuna atanmasına ilişkin düzenlemenin iptal istemini reddetmiştir. Mahkeme, bu kararının gerekçesini,

 

-Rehberlik ve denetim hizmetleri yönünden teşkilat yapısı değiştirilen Milli Eğitim Bakanlığı’nın Milli Eğitim Denetçisi ve İl Eğitim Denetmeni kadrolarında görev yapan kamu görevlilerinin görevlerinin sona erdirilerek Maarif Müfettişi kadrolarına atanmış sayılmalarının öngörülmesi, yeniden teşkilatlanma sonucu ortaya çıkan hukuki ve fiili zorunluluklardan kaynaklandığı,

 

-Hukuki ve fiili zorunluluklar nedeniyle kazanılmış haklar korunarak başka kadrolara atama yapılmasının kanun koyucunun takdir alanı içinde olduğu,

 

-Bu kişilerin mali haklarının sabitlenmeksizin kamu görevlilerinin maaşlarına yapılacak iyileştirmelerden de yararlanacakları dikkate alınarak mali hakları yönünden kazanılmış haklarının ihlal edildiğinden söz etmek mümkün olmadığı görüşüne dayandırmıştır. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen