Haber
2013-03-21 06:37:40
Anayasa’ya Aykırı Yönetmeliği Tanımamak Suç Değil, Erdemdir

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, “yönetmeliği tanımıyoruz deyince suç işlediğimizi düşünenler varsa, Anayasa’ya aykırı yönetmeliği tanımamak suç değil, erdemdir. Bu bir başkaldırı değildir, baş eğmemek, boyun eğmemektir. Onlarca yıldır erkekler için bir şapka kanunu var ama buna uyan yok. Biz evrensel hukuka, Anayasa’ya ve yasalara uygun bir eylem başlattık” dedi.

Gündoğdu, “Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” konferansına katılmak üzere gittiği Kırıkkale’de Vali Ali Kolat’ı ve Rektör Prof. Dr. Ekrem Yıldız’ı ziyaret etti.

Gündoğdu, valilik ziyareti öncesi basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye’nin, öteki oluşturmayan, vatandaşı tanımayan devlet olgusundan, tanıyan devlete geçmesi gerektiğini söyledi.

Yönetmeliğe Uymamak Başkaldırı Değildir, Boyun Eğmemektir

Hükümetten, topladıkları 12 milyon 300 bin dilekçeyi işleme koymasını beklediklerini dile getiren Ahmet Gündoğdu, “Bilimsellikte özgürlüğe karşı çıkmak yoktur. Laiklik, başı açık olmanın ve başı örtülü olmanın teminatıdır. Ateistliğin, dindarlığın teminatıdır. ‘yönetmeliği tanımıyoruz’ deyince suç işlediğimizi düşünenler varsa, Anayasa’ya aykırı yönetmeliği tanımamak suç değil, erdemdir. Bu bir başkaldırı değildir, baş eğmemek, boyun eğmemektir. Onlarca yıldır erkekler için bir şapka kanunu var ama buna uyan yok. Biz evrensel hukuka, Anayasa’ya ve yasalara uygun bir eylem başlattık” şeklinde konuştu.

 

Milletin Örtüsüne Dil Uzatmak Milletvekili de Olsa Kimsenin Haddi Değildir

“Bugün Belçika meclisinde Merve Kavakçı ayakta alkışlanıyor. Bosna-Hersek’te başörtülü belediye başkanı var. Biz hala kadınların ne giydiğine, erkeklerin kravatlı olup olmadığına bakıyoruz” diyen Gündoğdu, şunları söyledi: “Toplum mühendisliğinden, kaportaya bakarak memur tanımlama hastalıklarından, üretilen işlere bakılmasına geçilmesi lazım. Normalleşmek lazım. Yaptığımız sivil itaatsizlik eylemi normalleşmenin bir adımdır. Buradan CHP’li Hüseyin Aygün’e çağrıda bulunmak istiyorum. Demokrasi, evresel hukuku içselleştirmeyi gerektirir. Dağdaki teröriste iyi çocuklar deyip de bu milletin örtüsüne dil uzatmak milletvekili de olsa kimsenin haddi değildir. Milletten oy aldığını hatırlayarak Meclis’in ruhuna uygun hareket etmesi daha sağlıklı olur. Aksi takdirde özgürlüklerle kavgalı olanların gittiği yere doğru yolcuğunu devam ettirecektir.”

Daha sonra Vali Ali Kolat’ı makamında ziyaret eden Gündoğdu, sendikal çalışmalar, imza kampanyası, başörtü meselesi, anayasa çalışmaları ve barış süreci hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Adalet Bakanlığı önünde patlatılan bomba ile ilgili konuşan Gündoğdu, çözüm sürecine balta vurmak isteyenlerin amaçlarına ulaşamayacaklarını kaydetti.

 

 

Toplumsal Mutabakat Oluştu

Sahibi oldukları ideolojinin temsilcilerinden korktukları için yasakları savunmak zorunda kalan sendika ve konfederasyonlar olduğunu söyleyen Gündoğdu, “Topladığımız imzalar, toplumsal mutabakatı ortaya koymuştur. İmzalarımızı teslim ederken, 18 Mart’a kadar süre vermiştik. Bu tarihe kadar darbe dönemi yönetmelik kaldırılmadığı için Memur-Sen ve bağlı sendikalarımız olarak 18 Mart’tan itibaren işyerlerimize serbest kıyafetle gitme kararı aldık. Bu, Memur-Sen’in eylemidir. Ancak gördük ki, diğer konfederasyonların üyeleri de bizim kampanyamıza katıldılar. Memur-Sen’in özgürlükçü tavrından korkan bir konfederasyon, sadece bir hizmet kolunda serbest kıyafet eylemi kararı aldı. Diğer hizmet kollarında görev yapan kamu görevlilerinin özgürlüğü hak etmediklerini mi düşünüyorlar? Üye kaybetmekten korkularak yapılmış olsa bile, aldıkları eylem kararını, tüm hizmet kollarında gerçekleştirmelerini beklerdik” ifadelerini kullandı.

Memur-Sen olarak talep ettikleri bazı konuların, Kamu-Sen’e bağlı bazı sendikalar tarafından, “Memur-Sen’den akıllara durgunluk veren açıklamalar” şeklinde eleştirildiğini belirten Gündoğdu, talep ettikleri konuların, “Ötekileştirmeyen bir Anayasa (laiklik), benim vatanım, benim bayrağım diyenler kadar, benim anayasam da diyebilmeli. Milletin değerlerini koruyan, cumhuriyet ve demokrasi dengesini kuran bir Anayasa, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması, din eğitimi (Kur’an ve Siyer dersleri), karma eğitim mecburiyetinin kaldırılması, andımızın kaldırılması ve isteyenler için namaz kılabilecekleri yer tahsisi” olduğunu, bugün de birçoğu hayata geçen bu taleplerinin arkasında olduklarını vurguladı. 

Provokasyona Gelmemeliyiz

Hukuk kurallarına aykırı davranan terör örgütü elemanlarının hukuk karşısında hesap vereceğini belirten Gündoğdu, kanla beslenen ve yapısında kin olan toplumların tarihten yok olmaya mahkûm olduğunu vurguladı. Şehit aileleri ve gazilerin onurunu kırmadan; ‘Kardeşlik Projesi’nin devam etmesi gerektiğini dile getiren Gündoğdu, terör örgütünün anayasa ve ülkenin gelişmişliğine vereceği zararların önüne geçilmesi ve bu konuda vatandaşların provokasyona gelmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye ne zaman gelişmişlik gösterse önünün terör ile kesildiğine dikkat çeken Gündoğdu, şöyle devam etti: “Türkiye ne zaman dünya ekonomisinde üst sıraları zorlasa, gelişmişlik anlamında Batı ülkelerini yakalasa, ülkemize yönelik maddi ve manevi saldırılar geçmişte olduğu gibi bugün de karşımıza çıkıyor. Türkiye Cumhuriyeti hukuk kurallarına uymayan, gerek maddi gerekse fiziki saldırıları yapan başta terör örgütü ve onların uzantılarının hukuk karşısında hesap vermesi gerekmektedir. Baktığımız zaman aynı vatan toprakları üzerinde yaşıyor; Kurtuluş Savaşı’nda aynı cephede omuz omuza veren insanlardan oluşan, mazisi başarılar ve zaferle dolu bir toplumuz. Aynı gemide yaşıyoruz ve geminin su almaması için gerekli fedakârlıkları ortaya koymamız gerekiyor.”

 

Her Kesimi Kapsayan Bir Anayasa İstiyoruz

Demokratik bir anayasanın hazırlanmasının önemli olacağını ve bu anayasanın her kesimi kucaklaması gerektiğini ifade eden Gündoğdu, “Demokratik ve anayasal atılımların bir an önce gerçekleştirilmesi gerekiyor. Herkesi, her kesimi içeren kapsamlı bir anayasa bekliyor ve istiyoruz. Dileğimiz bu yönde. Genel seçimde dört parti de anayasada düzenli bir değişiklik istiyor, yine milletimiz eski düzene dayalı anayasadaki bazı maddelerin kaldırılmasını ve daha özgür bir anayasa sistemi ile ülkenin yönetilmesini istiyor. Bunlar milli egemenliği ve laikliği benimseyen global ülkelerin eşit ve paydaş haklarının başında geliyor. Hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde yargının daha da güçlendirilmesi gerekiyor” diye konuştu.

Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nde yargının daha fazla güçlenmesi gerektiğini söyledi. Yeni ve sivil bir anayasa hazırlanması gerektiğini belirten Gündoğdu, “Herkesi, her kesimi kapsayan bir anayasa bekliyoruz ve istiyoruz” dedi.

4+4+4 Sistemine Öncülük Yaptık

Memur-Sen olarak demokrasiyi ve başörtüsünü sorun olmaktan çıkarmak istediklerini kaydeden Gündoğdu, “28 Şubat döneminde getirilen 8 yıllık zorunlu eğitim tek tip insan yetiştirmeyi hedefledi. Bu garabeti de eğitim ve eğitimcilerin eliyle yapmaya çalıştılar. Eğitim-Bir-Sen olarak Milli Eğitim Şurası’nda 4+4+4 sistemine öncülük yaptık. Bu sistemin işçilik hataları olmuş olabilir. Ancak bu işçilik hatalarından kurtularak merkezinde öğrencinin olduğu bir uygulamayı hayata geçirmemiz lazım. Eğitimin kaliteli olması için de eğitimcilerin özlük haklarının düzeltilmesi lazım” dedi.

Rektör Yıldız’a Ziyaret

Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, daha sonra, Eğitim-Bir-Sen Kırıkkale 2 No’lu Şube Başkanı Murat Şahin ve yönetim kurulu üyeleriyle birlikte Kırıkkale Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ekrem Yıldız’ı ziyaret etti.

Kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü için gerçekleştirdikleri sivil itaatsizlik eylemi hakkında bilgi veren Gündoğdu, Rektör Yıldız’dan, üniversitede Nisan ayında yapılacak olan maaş promosyonu görüşmelerinde promosyonun eşit dağılmasını, görevde yükselme ve unvan değişikliği sınavının belli periyotlarla yapılmasını, tıp fakültesinin merkez kampüse taşınmasından dolayı yaşanan personel servisi sorununun çözülmesini istedi.

“Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz”

Ahmet Gündoğdu, ziyaretlerin ardından “Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” konulu konferansa katıldı. Herkesin ‘benim anayasam’ diyebileceği bir anayasa istediklerini belirten Gündoğdu, “Bu ilde ve bu ülkede ‘benim bayrağım, benim vatanım, benim milletim, benim ülkem’ diyen herkesin ‘benim anayasam’ diyeceği bir anayasa istiyoruz. İdeolojik yaklaşımlarla, tanımsız laikliklerle, milleti göbeğini kaşıyan adam ilan ederek devleti, millete hizmet eden organizasyon olmaktan çıkarıp milleti döven tokmağa döndüren anlayışları şiddetle reddediyoruz. Bugün de aynı gür sesle öteki oluşturmayan bir anayasa isteğimizi yineliyoruz. Buradan iktidara çağrıda bulunuyorum. Karma eğitim mecburiyeti kaldırılmalı, Bostancıoğlu’nun getirdiği kirlilik temizlenmeli, eskiden olduğu gibi, kız meslek liseleri, erkek liseleri, kız liseleri, alternatifler ve karma liseler devam etmeli. Andımızın kaldırılmasını istemişiz. Eyvah! Burada zaten işler değişmiş. Bir televizyon programında tartışıyoruz. Sıra andımıza geldi. Pedagojik açıdan, bilimsel açıdan, bunun ne kattığı ne katmadığı konusunu konuşacağız. İki dakikada ‘Ahmet Bey sen Türk müsün değil misin’ diye soruyorlar. Türküm, ne olacak. Kürt de olabilirdim. Silivri cezaevi Türk’ten, Kandil Kürt’ten geçilmiyor. Ne olacak? Önemli olan insan olmak, değerli olmak, erdemli olmaktır. Irk adama üstünlük sağlasaydı Cenab-ı Hakk’ın kainatı yüzü suyu hürmetine yarattığı peygamberimizin amcasının elinin kuruması için Leheb Süresi inzal oluyor, inzaline Peygamberimiz aracılık ediyor. Yani Peygamberimiz Arap ama Ebu Cehil’in Araplığı ona hiçbir avantaj sağlamıyor. O zaman pedagojik olmayan, bilimsel olmayan; Türküm, doğruyum, çalışkanım dediği için kimsenin çalışkan olmadığı bir hayatta eğitimi bilimsel yaklaşımlarla idare etmek lazım. İsteyenler için devlet dairelerinde namaz kılacak mekanların açılmasını da buradan ifade ediyorum. Kamu-Sen’e de çağrıda bulunuyorum. Biz mescit de istiyoruz” dedi.

Başörtüsü konusuna da değinen Gündoğdu, şunları söyledi: “Yıl 1930 kadına seçme hakkını vermişiz. 1934, kadına seçilme hakkı vermişiz. Devlet vermiş. Bu hak kimin tekelinde, nasıl veriyor kısmını bilmiyorum. Yıl 2013, devlet memuru kadına ne giyeceğini seçme hakkını vermiyoruz. Çağdaşlıkta zirve mi? Çağdışılıkta zırva mı bilemiyorum. Başörtülü kadına diyorsun ki, sen cumhurbaşkanı eşi olabilirsin, başbakan eşi olabilirsin, milletvekili eşi olabilirsin, memur eşi olabilirsin ama bunların kendisi asla olamazsın. Bu, cinsiyet ayrımcılığıdır. Bu, eş kontenjanından kadına muamele çekmektir. Bu, faşistliktir. Bu, dayatmadır. Biz halen kadınlarını turnikeler arasında eleyen yaklaşımlara devam ediyoruz. Başörtüsü sorununa sendikal rekabet olarak bakmıyoruz. Bu sorunun çözümüne kim katkıda bulunuyorsa teşekkür ederiz.”

Konferansa, Kırıkkale Belediye Başkanı Veli Korkmaz, İl Milli Eğitim Müdürü Hacı Ali Okur, Kırıkkale Kamu Hastaneleri Birliği Genel Sekreteri Uz. Dr. Dilek Öztaş, İl Gıda, Tarım ve Hayvancılık Müdürü Recep Kırbaş, Memur-Sen İl Temsilcisi ve Eğitim-Bir-Sen Kırıkkale 1 No’lu Şube Başkanı Oktay Sümer, 2 No’lu Şube Başkanı Murat Şahin ve Şube Yönetim Kurulu üyeleri ile çok sayıda davetli katıldı. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen