Ankara 5 No’lu Sube Isyeri Temsilcileri Toplantisi Yapildi

Ankara 5 No’lu Subemiz, isyeri temsilcileri toplantisini, Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin ve Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Teyfik Yagci’nin katilimiyla gerçeklestirdi.

Ankara Üniversitesi, Gazi, Hacettepe, ODTÜ, Yildirim Beyazit Üniversitesi ile Yüksekögretim Kurulu Baskanligi isyeri temsilcilerimiz Balgat’ta bir araya geldi. Ankara 4 No’lu Sube Baskanimiz Tekin Korku ve Sube Yönetim Kurulu üyelerinin de katildigi toplantida konusan Ali Yalçin, demokrasi disi yönetimlerde yönetime etki etmenin yolunun feodal olusumlardan, demokratik toplumlarda ise sivil toplum kuruluslarindan ve demokratik kitle örgütlerinden geçtigini söyledi.

Yalçin: Çaresiz Degilsiniz, Çare Sizsiniz

Sinirsiz gücün yozlasmaya mahkûm oldugunu vurgulayan Yalçin, “Güç dagitilmadigi zaman tiranlasir. Demokrasilerde katilimcilik esastir. Yönetime katilmanin yolu ise örgütlü olmaktan geçmektedir. Toplumsal sorunlarin ve çalisma hayatinda yasadigimiz problemlerin asilmasinda sihirli bir el beklemek yanlistir. Unutmayalim ki sorunlarin çözümü için anahtar elimizdedir. Çözümü baska yerde aramayin. Çaresiz degilsiniz, çare sizsiniz” dedi.

Yüksekögretim kurumlarinda örgütlenme oraninin her geçen gün arttigini ifade eden Yalçin, “Üniversiteler, derebeylik olmaktan çikiyor. ‘Ordu Göreve’ pankarti altinda yürümeye zorlanan çalisanlar ne yapmalari gerektigini kavramis durumdalar. Üzülerek ifade etmeliyiz ki, yillardir üniversitelerde örgütlü yapilar var. Ama görüldü ki, sadece örgütlü olmak degil, dogru çati altinda örgütlenmek önemliymis. Onun için Egitim-Bir-Sen’in yüksekögretim kurumlarinda üye sayisi her geçen gün artarak devam ediyor” seklinde konustu.

Yagci: Keyfilik Varsa Zafiyet de Vardir

Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Teyfik Yagci, sendika yönetimine üniversiteden gelen biri olarak üniversitelerin yapisini ve sorunlarini çok iyi bildigini belirterek, söyle konustu: “13/B maddesi geregi defalarca görev yeri degistirilmis ve haddi bildirilmeye çalisilmis bir arkadasinizim. Yüksekögretim kurumlarinda yasanan magduriyetler hiçbir yerde ayni oranda yasanmiyor. Yillar sonra ögrendigim gerçek su: Eger bir yerde keyfilik varsa, mutlaka zafiyet de vardir.”

“Demokratiklesme, isin dogasi geregi, üniversitelerden baslamasi gerekirken, gelin görün ki, en son üniversitelere ugruyor” diyen Yagci, “Diger kamu kurumlarinda yönetsel süreçlerde paydas kuruluslar, sendikalar temsil edilirken üniversitelerde sadece Kurum Idari Kurulu toplantilarinda bulunabiliyorlardi. Diger kurumlarda disiplin kurullarina sendikalar eslik ederken, üniversitelerde yasal mevzuati açik oldugu halde yillardir esigine bile yaklastirilmadi. Bunlar yöneticilerin keyfi davranisidir ama unutmayalim ki, çalisanlar olarak bizlerin zafiyetidir” ifadelerini kullandi.

Üniversitelerin katilimciligi esas almasi ve yönetsel bütün mekanizmalarda yargisiz infazlarin yasanmamasi için tüm çalisanlarin örgütlü olma mecburiyeti bulundugunu kaydeden Teyfik Yagci, “Sendikamizi anlatmadigimiz, üye yapmak için teklif götürmedigimiz hiçbir arkadasimiz kalmamalidir” diye konustu.

Okuyucu: Örgütlü Gücümüzü Çogaltmaktan Baska Çaremiz Yok

Ankara 5 No’lu Sube Baskanimiz  Ayhan Okuyucu ise, üniversitelerin insan kaynaklarinin yönetiminde sorunlu degil, sorumlu davranmasi, keyfi uygulamalarin son bulmasi için çalisanlarin örgütlü olmasinin kaçinilmaz oldugunu dile getirdi. Toplantinin amacinin örgütlenme çalismalarini gözden geçirmek, talepleri disipline edip çözüm yollarini zorlamak ve istisare etmek oldugunun altini çizen Okuyucu, çalisanlarin üniversiteye her gün gidip gelmelerinin üniversitede var olduklari anlamina gelmeyecegine dikkat çekerek, “Var olmak, varliginin farkinda olmak ve varligini hissettirmekle olur” dedi.

“Eger üniversitelerde idari personel ve bazi çalisanlar kendilerini yöneteceklerin seçiminde söz sahibi degilse, burada bir çarpiklik var. Ülkeyi yönetenleri seçmeye hakkimiz var, üniversiteyi yönetenleri seçmeye hakkimiz yok. Olmaz böyle sey” diyerek sözlerini sürdüren Okuyucu, yeni YÖK Reformu taslaginin tartismaya açildigi bir dönemde bunlari söylemenin ve dikkatleri bu noktaya toplamanin önemli oldugunu söyledi.

Okuyucu, “Kimse sorunlari birilerinin çözecegini düsünmesin, sorunlarin çözümü bizim elimizdedir. Örgütlü gücümüzü çogaltmaktan baska çaremiz yok” seklinde sözlerini tamamladi.