Başörtüsü Yasağı Sona Ermeli
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, başörtüsü yasağının kaldırılması gerektiğini söyledi. Yasağın, kadın-erkek eşitliğine aykırılığının yanı sıra kadın-kadın eşitliğine de aykırı olduğunu ifade eden Gündoğdu, yasağın resmen bir cinsiyet ayrımcılığı olduğunu, Türkiye’nin en kısa zamanda bu ayıptan kurtulması gerektiğini kaydetti.
Ahmet Gündoğdu, Çorum Şubemizin Genişletilmiş İl Divan Toplantısı’na katıldı. Gündoğdu, toplantıdan önce gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
Sendikacılığı değerler sendikacılığı olarak gördüklerini ve bu ilkeler doğrultusunda sendikacılık yaptıklarını belirten Gündoğdu, bu kapsamda dünyadaki bütün mazlumların kendi alanlarına girdiğini ifade etti. Dünyadaki mazlumların sözcülüğünü yapma ve kamu çalışanlarının hak ve özgürlüklerini gözetme anlayışıyla sendikacılık yaptıklarını söyleyen Gündoğdu, “4688 sayılı Kanun faaliyet alanımızı ülke sınırlarından ibaret saysa da, gönül yasamız bütün insanlığa ulaşacak büyüklüktedir. Bunun için hem ülkemizde hem de dünyadaki mazlumların sözcüsü olduk, onlara yardım elini uzattık” dedi.
Kıyafete Bakılarak Toplum Mühendisliği Yapılmasını İstemiyoruz
Milli Eğitim’deki kılık kıyafet yönetmeliğindeki değişiklikle bardağın yarısının dolduğunu, ancak bardağın diğer yarısının boş olduğunu belirten Gündoğdu, devlet dairesinde erkek öğretmenin kravat mecburiyeti başta olmak üzere serbestliğe geçilmesi gerektiğinin altını çizerek, kadın öğretmenin başörtülü olarak derse girememesinin cinsiyet ayrımcılığı olduğunu vurguladı. Bu ayrımcılığa son verilmesi çağrısında bulunan Gündoğdu, başörtüsünün inanç ve demokrasi özgürlüğü gereği serbest olması, doğuştan gelen haklar gereği de asla yasaklanmaması gerektiğini belirtti.
Kıyafetine bakılarak insanların değerlendirilmesini istemediklerini kaydeden Gündoğdu, başörtüsüne özgürlük konusunda seferberlik başlattıklarını, TBMM önünde bir eylem gerçekleştirdiklerini, daha sonra bütün illerde bu eylemlerin devam ettiğini dile getirdi.
Gündoğdu, “Artık ne yaptığına bakılan memurlar olmak istiyoruz. Başörtüsüne, kravatına, pantolonuna, ceketine bakılarak toplum mühendisliği yapılmasının bitmesini istiyoruz. Batıda kimsenin ne giydiğine bakılmıyor. Temiz olması ve genel çerçeveye uyması gibi konular yeterli” şeklinde konuştu.
Suriye’de İnsanların Hayatının Karartılmaması İçin Önlem Alınmalıdır
Suriye’deki gelişmeleri de değerlendiren Ahmet Gündoğdu, Esed’in sözcüsü Rusya’nın dahi Esed’in gideceğini dillendirdiğine işaret ederek, Türkiye’de hükümetin, devletin, sivil toplum kuruluşlarının, siyasi partilerin tamamının Suriyelilerin demokrasiye geçişine bir an önce katkıda bulunması ve oradaki çocukların geleceğinin karartılmaması için önlemler almasını istedi.
Suriye’de kendi halkına zulmeden bir yönetim olduğun belirten Gündoğdu, Suriyelilerin de kendi seçtikleri yöneticiler tarafından yönetilme hakkı olduğunu vurguladı.
Kirli Hukuk Özlemi Sahneye Sürülüyor
Ergenekon davası başladığında yargı sürecinin uzadığını söyleyenlerin, davanın sonuna yaklaşılınca, davanın bitmemesi için çalıştıklarına dikkat çeken Gündoğdu, “Şimdi de dava bitmesin, uzasın diyorlar. Kirli hukuk özlemi sahneye sürülüyor. Bunun başında da CHP ve İşçi Partililer geliyor” diye konuştu.
Referandum, Milletin Devletine Geçişin Kapısını Araladı
Referandumla devletin milletinden milletin devletine geçişin kapısının aralandığını anlatan Gündoğdu, şöyle konuştu: “Devlet, ‘hem döver hem sever’ dendi. Son zamanlara kadar sevdiğini pek göremedik ancak her on yılda bir darbeler eliyle milletini döven devleti gördük. Milletini döven derin devletti, jakoben devletti. Ancak referandum, sivil anayasaya geçişin ve milletin devletine geçişin kapısını araladı. Bunun için ‘toplu sözleşmeye de, toplumsal sözleşmeye de evet’ dedik.”
Yetkisini Paylaşmak İstemeyenler Oldu
Referandumda ‘evet’e öncülük edip bunun tadını çıkarmak isterken toplu sözleşme yasasının çıkması ve toplu sözleşme sürecinde bu sevinci yaşayamadıklarını ifade eden Gündoğdu, yetkisini paylaşmak istemeyen iktidar ve bürokrasi ile karşılaştıklarını belirtti. Bu direncin özellikle Maliye tarafından gösterildiğini dile getiren Gündoğdu, yüzde 50 oy alan iktidarın, memur maaş zammını belirleyemeyecek olmasının hazımsızlığını yansıttığını kaydetti.
Dünün Yasakçıları Bizim Sayemizde Özgürlükçü Oldular
Türk Eğitim-Sen ve Kamu-Sen’in 28 Şubat sürecinde kayıp olduğunu, başörtüsüne özgürlük isteyenlerin gerçekleştirdiği eylemlerin hiçbirine katılmadığını söyleyen Ahmet Gündoğdu, “770 öğretmen başörtüsü yüzünden okullarından uzaklaştırıldı. Destek istemek için kendilerine giden bu öğretmenlere, ‘devlet yasaklıyorsa, vardır bir hikmeti’ dendi. Hatta, başını açmayıp okula gitmedikleri için de, öğrencileri komünistlere bırakmakla suçlamışlardı. Peki, kimdi o komünistler; şimdi kanka oldukları sendika ve konfederasyonlar. Ama biz sıkıştırdıkça onlar da başörtüsüne özgürlüğü dile getirmeye başladılar. Taklit edilmekten rahatsız değiliz. Yeter ki milletimizin bir kazancı olsun” diye konuştu.
Eşkil: Hedef, Üye Sayımızı 3 Bin 500’e Çıkarmak
Çorum Şube Başkanımız Tahir Eşkil ise, Şube olarak 2 bin 500 üyeyle yetkili olduklarını ifade ederek, 2013 yılında üye sayısını 3 bin 500’e çıkarak, yetkiyi devam ettirmeyi hedeflediklerini kaydetti.
“Bu hedef için var gücümüzle çalışmaya devam ediyoruz” diyen Eşkil, sözlerini şöyle tamamladı: “Eğitim çalışanlarının, üyelerimizin mali ve sosyal haklarını iyileştirme, geliştirme adına hukuki ve teknik destek vermeye devam ediyoruz.”
Erol Kavuncu’ya Ziyaret
Toplantının ardından ilçe temsilcileri ve Memur-Sen’e bağlı sendikaların yöneticileriyle bir araya gelen Ahmet Gündoğdu, Çorum programı dahilinde, Kredi ve Yurtlar Kurumu İl Müdürü Erol Kavuncu’yu da ziyaret etti. Kavuncu’nun yeni hizmet yerinde de büyük başarı sağlayacağını söyleyen Gündoğdu, amaçlarının insana hizmet olduğunu kaydetti.
Kavuncu’nun görev alanının da buna müsait olduğunu belirten Gündoğdu, başarılarının devamını diledi.
Erol Kavuncu ise, ziyaretten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, hizmetlerinin eksiksiz devam edeceğini ifade etti.
