Bu Ülkeyi Yeniden İnşa Etmek İçin Sendikacılık Yapıyoruz

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ülkeyi yeniden inşa etmek için sendikacılık yaptıklarını ifade ederek, “Demokrasiyi yeşertmek, medeniyet değerlerimizi yaşatmak için çalışıyoruz” dedi.

Memur-Sen Genişletilmiş Başkanlar Kurulu Toplantısı Alanya’da başladı. Üç gün sürecek toplantının açılış konuşmasını yapan Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, Memur-Sen’in sendikacılık ve memleket meselelerinde her zaman öncü olduğunu söyledi.

Kuruş Değil Duruş Sendikacılığı

Hedeflerinin, cüzdan değil, vicdan odaklı sendikacılık yapmak ve bunu gelenek haline getirmek olduğunu kaydeden Gündoğdu, “Bizim yaptığımız, kuruş değil, duruş sendikacılığıdır. O yüzden öğretmenlerle ilgili tartışmalarda doğru yerde ve dik durmayı seçtik. Ücretle ilgili sorunu telafi etmek mümkündür ama itibar kaybı olursa, onu yeniden ihdas etmek çok kolay değildir. Eşit işe eşit ücret düzenlemesinde, muadili bulunmadığı gerekçesiyle ek ödeme kapsamı dışında tutulan öğretmen ve öğretim elemanlarının mağduriyetinin giderilmesi konusundaki mücadelemiz ve yetkililer nezdinde girişimlerimiz sürüyor. Bu adaletsizliğin giderilmesi için elimizden geleni yaptık ve yapmaya devam ediyoruz” şeklinde konuştu.

İstikametimiz Millet

“Terörle mücadelede ülkemiz için katma değer üretebilirsek ve terör belasından kurtulursak iyi bir şey yapmış oluruz” diyen Gündoğdu, sözlerini şöyle sürdürdü: “Millet’in belirlediği istikamet doğrultusunda biz varız. Kandan, şehit cenazelerinden nemalananları, bundan mahrum etmek için varız. Bu sorunun bitmesi gerektiğine inanıyoruz. Bu ülkede kardeşçe, ortak kültürü oluşturarak, yaşama mecburiyeti var. Onun için biz, bugüne kadar 30 bin can kaybından ve 480 milyar liralık bir kayıptan söz ediyoruz. ‘Bunun arkasında kim var; dış güçler mi, iç güçler mi’ olduğunu konuştuk. Biz Başbakan’ın teklifiyle akil adam olmadık. Akil adam, akil insan odur ki, her türlü illegal yapılanmaya karşı olan, milletin değerlerine önem veren, terörden beslenenlerin elinden oyuncağını almak, bataklığı kurutmak için destek sunan her kişi ve her örgüt akildir. Memur-Sen olarak biz 700 bin akil insanız. Önce bunun altını çizelim. Teklifin bize yüklediği sorumluluk nedir? Altını çizerek söylüyorum: Teröristle mücadele sorunu bizim işimiz değil. Biz terör bataklığını kurutmak için mücadele ediyoruz. Bu güvenlik sorunudur, devletin işidir ama bir daha terör olmaması için devletin atması gereken adımlar nelerdir? Milletin, STK’ların, bürokratın neler yapması gerektiği sorusuna topyekûn cevap aramak bizim işimiz. Onun için bize düşen, milletin yürek yangınına serçe misali su taşımaktır. İbrahim’in ateşini söndürmek için su taşıyan serçe, ‘yerimiz belli olsun’ diyor. Bizim yerimiz de milletin yeridir, durduğumuz yer burasıdır. Bazı siyasi parti liderleri insafsızca hakaret ediyorlar. Onların provokatörleri de, akil insanlar sokağa çıktığında karşısına çıkıyor. Sayın Başbakan bizi Dolmabahçe’ye davet ettikten sonraki süreçte Kamu-Sen genel başkanı da MHP genel başkanı gibi tehdit içeren sözler sarf etti. Bunlar hiç önemli değil. Başbakan’la bu konunun konuşulduğu toplantıya katılmak ihanetse, Ergenekon Terör Örgütü’ne ev sahipliği yapmak nedir? Bugün vatanı ve milleti Ergenekon’a peşkeş çekenler vatanın bölünmezliğinden bahsediyor.”

Konuşmasında, “Çözüm sürecinde başarısız olursak ne olur” diye soran Gündoğdu, “Bu millet Çanakkale’de yedi düvele karşı Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i ile bu ülke için savaştı. Bu süreç başarısız olursa; silah tüccarları, öldürmeyi geçim kaynağı yapanlar, şehit cenazesi istismarını geçim kaynağı haline getirenler kazanmaya devam edecek. Bu, kazanç değil, milletin kaybıdır. Bu milletin artık kaybedeninin olmadığı yeni süreci hep birlikte oluşturmamız lazım” ifadelerini kullandı.

Darbecilerin Yönetmeliğini Tanımıyoruz

Darbe döneminin ürünü olan kamuda kılık-kıyafet yönetmeliğini eleştiren Ahmet Gündoğdu, şöyle konuştu: “Kadına başı açık olmayı dayatan, erkeğe bıyığını üstten almamayı şart koşan, ense tıraşına şekil veren, ayakkabının topuk boyu, eteğin yırtmacına kadar karışan ucube yönetmeliği tanımıyoruz, ebediyen de tanımayacağız. Yönetmeliğe uymamak bir başkaldırı değil, erdemliliktir, boyun eğmemektir. Bu yönetmeliği tanımadığımız için suç işlediğimizi düşünenlere çağrıda bulunuyorum. Şapka kanunu hala yürürlüktedir. Valisi, müftüsü, Kamu-Sen’lisi ve KESK’lisi de şapka giymiyor, şapka kanununa göre herkes suç işliyor ama birileri bakanlıklara yazı yazarak, ‘burada kılık-kıyafet yönetmeliğine uymayan Memur-Sen üyesi var’ diyor. Hükümete buradan çağrıda bulunuyorum. İster yönetmeliği kaldırın ister kaldırmayın, biz bu yönetmeliği ebediyen tanımayacağız. İmza kampanyasına başlarken bu sorunu çözmek için güçlü destek bekliyorsa hükümet, bundan daha güçlü destek olmaz.”

Mescit ihtiyacını karşılamanın devletin görevi olduğunun altını çizen Gündoğdu, “Devlet dairelerinde, okullarda veliler, öğrenciler ve öğretmenlerimizden namaz kılmak isteyenler için mekân tahsis edilmesini istiyoruz” dedi.

Televizyonlar da Çözüm Sürecine Destek Olmalı

Türkiye’de terörün bitmesi için dizilerin konsept değişikliğine gitmesi gerektiğini söyleyen Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, girilen çözüm sürecinde medyaya da önemli görevlerin düştüğünü kaydetti. Gündoğdu, “Dizilerde değerlerimiz, güneydoğu ile batıyı birleştiren esas mayanın medeniyet değerlerimiz öne çıkartılmalı. Mesela Çanakkale şehitlerimizi gidenler görüyor. Orada Kürt Mehmet ile Laz Ahmet, aynı değerler uğruna bedeller ödemişler. Bunu öne çıkartan, ayrı olan noktalarımız yüzde 1 ise, ortak yanlarımız yüzde 99. Yüzde 1’i değil de, yüzde 99’ı ortaya koyan konsept değişikliğine ihtiyacımız var” diye konuştu.

Türkiye’nin geleceğini reytinge kurban vermemek gerektiğine dikkat çeken Gündoğdu, şunları kaydetti: “Öğrencilere, çocuklara örnek olacak, neyi yansıtırsak daha çok izlenir diye medyanın reyting uğruna değerlerin harcandığı değil, izleyen olmasa da değerleri öne çıkaran, gelecek vurgusunu öne çıkartan, aktör olan Türkiye’yi ortaya çıkarmamız gerekiyor.”

Haberlerde değişikliğe gidilmesi gerektiğini vurgulayan Gündoğdu, şöyle devam etti: “Geçen günlerde Diyarbakır’a bir etkinliğe gitmiştim. Bir terör olayında yaralanma vardı. Allah’a şükür ölüm olayı yoktu. Akşam televizyonları açtık sanki Diyarbakır’da kıyamet kopmuş gibi haber verildi. Halbuki Diyarbakır’da eğlence hayatı, dini hayat hepsi devam ediyordu. Dolayısıyla haber verirken orada terör olayıyla her şeyin bittiği değil, terör olayıyla oraya zarar verildiği yönünde konsept değişikliğine ihtiyaç var.”

1 Mayıs’ı Çanakkale’de O Ruha Uygun Kutlayacağız

Taksim’de yapılması planlanan Emek ve Dayanışma Bayramı’nı KESK’in sabote etmesi üzerine Memur-Sen olarak kutlamayı Çanakkale’de yapma kararı aldıkları belirten Gündoğdu, “Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı ve Çerkez’i ile orada yatan Çanakkale şehitleri var. Bu nedenle 1 Mayıs’ı orada kutlayacağız” şeklinde konuştu.

Gündoğdu, 1 Mayıs’ı 6 konfederasyonun Taksim’de bir arada kutlaması için üç kez bir araya geldiklerini, ilk başlarda birlikte kutlama konusunda anlaştıklarını ifade ederek, şunları söyledi: “Bu yıl 1 Mayıs’ı 6 konfederasyon Taksim’de kutlayacaktı. Her konfederasyon 5’er dakikayı geçmeyecek şekilde kendi bildirisini hazırlayacaktı. Hatta miting komitesi oluşturmuştuk. Ancak son toplantıda bunun detayını konuşmak için bir araya geldiğimizde DİSK’in Taksim’de bireysel olarak kutlayacağını öğrendik. İkinci sürpriz ise KESK genel başkanının Türk-İş’e gönderdiği ‘1 Mayıs’ı Taksim’de ITUC üyesi konfederasyonlar birlikte kutlayalım’ yazısı oldu. Bu, Memur-Sen ve Kamu-Sen’i dışlayan bir yaklaşımdı.”

Yaşanan sorunlar nedeniyle çözüm süreci konseptine de uygun olarak 1 Mayıs’ı Çanakkale’de kutlama kararı aldıklarını kaydeden Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: “Şehitlerimizin ruhunu incitmemek ve Türk’ü, Kürt’ü, Laz’ı, Çerkez’i, Alevisi-Sünnisi ile bu ülke adına mücadele veren, o destanı yazanların bu destanını hatırlamak adına 1 Mayıs’ı Çanakkale’de kutlama kararı aldık.”