Büyümemizi Sindiremiyorlar
Üye kaybetmelerinin verdigi telasla ne yapacaklarini sasiran, egitim çalisanlarina faydadan çok zarar veren girisimlere imza atan bir ‘egitim sendikasi’, büyümemizi, yetkili sendika olmaya bir adim daha yaklasmamizi, iftira atarak, ‘çamur at izi kalsin’ anlayisiyla hareket ederek gölgelemeye çalisiyor.
Bir gazetenin 12.09.2008 tarihli nüshasinin 3. sayfasinda yayimlanan “Ödüller Cemaat Kökenli Ögretmenlere” baslikli haberinde, Egitim-Is ve Egitim-Sen baskanlarinin iftira dolu demeçleriyle sendikamiza mesnetsiz saldirilarda bulunulurken; bu gazete, haberde itham edilen taraf olarak sendikamizin görüsüne basvurmayarak, nasil bir gazetecilik(!) yaptigini ortaya koymustur.
Bunlara gazetecilik meslek ilkelerini, gazetecilik ahlakini hatirlatmayi çok da gerekli görmüyoruz. Çünkü onlar bir süredir gazetecilik yapmiyorlar. Içlerindeki Ergenekon’la yasadiklari sürece yaptiklari is tetikçilikten öteye geçmeyecektir.
Burada asil önem kazanan konu, sendikacilik anlayisinin ‘çamur at izi kalsin’ halet-i ruhiyesine bürünmüs olmasidir.
“Milli Egitim Bakanligi’nca 24 Nisan 2008 tarihinde yayinlanan Egitim Kurumlari Yönetici Atama Yönetmeligi kapsaminda verilen ve yönetici atamalarinda önemli bir kriter olarak degerlendirilen tesekkür ve takdir belgelerinin yüzde 80’inin AKP’ye yakinligiyla bilinen Egitim Bir-Sen üyelerine dagitildigi… takdir ve tesekkür belgelerinin yüzde 80’inin Egitim-Bir-Sen, yüzde 15’inin Türk Egitim-Sen, geri kalan yüzde 5’inin de Egitim-Is ile Egitim-Sen üyelerine verildigi…” iddiasini ortaya atmak da, bunu yayimlamak da bir hak ihlalidir, insanlik disidir.
Türkiye genelinde 350 bin üyeyi bulan Memur-Sen’e bagli olan sendikamiz, 4688 Sayili Kamu Görevlileri Sendikalari Kanunu kapsaminda faaliyet gösteren, üye sayisi 120 bini asan, üyelerinin ortak ekonomik, sosyal ve mesleki hak ve menfaatlerini korumak ve gelistirmek için olusturulmus, tüzel kisilige sahip kurulustur.
Sendikamizin, herhangi bir siyasi parti, kurum veya kurulus ile hiçbir organik bagi yoktur.
“Ödüllerin Cemaat Kökenli Ögretmene” verildigi iddiasinin dayanagi nedir? Iddiayi ortaya atanlar bunu ispatlamakla yükümlüdür.
Kimin ya da kimlerin cemaat mensubu olup olmadigi neye göre tespit edilmektedir?
Asil isi egitimcilerin sorunlariyla ilgilenmek olmasi gereken bu sendikalar, niyet okuyuculugu yaparak, insanlari kategorilere ayirarak sendikacilik yaptiklarini saniyorlarsa fena halde yaniliyorlar.
Tam bir ‘Sorumsuz gazetecilik’ örneginin sergilendigi haberde; Anayasa ve yasalarin öngördügü sartlar çerçevesinde tamamen hukuka uygun olarak faaliyet gösteren bir sendikaya üye olanlarin hangi kriterlere dayanarak ve ne hakla “cemaat kökenli” seklindeki sifatlarla nitelendirildigi anlasilamamaktadir. Sendikamiza üye olanlarin dini veya siyasi egilimlerini gösteren hangi belge ve bulgu ortaya konulmustur ki, böyle bir degerlendirmede bulunulmaktadir. Her seyden önce kamu görevlisi olan üyelerimizin bu sekilde itham edilmesi, hukuk devletinin temel ilkelerinden biri olan masumiyet karinesinin tamamen hiçe sayilmasidir. Dolayisiyla, tüm bu nitelemelerin ve ithamlarin hakkimizdaki önyargi ve pesin hükümden kaynaklandigi açikça ortadadir.
Bizi mesnetsiz iddialarla karalamaya çalisanlarla mahkemelerde hesaplasacagiz; baskasina hakaret etmenin, iftira atmanin ve çirkin saldirilarda bulunmanin karsiliksiz kalmamasi için…
