ÇALIŞANLAR ARASINDA ADALET SAĞLAMAYAN 3. TEKLİFİ DE KABUL ETMİYORUZ
Memur-Sen’in emekten gelen gücü ortaya koyarak gerçekleştirdiği iş bırakma, yürüyüş ve mitinglerin ardından Kamu İşvereni üçüncü teklifini sundu. 2026 yılı için yüzde 11+7, 2027 yılı için yüzde 4+4 olarak güncellenen teklifi kabul etmediklerini ifade eden Memur-Sen ve Eğitim-Bir-Sen Genel Başkanı, Kamu Görevlileri Sendikaları Heyeti Başkanı Ali Yalçın, “Bu rakamlarla bu son teklif deniyor. Bu son teklif olamaz. Bu rakamlarla kamuda çalışma barışı asla olmaz. Memurun yüzü gülmez.” dedi.
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nda gerçekleştirilen üçüncü teklif toplantısı sonrası basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Ali Yalçın, toplu sözleşme sürecinde 81 ilde emekten gelen gücü kullandıklarını ve iş bıraktıklarını ifade ederek, kamuda çoğu yerde faaliyetlerin durduğunu, ulaşımların aksadığını ama milletin bu eylemlere destek verdiğini ifade etti.
Ücret adaletsizliğine çözüm çağrısı
Toplu sözleşme masasında herkesin farkında olduğu bir adaletsizliği gidermek için bulunduklarını ifade eden Yalçın, kamuda aynı işi yapan farklı statüdeki çalışanlar arasındaki ücret adaletsizliğinin çalışma barışını bozduğunu vurguladı.
Çalışanların bu konuya bir an önce çözüm beklediğini vurgulayan Yalçın, “Bu çözümün yeri toplu sözleşme masası, başka bir yer değil. Toplu sözleşme görüşmelerinin başladığı tarihten bugüne kadar hep aynı şeyi söyledik; ‘gelir adaletsizliği, ücret dengesizliği var’…Bu eski Türkiye’de olan bir tartışmaydı. Çalışanlar arasındaki aşırı ücret adaletsizliği amirin yanındaki çalışanından daha düşük aldığı bir zemin Türkiye’yi uzun süre yordu. Bu konu, parodilere, mizahlara konu oldu. Bu düzeltilmişti ama şimdi bu aynı şekilde tersine döndü.” diye konuştu.
“Bu rakamlarla memurun yüzü gülmez”
Toplu sözleşme görüşmelerinde hükümetin sunduğu teklifleri sert bir dille eleştiren Yalçın,
getirilen üçüncü teklife ilişkin, “Bu rakamlarla bu son teklif deniyor. Bu son teklif olamaz. Çünkü kamuda bu rakamlarla, bu durumla asla çalışma barışı olmaz, memurun yüzü gülmez ve bu da milletimizi olumsuz etkiler. Buna kimse fırsat vermemeli. Bu ifade edilen rakamlar gerçekten komik.” değerlendirmesinde bulundu.
En düşük devlet memuru maaşının 47 bin 500 lira olduğunu, aynı statüdeki başka bir kamu çalışanına ise 66 bin lira verilmesinin dengesizlik yarattığını vurgulayan Yalçın, şöyle konuştu:
“Bu durum kamuyu yıpratır, çalışanların yüzünü asar. Böyle bir şeyi asla kabul edemeyiz, bu teklifi kabul etmek mümkün değil. ‘Son teklif’ cümlesini asla kabul etmeyiz. Öyle bir şey yok, masa devam ediyor. Bu anlamda hiçbir sıkıntı yok. Biz 7/24 bu konuda süreci işletmek için elimizden gelen gayreti gösteriyoruz. Masada çözüm bekleyen diğer tekliflerimiz var, hizmet kolu teklifleri de yerine gelmeli. Burada Sayın Cumhurbaşkanımızın ‘En düşük memur maaşı, en düşük işçi maaşının üzerinde olacak’ kriteri son derece önemlidir. Bu, emeğe, okumaya, dirsek çürütmeye değer vermektir. Bu, insanların hayallerini kırmamak, umutlarını örselememektir.”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın bu sözünü yerine getirmenin ilgili bakanlıkların birinci görevi olduğunu ifade eden Yalçın, “Bu sözün hayata geçirilmesi ve ücret adaletsizliğinin daha fazla devam etmemesi gerekiyor.” dedi.
“Kamu görevlileri kadar emekliler de mağduriyet yaşıyor”
Kamu görevlileri kadar kamu emeklilerinin de mağduriyetler yaşadığını vurgulayan Yalçın, şunları kaydetti:
“30 yıl hizmet etmiş bir ebenin 22 bin lira emekli maaşı aldığı bir yerde siz onun ayakta kalmasından bahsedebilir misiniz? Görev aylığı ile emekli aylığı arasındaki makasın kapatılması için iyileştirmeler istedik. Biz istiyoruz ki memurun yüzü gülsün, bu masa sonrasında herkes bayram etsin. Ama bize bu rakamları teklif ederek ‘son teklif’ diyerek buradan göndermeye çalışmak kabul edilebilir bir şey değil. Sayın Bakan ‘geri kalan hizmet kolu tekliflerini ve genele ilişkin teklifleri görüşmeye son ana kadar devam edeceğiz’ dedi ama sadece onlarla yetinemeyiz, bu oranlar yükseltilmeli ve kamuda iki çalışan arasındaki makas kapatılacak şekilde teklif gelmeli.”
Memur-Sen’in masadaki öncelikli talepleri arasında; 10 bin TL taban aylık iyileştirmesi, 10 puan refah payı, seyyanen zam, 3600 ek gösterge düzenlemesi, kamu görevlilerine ilave bir derece verilmesi, akademisyen ve idari personel başta olmak üzere tüm hizmet kollarına yönelik iyileştirmelerin yer aldığını hatırlatan Yalçın, aynı işi yapan iki kamu görevlisi arasında 20 bin TL’ye varan ücret farklarının bulunduğunu, bunun hem çalışanları hem de kamu düzenini yıprattığını ifade etti.
