Çözüm Dershaneleri Kapatmak Degil, Dershaneyi Zorunlu Kilan Nedenleri Ortadan Kaldirmaktir
Sayin Basbakan Recep Tayyip ERDOGAN, YGS ve LYS gibi sinavlarin kaldirilacagini, dershanelerin kapatilacagi veya özel okula dönüstürülecegi, özel okullarin tesvik edilecegi seklinde açiklamalarda bulunmustur. Imkân sahiplerinin özel okullara yönelmesi neticesinde Devlet üzerindeki yükün paylasilmasi, ögrenci basina düsen egitim harcamasinda dezavantajli kesimlere avantaj olusturabilecektir. Fakat bu dershane sektörünü ortadan kaldirilmasini saglamayacaktir.
Egitim-Bir-Sen, dershanelerin kapatilmasina odaklanmak yerine dershanecilige sebep olan faktörlerin ortadan kaldirilmasinin daha saglikli olacagina inanmaktadir. Bir üst ögretim kurumuna seçme ve yerlestirmeye dayanan mevcut sistem, dershanelere gitmeyi zorunlu hale getirmektedir. Bu açidan bakildiginda üniversiteye giriste karsimiza çikan tablo ürkütücü ve dershanelerinde varolus sebebidir. 2011 yili için üniversitelere yönelen ve sinava basvuran aday sayisi 1 milyon 759 bin 998 iken, yerlesen ögrenci sayisi 789 bin 167’dir. Önceki yillar incelendiginde bu sayinin her yil artarak devam ettigi görülmektedir. Gelinen nokta itibariyle arz, talebi karsilayamamaktadir. Bunun anlami sudur; her yil yaklasik 1 milyon 800 bin talebin yaklasik 700-800 bin’i karsilanmakta, 1 milyon gencin ise ya yüksek ögretim hayali ya son bulmakta ya da bir yil ertelenmektedir.
Yüksek ögretim önünde yigilmalar ve dershanelerin umuda yolculukta vazgeçilemezligi egitimin ana yapisindaki sorunlardan kaynaklanmaktadir. Okullardaki ögretmen ve derslik açigi, müfredattaki eksiklikler, egitimde firsat esitsizligi üreten adaletsizlikler, egitime erisimde yasanilan köklü sorunlar, verimi düsüren kalabalik sinif mevcutlari, kidemli ögretmen dagiliminin saglanamamasi, ögretmen maaslarinin kamudaki en düsük maas olmasi, istihdamda güçlük çekilen yerlesim yerlerindeki egitim çalisanlarina ek mali özendirmelerin yapilmamasi ve tesvik unsurlarinin devreye konulamamasi gibi önemli sorunlari gündeme almadan kalici çözümlerin ortaya çikarilamayacagi gözden kaçirilmamalidir.
Temel egitimin ortaokul dönemi ile ortaögretim sürecinde programlar ve kademelerarasi geçis sisteminin tam anlamiyla objektif ve özgürlükçü kriterlere baglamadan sinav sistemini sonlandirmak toplumsal güven açisindan sorun olusturabilecektir.
Yeni sistem kurulmadan, toplumsal kesimlerin görüs ve önerileri alinmadan bu tür söylemler karmasadan baska bir sey getirmeyecektir. Çünkü egitimciler, ögrenciler, dershane sahipleri basta olmak üzere toplumun tamami kelebek etkisiyle bu tür açiklamalardan dogrudan etkilenmektedir.
Yukaridaki açiklamalarimizdan hareketle dershanelerin kapatilmasina odaklanmak yerine ögrencilerin dershanelere gitmesine sebep olan etkenlerin tespitine ve ortadan kaldirilmasina yönelmek daha uygun bir tercih olacaktir. Sonuç olarak, uzun vadede ve bilimsel verilere dayali yapilacak çalismalarla mevcut dershanelerin egitim sistemi içerisinde farkli bir yapiyla hizmet sunmasini saglayacak seçenekler üreterek dershaneciligin dönüsümüne zemin hazirlanmalidir.
Sendika olarak Sayin Basbakan’in açiklamalarini iyi niyet çerçevesinde degerlendirmekle birlikte, dershane ve özel okullarla ilgili düzenlemelerin yeni yasallasacak olan 4+4+4 egitim sisteminin uygulama verileri de elde edildikten sonra degerlendirilmesinin daha faydali olacagina inaniyoruz.
