Cumhuriyet Halk Partisi Cumhurla Ugrasmaktan Vazgeçmeli
Memurlardan sendikali olanlara verilen sendika ödentisini, ögrencilerin bursunu, yoksul ögrencilere özel okullardan ayrilan kontenjanlari, üniversitelerde kilik- kiyafet dayatmasi ile karsi karsiya kalan çocuklarin egitim hakkini kullanmasin yolunu açan yasal düzenlemeyi, en son olarak ta meslek lisesi ögrencilerinin de polis olabilme hakkini elinden almaya çalisan Cumhuriyet Halk Partisi cumhurla ugrasmaktan vazgeçmelidir.
Demokratik bir ülkede, egitim sistemi içerisindeki kurumlardan mezun olan herkesin istedigi fakülte, akademi ve bölümleri tercih etme ve okuma hakki vardir. Bu, en temel insan hakkidir. Insanlarin tercihlerine karisma, onlari egitim hakkindan yoksun birakma anlayisi terk edilmelidir. Bu nedenle okul ayrimi yapilmadan herkes istedigi egitim kurumuna girebilmelidir.
28 Subat sürecinin baskici, insan haklarini ihlal eden uygulamalarinin ortadan kaldiriliyor olmasini, ülkemizin demokratiklesmesi yönünde atilan önemli adimlardan biri olarak degerlendirmistik. Ancak, anlasiliyor ki, liderinin degismesi disinda hiçbir olumlu gelisme kaydedemeyen CHP zihniyeti, eski aliskanliklarindan ve çeliskilerinden bir türlü kutulamiyor.
Özgürlükten söz edip yasaklari savunan, sosyal devlet ilkesinden dem vurup belediyelerin yoksul ögrencilere verdigi bursu, emegin hakkindan bahsedip emegin hakkini almak için ter dökenlerle yan gelip yatanlar arasinda fark olusturmaya kapi aralayan; sendikali personele özel sendika ödentisini, üniversitelerde kilik- kiyafet dayatmasi ile karsi karsiya kalan çocuklarin egitim hakkini kullanmasin yolunu açan yasal düzenlemeyi iptal ettiren CHP nereye kosuyor? Ayrimciliga son verecegi vaadinde bulunup en büyük ayrimciliga neden olan CHP’de degisen hiçbir sey yok. Son olarak ‘Imam Hatip Lisesi mezunlarinin da polis olmalarinin önündeki engelin kaldirilmasini iptal istemiyle Anayasa Mahkemesi’ne tasiyan CHP, aslinda bu ülkeye verecegi hiçbir seyinin olmadigini bir defa daha göstermistir.
Kendini ‘sosyal demokrat’ olarak tanimlayan CHP, Cumhurbaskanligi seçimi (367) ve basörtüsüyle ilgili Anayasa degisikligine yönelik Anayasa Mahkemesi’ne yaptigi basvurularda yer verdigi beyanlarla tartismali ‘demokratligini’ kaybetmisti. Daha sonra, belediyelerin ögrencilere burs vermesini saglayan ilgili kanun hükmünün iptaline yönelik basvurusu ile ‘demokratligin’ önündeki ‘sosyalliginin’ de olmadigini belgeledi. Yerel seçimler öncesi yaptigi propaganda çalismalarinda basörtülü Anadolu insanini rahibeye benzeten billboardlarla halkin deger yargilarina saygisizligi tescil edilen CHP, resim sergisinde cami minarelerini “ucube” yerine koyarak tasidigi zihin yapisinin ne kadar ucube oldugunu ortaya koydu. Egitimde firsat esitligi ilkesinin sözde kalmamasi için bir meslek lisesi olan Imam Hatip Liselerinin de Milli Egitim Bakanligi’nin kurumu oldugundan hareketle polis olmasinda her hangi bir engelin olmamasi gerektigini, CHP’nin “esit ama bazilari daha esit” anlayisi ile siniflandirarak tecrit politikasi gütmesi ayrimciliktir.
Türkiye kamuoyu isminde ‘Halk’ olan bir partinin, halkin degerleriyle kavga etmekten vazgeçmesini, halkin taleplerini yanlis okuma aliskanligini bir an önce terk etmesini beklemektedir.
