Haber
2011-10-29 07:28:34
Cumhuriyetin 88. Yili Kutlu Olsun

Cumhuriyet, halkin kendi kendisini yönetmesidir. Halk bu eylemi, demokrasi vasitasiyla yerine getirir. Demokratik cumhuriyetlerde halk, demokratik usullerle kendi içinden temsilciler seçer, halkin temsilcileri de halkin beklentileri dogrultusunda yasalar yapar ve yönetir. Beklentilerin gerçeklesmemesi durumunda yine demokrasi devreye girer, halk yeni temsilciler seçerek sistemi tazeler. Demokrasinin bulunmadigi cumhuriyetlerde halkin kendi kendisini yönettiginden söz edilemez. Nitekim dünyada adinda cumhuriyet bulunan; ancak halkin hiç esamisinin okunmadigi, diktatöryal mahiyet arz eden pek çok yönetim bulunmaktadir.

 

Türkiye’de ise, 1921 Anayasasiyla baslayan anayasal süreçte, 1924-1962- ve 1982 anayasasiyla büyük bir eksen kaymasi yasayan Cumhuriyet, cumhurun olmaktan uzaklasmis, statükonun hâkim oldugu bir hale dönüsmüstü. Cumhura ait olan 1921 Anayasasi, 1924 Anayasasi ile Cumhuriyetin kabul edilmesine ragmen cumhurun olmaktan uzaklasti ve 1982 anayasasi ile de zirve yapti.

 

Cumhuriyetin 88. yilinda önemli bir sorun olarak ‘ideolojik devlet’ sorunu karsimiza çikmaktadir. Halkin belirleyici oldugu bir mücadeleyle sekillenen devlet, kendisine bir ideoloji biçmis, bu ideolojiyi taniyan, benimseyen vatandaslariyla barisik yasamis, sosyal, kültürel beslenmesine binaen devletin ideolojisiyle çelisen bir görüsü, yasama biçimini tasiyan vatandaslarini ötekilestirmis, her firsatta biçimlendirmeye çalismistir. Devlet, insaninin mutluluguna hizmet eden bir araç olmaktan çikmis, insanlar devleti kutsayan birer figüran haline dönüstürülmeye çalisilmistir. Devletin ideolojik görüntülerden arindirilmasi gerekmektedir. Kendi halkina ideoloji ve yasam tarzi dayatan, kendi yurttaslarini fisleyen bir devlet, toplum nazarinda mesruiyetini tartismaya açar. Devlet, millet içindir. Devlet; Türküne, Kürdüne, Lazina, Çerkesine; Alevisine, Sünnisine, Ateistine; basi örtülüye, basi açiga esit mesafede durmali, vatandaslari arasinda ayrimcilik yapmamalidir. Haklari asla pazarlik konusu yapmayan bir aile olarak, cumhurunu tanimlayan degil, taniyan devlet, en büyük hayalimizdir.

 

Ülkemiz demokrasisi, bugün hala oturmus degildir. Tam manasiyla demokratik bir sisteme sahip oldugumuz söylenemez. Cumhuriyetimiz, uzun zaman darbelerle örselenmis, manipülasyonlarla sündürülmüstür.  Halkin temsilcileri alasagi edilmis, idam edilmis, siyasi yasaklar getirilmis; adeta ‘halk kendi kendisini yönetmeyi bilmez’ anlayisiyla vesayet sistemi uygulanmistir. Cumhuriyetin ana unsuru olan halkçilik, çogulculuk, seffaflik, katilimcilik, hürriyet birilerinin dudagini yakar olmustur. Bu nedenle darbe anayasasinin bir hukuk ayibi olmaktan çikarilip halkin anayasasi haline getirilmesi gerekmektedir. Mevcut anayasa hukuk cellâtlarinin basimiza bela ettigi bir metindir. Degistirile degistirile kusa dönmesine ragmen hâlâ sorun olmaya devam ediyor. Bugün o anayasayi artik, o anayasayi yapanlar bile savunmuyor. Ama adina kanun adami denen birileri, hukukun temel ilkelerini, evrensel hukuku, devletin, anayasa ve yasalarin varlik ve mesruiyet temeli sayilan degerleri hiçe sayarak, halkin degerlerine karsi meydan okuyup, onlarin kanlari ve gözyaslari üzerine ahkâm kesebiliyorlar. Darbe kiskirticiligi, iç savas tahrikçiligi yapabiliyorlar.

 

 Cumhuriyetin 88. yilinda yapilmasi gereken; geçmisin kötü izlerini tasiyan, darbe döneminde örülmüs, kurumlarin reflekslerini gözeten anayasa yerine, millet hâkimiyetinin kusattigi, milletin menfaatinin ve mutlulugunun öncelendigi sivil, demokratik bir anayasanin hazirlanmasidir.

 

Anayasa degisikligi paketini, bu yolda atilan önemli bir adim olarak gördük; 12 Eylül’deki referandumu bu manada önemsedik ve destekledik. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlügüne, devletin bireyinden, bireyin devletine atilan adimlari normallesme sürecine bir katki olarak degerlendirdik. Temsil ettigimiz iradeyle, daha özgür, daha müreffeh, daha adil bir Cumhuriyet için yürüttügümüz referandum gibi çalismalara yenilerini de ekledik. ‘Yeni Yüzyilda Ilk Anayasal Meydan Okuma’ baslikli Uluslararasi Anayasa Kongresi ve ‘Sahadan Yeni Anayasa Arastirmasi’yla Türkiye’nin 12 Eylül referandumuyla basladigi demokratik sivil anayasa hazirligi sürecine katki sunduk. Bu tür çalismalarimiz yeni anayasa yapilana kadar devam edecek. Her seye ragmen bugün, bütün farkliliklariyla insanimiza, hayatin canli, dinamik yapisina duyarli bir anayasa yapmak için bütün kosullar hazir. 

 

Basta söyledigimiz gibi, 1921 Anayasasi’ndan sonra sistem 1924 Anayasasi ile milletten uzaklasmistir. Ancak, sistem 12 Eylül referandumu ile de yeniden millete döndü. Simdi yeni bir anayasanin arifesindeyiz. Cumhuriyetin 88. yilinda, Türkiye Cumhuriyeti Devleti, anakronik bir müessese olarak tanimlanmasina yol açacak uygulamalardan vazgeçmeli, halkinin mutlulugunu, refahini, yücelmesini gözeten; çagdas, bu topraklar üzerinde yasayan ve kendisini vatandas olarak tanimlayan herkesi candan kucaklayan, demokrasinin tüm kurallariyla isledigi, seffaf bir yapiya kavusmali ve tam anlamiyla halka ait olmalidir.

 

Cumhuriyetin 89. yildönümünde yeni anayasayi hayata geçirmis bir Türkiye’yi görmek istiyoruz.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen