Haber
2009-09-12 07:19:44
Darbe Dönemlerinin Kapanmasi Için 82 Anayasasi Degismelidir

Öncesinde ve sonrasinda yasattigi travmalar, acilar, ölümler, iskenceler, yasaklar, sözde yargilamalar, yargisiz infazlar,  isten el çektirmeler, yurttasliktan çikarmalarla “darbe anatomistleri” için iyi bir örnek olan “12 Eylül (1980) Darbesi”nin üzerinden yirmi dokuz yil geçti.  

 

Aradan geçen bu sürede, darbeye, darbecilere, darbeseverlere ve darbeci neferlerine karsi dogru analizler yapma ve dogru refleksler üretme bilincine sahip olmak noktasinda önemli adimlar attik.

 

Bu bilinçlenme, “Artik, bu ülkede yeni 27 Mayislar, 12 Martlar, 12 Eylüller, 28 Subatlar olmayacak.” diyebilmemizi sagliyor.

 

Bu bilinçlenme, kendi fikri alt yapisini ve kurumlarini her defasinda yeniden üretmenin bir yolunu bulan darbenin ve darbeci zihniyetin “bin yil sürecek bir hâkimiyet” idealini ütopyaya çeviren bir güç haline gelmistir.

 

Bu bilincin ürettigi cesaretle, 27 Mayis’in, 12 Mart’in, 12 Eylül’ün, 28 Subat’in sosyal, siyasal ve ekonomik bilânçosu çikarilmalidir. Bu darbelere zemin olusturmak plân ve amaciyla yapilan eylemlerin, komplolarin perde arkasi mutlaka ortaya çikarilmali, darbe hazirliklarinin “iddianamesi” hazirlanmalidir.

 

Türkiye’de tesebbüsüne ceza verilen tekemmülü cezasiz birakilan tek suç darbe yapma suçudur. Bu yüzden “basarilamamis” darbe hazirlayicilari, saniklari derdest edilip sorgulanirken, “basarilan” darbelerin hazirliklari ve “hazirlayicilari” da mutlaka hesaba çekilmelidir.

 

Adlari ve gerçeklestikleri zaman dilimleri farkli olsalar da, bütün darbelerin ve darbe girisimlerinin tek bir amaci var: Halk iradesinin tecelli etmesini engellemek, özgürlüklerin haklarin ve demokrasinin önünü kesmektir. “Her ihtilal kendi hukukunu yapar.” ifadesi bu gerçegi örtmek için uydurulmus sözden öte bir anlam deger tasimiyor.

 

Anayasanin bir maddesi mesru bir iktidar tarafindan degistirilmek istendiginde kiyametleri koparanlar, darbe yoluyla Anayasanin bütününün rafa kaldirilmasini “kiliç hakki”ni vazeden orta çagin mantigiyla “darbe hakki” diyerek legallestirmeleriyle düstükleri utanç çukurunun farkina varmalidir.

 

Kendi iradeleri ve bilinçleriyle bu çukurdan çikamiyorlarsa, iradesine sahip çikan ve milli egemenlikten baska bir seçenegi kabul etmeyen toplumumuz, kendilerini aydin sanan bu zümreye gereken fikri ve fiili yardimi yapmak erdemini de gösterecektir.

 

Ergenekon Davasiyla artik daha net bir sekilde görülmüstür ki; Toplum, “düsman üretme ve memleket kurtarma” senaryosu için malzeme olmaktan kurtarilmali ve bu amaçla gereken tedbirler alinmalidir.

 

12 Eylül darbesini yapanlar ile Ergenekon ve benzeri milli egemenlik düsmani örgüt ve yapilar arasinda yöntem ve zihniyet birlikteligi oldugu açiktir. Millete her on yilda bir sopa göstermeyi meziyet sayan bu yöntem ve zihniyet birlikteligine yeni katilimlar engellenmelidir. Bunlari basarabilmek için, öncelikle yeni bir Anayasayla yolumuzun önündeki engelleri kaldirmaliyiz. Darbecileri emekli olan bir darbenin Anayasasi baki kaldi. Darbe Anayasasindan kurtulmadan darbe riskinden kurtulamayiz.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen