Haber
2010-07-15 07:21:18
Demokratiklesmeye ve Referanduma ‘Evet’, Siddete ve Teröre ‘Hayir’

Konfederasyonumuz Memur-Sen tarafindan Mardin’de düzenlenen “Terör, Anayasa Degisikligi, Referandum ve Demokratiklesme Süreci” konulu çalisma toplantisinda, demokratiklesmeye ve referanduma ‘evet’, siddete ve teröre ‘hayir’ mesaji verildi.

 

Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu’nun baskanliginda Grand-Yay Oteli’nde düzenlenen toplantiya, Memur-Sen Genel Yönetim Kurulu üyeleri, konfederasyona bagli sendikalarin genel baskanlari, Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerindeki 20’ye yakin Il Temsilcisi ile Sube baskanlari katildi. Iki gün süren toplantinin ardindan terör, bölgesel kalkinma, gelir dagilimi, anayasa degisikligi, demokratiklesme ve referandum süreci ile ilgili bir bildiri yayinlandi.

 

Bildiriyi okuyan Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen Genel Baskani Gündogdu, ülkenin birligini ve dirligini yok etmek, büyümesini ve gelismesini engellemek, medeniyet köklerinin insa ettigi kardeslik iklimini bozmak isteyenlere, bu ülkede 81 Mardin oldugunu, 81 Sakarya, 81 Burdur, 81 Nigde, 81 Diyarbakir, 81 Trabzon, 81 Urfa oldugunu hatirlatmak için Mardin’de olduklarini söyledi.

 

Bu Topraklarin Çimentosu Kardesliktir

 

“Bu topraklarin çimentosu, kardesliktir” diyen Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü: “Bu topraklarin mayasinda ve özünde, dayanisma, yardimlasma ve paylasma vardir. Bu topraklarda dayatmaya, hesaplasmaya ve paylamaya yer yoktur. Bu topraklarda ve bu topragin insanlarinda birlik, beraberlik ve kardeslik ruhu vardir. Bu ülkenin ve insanlarinin hamurunda var olan bu kardesligi ortadan kaldirmaya kimsenin gücü yetmez. Hiçbir kirli oyun, hiçbir kirli tezgâh; birlikte olusturduklari desende birlikte yasamayi basarmis bu milleti ayristiramaz ve ayristiramayacaktir.”

 

Sorunlarin Temel Nedeni Demokrasi Üzerindeki Vesayet

 

Türkiye’de yasanan sorunlarin temel nedeninin, demokrasi üzerindeki vesayet oldugunu kaydeden Gündogdu, “Maalesef, vesayetin kurucu, tasiyici aktörleri ve onun devamini saglayan kurumlar var. Merkezi, seçkinci ve otoriter zihniyetten beslenen vesayetçi anlayisin, siyaset kurumunda da temsilcileri ve uzantilari bulunmaktadir. Toplumu kontrol altina almak ve ona tahakküm etmek isteyen bu zihniyetin taraftarlari ve taseronlari; yolun sonuna geldiklerinin, denizin bittiginin farkina vardikça daha saldirgan, daha insanlik disi tavirlar sergilemektedirler. Bu saldirgan çirpinislarinin, egemenliklerinin sona eriyor olmasindan ve güçlerinin tükeniyor olmasindan kaynaklandigini biliyor ve diyoruz ki; milletle gürese tutusmak aptalligina düsenler için yenilgi disinda bir seçenek yoktur. Ülkemizin küresel ve bölgesel sorunlara çözüm üretme gücü elde ettigi son dönemde bu durumdan rahatsiz olanlar ve onlarin taseronlari bu sefer hak ettikler cevabi alacaktir. Çünkü bu ülke teröre binlerce can verdigini ve terör yüzünden milyarlarca liralik kaynagini heba ettigini fark etti. Artik, terörün sadece askeri yöntemlerle çözülemeyecegini idrak etti. Demokratiklesmeye, sivillesmeye ve özgürlesmeye yöneldi. Bu durumun en büyük sonucu, son 50 yildaki en önemli anayasal metin olarak degerlendirdigimiz ve 12 Eylül 2010 tarihinde referanduma sunulacak olan anayasa degisikligi paketidir” seklinde konustu.

 

 

12 Eylül 2010 Vesayetçi ve Velayetçi Zihniyetten Kurtulus Günü Olacak

 

Anayasa degisikligi paketinin, 12 Eylül 1980’de, demokrasisi üzerine vesayet, iradesi üzerine velayet konan bu milletin özgürlesmesinin; devletin sivillesmesinin, anayasa yargisinin yasama erkinin, idari yarginin yürütme erkinin alanini taciz etmemesinin zeminini hazirlayacagina inandiklari için Anayasa degisikligi paketine “evet” diyeceklerini vurgulayan Gündogdu, “Milletimizin de ‘evet’ demesini isteyecegiz. Çünkü 12 Eylül 2010, 12 Eylül 1980’de kurumsallastirilan vesayetçi ve velayetçi zihniyetten kurtulus günü olacaktir. Inaniyoruz ki; annelerin sadece güldügü, sehit cenazelerinin olmadigi bir Türkiye isteyenler, 12 Eylül 2010’da sandiga giderek ‘evet’ diyecekler” dedi.

 

Bildirinin sonunda, Memur-Sen Mardin Il Temsilcisi Mustafa Aydin, Gündogdu’ya, günün anisina bir plaket vererek, toplantinin Mardin’de düzenlenmesinden duydugu memnuniyeti dile getirdi.

 

Bildirinin Tamami Söyle:  

 

-Devletin görevleri ve varolus sebepleri; vatandaslarinin yasama, güvenlik, adalet, özgürlük ihtiyaçlarini karsilamaktir. Devlet, her türlü ideolojiye, inanç ve felsefi görüse esit mesafede bulunmalidir. Devlet; totaliter, otoriter ve dayatmaci olamaz, olmamalidir.

-Devlet; “demokrasi”, “insan haklari”, “özgürlük, baris içinde ve beraber yasama”  deger ve taleplerini, bir ideolojinin unsuru ya da dayatmasi olarak görmemelidir. Devletin, vatandaslarini tek tiplestirmek gibi bir hedefi olmamalidir.

 

-Ülkemizin farkli inançlara, farkli kültürlere ve farkli etnik kimliklere iliskin çesitliligi devlet eliyle degistirilemez. Dinsel, kültürel ve etnik çesitliligi ve farkliliklari zenginlik olarak görmemek, ayrilma ve ayrisma gerekçesi olarak göstermeye çalismak ancak kötü niyetle açiklanabilir.

 

-TBMM, terör dahil her türlü sorunun çözümünde merkez olmalidir. Herkes Meclis’in iradesine saygi göstermelidir.

 

-“Vatandasini potansiyel tehlike olarak gören devlet” anlayisi terk edilmelidir.  Özgürlükçü ve katilimci demokrasinin köklesmesi; örgütlenmenin önündeki engellerin kaldirilmasi, sivil toplumun güçlendirilmesiyle mümkündür. Bu çerçevede, hiçbir bireyi veya grubu siyasetten, kamu alanindan, örgütlenme hakkindan yoksun birakmayan bir zemin olusturulmalidir.

 

-Düsünce, din ve inanç özgürlügü basta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin kullanilmasinda ve teminat altina alinmasinda yasanan sikintilar, Türkiye’nin taraf oldugu uluslararasi sözlesmeler ile hukukun evrensel ilkeleri dogrultusunda ivedilikle giderilmelidir. Bu kapsamda, öncelikle egitim olmak üzere her alanda firsat esitligi tesis edilerek, toplumsal ve kültürel esitsizlikler giderilmeli, anadil ögretimi imkanlari saglanmalidir.

 

-Geçmiste denenmis antidemokratik ve hukuku zorlayan OHAL ve benzeri uygulamalar, ülkenin baris, huzur ve güvenligine katkida bulunmadigi gibi kaos ve huzursuzlugu artirmistir. Bu nedenle, sivil ve demokratik yöntemlerin disina çikilmamalidir.

 

-Herkes ve her kurum, daha duyarli ve daha kucaklayici bir dil kullanmaya özen göstermelidir. Mülki ve idari amirler basta olmak üzere bütün kamu görevlileri, toplumun degerleriyle barisik olmak konusunda hassasiyet göstermelidir.

 

-Ülkemizde, demokrasinin bütün kural ve kurumlariyla hayata geçirilememesinin, demokrasi kültürünün derinlik kazanamamasinin temel sebebi, darbe ve müdahalelerle hayat bulan vesayet rejimidir. Demokratik parlamenter rejime yönelik darbeler, militarist kalkismalar, vesayetçi dayatmalar; Türkiye’nin demokratik, siyasal, sosyal ve ekonomik açidan gelismesine engel olurken, darbecilerin, vesayetçilerin ve taraftarlarinin yer aldigi egemen ve mutlu bir azinlik sinifi olusturmustur.

 

-Türkiye’nin demokratiklesmesinin önündeki en büyük engel, toplumsal çogulculugu saglamayan ve genis bir mesruiyet zeminine sahip olmayan darbe ürünü 12 Eylül Anayasasi’dir.

 

-82 Anayasa’nin otoriter, baskici ve dayatmaci ruhunu ortadan kaldirmak için;  temel hak ve özgürlükleri esas alan, demokratik hukuk devletine iliskin evrensel degerleri referans alan,  mümkün olan ve makul kabul edilecek en genis toplumsal uzlasmayla, demokratik standartlari yükseltecek yeni bir anayasa yapilmali ve yürürlüge konulmalidir. Bu niteliklere sahip bir Anayasa için ihtiyaç duyulan gereklilikler ve yeterlikler fazlasiyla mevcuttur.

 

-Sivil, özgürlükçü ve demokratik anayasaya sahip olma isteklerini, girisimlerini önemsiyor ve destekliyoruz. Sivil ve demokratik anayasa girisiminin, basta Siyasi Partiler Kanunu olmak üzere seçim, ceza ve örgütlenmeye iliskin temel kanunlarla ilgili yasalarda yapilacak degisikliklerle desteklenmesi gerekir.

 

-Sivil ve askeri bürokrasi; demokratik hukuk devletinde siyasal kararlar alma yetkisinin, halkin demokratik usullerle seçtigi vekillerden olusan yasama organina ve yasama organinin güven onayiyla islerlik kazanan yürütme organina ait oldugunu unutmamalidir. Bu kapsamda; son yillarda TBMM’nin görev alanina yönelik hukuksuz ve antidemokratik yetki asimi girisimlerini siddetle reddediyoruz. Bu tür girisimlerin tekerrürünü engelleyecek anlayis ve mevzuat degisiklikleri ivedilikle hayata geçirilmelidir.

 

-Anayasa Degisikligi Paketi’nin Anayasa Mahkemesi ve Hakimler ve Savcilar Yüksek Kurulu ile ilgili hükümlerindeki bazi ifadeleri iptal eden Anayasa Mahkemesi, anayasayi yok sayma veya ihlal etme yetkisini kendisinde görmekten vazgeçmelidir. Hangi ideolojinin taraftari olursa olsun, hangi siyasi partiye yakinlik duyarsa duysun, hangi sivil toplum kurulusuna mensup olursa olsun vatandaslarimiz, 12 Eylül 2010’da gerçeklestirilecek referandumda 12 Eylül 1980’de demokrasisi üzerinde olusturulan kirli vesayete, iradesi üzerindeki velayete son verecektir.

-Terörü hak arama yöntemi olarak kabul etmeyen ve her türlü siddet, baski ve terör eylemini lanetleyen; daima özgürlüklerin, hukukun üstünlügünün ve demokrasinin yaninda ve milletin tarafinda olan Memur-Sen olarak, demokratiklesmeye, özgürlesmeye ve sivillesmeye dair talep ve beklentilere cevap vermesi nedeniyle Anayasa degisikligini destekleyecegiz. Mevcut Anayasa’nin bütünüyle yürürlükten kaldirilmasi ve yeni Anayasa yapilmasi talebimizi de seslendirmeye devam edecegiz.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen