Egitim Camiasinin Itibarsizlastirilmasina Karsi Duracagiz ve Ek Ödeme Mücadelemize Devam Edecegiz
Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, egitim camiasinin itibarsizlastirilmasina karsi duracaklarini ifade ederek, “Kurumlar arasi dengede önemli adimlar atilirken, kurum içinde ögretmen ve ögretim elemanlari yok sayilmistir. Ek ödeme mücadelemize devam edecegiz” dedi.
Kizilcahamam Asya Termal Otel’de yapilan 22. Baskanlar Kurulu toplantimizda konusan Gündogdu, ögretmenine sahip çikmayan bir toplumun asla ayakta duramayacagini söyledi. 480 bin kisiye iyilestirme yapilmasina karsin ögretmen ve ögretim üyelerinin bunun disinda tutuldugunu anlatan Gündogdu, söyle devam etti:
“Ögretmene 100 TL bile ek ödeme vermeyen Maliye Bakani, müstesarina, genel müdürüne bir gecede 772 TL ek ödemeyi vermistir. Öteden beri hizmetliyle müstesar arasindaki makasi daraltmak için ortaya koydugumuz mücadele ve basari bir gecede yeniden açilmistir. Kurumlar arasi dengede önemli adimlar atiliyorken, kurum içi dengesizlikte ögretmen ve ögretim üyesi yok sayilmistir.”
“Ögretmen ve ögretim üyeleri 666 sayili Kanun Hükmünde Kararname dolayisiyla Maliye Bakani Mehmet Simsek’ten, üslup ve tarzi dolayisiyla da Milli Egitim Bakani Ömer Dinçer’den dayak yiyor” diyen Gündogdu, buna asla razi olmayacaklarini vurguladi.
‘Ögretmenler 15 Saat Çalisiyor’ Sözünüzü Dogru Bulmuyoruz
Bakan Dinçer’in çalisanina sahip çikmadigini belirten Ahmet Gündogdu, “Sayin Basbakanimiza sesleniyorum: ‘Ögretmenler 15 saat çalisiyor’ sözünüzü dogru bulmuyoruz. Evine is götüren tek devlet memuru ögretmenlerdir. Yaniltildiginizi, dogru bilgi verilmedigini, dogru bilgi vermesi gerekenin de Milli Egitim Bakani oldugunu, ya yanlis bilgiyi vererek ya dogru bilgiyi vermeyerek çalisanina sahip çikmadigini görün. Ögretmenlik, kariyer meslegidir. Derse hazirlik saat içerisinde dikkate alinmamistir. Hangi siyasetçi olursa olsun 10 dakikalik bir televizyon ya da seminer konusmasi için saatlerce hazirlik yapmasina ragmen ögretmenin çalismasi sadece müfredattaki 15 saate baglanmistir. Rehberligi, nöbeti, eve tasidigi yüzlerce tomarlik yazilisi ve degisen müfredata göre kendisini yenilemek için çalismalari dikkate alinmamistir. Bu tablo hem hükümete hem de ülkeye zarar veriyor” seklinde konustu.
Akilli Tahtaya Verilen Deger Ögretmene Verilmiyor
Gündogdu, Milli Egitim Bakanligi’nin egitimde dönüsüm, yeni paradigma arayislari, vesayeti desifre etme, sivillesme, Milli Güvenlik Dersi’ni kaldirma, 4+4+4 kesintili egitim gibi 28 Subat döneminin dayattigi jakoben, devletçi, vesayetçi, bürokratik oligarsinin emrinden bu milleti kurtarip Milli Egitim Sura kararlarini hayata geçirmesinin çok güzel oldugunu dile getirerek, “Ama akilli tahtaya ve tablet bilgisayara verdigi önemi ögretmenine vermeyen bir bakanla bu nasil olacak? Okullara isletme gözüyle bakarak insani, insan onurunu esas almadan bu basari nasil saglanacak? Her agzini açtiginda idarecilere, sendikacilara ve velilere hesap soran bir bakanla bu basari nasil saglanacak” diye sordu.
‘Bana bir harf ögretenin kirk yil kölesi olurum’, ‘Ya ögrenen ol ya ögreten ol ya da bunlari seven ol; dördüncüsü olma, helak olursun’ düsturlarini hatirlatan Gündogdu, söyle konustu:
“Bu ülkenin en önemli sorunu egitim olmasina ragmen, bu sorunun çözümünde lokomotifin ögretmen oldugu gerçegini göremeyenlere, ögretmenine sahip çikmayan bir toplumun asla ayakta duramayacagi gerçegini buradan haykiriyorum ve Sayin Bakan’a çagrida bulunuyorum: Ya ögretmenine sahip çik ya da gölge etme baska ihsan istemiyoruz.”
Tembel Ögrenci Psikolojisi
Toplu sözlesme sürecinde hükümetle mücadele ederken ayrica Kamu-Sen ve KESK ile de ugrastiklarina isaret eden Gündogdu, sunlari söyledi: “Imza yetkiniz, müzakere yetkiniz, itiraz yetkiniz yok. Hükümetin sizi masada tutmak için verdigi küçücük, sempatik iyilestirmelere razi olursaniz, sendikacilik yapamazsiniz. Yapamadiginiz da ortada. Verilmedi, sorumlusu kim, Memur-Sen. Verilseydi, alan kim, Kamu-Sen, KESK. Böyle bir sey yok. Bu tembel ögrenci psikolojisidir. Toplu sözlesme yasasini çikarmak, bu yasa dogrultusunda gerekli adimlari atmakta en önemli sorumluluk Memur-Sen’dedir. Bu sorumlulugun geregi, akitmamiz gerekirken akitmadigimiz bir tek damla terin olmadigina bütün ülke, kamuoyu ve çalisma hayati sahittir.”
Gündogdu, hükümetin ileri demokrasi, hukukun üstünlügü, sosyal devlet adina attigi çok önemli adimlar oldugunu söyleyerek, “Ama yasaya ve Anayasa’ya koydugu ileri demokrasinin geregi bazi adimlarin uygulanmasinda sikinti var. ‘Teorisine evet, uygulanmasina hayir. Mevzuatta, Anayasa’da, yasada olsun ama bunu kullanmayalim, çünkü bunu hazmedemedik’ demek ileri demokrasi olmaz. Bunun adi topal demokrasi olur ki topal demokrasiye de asla geçit vermeyecegiz” diye konustu.
Kiliçdaroglu Bizi Anlayamaz
Dünyanin her yerinde muhalefet partilerinin çalisanlarla birlikte hükümeti sikistirdigini kaydeden Gündogdu, “Ana muhalefet lideri iki yil önce memurun 10 TL toplu görüsme primini Anayasa Mahkemesi’ne tasiyan parti olarak, memurun 10 TL’sini gasp etme basiretsizligini göstermistir. Bugün de ayni noktada devam ediyor. Kiliçdaroglu, bizi ‘sari sendika’ olmakla suçladigi grup toplantisinda KESK Genel Baskani ve genel merkez yönetim kurulu üyelerini agirliyordu. Bu arada KESK’i özel olarak tebrik ediyorum. Hem KCK’yi hem Imrali’yi hem de CHP’yi birlikte idare etmek bayagi bir basari ve meziyet ister” ifadelerini kullandi.
Kiliçdaroglu’nun toplu sözlesme görüsmelerini yargiya bile tasiyamayacaklari seklinde kendilerini elestirdigini hatirlatan Gündogdu, sözlerini söyle tamamladi: “Sayin Kiliçdaroglu, yaninda 30 yil DISK Genel Baskanligi yapmis sendikaci var. Ne olur bir sor. Toplu sözlesmeler kesindir, yargiya tasinmaz, tasinamaz. Bilmeyebilirsin. En azindan etrafindakilere sor. Kiliçdaroglu bizi anlayamaz. Çünkü biz darbelerle, darbecilerle yasamaktansa, darbecilere avukatlik yapmaktansa açliktan ölmeyi tercih ederiz. Kaostan beslenen siyasetçi ve sendikacilarin bu ülkenin yüz karasi olduklarini çok gördük. Zaten dünyanin hiçbir ülkesinde kasetten lider çiktigina taniklik eden de olmamistir.”
