Eğitim sistemimiz materyalist ideolojiden arındırılmalıdır

Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Latif Selvi, “İnsanımızın ve insanlığın tüm birikimi yeniden incelenmeli ve irdelenmelidir. Ahsen-i takvim üzere yaratılan insanı yeniden anlamalı, eğitim sistemimizi buna göre kurmalıyız” dedi. 

Anadolu Platformu’nun düzenlediği “Değişen Türkiye’de Eğitim ve Müfredat” konulu 10. Öğretmen Sempozyumu’nun açılışında konuşan Latif Selvi, eğitimin dinamik bir alan olduğunu belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Eğitim; müfredatı, donanımı, öğretim teknikleri, fiziki mekânları, beklentileri karşılaması ve ihtiyaca cevap vermesiyle sürekli yenilenen bir yapıdır. Burada esas olan, değişimi yönetebilmektir. Aksi halde değişim bir savrulmayı, yabancılaşmayı, özünden uzaklaşmayı da getirebilir. Literatürümüze girmiş kültür emperyalizmi gibi durumlar hayatiyet kazanır. Sömürgeci, emperyalist ülkeler baskın egemenlik anlayışlarıyla bir kültür hegemonyası oluşturup toplumların üzerine bir kâbus gibi çökerler. Bizde değişimi yönetmek, arızalı taraflarımızı güncellemek, özümüzden sapmadan, bizce mümkün olan beşeri katkıları dünyamıza kazandıracak yenilikler yerine ikinci yol seçilmiştir. İkinci yol, kötü bir taklitle ülkemize taşınmış, daha kötüsü de bu uygulama baskıcı bir anlayışla topluma dikte ettirilerek, tatbik edilmiştir.”

Avrupa’da tartışılarak oluşan anlayış, bizde baskıyla benimsetilmek istenmiştir

Üstten dizayncı bir anlayışla inşa edilen söz konusu yaklaşımın, toplumun kendi gerçekleriyle uyum içinde olmaya ihtiyaç duymadığını ifade eden Selvi, “Bu yaklaşım, modernizmin insanlığa kazandırdıklarının yanında kaybettirdikleriyle, Avrupa’da tartışılarak oluşan anlayış, bizde baskıyla benimsetilmek istenmiştir. İşin temelinde, materyalist bir felsefe egemen; tekâmülcü, Darvinist, tarihselci bir bakış açısı hâkimdir. Bu yaklaşımda din ve geleneğe yer yoktur” şeklinde konuştu.

İnsanın fıtratına aykırı olan yönelişten vazgeçilmelidir

Eğitim sistemimizde tartışmasız doğru kabul edilen materyalist ideolojilerin bulunduğunu kaydeden Selvi, “Bizim yaklaşımımız, insanın fıtratına aykırı olan, ideologlarını tanrılaştıran bu yönelişten vazgeçilmesi yönündedir. İnsanımızın ve insanlığın tüm birikimi yeniden incelenmeli ve irdelenmelidir. Ahsen-i takvim üzere yaratılan insanı yeniden anlamalı, eğitim sistemimizi buna göre kurmalıyız” ifadelerini kullandı.

Yıllardır Milli Eğitim müfredatının milli ruh, kültür ve hayatımıza uygun düzenlenmesi gerektiğini dile getirdiklerini kaydeden Selvi, şunları söyledi:

“Fiziki imkânlar ve araçlar bakımından bariz iyileşmeler yaşanan eğitim sistemimiz, ruh ve felsefe olarak da milli dokumuza uygun bir mahiyete sahip olmalıdır. Vesayetçi, totaliter anlayışları muhafaza eden, değerlerimizle çatışan paradigmaların belirgin olduğu müfredat programları ile ideal fert ve nesil yetiştirmek zordur. Bugün yaşanan kimi sıkıntıların temelinde yatan sebebin başında da bu meselenin milli bünyemize uygun çözüme kavuşturulmaması gelmektedir. Bu nedenle, sadece temel eğitimde değil, yükseköğretim de dahil, eğitim ve öğretimin her kademesinde, çoğulcu düşünmeyi ve farklılıklara saygıyı, empatiyi hedefleyen bir müfredat değişikliği elzemdir.”
 

İşin doğrusunu arayan herkes yeni paradigma arayışına katkı vermelidir

İşin doğrusunu arayan herkesin yeni paradigma arayışına katkı vermesi gerektiğini dile getiren Selvi, “Böyle çalışmaları artırarak toplumumuzun birikimini, beklentilerini ve üretimini ortaya çıkarmalıyız” diye konuştu.