Egitimde Vesayeti Desifre Edecegiz
Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, Türkiye’de, her alanda oldugu gibi, egitimin üzerinde de vesayet bulundugunu ifade ederek, “Egitim-Bir-Sen olarak, egitim ortamlarinin demokratiklesmesi, egitim programlarinin vesayeti mesrulastiran ögretilerden arindirilmasi konusunda genel yetkili sendika olarak daha aktif rol alacagiz” dedi.
Gündogdu, Egitim-Bir-Sen’in egitim hizmet kolunda elde ettigi yetkiyle ilgili Rixos Otel’de bir basin toplantisi düzenledi. 2001 yilinda çikan bir yasayla sendikalarin ne kadar üye kaydetmislerse tamaminin sifirlanarak hükümsüz kabul edildigini, 1992 yilinda kurulan Egitim-Bir-Sen’in de sifirdan baslayarak üyeliklerini yeniden belirledigini anlatan Gündogdu, her yil ortalama 18 bin üye kaydederek bugünlere geldiklerinin altini çizdi.
Egitim-Bir-Sen’in 15 Mayis 2011 tarihi itibariyle 195 bin 670 üye sayisiyla “Genel Yetkili” sendika olduguna dikkat çeken Gündogdu, kurulduklarindan bugüne geçen 9 yilin ilk 4 yilinin Egitim-Sen’in, son 5 yilinin da Türk Egitim-Sen’in yetkisiyle ama egitim çalisanlari adina yetkisizlikle geçtigini kaydetti. Gündogdu, “Konfederasyonlar, ‘masaya oturmuyorum’ söylemiyle egitim çalisanlarinin temsil hakkindan mahrum birakildigi ya da pazarlik yapamama yetersizligiyle kaybedilen 9 yillik bir sürenin sonunda elde ettigimiz en önemli kazanim, egitim ve bilim hizmet kolunda aldigimiz yetkidir. Bu da Memur Sen’in yetkili konfederasyon olmasindan kaynaklanan bir sonuçtur” seklinde konustu.
Merkeze Sinav ve Dershane Alindigi Sürece Özgür Bireyi Yetistirmede Hep Sikintilar Yasanacaktir
“Niçin sendika” sorusuna cevaplarinin “vesayeti desifre etmek” oldugunu belirten Ahmet Gündogdu, bu cevabin kendilerinin sendikal bakislarina da yol haritasi olusturdugunu vurguladi. Gündogdu, sunlari söyledi:
“Demokrasi agaci ates almis yaniyorsa, onun dallarinda meyve arayisinda olmayiz. Önce bu ülkenin iklimini normallestirmek, milleti degerleriyle baristirabilmek görevi vardir ki, özelde üyelerimizin özlük haklarini savunarak, genelde de ülkemizin normallesmesini saglayarak bugüne kadar sendikacilik yaptik. Türkiye’nin en önemli iki meselesi, demokratiklesememesi ve egitim sisteminin çarpikligidir. Bu iki kavram birbirini tetikliyor. Egitim sisteminde özgür bireyi yetistiremedigimiz için demokratiklestirmede yeterince yol alamiyoruz. Merkeze sinavi ve dershaneyi aldigimiz sürece özgür bireyi yetistirmede hep sikintilar yasayacagiz.”
Gündogdu, Egitim-Bir-Sen’in bundan sonraki süreçte vesayeti desifre etme anlayisinin devami olarak, Milli Egitim Sura kararlarinin yürürlüge konulmasi, merkeze ögrencinin alinmasi, 28 Subat’in 8 yillik kesintisizlik dayatmasi gibi giydirilmis elbiselerden kurtulunmasi adina yetkili sendika olarak çalisma yapma zorunlulugu tasidigini dile getirdi.
Bütün sözlesmeli ögretmenlerin kadroya geçirilmesinin sonuna kadar takipçisi olmanin yani sira pedagojik formasyonu olmayanlarin, ‘ders bos geçmesin’ anlayisiyla derse girmesine izin vermeme gibi bir sorumluluklari oldugunu ifade eden Gündogdu, “Su anda 150 bin ögretmen açigimiz var. Kadrolu ögretmen istihdam etmezsek, bunun ülkeye gelecekte olumsuz faturalari neler olabilir diye sormamiz gerektigini düsünüyorum. Egitim çalisanlarinin topyekûn özlük haklarinda iyilestirme yapilmasi gerekmektedir” diye konustu.
Yüzde 99’u Müslüman olan Türkiye’de 12 yasina gelmeyenlerin hala yazin camiye Kur’an kursuna gidemedigini, çiraklik egitiminin sekteye ugratildigini dile getiren Gündogdu, “Egitimin kesintisiz hale gelmis olmasi, hem mesleki egitimi hem de din egitimini bitirme noktasina getirmistir. 28 Subat sürecinin günümüze kadar süregelen kalintilarinin temizlenmesi, meslek ve din egitiminin önündeki engellerin kaldirilmasi, gerekirse seçmeli din dersleri ile takviye edilerek halkin taleplerine cevap verilmesi için çaba harcayacagiz” ifadelerini kullandi.
Askerlerin Milli Güvenlik derslerine ögretmen olarak girdigini hatirlatan Ahmet Gündogdu, egitimin egitimcilerin isi oldugunu, egitimde ‘biri bizi gözetliyor’ algisinin yok edilmesi için Milli Güvenlik Dersi’ne brans ögretmenlerinin girmesini istediklerini kaydetti.
Sura Kararlarinin Hayata Geçirilmesi Için Mücadele Edecegiz
17 ve 18. Milli Egitim suralarinda, yogun gayretleri sonucu alinan kararlarin hayata geçirilmesinin takipçisi olacaklarini kaydeden Gündogdu, “Ögretmenligin gelir düzeyi ve statüsünün yükseltilmesine dönük çalismalara hiz verilmesi, katki düzeyi yüksek ögretmenlerin ödüllendirilmesi, ayrica zorunlu hizmet alanlarindaki egitim kurumlarinda görev yapan egitim çalisanlarina zorunlu bölge hizmet tazminati ödenmesi, egitim çalisanlarina ödenmekte olan ek ders ücretinin en az 12 TL’ye çikarilmasi, okul yöneticilerinin 6 saat derse girme zorunlulugunun ‘6 saate kadar derse girer’ seklinde degistirilmesi, egitim sürelerinin; 1+4 yil temel egitim, 4 yil ortaögretime hazirlik egitimi ve 4 yil ortaögretim olmak üzere zorunlu egitimin pedagojik, kademeli ve yönlendirmeye uygun hale getirilmesi, ikili ögretime kademeli olarak orta vadede son verilmesi, birlestirilmis sinif uygulamalarinin sistematik bir degerlendirmesi yapilarak, birlestirilmis sinif uygulamasinin mümkün olan en alt düzeye çekilmesinin saglanmasi, kalabalik sinif mevcutlarinin çagdas ölçütlere göre (20-25) düzenlenmesi, ayrica birlestirilmis sinif okutacak ögretmenlerin, birlestirilmis sinif ögretimi ve yönetimi konusunda hizmetiçi egitim almalarinin saglanmasi” gibi kararlarin tozlu raflarda kalmamasi için, Bakanlik nezdinde girisimlerde bulunmaya devam edeceklerini vurguladi.
4/C’li Personelin Durumunda Iyilestirme Yapilmalidir
Ahmet Gündogdu, Milli Egitim Bakanligi’na diger kurumlardan geçen 4/C’li personelin ekonomik yetersizliklerinin giderilmesi ve yillik izinlerinin çalisma sürelerinden düsülmemesi için 1 yilin onlar için de 12 ay olmasi için etkin bir sekilde mücadele edeceklerini ifade etti.
YÖK Koordinasyon Kurulu Haline Getirilmelidir
Üniversitelere mercek tutarak, üniversitelerin de demokratik kurumlar haline gelmesi, örgütlenme bilincinin üniversitelerde de yayginlastirilmasi, üniversitelerin karar süreçlerinde sendikalarin paydas olmasi konularinda yogunlasacaklarini belirten Gündogdu, “Bu konudaki mücadelemizi artirarak devam ettirecegiz. 82 darbe anayasasinin ürünü olan YÖK’ün yetkilerinin budanmasi ve koordinasyon kurulu haline gelmesi için çalisacagiz. Ayrica, YÖK anayasal bir kurum olmaktan çikarilmalidir” dedi.
Devlet Sinav Merkezi Kurulmalidir
ÖSYM konusuna da deginen Gündogdu, KPSS hirsizligi ile baslayan, YGS ile devam eden tartismalarin, toplumun ÖSYM’ye olan güvenini iyice azalttigini belirterek, “Bundan sonra yapilacak en önemli is, güvenilir bir sinav kurumu ihdas etmek olacaktir. Egitim-Bir-Sen olarak, Devlet Sinav Merkezi adi altinda, tüm sinavlari yapacak sekilde yeni bir kurumun olusturulmasindan yanayiz” degerlendirmesinde bulundu.
Sendikacilikta Itibarsizlastirma Var
Atanmislari koruyan, seçilmisleri itibarsizlastiran bir vesayet sistemi oldugunu belirten Gündogdu, söyle devam etti: “Bu itibarsizlastirma sendikacilikta da var. Dünyanin hiçbir ülkesinde sendikali üyelerin sendikasiz üyelerden daha az ücret aldigi görülmemistir. Toplu sözlesme ve grev haklari olan isçi sendikaciliginda da sendikalilar sendikasizlardan daha çok ücret alirlar. Sendikaciligi itibarsizlastirmak kimseye yarar getirmez. Ayrica, ana muhalefet partisi lideri bile canli yayinda Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in üyesinin kaç kat büyüdügüne vakit ayiriyor. Keske siyasetçiler kendi islerini yapsalar. Bu iktidar 2002 yilinda is basina gelmis. Biz 10. yilimizda yetkiyi aliyoruz. Biz mi beceriksiziz, iktidar mi beceriksiz? Bizim bütün iktidarlardan tek beklentimiz var: Sendikalar kendi vizyonlariyla, kendi çalismalariyla rekabet etsinler.”
Gündogdu, Basbakan Erdogan’in bir televizyon programinda sözlesmeli ögretmenlere kadronun birkaç gün içinde verilecegi açiklamasinin hatirlatilmasi üzerine, sendika olarak yaptiklari çalismada, bu konunun bir kanun hükmünde kararname ile çözüme ulasabilecegini düsündüklerini, bazi bakanliklarin ise ‘Bu, zorlama olur’ görüsünde olduklarini söyledi. Ahmet Gündogdu, seçim öncesi ya da sonrasi, kanun hükmünde kararname olmasi ya da olmamasindan ziyade çalisanlarin tamamini kapsayici olmasi çalismasi üzerinde durduklarina isaret etti.
