Egitimin Sorunlari Ancak Topyekun Seferberlikle Çözülebilir
Genel Sekreterimiz Halil Etyemez, egitimin sorunlarini çözebilmek için topyekun bir seferberlik baslatmak gerektigini söyledi.
TRT Ankara Radyosu’nda yayinlanan Mikroforum programinda egitimin sorunlari ve çözüm önerileri ele alindi.
Hacettepe Üniversitesi Istatistik Bölümü Ögretim Üyesi Prof. Dr. Hülya Çingi, Kamu Ihale Kurumu Istatistik Uzmani Dr. Güler Koçberber, Genel Sekreterimiz Halil Etyemez ve Bagimsiz Egitimciler Sendikasi Baskani Gürkan Avci’nin katildigi programda, TÜBITAK’in destekledigi Prof. Dr. Hülya Çingi koordinatörlügünde yürütülen ve Doç. Dr. Cem Kadilar ile Kamu Ihale Kurumu’ndan Dr. Güler Koçberber’in arastirmaci olarak katildigi, “Türkiye Genelinde Ilk ve Ortaögretim Olanaklarinin Incelenmesi ve Belirlenen Aksakliklara Çözüm Önerilerinin Getirilmesi” baslikli çalisma isiginda egitim sisteminin içinde bulundugu sikintilar konusuldu.
Ilkögretim Olanaklari Ortaögretiminkinden Daha Kötü
Prof. Dr. Hülya Çingi, Türkiye’deki 923 ilçenin ilkögretim ve ortaögretim olanaklari yönünden yüzde 24’ünün gelismis, yüzde 40’inin ise gelismemis düzeyde oldugunu kaydetti.
Çingi, Güneydogu Anadolu’da olanaklari iyi olan ilçe bulunmadigini dile getirerek, Türkiye’deki ilçelerin ilkögretim olanaklarinin ortaögretimdekinden daha kötü durumda oldugunu ifade etti.
Derslik ve ögretmen basina düsen ögrenci sayisi bakimindan özel okullarin devlet okullarina göre çok iyi durumda oldugunu anlatan Çingi, bütün özel okullarin ayni durumda olmadigini, bazilarinin çok kötü oldugunu anlatti.
Ögretmen Yetersizligi Temel Sorun
Ögretmen yetersizliginin temel sorunlardan biri oldugunu, Dogu ve Güneydogu Anadolu bölgelerine gelen ögretmenlerin deneyimsiz olmasinin da sorun teskil ettigini, tecrübesiz ögretmenlerin ilk atama suretiyle geldigini, iki yil stajyerliklerinin kalkmasinin ardindan tayin talebiyle ayrildiklarini ve böylece egitimin sürekli olarak kesintiye ugramasina neden olduklarini vurgulayan Çingi, “Bölgeye gönderilen ögretmenlerin tecrübesizligi ve bir süre sonra tayin yolu ile bölgeden ayrilmalari, egitimin sürekliliginin bozulmasina ve ögretmen açiginin bir türlü giderilememesine neden olmaktadir. Bu yüzden buralarda egitimin sürekliliginin saglanmasi ve ögretmen açiginin giderilmesi için bu bölgelerde ögretmenlik yapmayi cazip kilacak uygulamalar baslatilmalidir” degerlendirmesinde bulundu.
Prof. Dr. Çingi, ilçelerde ve köylerde ögretmenlerin barinma ve sosyal aktivite gibi sorunlarinin çözülmesi gerektigine, bu sartlarda çalisan ögretmenlerin bölgede kalmalarini saglamak için özendirici yüksek bir maas verilmesi ve ögretmenlere özel lojmanlarin yapilmasi gerektigine dikkat çekti.
Özel Okullarda Ögretmen Basina 9 Ögrenci Düsüyor
Dr. Güler Koçberber ise, 923 ilçede yaptiklari arastirmaya göre, ilk ve ortaögretimde okullarin yüzde 40’inin egitim açisindan ‘gelismemis’ durumda oldugunu, Güneydogu Anadolu’nun halen ögretmen basina düsen en fazla ögrenci sayisinda ilk sirada bulundugunu, ögretmenlerin yüzde 14’ünün birlestirilmis siniflarda egitim verdigini belirterek, “Ilkögretim’de ögretmen açigi 65 bin, derslik ihtiyaci 124 bin, bilgisayar ihtiyaci 78 bin, bilgisayar laboratuvari ihtiyaci 5 bin 708, fen laboratuvari ihtiyaci 4 bin 518, yabanci dil laboratuvari ihtiyaci 6 bin 249, kütüphane ihtiyaci 4 bin 96’dir. Örtaögretimde ise 15 bin 559 ögretmen açigi bulunuyor. Özel okullarda ögretmen basina 9 ögrenci düserken, resmi okullarda 22 kisi düsüyor” dedi.
Egitim olanagi gelismis ilkögretim okullarinda bir bilgisayar basina düsen ögrenci sayisinin 46.46; ortaögretim okullarinda ise 20.23 oldugunu bildiren Koçberber, gelismislik düzeyi en düsük ilkögretim okullarinda 88.82; liselerde 26.13 oldugunu, bu durumun ilkögretim okullarinda bilgisayar imkanlarinin daha kisitli oldugunu gösterdigi kaydetti.
Ortalamanin Üstünde Egitim Imkânina Sahip Ilçelerde 30 Bin Ögretmen Fazlasi Var
Koçberber, Türkiye ortalamasinin üstünde egitim imkanina sahip ilçelerde ögretmen fazlasinin 30 bin 583, derslik fazlasinin 21 bin, bilgisayar fazlasinin 40 bin, bilgisayar laboratuari fazlasinin 4 bin 309, fen laboratuari fazlasinin 3 bin 67, yabanci dil laboratuari fazlasinin 132, kütüphane fazlasinin ise 2 bin 590 oldugunu dile getirdi.
Bakanlik Merkez Teskilati Çok Hantal
Genel Sekreterimiz Halil Etyemez, 800 bin çalisani, 15 milyon ögrencisiyle devasa bir örgüt yapisina sahip olan egitim camiasinin ciddi sorunlarinin bulundugunu belirterek, “Geçen yillara oranla ciddi gelismeler var. Derslik yapimi, okullarin bilgisayarla donatilmasi, BT siniflarinin olusturulmasi, müfredatin degisimi, Gönül Köprüsü projesi gibi çesitli gelismeler var ama yeterli degil. Milli Egitim Bakanligi Merkez Teskilati çok hantal. 16 Genel Müdürlük ve 14 yardimci hizmet birimi bir hayli hantallik olusturmaktadir. Bu nedenle egitim sisteminin merkez örgüt yapisinda da bazi yenilikler yapilmalidir. Hizli karar veren, koordinasyonu saglayan, daha islevsel bir yapiya kavusturulmalidir” dedi.
Egitim Yöneticisi Yetistiremiyoruz
Egitim yöneticisinin yetistirilememesinden yakinan Etyemez, 30 bin civarinda yöneticinin vekâleten görev yaptigini hatirlatarak, “Egitim sisteminin öncelikle yönetici sorunun çözülmesi gerekiyor, Egitim yöneticiligi meslek haline getirilmelidir. Vizyon sahibi, gelecegi planlayabilen, sorun çözen yöneticiler yetistirmek lazim” ifadelerini kullandi.
Mesleki Egitimin Önü Açilmalidir
Egitimin her boyutunu etkileyen sinav sisteminin sorgulanmasi gerektigini anlatan Etyemez, mesleki egitimin egitim sisteminin felç olmasina neden oldugunu, katsayi adaletsizliginin mesleki egitimin önünü kestigini ifade ederek, Avrupa ülkelerinde mesleki egitimin yüzde 70, düz lise egitiminin yüzde 30’larda oldugunu, bizde ise mesleki egitimin yüzde 30-35, düz lise egitiminin yüzde 65-70’lerde oldugunu bildirdi.
Sinav Sistemi Yeniden Gözden Geçirilsin
Etyemez, ortaögretimde yeniden yapilanmaya gidilerek, lise türlerinin azaltilmasi, ilkögretimden üniversiteye kadar yönlendirme sisteminin gelistirilmesi gerektigini, aslinda egitimin niteligini lise türleri ve sinav sisteminin belirledigini, bu nedenle bu sorunun biran önce çözülmesi gerektigini söyledi.
Kalkinmada Öncelikli Bölgelerdeki Ögretmene Iyilestirme Yapilmali
Etyemez, sadece dogu ve güneydogu Anadolu da ögretmen açiginin olmadigini, batidaki kalkinmada öncelikle yörelerde çalisan ögretmenleri bu bölgelerde tutmanin yollarinin bulunmasi gerektigini belirterek, sözlerini söyle sürdürdü:
“Dogu ve Güneydogu Anadolu’ya ve batidaki kalkinmada öncelikli yörelere daha çok yeni mezun olmus ögretmenler gönderiliyor. Bir kere bu dogru bir yaklasim degil. Söz konusu bölgelere daha tecrübeli ögretmenler gönderilmelidir. Bunu yaparken, buralarda görev yapan ögretmenlerin hem lojman sorunu çözülmeli hem de bölge tazminati adi altinda ek iyilestirmelerle ekonomik yönden durumlari güçlendirilmelidir.”
Ögretmen Ihtiyaci Karsilanmali
Her yil yapilan atamalarin ögretmen açigini kapatmadigini, bu nedenle açigin kapanmasi için ögretmen ihtiyacinin karsilanmasini da isteyen Etyemez, “Bu yapilirken, sözlesmeli veya ücretli ögretmen uygulanmasindan vazgeçilerek, tüm sözlesmelilerin kadroya geçirilmesi gerekir” diye konustu.
Sorunlar Sadece Egitimcilere Birakilarak Çözülemez
Halil Etyemez, egitimin sorunlarinin sadece egitimcilere birakilarak çözülemeyecegine dikkat çekerek, bunun için topyekûn bir seferberlik baslatmak gerektigini vurgularken, ülkenin her kösesinde egitim kurumlarinin bulundugunu ve ciddi bir katkiya ihtiyaç oldugunu, egitime yatirimin gelecegimiz olan çocuklarimiza yatirim oldugunu, bu nedenle de herkesin katkida bulunmasi gerektigini kaydetti.
Uzman Ögretmenlik ve Basögretmenlik Sinavi Yapilsin
Uzman Ögretmen sinavinin 2005’te bir defa yapildigina ancak devaminin getirilmedigine isaret eden Etyemez, sözlerini, “Basögretmen sinavi ve yeniden Uzman Ögretmenlik sinavi yapilsin. Ögretmenlerimiz bu konuda ciddi bir beklenti içerisindeler” diyerek tamamladi.
