Esitsizligi Savunmak Hukukçularin Isi Olmamalidir

Temel görevi ‘savunma’ olan, gözetecegi ilkelerin basinda ‘esitlik’ ilkesinin yer almasi gereken bir kurumun, Istanbul Barosu’nun; 10 yil önce meslek liselerine getirilen katsayi adaletsizliginin ortadan kaldirilmasiyla ilgili islemin iptali istemiyle dava açmasi, kara bir leke olarak Baro’nun tarihine geçmistir.

Yeni katsayi kararinin iptali için Danistay’a basvuran Istanbul Barosu Baskani Muammer Aydin’in, “Esitlik, esit insanlar arasinda olur” sözü, bir hukukçunun agzina almamasi gereken bir söz olup ayrimci, ötekilestirici, adaletten uzak ideolojik bir anlayisin tezahürüdür.

Insanlarin basta Anayasa olmak üzere kanunlar karsisinda esit oldugu bir ülkede, görevi ‘savunma’ olan bir kurumun basindaki birinin, “Esitlik, esit insanlar arasinda olur” demesi, “Imam Hatipliler avukat olmamali” diye konusmasi, ‘esitlik ilkesi’nin hiçe sayilmasi anlamina gelmektedir.

1999 yilinda farkli katsayi uygulamasina geçildiginde hiç sesini çikarmayan, “meslek lisesine o yil baslayanlarin kazanilmis haklari vardir. O hak geri alinamaz” demeyen, zulmü görmezden gelerek meslek liseliler için dava açmayan Baro’nun; simdi sadece adaletsiz uygulamaya son verildigi için, ‘kazanilmis hak var’ demesi, ‘savunma görevi’ üstlenen bir kurum olarak esitsizlik talepli dava açmasi, çeliskili bir zihin yapisini da ele vermektedir.

Dava açanlar; 10 yil önceki YÖK yönetiminin, gerek hukuki gerekse insani yönden bir garabet olan katsayi esitsizligine imza atarak, Anayasa’nin esitlik ilkesine aykiri davranmasiyla, meslek liselilerin kazanilmis haklarini gasp ettigini bilmiyorlar mi?

Hukukçularin bunu bilmemesi utanç verici; bildigi halde bunu görmezden gelmesi ise meslege, giydikleri cübbeye ihanettir. Adaletsizlige siddetle karsi çikmasi gereken hukukçularin isi, esitsizligi savunmak olmamalidir.

Egitim-Bir-Sen olarak, 28 Subat sürecinin dar kalipli ideolojik kararlarindan biri olan katsayi adaletsizliginin sona ermesi için yillarca mücadele ettik.

Hiçbir bilimsel ve pedagojik temeli olmaksizin, tamamen ideolojik tavirla 28 Subat sürecinin puslu havasinda getirilen ve 10 yildir egitimde firsat esitligini örseleyen bu adaletsizligin, YÖK’ün aldigi tarihi bir kararla kaldirilmasi, ülkemizin normallesmesi, demokratik ilerleyisi zorlastiran agirliklardan kurtulmasi yolunda atilan önemli bir adimdir ve toplumun büyük bir kesimini mutlu etmistir.