Haber
2008-11-17 06:18:23
Finansal Kriz Isgallerin Ürünüdür

Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu, finansal krizin, küresel isgallerin sona erdirilerek demokratiklesmenin dünya ölçeginde saglanmasiyla çözülebilecegini söyledi.

 

Gündogdu, Denizli Subemiz’in Il Dîvan Kurulu öncesinde bir basin toplantisi düzenleyerek, gündeme iliskin degerlendirmelerde bulundu. Krizi, ‘ABD ve isbirlikçilerinin Irak ve Afganistan’i isgalinin ve finans aktörlerinin doymak bilmez hirsinin ürünü’ olarak nitelendiren Gündogdu, Memur-Sen Ar-Ge biriminin yaptigi incelemeye atifta bulunarak, söyle devam etti:

“ABD ve isbirlikçi ülkeler Irak ve Afganistan isgaline bugüne kadar bütçelerinden 2 trilyon dolari asan bir mali kaynak aktarmislardir. Yasanmakta olan ABD kaynakli krizin durdurulmasi ve etkilerinin azaltilmasi amaciyla merkez bankalarinin ve hazinelerin finans sektörü ile reel sektöre aktardiklari kaynagin toplam tutari da 2 trilyon dolar civarindadir. Isgaller için harcanan tutarla krizin sona ermesi için aktarilan tutar arasindaki esitligin tesadüfî oldugunu söylemek mümkün degildir. Rakamlar bize göstermektedir ki, ABD ve isbirlikçi ülkeler, Irak ve Afganistan’in isgali için yaptiklari harcamalari, finans sektörünü kullanarak bütün insanliga fatura etmektedirler. Bu çerçevede, ‘küresel krizi bitirmenin ön kosulunun, küresellesme anlayisiyla makyajlanan emperyalist isgalleri sona erdirmek ve dünyanin bütününü saran bir demokratiklesme rüzgari olusturmak’ oldugunu ifade etmeliyiz.”

 

Zamlar Geri Alinsin

Geçen haftalarda toplanan Ekonomi Koordinasyon Kurulu’nda, öncelikle vatandasin bütçesini sarsar nitelikteki zamlarin geri alinmasini talep ettiklerini belirten Gündogdu, “Bu talebimizin kismen karsilandigini görmek sevindirici olmakla birlikte yapilan indirimler, petrolün varilinin 55 dolarin altina düsmesi gerçegiyle paralellik göstermemektedir. Biz, indirimlerin dogalgaz fiyatlarini da kapsayacak sekilde devam etmesini bekliyor ve talep ediyoruz” seklinde konustu.

 

Çalisanlarin Vergi Yükü Azaltilsin

Gündogdu, ekonomi alanindaki her olumsuzlugun öncelikle dar ve sabit gelirli çalisanlarin magduriyetine neden oldugunu kaydederek, sunlari söyledi:

“Satinalma gücünün düsmesi ve Türk Lirasi’nin beklenmedik düzeydeki deger kaybi, çalisanlarin gelirlerinde reel anlamda bir düsüs yasanmasina neden olmustur. Gerek bu kaybin telafisi gerekse adil bir vergilendirme yaklasiminin hayata geçirilmesi için, gelir vergisi oranlari çalisanlar için 5 puan indirilmek suretiyle uygulanmalidir. Diger taraftan, vergi uygulamalari araciligiyla krize karsi alinacak önlemler arasinda, mutlaka lüks tüketim mallarina yönelik vergi oranlarinin artirilmasina, temel ihtiyaç maddelerine yönelik vergi oranlarinin indirilmesine yer verilmelidir. Krizle birlikte enflasyonun tirmanisa geçmesinin de etkisiyle maaslarda meydana gelen reel kaybi telafi edecek sekilde, kamu çalisanlarinin maaslarina da zam yapilmalidir.”

 

IMF’ye Ihtiyacimiz Yok

IMF’nin, finansal krizi bahane ederek Türkiye ile yeni bir anlasma yapmayi amaçladigini ifade eden Gündogdu, “Bu, IMF’nin kurulus amacina uygun bir yaklasimdir. Ancak, siyasi irade bu ülkenin IMF’yle yapilan anlasmalar nedeniyle yasadigi sikintilari ve krizleri dikkate alarak, IMF’yi eli bos göndermelidir. Insanlarimiz, ülkemizin kendi imkân ve yetenekleriyle bu krizden yara almadan çikacak güce sahip oldugu inancini tasimaktadir. Bu inancin dogru olmadigini ifade etmek anlamina gelecek biçimde IMF’yle anlasma yapilmasini kabullenemeyiz. Yeni bir stand-by anlasmasi imzalamak, IMF çevrelerince iddia edildigi gibi krizi zararsiz atlatmamizi degil, aksine krizin ülkemiz açisindan derinlesmesini saglamaktan baska bir sonuç dogurmayacaktir. Biz diyoruz ki, hiç kimse, ‘ölümü gösterip sitmaya razi etmek’ ilkesini esas alan IMF’nin, emegimizi ve ekmegimizi çalmasina tahammül etmemizi beklemesin ve istemesin. Önerimiz, çalisanlari önemseyen ve önceleyen bir çalisma hayati olusturarak sadece mal ve hizmet degil, teknoloji de üreten bir reel sektörle, kendi imkân ve kabiliyetleriyle dünyanin sayili ekonomilerinden biri olmayi hedefleyerek krizin etkilerinden korunmaktir” ifadelerini kullandi.

 

Terörle Mücadele Modern Ordu Ile Yapilmali

Toplantida, terör konusuna da deginen Gündogdu, Türkiye’nin mali kaynaklarinin büyük bir bölümünün son 30 yildir terörist faaliyetlerin engellenmesi amaciyla harcandigini, yaklasik 300 milyar dolar tutarindaki harcamaya ragmen terörün bitirilemedigi gibi, terörü besleyen kaynaklarin da kurutulamadigini dile getirdi. Terörün insanimizin canini yakmaya ve ekonomik açidan gelismemize engel olmaya devam ettigini vurgulayan Gündogdu, “Bu istenmeyen durumun ortadan kaldirilmasi ve ülkemizin terör belasindan kurtulmasi; kararliligimizdan taviz vermeden terörle mücadele yöntemini günün sartlarina uygun olarak yenilemekten ve terör örgütünün elindeki sosyo-ekonomik propaganda malzemelerini geçersiz kilmaktan geçiyor. Bunlari saglamak için ise, terörle mücadelede ana omurga görevini gören ve NATO’nun en büyük ikinci ordusu konumundaki silahli kuvvetlerimizin mutlak surette profesyonel askerlik esasina dayali, yerli savunma sanayi tarafindan donatilan, bölge ve dünya ülkeleri için caydiricilik unsuru olacak biçimde sadece niceliksel degil, niteliksel büyüklüge sahip bir yapiya kavusturulmasi gerekiyor. Bu çerçevede, bedelli askerlik uygulamasi hayata geçirilmeli ve bu uygulamadan elde edilen gelirler silahli kuvvetlerin profesyonel orduya dönüsümünde ve modernizasyonunda kullanilmadir. Bu noktada, terör sorununun ancak Çanakkale ruhunun yeniden insasiyla çözümlenebilecegini de hatirlatmayi görev sayiyoruz” diye konustu.  

 

Yeni Anayasa Yeni Anayasa Mahkemesi

Ekonomik kriz bütün dünyada temel gündem maddesi iken, Türkiye’nin, Anayasa Mahkemesi’nin basörtüsüyle ilgili Anayasa degisikligine ve parti kapatma davasina iliskin karar ve gerekçeleriyle mesgul oldugunu anlatan Gündogdu, “Anayasa Mahkemesi, basörtüsüyle ilgili kararinin gerekçesinde, ‘yüksek ögretim kurumlarinda basörtüsüne izin verilmesinin basörtüsünün bir baski araci haline dönüsmesine neden olacagi’ iddiasina yer vermekle, bu toplumun insani özelliklerinden ve insan haklariyla ilgili beklentilerinden bihaber oldugunu ortaya koymustur. Aslinda, karari ve gerekçesiyle Anayasa Mahkemesi, toplumun insan hak ve özgürlükleriyle ilgili beklentileri üzerinde her daim kullanilmaya elverisli bir baski araci olusturmustur. Gerekçenin içerisinde yer verilen TBMM’nin bu nitelikte bir Anayasa degisikligi yapma yetkisinin olmadigi anlamindaki ifadeler dikkate alindiginda, Anayasa Mahkemesi’nin bu tür bir baski aracinin olusturmasini da sürpriz olarak görmüyoruz. Ancak, ‘Hakimiyet kayitsiz sartsiz milletindir’ anlayisini benimseyen bu toplumun, kendisi üzerinde baski olusturacak kararlara imza atan ve milli iradenin tecelli ettigi TBMM’yi yok sayma gücünü kendinde gören Anayasa Mahkemesi yapisindan kurtulmasi gerekmektedir. Bunun için basvurulmasi gereken en kisa ve mantikli yol; Anayasa Mahkemesi’nin kurulus, yetki, görevleri ve üye yapisi da dahil olmak üzere bu toplumun demokratiklesme, özgürlesme ve sivillesme beklentilerini karsilayacak sivil demokrasi ruhuyla sekillenmis bir Anayasa’nin daha fazla ertelenmeden yürürlüge konulmasidir” sözleriyle yeni bir anayasanin hazirlanmasi yönündeki taleplerini yineledi.

 

AIHM Bizi Teyit Etti

Gündogdu, konusmasinin sonunda, Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’nin kamu görevlileri sendikalarinin toplu sözlesme hakkiyla ilgili kararina dikkat çekerek, sözlerini söyle tamamladi:

“Memur-Sen olarak, kuruldugumuz tarihten bu yana kamu görevlileri sendikalarinin grev ve toplu sözlesme hakkina dogal olarak sahip olduklarini ifade ettik. Evrensel hukuk metinlerinde ve uluslar arasi sözlesmelerde var olan bu haklarin basta Anayasa olmak üzere iç hukuk metinlerinde kayit altina alinmasinin bu haklari iç dinamiklerle saglamak gibi moral deger açisindan önemli oldugu inanciyla bu mücadeleyi siyasi irade nezdinde de sürdürdük.  Sonucunda bu yilki toplu görüsme süreci sirasinda Sayin Basbakan’dan Anayasa’nin 53 ve 54. maddelerinde ve 4688 Sayili Kanun’da gerekli degisiklikler yapilarak kamu görevlileri sendikalarinin grev ve toplu sözlesme hakkina sahip kilinacaklari sözünü almistik. Bu nedenle, Avrupa Insan Haklari Mahkemesi’nin mezkur kararini, toplu sözlesme ve grev hakkiyla ilgili mücadelemizin ve bu mücadele sonucunda ulastigimiz sonucun dogrulugunu teyit etmesi yönüyle önemsiyoruz.”

Basin toplantisinda Genel Mali Sekreterimiz Ahmet Özer, Genel Egitim ve Sosyal Isler Sekreterimiz Esat Tektas ile Denizli Sube Baskanimiz Ahmet Sert de hazir bulundu.

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen