Genel Başkan Gündoğdu, Adıyaman’da Ziyaretlerde Bulundu

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş, Belediye Başkanı Necip Büyükaslan ve İl Milli Eğitim Müdürü Seyfi Özkan’ı ziyaret etti.

“Medeniyet Davamız ve Demokrasi Mücadelemiz” konulu konferans vermek ve Memur-Sen İl Binası açılışına katılmak üzere Adıyaman’a giden Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, ilk olarak Adıyaman Valisi Mahmut Demirtaş’ı ziyaret etti. Memur-Sen’in çalışmaları hakkında Vali Demirtaş’a bilgi veren Gündoğdu, kamu çalışanlarının sorunlarının çözümünde her zaman işbirliğinden yana olduklarını, hizmet kalitesinin yükselmesinin çalışanların sorunsuz bir şekilde çalışmalarıyla mümkün olduğunu kaydetti. Vali Demirtaş’ın bu göreve kısa bir süre önce atanmasına rağmen başarılı çalışmalara imza attığını belirten Gündoğdu, yapılan hizmetleri her zaman takdirle karşıladıklarını söyledi.

Vali Demirtaş ise, sivil toplum örgütleri ve sendikaların sorunların çözümündeki önemini bildiklerini dile getirerek, bu alanda karşılıklı görüş alışverişi yapmaktan memnun olacağını belirtti.

Belediye Başkanı Büyükaslan’a Ziyaret

Gündoğdu, daha sonra, Bem-Bir-Sen Genel Teşkilatlanma Sekreteri Medeni Sevinç, Memur-Sen İl Temsilcisi ve Şube Başkanımız Gaffari İzci, Bem-Bir-Sen İl Temsilcisi Mahmut İnan ve Şube Sekreterimiz Neşet Taner ile birlikte Belediye Başkanı Necip Büyükaslan’ı ziyaret etti.

Büyükaslan’ın, Sayıştay engeline takılmasına rağmen cesaretle Sosyal Denge Sözleşmesi’ne (SDS) imza atan sayılı başkanlardan biri olduğunu ifade eden Gündoğdu, şunları söyledi: “Buradaki her üyemiz öteden beri SDS karşılığı olarak 270 TL alıyor. Sayıştay engeline rağmen bunu veriyordu. Şimdi yasada da bu var. Öyleyse parada da engel yok diyerek bu rakamı artırmasını umuyoruz. Başkanın cömertliğini biliyoruz. ‘Halka hizmeti hakka hizmet’ sayıyor. Halka hizmeti de buradaki arkadaşlarımızla birlikte yapıyor. Verdiği her rakamın imkanlar ölçüsünde kendi ellerini güçlendirdiğini ve Adıyaman’a hizmet olduğunu zaten biliyor. Memur-Sen olarak, hem ekmeğimizin büyümesini hem de özgürlüklerimizin genişlemesini önemsiyoruz. Darbecilerle kol kola girerek ekmek büyütülemeyeceğine göre, Memur-Senlilere yakışan birinci görev, önce darbecilere karşı olmak sonra milletin yanında yer almaktır. Malatya’da yaptığımız ‘Ortak Akıl Mitingi’ne de Adıyaman, çevre illerden en güçlü katılımı sağlayarak millet iradesinin yanında durmuş ve darbecilere darbesavarlığıyla karşı koymuştu. Bu vesileyle Adıyamanlılara demokrasiye ve değerlerine sahip çıktıkları için teşekkür ediyorum.”

Belediye Başkanı Büyükaslan ise, merhum Mehmet Akif İnan’ın 1995 yılında kurduğu Memur-Sen’i, yapmış olduğu çalışmalardan dolayı tebrik ederek, “Memur-Sen denilince, 28 Şubat sürecinde demokrasi mücadelesi vermesi ve dik bir duruş göstermesi akla gelir. Milletçe hepimiz biliyoruz. O süreçten beri sergilemiş olduğu demokratik mücadelesiyle tanıyıp bildiğimiz Memur-Sen’e bundan sonra yapacakları mücadelelerinde yanlarında olduğumuzu bildirmek isterim. Ayrıca bunun için şükranlarımı sunuyorum. Dedikleri gibi SDS kanunu çıkmazdan önce Memur-Sen’e üye olan personelimize haklarını veriyorduk. İnşallah bundan sonra da vermeye devam edeceğiz. Çünkü çalışanımızı memnun ettiğimiz müddetçe daha verimli olacaklarına inanıyoruz” şeklinde konuştu.

Ziyaretin ardından Başkan Büyükaslan, Genel Başkan Ahmet Gündoğdu’ya günün anısına bir plaket takdim etti.

İl Milli Eğitim Müdürü Özkan Ziyaret Edildi

Ahmet Gündoğdu, daha sonra, beraberindeki heyetle birlikte İl Milli Eğitim Müdürü Seyfi Özkan’a ziyarette bulundu. Eğitimdeki sorunlar ve çözüm önerilerinin ele alındığı ziyarette, eğitim camiasının sorunlarının çözümünün eğitimdeki başarıya sağlayacağı katkı vurgulandı.

Devlet Okulları, Dershaneye Gerek Kalmayacak Şekilde Kaliteli Hizmet Sunmalıdır

Genel Başkan Ahmet Gündoğdu, ziyaretten sonra basın mensuplarının gündemdeki konulara ilişkin sorularını cevapladı.

Gündoğdu, devlet okullarının, vatandaşların çocuklarını dershaneye göndermeye ihtiyaç hissetmeyeceği oranda kaliteli hizmet sunması gerektiğini söyledi.

Bir gazetecinin, “Dershanelerin kapatılmasını nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusu üzerine Gündoğdu, dershanelerin gündemde tartışılıyor olma biçiminin çok sağlıklı olmadığını belirtti. Özel okulların devletin yükünü hafifletmesi yönüyle önemli bir görevi olduğunu vurgulayan Gündoğdu, dershanelerden işini çok iyi yapanların yanında, ‘umuda yolculuk’ adı altında hiçbir şey ifade etmeyenlerin de bulunduğunu dile getirdi.

“Dershaneyi müstakil olarak ele aldığımız zaman, orada çalışanlar; özlük hakları, sendikalı olamamaları, anlaşma yapıldığı halde üç ay sonra kapının önüne konulması, 600, 700 ve 900 lira gibi komik rakamlara çalışmak durumunda kalmak gibi sorunlar yaşamaktadır” diyen Gündoğdu, şöyle devam etti:

“Milli Eğitim Bakanlığı’na düşen en önemli iş; şu anda var olan 120 bin öğretmen açığını derhal giderip, sonra OECD ülkelerinin sınıf mevcudu ortalamalarına indiğimizde oluşacak yeni bu 120 bin açığa ilaveten yeni açıklara hazırlık yapmak, ikili eğitimden tekli eğitime geçmek, birleştirilmiş sınıf uygulamasına son vermek, öğretmenlerin bölgelerarası dağılımında adaleti tesis etmek ve öğretmene değer vermek gibi onlarca adımı atarak devletin okullarında eğitimde fırsat eşitliğini sağlamaktır. Devlet bunu sağlarsa, devletin okulunda alamadığı hizmet ya da çocuğunun geri kalmasından dolayı, dershaneyi ihtiyaç hissedenlerin büyük bir oranda eksildiğini göreceğiz.”

Dershanelerin özel okula dönüşmesinin teşvik edilmesi, teşviklerin en fazla eğitime yapılması gerektiğini ifade eden Gündoğdu, “Dershanelerin özel okula dönüşmesi için finans desteğine ihtiyacı var. Dershaneden kastım, burada az çok kurumsallaşmış dershaneler var. Yoksa alkolün tüketildiği yerin 10 metre, 20 metre yanında merdiven altı gibi izbe yerleri kastetmiyorum. Okullaşmayı teşvik eden bir yaklaşıma ihtiyaç olduğu kanaatindeyim” değerlendirmesinde bulundu.

Dershanelerdeki öğretmenler ele alındığında gerçekten vahim bir durumun söz konusu olduğunu dile getiren Gündoğdu, şunları kaydetti: “Tablo böyle diye bu dershaneler kapatılmalı mı sorusuna ‘evet’ demek bir hayli zor. Bence dershaneler sonuçtur. Sürecin hakkı verilmelidir. Devlet okulları vatandaşların çocuklarını dershaneye göndermeye ihtiyaç hissetmeyeceği oranda kaliteli hizmet sunmalıdır. Bunun yapılmasını önemsiyorum. Ama dershanede çalışan arkadaşlarımızın da yüzde 90’ı halinden memnun değildir. 700-800 TL maaş alıyor. Kapanırsa da, ekmeksiz kalacak. Çoğu zaten sıtmaya razı olmuş durumda. Bu, Türkiye’nin işsizlik sorunudur. Dershanede çalışan arkadaşlarımızı doğrudan ilgilendiriyor.”

Eğitimin kalitesinin artırılmasının önemine dikkat çeken Gündoğdu, sözlerini şöyle tamamladı: “Türkiye’deki eğitimin kalitesi; dershanelere gerek kalmayacak, velilerin geçimlerini sıkıntıya sokarak artı masraf yapmalarını gerektirmeyecek boyuta getirilmelidir. Şayet okullar diploma doldurma yeri, öğretmenler de diploma doldurma memuru olmaya devam eder ya da ettirilirse, dar gelirliler de çocuğunun geri kalmaması için dişinden tırnağından artırarak, onları dershaneye göndermeye devam eder.”