Genel Yetkiliyiz
Ölüm bir tohumsa kefen zarinda,
Gün olur fiskirir bir orman olur
M. Akif Inan
Her sey ilk adimla basladi, en uzun yolculuklarin bile ilk adimla basladiginin bilinciyle atilan ilk adim. Kirletilmis bir alanda temiz bir baslangiç yapmanin zorluguna ragmen, büyük düsler kurularak çikildi yola. Çünkü “büyük düsler kuranlar, düslerini gerçeklestirmez, asarlar” diyen düsünürden farkli düsünülmüyordu.
“Çalisanlarin ekonomik, sosyal, mesleki hak ve menfaatlerinin gelistirilmesine, Türkiye’nin demokratiklesmesine, sivillesmesine ve özgürlesmesine katki sunmak amaciyla” diye baslayan kurulus manifestosunun ilaninin ardindan 14 Subat 1992’de Egitim-Bir-Sen, sendikal alanda temiz bir sayfa olarak yerini aldi.
Egitim-Bir-Sen için, “ders alinmis basarisizlik, basari demektir” denilecek bir mazi yoktu. Basarili görünüp basaramayanlarin bugünü ve mazisi ise dogru tespitler için yeterliydi. Insanlari ötekilestirenlerin, gerginlikler üzerinden kendi gettolarini olusturanlarin sanal basarilari ise kavga zemininin devam etmesinden geliyordu. Kisacasi, sendikacilik dogru zemininde yapilmiyordu.
Sendikaciligi “kavga zemininde rekabetten, rekabet zemininde hizmet” sendikaciligina dönüstürme iddiasi ve israri ile çikilan yolda ortaya konulan özveri, 200 bine yaklasan üyeyle Egitim-Bir-Sen’i zirveye tasimistir. Deger merkezli, çözüm odakli, özlük ve özgürlük temelli, sadece tenkit eden degil, teklif de üretebilen bir yaklasimla sürdürülen hak arama mücadelesinde Egitim-Bir-Sen, kendine gösterilen teveccühün altinda kalmayip zirvenin hakkini verecektir.
Sendikacilik, haksizliklara ve adaletsizliklere karsi “hayir” diyebilmek ve mücadele etmektir. Mesru haklar ile yasal haklar arasindaki makasi daraltmak için özlük; darbeseverlere karsi darbesavar durusuyla da özgürlük mücadelesi veren Egitim-Bir-Sen, özgürlüklerin genisledigi oranda ekmegin de büyüyecegine inanmaktadir. Öfke ve sloganin yerine aklin ve bilimin öne çikarilmasi gereken sendikal kulvarda, insanlarin saglikli degerlendirme yapabilmesi, is yapan ile gürültü çikarani ayirabilmesi, ancak demokrasinin teneffüs alanlarinin genislemesi ile mümkündür. Kamplastirmayan, ayristirmayan, kaynastiran ve bulusturan yeni bir solukla, Mevlana’nin pergel metaforundaki gibi, “sabit ayagini medeniyet degerlerine basip, hareketli ayagiyla genis halkalar çizen” bir anlayisla, toplumun bütün kesimlerine hitap eden bir yaklasimi hayata geçiren Egitim-Bir-Sen, demokratik iklim ilimanlastikça, gücüne güç katmaya devam edecektir.
Egitim-Bir-Sen, rahmetli Kurucu Genel Baskanimiz Mehmet Akif Inan’in, “Türkümüz dünyayi kardes bilendir/Gökleri insanin ortak tarlasi” misralarinda dedigi gibi, geldigi noktanin ilerisine yolculukta, sevgi yumagini ve gücü büyütmede cömert davranacak; sendikacilikta slogana sarilmadan, çagin gelismesine paralel kendini yenileyerek, kurumsal sosyal sorumlulugunun bilincinde, sorun yerine çözüme paydas biçimde, simgeler ve semboller savasinin disinda kalmayi tercih ederek, üyesini ve ülkesini eksene alip, istikrarli büyümesini kalici kilacaktir.
“Adalet olan yerde öfkeye ve isyana yer yoktur” tespitinden hareketle gelir dagilimindaki adaletsizligin ortadan kaldirilmasi ve kamu çalisanlarinin milli gelirden hak ettigi payi almasi için etkin mücadeleden çekinmeyecek olan Egitim-Bir-Sen, bütün sosyal kesimlerin ve dünya mazlumlarinin magduriyetine karsi duyarliligini da devam ettirecektir. Ülkemizde ekmegin büyümesinin yolu, ekonomik istikrar ve demokrasinin bütün dinamikleriyle kurumsallasmasindan geçmektedir. Emegin ve ekmegin degerini sifirlayan antidemokratik süreçlerin bir daha yasanmamasi için, “kurus degil, durus sendikaciligi” yaparak farkinin altini çizen Egitim-Bir-Sen, ülke demokrasisinin korku tünelinden çikma sürecinde çetelerin ve paramiliter yapilarin irgatligini degil, halkin irgatligini yapmaya ve iradesini ipotek altina sokanlarin tutarsizliklarini desifre etmeye devam edecek; sorumlu, ilkeli, demokrasiden, özgürlüklerden ve haklidan yana durusunu muhafaza ederek, hak bildigi yolda, arkasindaki seslere aldirmadan yürüyecektir.
Ülkemizde yillardir; istikrari bozma potansiyeli olan ve kontrol altinda tutulmasi gereken yapilar olarak görülen ve hala tam olarak anlasilamamis olmasi bir sistem sorunu olan sendikalar, genellikle, etki alanlarini; ‘sistemi degistirmeye teksif etmek’ yerine, ücret eksenli taleplere yogunlastirmistir. Türkiye’nin demokratiklesme sürecinde periyodik olarak tökezlemesinde sendikalarin durus probleminin de katkisi vardir. Vesayetten arindirilmamis demokrasinin kalici kazanimlari olmayacaktir. Kazanilmis haklarin kaybedilmesi, aslinda kurumsallasamayan demokrasi sorunudur. Her defasinda yeniden baslamak zorunda kalinmasi, çalisanlar hesabina is yapanlarla, halkla çatisanlarla is tutanlarin fark edilmemis olmasindan kaynaklanmistir.
Egitim-Bir-Sen olarak, gelecek tasavvurumuzda özgür birey, sivil anayasa ve sivil toplumun oldugunu belirtmemiz gerekir. 12 Haziran seçimlerinden sonra ‘Sivil Anayasa’ talebimizin hayata geçirilmesi için azami gayret gösterecegiz. 12 Eylül darbe anayasasinin revize edilmesi için ugrasilmasinin dogru olmadigini söylüyoruz. Halkin tercihlerine dayanan katilimci bir Anayasa için yine inisiyatif alacagiz.
12 Eylül 2010 Anayasa Degisikligi Referandumu’nda darbe anayasasinin revize edilmesi sürecinde “Toplu Sözlesmeye de, Toplumsal Sözlesmeye de Evet” slogani ile elimizi tasin altina koyarak çiktigimiz yolculuk, memura “Toplu Sözlesme Hakki”ni beraberinde getirmistir. 2009 yili toplu görüsmelerinde kararlastirilan Abant Çalistayi’nda ve 12 Eylül’de yapilan referandumda toplu sözlesme hakkina katkisi olmayanlarin ‘genel yetkisi’ de olmamali dedik. Geldigimiz nokta itibariyle egitim hizmet kolunda Egitim-Bir-Sen’i genel yetkiye tasiyan çalisanlar, bir nevi, “Toplu Sözlesme Hakki’nda teri olanin toplu sözlesme masasinda yeri olmalidir” demistir.
15 Mayis 2011 tarihi itibariyle Egitim-Bir-Sen’i 195.670 üyeyle “genel yetkili” sendika yapan; Genel Baskanimizdan, Genel Yönetim Kurulumuza, Sube Baskanlarimizdan, Sube Yönetim Kurullarina, Disiplin ve Denetleme kurullarimizdan, Ilçe ve Üniversite temsilcilerimize, Temsilcilik yönetimlerine, Kadinlar Komisyonlarimiza, Isyeri temsilcilerimize; kurulusundan bugüne sendikamiza emek vermis, çesitli kademelerinde görev almis tüm yöneticilerimize, bütün üyelerimize ve yönetim sorumlulugu tasircasina sahiplenip katki sunan isimsiz kahramanlarimiza kadar herkese tesekkür ediyor; ‘genel yetki’nin teskilatimiza, üyelerimize ve ülkemize hayirli olmasini diliyoruz.
