Gündogdu: Biz Milletin Ekmeginin ve Özgürlügünün Yanindayiz
Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gün- dogdu, “Çerçevesini devletin çizdigi sendikaciliga da, çer- çevesi devlete karsi çizilen sendikaciliga da karsiyiz” dedi.
Kirikkale Subemizin 3. Olagan Genel Kurulu, Kirikkale Ögret- menevi’nde gerçeklestirildi. Saygi durusu ve Istiklal Marsi’nin okunmasiyla baslayan Genel Kurul’un Divan Baskanligi’na Dursun Saray, Divan üyeliklerine ise, Ali Yilmazoglu ile Hüseyin Kaplan seçildi.
Egitim-Bir-Sen tanitim filminin gösteriminin ardindan açilis konusmasini yapan Sube Baskanimiz Murat Bilgin, Egitim-Bir-Sen’in Kirikkale’de dünden bugüne geldigi noktayi anlatarak, Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen’in tipki Türkiye genelinde oldugu gibi, Kirikkale’de de azim ve gayretle çalismalarini yürüterek, emin adimlarla büyüdügünü söyledi.
Çerçevesini Devletin Çizdigi Sendikaciligin da, Çerçevesi Devlete Karsi Çizilen Sendikaciligin da Karsisindayiz
Subemizin 3. Olagan Genel Kurulu’na katilarak bir konusma yapan Ahmet Gündogdu, “Çerçevesini devletin çizdigi sendikaciligin da, çerçevesi devlete karsi çizilen sendikaciligin da karsisindayiz. Biz milletin ekmeginin ve özgürlügünün yanindayiz. Memur-Sen’imiz, 1995 yilinda merhum Mehmet Akif Inan’in öncülügünde baslayan sendikal mücadelesine, dogru yerde durarak, dogru zeminleri kullanarak ve dogru zamanlama yaparak devam edecek. Kapsamli bir Anayasa degisikligi çalismasi yapilmasina öncülük eden, Abant Çalistayi’nda tek basina mücadele ederek kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkina sahip olmasiyla sonuçlanan süreci baslatan, Anayasa degisikligi paketine, kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkina sahip olmasini saglayacak hükmü yazdiran, 2010 yili toplu görüsmelerinde toplu görüsme masasindan toplu sözlesmeyle elde edilecek kazanimlar çikaran, ‘Toplu Sözlesmeye de Toplumsal Sözlesmeye de Evet” kampanyasiyla 12 Eylül’de milletimizin ‘Vesayete Son, Demokrasiye Evet’ tercihinde bulunmasinda büyük pay sahibi olan Memur-Sen camiasi, bütün bu sonuçlari var etmek için ortaya koydugu mücadeleyi tarihin kendisini yazmasi için yapmiyor olsa da, görünen ve anlasilan o ki, tarih Memur-Sen’i ve Memur-Sen’lileri yazacak” seklinde konustu.
Gelecek Yil Resmi Olarak Toplu Sözlesme Yapacagiz
2010 yili toplu görüsmelerine de deginen Gündogdu, “Masa degil, yasa sorunlu. Bu yasa degismezse, önümüzdeki yil masaya oturmayacagiz” seklinde açiklama yaptiklarini hatirlatarak, daha sonra Abant’ta yapilan Çalistay’a katilarak Toplu Sözlesme hakkinin sonuç bildirgesine girmesini sagladiklarini, bu hakkin Anayasa degisikliginde de yer almasi için girisimlerde bulunduklarini kaydetti.
2010 yili toplu görüsmelerinde 9 yilin en iyi mutabakat metnine imza attiklarini, “2010 yilinda fiili toplu sözlesme imzalamak istiyoruz” kararliligiyla oturduklari son toplu görüsme masasinda fiili toplu sözlesme imzaladiklarini dile getiren Gündogdu, Memur-Sen’in kamu çalisanlarinin hakkini kazanma konusunda hiçbir mücadeleden çekinmedigini vurgulayarak, bazi sendikalarin tutarsiz politikalari sebebiyle geçmiste bir kazanim saglanamadigini ifade etti.
“2001 yilinda yürürlüge giren 4688 sayili Kanun’un var ettigi ve sonuncusunu yaptigimiz 9 yillik toplu görüsme döneminin en kapsamli ve en iyi kazanimlarini içeren Mutabakat Metni imzaladik” diyen Gündogdu, görüsme sonucunda memur maaslarinda yüzde 4+4 artis, ek ödemede en az 80 TL’lik artis, aile yardiminda 20+20 TL’lik artis (sözlesmeliler dahil), sendika üyesi memurlara 3 ayda bir 45 TL toplu görüsme primi verilmesi ve enflasyon farki ödenmesinde anlastiklarini, ayrica memurlarla ilgili 54 madde üzerinde uzlasma sagladiklarini söyledi.
Ahmet Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü: “Bu Mutabakat Metni’nde, toplu sözlesme hakkini, verdigi mücadeleyle Anayasa degisikligine yazdiran Memur-Sen’in, ayni azim ve kararlilikla siyaset ve grev yasaklarina son verecek tek sendikal merkez oldugu gerçegi var. Hepsinden önemlisi, bu Mutabakat Metni’nde, her biri Konfederasyonumuzun gücünü ve büyüklügünü yansitan Memur-Sen ailesinin 400 bin mensubu var. Dokuz yillik toplu görüsme serüveninin en iyi sonucunu elde etmemizi saglayan, bize güvenlerini güce dönüstürme firsati veren büyük Memur-Sen ailesidir.”
Bazi sendikalarin sürekli çeliski ve zikzaklar içinde oldugunu belirten Gündogdu, elde edilen kazanimlarin son 9 yilin en büyük kazanimlari oldugunu, kamu çalisanlarinin hakkini en iyi sekilde savunmak için toplu sözlesme talep ve israrini ortaya koyduklarini vurgulayarak, “Bu yil fiili toplu sözlesme yaptik. Gelecek yil insallah resmi olarak toplu sözlesme yapacagiz” diye konustu.
Darbecilerin Milletinden, Milletin Devletine Geçis Yapildi
Konusmasinda, gündeme iliskin degerlendirmelerde de bulunan Gündogdu, Memur-Sen olarak, çözümün paydasi olmak için gündem olusturmaya ve aktif olmaya devam edeceklerini kaydederek, söyle konustu: “Referandumda milletin iradesine dokunanlari çöp sepetine gönderdik. Bu zamana kadar bizi ‘göbegini kasiyan adamlar’ ilan ederek, bu ülkede kiraci muamelesine tabi tutanlara sesleniyorum; sikistiginizda sizin kaçacak ülkeniz var ama bizim baska gidecek yerimiz yok. Atalarimiz bu ülke için kanlarini akittilar. Bedel ödedik, bedel ödemeye haziriz. Bu ülkeyi yeniden imar ve insa etmek için elimizden geleni sonuna kadar yapacagiz.”
1961 ve 1982 anayasalariyla, Anayasa Mahkemesi, Milli Güvenlik Kurulu (MGK), Yüksek Askeri Sura (YAS), Yüksekögretim Kurulu (YÖK), Hakimler ve Savcilar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) olusturuldugunu ve darbe ürünü kurullarla millet iradesinin devre disi birakildigini anlatan Gündogdu, Anayasa degisikligi paketinin, ‘devletin milleti olarak devam mi edecegiz, milletin devleti mi olacagiz’ sorusuna cevap içerdigini; yapilanin, devletin milletinden, milletin devletine, üstünlerin hukukundan, hukukun üstünlügüne geçis oldugunu ve tam demokratik bir ülkede, laikligin inananlarin inancinin garantisi oldugu, milletini taniyan bir sosyal devlet için, Kenan Pasa ve avanesi gibi darbecilere yargi yolunu açacak, darbe yapanlari koruyan geçici 15. maddenin kaldirilmasina imkan taniyacagi için anayasa degisikligine ‘Evet’ dediklerini vurguladi.
Gündogdu, “Anayasa degisikligi paketini, bu yolda atilan önemli bir adim olarak gördük; 12 Eylül’deki referandumu önemsedik ve destekledik. Üstünlerin hukukundan hukukun üstünlügüne, devletin bireyinden bireyin devletine atilan adimlari normallesme sürecine bir katki olarak degerlendirdik. 12 Eylül 2010’da yapilan referandum sonrasinda ‘darbecilerin milletinden milletin devletine’ geçis yapilmistir” ifadelerini kullandi.
Basörtüsü Özgürlügünü Ihlal Etme Çabalarini Izale Etmeye Yönelik Bir Düzenleme Yapilmalidir
Geçmiste basörtülü ögrencilere baski uygulayanlara 12 Eylül’de insan hak ve özgürlükleri açisindan bir ders verildigini dile getiren Ahmet Gündogdu, “Biz, bas örtmenin din ve vicdan özgürlügünün geregi bir hak oldugunu biliyoruz. Mutlak surette Anayasal ya da yasal bir düzenleme yapilacaksa, yasama hakki gibi dogustan gelen bir hak olan inanci geregi basini örtme özgürlügünü ifade etmek için degil, basörtüsü özgürlügünü ihlal etme çabalarini izale etmeye yönelik bir düzenleme yapilmalidir” diye konustu.
Türkiye Normallesiyor
Üç generalin açiga alinmasi konusuna da deginen Gündogdu, Türkiye’nin normallestigini, demokratik hukuk devleti standartlari sistemi içine dogru gittigini, ancak bunu bazi kesimlerin hazmedemedigini söyledi. Süreci, geç de olsa, hükümetin yasal hakkini kullanmis olmasi olarak degerlendirdiklerini ve çok önemsediklerini belirten Gündogdu, “Bu ülkede sivil, asker ayrimi olmadan yasalar çalistirilmalidir. Herkes kanun önünde esittir. Kim suç islediyse sonuna kadar üzerine gidilmeli ve hesabi sorulmalidir. Türkiye’de bir normallesmeye gidiliyor. Son açiga alma olayi da, normallesme yolunda bir adimi ifade ediyor” dedi.
Siyasi parti temsilcileri, sivil toplum kurulusu temsilcileri, resmi kurumlarin il müdür ve müdür yardimcilari ile çok sayida davetlinin katildigi kongrede, AK Parti milletvekilleri Turan Kiratlioglu, Mustafa Özbayrak ve AK Parti Il Baskani Zühtü Aksal da birer selamlama konusmasi yaptilar.
Tek liste halinde gidilen seçimde, Yönetim Kurulu; Murat Bilgin, Oktay Sümer, Murat Sahin, Bahattin Kapucu, Yaver Yalçin, Naci Çaglar ve Ümit Yasar Gürsoy’dan olustu.
