Gündogdu: Siddet En Büyük Insan Hakki Ihlalidir
Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, “Fiziksel, cinsel, sözlü, duygusal ve psikolojik siddet basta olmak üzere her türlü siddet insan vücuduna, ruhuna, düsüncesine, emegine, ekmegine, iradesine yönelmis büyük bir tehdittir” dedi.
Saglik Bakanligi ve Saglik-Sen’in, saglik kurumlarinda siddetin boyutlarinin tartisildigi “Emege Saygi, Siddete Sifir Tolerans” Sempozyumu, Esenyurt Kültür Merkezi’nde düzenlendi. Uzman ve akademisyenlerin de panelist olarak katildigi sempozyumun açilis konusmasini Saglik-Sen Genel Baskani Metin Memis yapti. Sempozyuma katilan Saglik Bakani Recep Akdag ve Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu da birer konusma yapti.
Ülke Olarak Son 30 Yildir Siddetle Iç Içe Yasiyoruz
Konusmasinda, siddetin, bireysel ve toplumsal stres düzeyini yükselttigini, güven ortamini zedeledigini, kisilerde fiziksel ve psikolojik travmalara neden oldugunu belirten Gündogdu “Siddet ayni zamanda en büyük insan hakki ihlalidir. En büyük siddet uygulamalarinin ve insan hakki ihlallerinin basinda savaslar, terör, antidemokratik süreçler olan darbeler, ötekilestirme ve dislama girisimleri gelir” seklinde konustu.
Dünyanin küresel ölçekte siddeti, ABD’nin Irak ve Afganistan isgalinde ve Israil’in Filistinlilere uyguladigi zulümde yasadigini belirten Gündogdu, “Her gün, kadinlar ve çocuklar basta olmak üzere, yüzlerce hatta binlerce Afgan, Irakli ve Filistinli siddete maruz kalmaktadir. Bu ülkeler Guantanamo’da oldugu gibi, siddet üsleri olusturmayi da politikalarinin araçlari haline getirmislerdir” ifadelerin kullandi.
“Ülke olarak son 30 yildir siddetle iç içe yasiyoruz. Terörün olusturdugu siddet sarmali toplumsal barisi zedeliyor. Terör siddet uygularken, irk, din, cinsiyet, ekonomik ve sosyal düzey ayrimi yapmiyor. Bunu en son Norveç’te yasanan terör saldirisinda yakinen gördük” diyen Ahmet Gündogdu, bir baska siddet yönteminin de terör oldugunu söyledi.
Darbe Dönemleri Milletimizin Bir Daha Yasamak Istemedigi Siddet Dönemleridir
Antidemokratik süreçler olan darbelerin ve muhtiralarin siddetin kendisi ve kaynagi oldugunu vurgulayan Gündogdu “Basbakan ve bakanlarin asilmasiyla sonuçlanan 27 Mayis, binlerce gencin zindanlara atilmasi ve katledilmesiyle biten 12 Eylül, bu milletin bir daha yasamak istemedigi yogunlasmis siddet dönemleridir” diye konustu.
28 Subat sürecinin ise Cumhuriyet tarihinde, kamu görevlilerinin en büyük zulme, magduriyete ve siddete ugradigi özel bir dönem oldugunu kaydeden Ahmet Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü:
“Bu süreç, kamu görevlilerinin sürgüne ugradigi, görevden el çektirildigi, bu yönüyle insana da, insan emegine de sayginin zerresinin dahi olmadigi bir süreçtir. Kamu görevlileri siddet çemberine alinmistir bu dönemde. Yine ayni dönemde üniversite ögrencileri ikna odalariyla ve egitim haklari ellerinden alinarak siddete maruz birakilmistir. Bu dönemde siyasetin ve bürokrasinin siddet dili en üst düzeyde yasanmistir. Toplumsal bir siddet yasanmistir. Maalesef medya ve sözde sivil toplum örgütleri, siyasetin ve bürokratik oligarsinin bu siddetini mesrulastirma ve yayginlastirma konusunda yardimci olmustur.”
“Ödenmis Bedeller Unutulmasin”
Insanlarin antidemokratik uygulamalar karsisinda yasadigi magduriyeti gün yüzüne çikarmak ve 28 Subat postmodern darbe ile birlikte diger tüm askeri darbelerin acilarini da kamuoyu ile paylasmak için, Egitim-Bir-Sen olarak hatira yarismasi düzenlediklerini hatirlatan Gündogdu, “Tarihe not düsmek, ödenmis bedellerden ders alarak, tarihin tekerrür etmemesi ve gelecegin insasi adina bir mesaj vermek için ‘Ödenmis Bedeller Unutulmasin’ sloganiyla düzenledigimiz bu yarismanin darbelerin, baskilarin yasattigi magduriyetleri gün yüzüne çikararak darbecilerin zulümlerini desifre edecegine inaniyorum” dedi.
Gündogdu, “Bir egitimci olarak özellikle altini çizmek istiyorum. Siddetin en önemli panzehirlerinden birisi hiç kuskusuz egitimdir” diyerek, egitim sisteminin, degerler egitimini kapsayacak sekilde, yeniden yapilandirilmasi gerektiginin altini çizdi.
