Haber
2012-02-27 06:29:35
Kadina Uygulanan En Agir Siddet Basörtüsü Yasagidir

Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, kadinlara uygulanan en agir siddetin basörtüsü yasagi oldugunu söyledi. Darbe dönemlerinin magdur ettigi kisilerden devletin özür dilemesi ve haklarini vermesi gerektigini ifade eden Gündogdu, “Devlet, özür borcunu yerine getirmeli, bununla da yetinmemeli açikta geçirdikleri sürelere iliskin hak kayiplarini telafi etmeli ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini onlar adina yerine getirmelidir” dedi.

Baskent Kadin Platformu, ‘Hayatimizda ve Algimizda Yasayan 28 Subat’ ismiyle 28 Subat dönemi ve etkilerini düzenledigi iki panelle masaya yatirdi. Baskent Ögretmenevi’nde gerçeklestirilen ilk panele, Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, Gazeteci-Yazar Mehmet Altan ve Baskent Kadin Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hatice Güler konusmaci olarak katilirken, moderatörlügü ise platformun dönem baskani Berrin Sönmez yapti.

Basörtüsü yasaginin, kadina yönelik en agir siddet oldugunu belirten Ahmet Gündogdu, basörtüsünün yasalarla yasaklanamayacagi gibi, yasalarla da serbest birakilamayacagini kaydetti. Son günlerin tartisilan yeni egitim sisteminde ailelere inisiyatif ve yetki verildigini gözlemlediklerini dile getiren Gündogdu, “Devletin çocuklarin gelecegini belirleme yetkisinden daha çok, anne babanin çocugunun gelecegine yönelik karar alma ve uygulama hakki vardir. Kiz çocuklarinin eve kapatilmasi gibi bir olay da söz konusu degildir” seklinde konustu.

Devlet Özür Dilemelidir

28 Subat ve darbe dönemlerinin magdur ettigi bütün kesimlerden özür dilenmesi ve haklarinin iade edilmesi gerektigini vurgulayan Gündogdu, söz konusu dönemlerin bütün magdurlarina devlet tarafindan, 1402’liklere ödenen tazminat gibi, tipki YAS kararlariyla haksiz yere silahli kuvvetlerden uzaklastirilan ordu mensuplarinin kayiplarinin tazmin edildigi gibi, gördükleri insanlik disi muameleler, maruz birakildiklari hakaretler, islerinden ve ekmeklerinden edildikleri için tazminat ödenmesi gerektigini ifade ederek, “Devlet, özür borcunu yerine getirmeli, bununla da yetinmemeli, açikta geçirdikleri sürelere iliskin hak kayiplarini telafi etmeli ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini onlar adina yerine getirmelidir. Haklari iade edilmeyen hiçbir magdur kalmamalidir” diye konustu.

Millete Güvenmeyen Sistem Sürekli Gard Aldi

Sistemin millete güvenmeyerek gardini millete karsi aldiginin altini çizen Gündogdu, 28 Subat sürecinde yasananlarin laiklik kisvesi altinda yapildigini dile getirerek, söyle konustu: “Tanimsiz laiklik, gücü yetenin gözüne kestirdigini dövmesi için sopa haline getirilmistir. Anayasa yeniden yapilmali, laikligin tanimi yapilmalidir. Laiklik; inananin inandiginin ve inandigi gibi yasamasinin garantisi, inanmayanin ise inanmamasinin güvencesi olmalidir.”

Her yil düzenledikleri Mehmet Akif Inan Hatira Yarismasi’nin bu yilki konusunun ‘Ödenmis Bedeller Unutulmasin’ basligini tasidigina dikkat çeken Gündogdu, bu magduriyetlerin tekrar yasanmamasi için kalici çözümler üretilmesi gerektigini vurguladi.

28 Subat döneminin tekrar yasanmamasi için gerekli yasal degisikliklerin yapilip yapilmadigi yönündeki bir soruyu cevaplayan Ahmet Gündogdu, “Maalesef gerekli yasal çalismalarin tamami yapilmadi. Konjonktürel olarak yasanan degisim kalici olmalidir. 28 Subat, gelenekselle suurun ayrismasina yardim etti. Geleneksel olarak namaz kilan, geleneksel olarak hacca gidenle bilinçli namaz kilan, bilinçli hacca giden bu dönemde ayristi. Bu bilincin kurumsal yol haritasina dönmesi için yapilacaklar sorusuna verilecek çok cevap var. Bunlarin basinda da örgütlenmede yasadigimiz sorunlar geliyor. Kadinlara yönelik sorunlarin çözümünde kadinlar aktif rol üstlenmiyor. Verilene razi olmak yerine, hakkini söke söke almayi benimsemis bir örgütlü mücadeleye ihtiyaç var” degerlendirmesinde bulundu.

Altan: Umarim 28 Subat Son Darbe Olur

Gazeteci-Yazar Mehmet Altan, 28 Subat’in yargiya tasinmaya basladigini, belgelerin ise bir baska darbe dönemi ürünü olan YÖK’ten çiktigini ifade etti. 28 Subat’in tanimi yapilirken, kavram kargasasi oldugunu belirten Altan, ‘son darbe’ isminin en mantikli seçenek oldugunu söyledi.

Altan, sözlerini söyle sürdürdü: “Darbeleri ve darbecileri konusurken, siyaset kurumunu da ele alalim. Hepsi halkin partisi ama parayi devletten alan bir siyaset var. Kurumsal yapiyi degistirmeyen, ‘ben de bunu kullanayim’ mantigi, bir baska rövansin önünü açar. Bu kadar avantajli bir durum, Türkiye’de hiç mümkün olmadi. Demokrasiye geçis için siyaset kurumu bunu kullanmak yerine rövans alma yerine geçerse, bir anlam ifade etmez. Siyaset, degisim siyasetine dönmelidir. Rövans algisindan çikarip, hiçbir magdur kalmayacak sekilde sistemi degistirmek gerekir.”

28 Subat’in yaptiklarinin fazlasiyla konusuldugunu dile getiren Altan, asil konusulmasi gerekenin ise yapilamayanlar oldugunu kaydetti. “28 Subat umarim son darbe olur” diyen Altan, referandumda yüzde 58 ‘evet’ çikmasina karsin Cumhuriyet Bayrami Resepsiyonu’nda pasalarin köske çikmadigini, daha sonraki süreçte ise toplu istifa müessesi gelistirdiklerini belirtti.

Basörtüsünden Dolayi Çalismak Istemeyen Kadina Baski Uygulandi

Baskent Kadin Platformu Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Hatice Güler ise, ögretmenlik yaparken, yasadigi magduriyetleri katilimcilarla paylasti. Güler, basörtülü olarak çalismasini istemeyenlerin, ‘esiniz çalismiyor mu, maas yetmiyor mu, niye çalisiyorsunuz’ ya da ‘çocuklarinizi yetistirin’ gibi sembolik sözlerle çalisma hayatindan dislanmaya çalisildigini söyledi. Çalisirken basörtüsünü çikarmaya zorlandiklarinda basini açarak çalismak istemeyen kadinlarin eslerinden bile baski gördüklerini anlatan Güler, “Basörtüsü, sakal gibi kesilebilecek, yüzük gibi çikarilabilecek bir sey degildir. Basörtülüleri Batili bir gazeteci, ‘yürüyen bilboardlar’ olarak nitelendirmisti” ifadelerini kullandi. 

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen