Kamu Çalisanlarina Toplu Sözlesme Hakkinin Verilmesi ve Ikincil Mevzuat Üzerine Etkileri Tartisildi

Konfederasyonumuz Memur-Sen tarafindan düzenlenen ve Abant’ta gerçeklestirilen ‘Ana- yasa Degisikliginin Kamu Görevlileri Sendikalari, Örgüt- lenme ve Ikincil Mevzuat Üzerine Etkileri, Öngörüler ve Öneriler Çalistayi’ sona erdi.

Çalistay sonrasi açiklama yapan Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, amaçlarinin, çalisma hayati boyutuyla referandum paketinde yer alan toplu sözlesme hakkina yönelik, ikincil mevzuattaki düzenlemelerin nasil olmasi gerektigi yönünde bir yol haritasi çikarmak oldugunu söyledi. Akademisyen, bürokrat ve sendika uzmanlarinin katilimiyla etrafli bir çalisma yapildigini ifade eden Gündogdu, bu konu çerçevesinde ana hatlarin ortaya çiktigini kaydetti.

Gündogdu, Çalistay’da görüs birligine varilan konulari su sekilde özetledi:

-Toplu sözlesme düzeni ve kapsami, kamu görevlilerinin haklarini artiracak bir içerikle düzenlenmelidir.

-Toplu sözlesme hakkina sahip olunmasi, kamu görevlilerinin is güvencesiyle mümkündür. Bu hakkin verilmesi, is güvencesini tartismaya açmanin gerekçesi yapilamaz.

-Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nun olusturulmasinda bagimsizlik ve tarafsizlik prensipleri dikkate alinmalidir.

-Toplu sözlesmenin ayrilmaz parçasi olan grev hakkinin degisiklik paketinde yer almamasi büyük bir eksikliktir. Bu eksiklik en kisa zamanda giderilmelidir.

-Toplu sözlesme hakkinin dogru bir zemine dayanmasi ve saglikli sonuçlar üretmesi için 657 ve 4688 sayili yasalar basta olmak üzere ikincil mevzuattaki düzenlemeler, kamu çalisanlarinin yeni haklar elde etmesini saglayacak içerikte ve ivedilikle gerçeklestirilmelidir.

Ahmet Gündogdu, bu kararlarin hayata geçmesi için önerilerinin de yer aldigi raporlari kisa sürede hazirlayarak, basta Basbakan ve Meclis Baskani olmak üzere, konuyla ilgili bakanlik ve kamu kurumlarina ileteceklerini belirtti.

Terör Olaylari Tesadüf Degil

Gündemdeki konulara da deginen Gündogdu, “Son günlerde, tesadüfi olduguna inanmadigimiz bazi olaylar yasandi. Bunlardan ilki, Mavi Marmara’ya Israil tarafindan yapilan saldiri; biri, nükleer silahlarla ilgili Iran hakkinda alinan kararda Türkiye’nin tutumu; digeri, Imrali’dakinin muhatap alinmamasinin vehmiyle ortaya konulan tablo, Güneydogu halkini temsil ettigini söyleyerek Meclis’e gelip de siyaset yapanlarin, Imrali’yi muhatap gösteren sasi siyaset anlayisidir” dedi.

Ergenekon terör örgütü sorusturmasinda, yasal olarak takip edilen telefon görüsmelerinden ortaya çikan konusmalarin, birilerinin dügmeye bastigini gösterdigine dikkat çeken Ahmet Gündogdu, söyle konustu: “Basilan dügme, terörden, kandan kazançli çikmak isteyenlerin varligini ortaya koyuyor. Yasanan olaylar üzerine, çözüm olarak olaganüstü halin önerilmesini, Türkiye’yi yeniden kaosa sürükleyecek bir proje olarak görüyoruz. Esas çözüm, olaganüstü hal yerine, olaganüstü birlikteliktir. Sagduyulu olmak, milletimizi birlik ve beraberlik içinde tutmak, yapilmasi gereken en öncelikli tutumdur. Analarin gözünün yasinin dinmesi saglanirken, bataklik da kurutulmalidir.”

Bedelli Askerlik ile Profesyonel Askerlige Geçilmelidir

Terörle mücadele konusunda, daha önce dile getirdikleri bedelli askerlik önerilerini yineleyen Gündogdu, buradan elde edilecek kaynakla profesyonel orduya geçisin saglanmasi gerektigini vurguladi. Iki aylik acemilik egitiminden baska bir birikimi olmayan askerlerin, hiç tanimadigi ve bilmedigi bir arazide bölgeyi iyi bilen teröristlerin karsisina çikarilarak terör pisliginden kurtulmaya çalisilmasinin kabul edilebilir bir durum olmadiginin altini çizen Gündogdu, gerekli olanin uzman askerlik oldugunu dile getirdi.

Sivil Anayasa Acilen Gerekli

Dile getirdikleri bütün sorunlarin çözümü için bastan beri yeni sivil bir Anayasa istediklerini hatirlatan Gündogdu, “Kalkinmanin önündeki engelleri kaldiran, Türkiye’yi her yönüyle kusatan ve bütünlügünü ortaya koyan, hukuk devleti olmanin bütün kriterlerini yansitan bir anayasaya ihtiyaç duyulmaktadir. Yapilan ise göre degil, yapana göre gard alarak yapilanlari gördükçe, yeni anayasa istegini hep canli tutmak lazim” seklinde konustu.

Degisiklik Paketini Destekliyoruz

Gündogdu, topyekûn anayasa ihtiyacinin karsilanmadigini, ancak bir referandum paketi oldugun belirterek, bu paketin demokratik, laik, sosyal ve hukuk devleti ilkelerinin karsilik bulmasinda önemli bir görev ifa edecegini umduklarini söyledi. Gündogdu, paketin TBMM’den çikmasini engelleyemeyenlerin ve bu siparisi karsilanmayanlarin muhalefetin içine de el atarak yeni oyunlarla, kirli oyunculara destek vererek oyunlarina devam ettigine isaret etti ve sagduyu çagrisi yapti.

“CHP’nin Anayasa Degisikligi Paketi’ni Anayasa Mahkemesi’ne götürmesini de, yüksek mahkemenin basvuruyu kabul etmesini de ilkesizlik olarak görüyorum” diyen Gündogdu, daha önce yasanan 367 dayatmasini ve basörtüsü yasaginin kaldirilmasi sürecindeki hukuksuzlugu hatirlatti.

Anayasa Mahkemesi’nin Karari Tartisilmali

Anayasa Mahkemesi’nin degisiklik paketini gündeme almasini, evlenmek isteyen kisilerin kendi iradeleri disinda nikah tarihi belirlenmesine, bu tarih beklenirken daha evlenemeyen bu kisiler için bir baskasinin bosanma davasi açmasina benzeten Gündogdu, “Bu durumda, Doç. Dr. Osman Can bütün gerçekleri kamuoyuna haykirdi. Osman Can, Anayasa Mahkemesi’nin aldigi kararin TBMM tarafindan taninmamasi çagrisini yapti. Darbe anayasasi kurumu bile olsa, Anayasa Mahkemesi’nin her istediginde Anayasa’yi çigneyerek TBMM iradesine ipotek koymasinin ve Türkiye’yi yargiçlar devleti haline getirmesinin önüne geçilmelidir. Bu çagrinin kamuoyu tarafindan tartisilmasini istiyoruz” diye konustu.

Tek Madde Bile Referanduma Gitse ‘Evet’ Diyecegiz

Gündogdu, paketteki yargi reformunu içeren hususlarin Anayasa Mahkemesi tarafindan iptal edilmesi halinde desteklerinin devam edip etmeyecegi yönündeki bir soruya su cevabi verdi: “Atatürk’ün, ‘Egemenlik Kayitsiz Sartsiz Milletindir’ sözü, paketin Anayasa Mahkemesi’nde görüsülmeye baslamasindan sonra enflasyona ugramistir. Seklen görüsmesi bile dogru degildir. Içerigine bakmadan, yeter sayisinin olusup olusmadigi gibi hususlara bakmasi kabulümüzdür. Paketin içinde yanlis buldugumuz hiç bir sey yok. Eksik buldugumuz birçok husus var. HSYK ve YAS kararlarinin tamaminin yargi denetimine açilmamasi, kamu çalisanlarina toplu sözlesme hakki verilirken, grev hakkinin verilmemesi bir eksikliktir. Anayasa Mahkemesi, eger yargi düzenlemelerini içeren maddeleri iptal ederse, Anayasa’da tanimli ‘hukuk devleti’ ilkesini ihlal etmis olur. Hukuk rafa kaldirilirsa, tek ayakli demokrasi ortaya çikar. Tek ayakli demokrasi de saglikli islemez. Bir madde bile referanduma gitse, biz yine ‘evet’ diyecegiz.”