Kamu görevlilerinin ve emeklilerinin bütçesini büyüttük

Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, kamu görevlilerinin ve emeklilerinin her zaman umudu olduklarını, olmaya devam ettiklerini ifade ederek,  “Bu misyon ve vizyon doğrultusunda yürüttüğümüz 2016-2017 yıllarını kapsayan 3. Dönem Toplu sözleşmelerinde tarihi başarı yakalayarak kamu görevlileri ile emeklilerinin yüzde 100’ünün memnun ve mutlu olduğu bir sözleşme bağıtladık. Öyle ki, rakip konfederasyonların üyelerinden tebrik ve takdir alıyoruz. Toplu sözleşmelerin kamu görevlilerinin ve emeklilerinin bütçesine yansımasıyla birlikte küçük ve orta ölçekli esnaf ve sanatkârın da yüzü gülecek, alışverişleri artacak” dedi.

Şube Başkan Yardımcıları Teşkilat Eğitim Programı Kızılcahamam’da yapıldı. Başkan yardımcılarına birinci kademe eğitim seminerinin verildiği programın sonunda düzenlenen sertifika töreninde bir konuşma yapan Genel Başkan Ali Yalçın, Memur-Sen olarak,  kamu görevlilerinin ve emeklilerinin her zaman umudu olduk, olmaya devam ettiklerini belirterek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu misyon ve vizyon doğrultusunda yürüttüğümüz 2016-2017 yıllarını kapsayan 3. Dönem Toplu sözleşmelerinde tarihi başarı yakalayarak kamu görevlileriyle emeklilerinin yüzde 100’ünün memnun ve mutlu olduğu bir sözleşme bağıtladık. Öyle ki, rakip konfederasyonların üyelerinden tebrik ve takdir alıyoruz. Toplu sözleşmelerin kamu görevlileri ve emeklilerinin bütçesine yansımasıyla birlikte küçük ve orta ölçekli esnaf ve sanatkârın da yüzü gülecek, alışverişleri artacak. Bu gerçekten hareketle 3. Dönem Toplu sözleşmelerin sonuçlarından dolaylı olarak esnaf da yararlanmış olacak. Onların da memnuniyetlerine şahit oluyoruz. Değişik vesilelerle bu memnuniyetlerini iletiyorlar.”

Topluma uzlaşma modeli sunduk

3. Dönem Toplu sözleşmeyle çalışma ve işyeri barışını sağladıklarını kaydeden Yalçın, “Siyasi aktörlerin hükümet kurma noktasında sıkıntı çektiği, siyasi belirsizliğin arttığı, toplumsal tansiyonun yükseldiği bir dönemde sosyal diyalog ve barışçıl müzakerelerle başarılı bir toplu sözleşme imzalayarak toplumsal barışa ve ülke huzuruna önemli bir katkı yaptığımıza inanıyorum. Sosyal tarafların iyi niyetli, hazırlıklı ve kararlı bir şekilde masaya gelmesi halinde masanın önemli bir işlevi olduğunu gösterdik. Alanlardan önce çözüm yerinin masa olduğunun altını çizdik. Memur-Sen ailesinin, ön hazırlıkları, stratejisi ve taktikleriyle planlanmış ve başarılı olmuş bu sosyal modelini toplumsal problemlerin çözümünde modelleme yapabiliriz. Bu da Türkiye’nin toplumsal barış ve huzuruna önemli bir katkı yapacaktır” şeklinde konuştu.

Birliğimizin teminatı olduk

“Türkiye’nin bütünlüğünü, kardeşlik hukukumuzu, birliğimizi ve dirliğimizi hedef alan şiddet ve terör sarmalına karşı tek yürek ve tek ses olan, bunu 81 ilde aynı anda haykıran tek kuruluş olduk” diyen Yalçın, şunları söyledi:

“Memur-Sen ailesi olarak, ilk önce 81 ilde yaptığımız eylem ve kitlesel basın açıklamalarımızla terörü kınadık ve lanetledik. Önemli bileşeni olduğumuz Milli İrade Platformu olarak, terörü lanetledik, Türkiye’nin istikrar ve huzuruna sahip çıktık. Terörün arkasındaki yerli ve yabancı işbirlikçileri deşifre ettik. Doğu ve Güneydoğu illerimizde il temsilcilerimiz liderliğinde sivil toplum kuruluşlarıyla (STK) birlikte eylemler yaptık, bildiriler yayınladık. 17 Eylül Perşembe günü saat 16.30’da da Abdi İpekçi Parkı’ndan milli iradenin ilk adresi eski Meclis’e yürüyeceğiz. Memur, emekli, çiftçi, girişimci, işçi ve esnaf başta olmak üzere Türkiye’nin tamamını kucaklayan kuruluşların tabanlarının katılacağı eylemde ‘Teröre hayır, kardeşliğe evet’ mottosuyla ve ortak değerimiz ‘Bayrağı al gel’ çağrısıyla tüm halkımızla el ele, omuz omuza teröre karşı birlikte yürüyeceğiz. Bu yürüyüşün de ana düzenleyicisi, çağrıcısı ve katılımcısı Memur-Sen ailesidir. Ülke sorunlarının çözümünde öncü ve çatı kuruluş olma kimliğimizi kurumsallaştırarak devam ettireceğiz.”

Şer odaklarını çökerteceğiz, Kürt kardeşlerimizi Kandil’in vesayetinden kurtaracağız

“Teröre hayır, kardeşliğe evet” söylem ve eylem kararlılıklarını topraklarımızdan terörü kovuncaya kadar devam ettireceklerini vurgulayan Ali Yalçın, “Türkiye düşmanlığında, Müslüman hasımlığında ittifak etmiş ne kadar ülke varsa kanlı terör örgütünün saklandığı Kandil’i mekân edinmiş. Sözde demokrasi havariliği, insan hakları sözcülüğü yapan ülkelerin tüm istihbarat birimleri en temel insan haklarından olan hayat hakkını ortadan kaldırmak için terör örgütü ile iş birliği ve el birliği yapıyorlar. Hep birlikte bu şer odaklarına karşı ortak mücadelemizi sürdüreceğiz, şer ocakları dağıtılana kadar devletimizin ve güvenlik güçlerinin yanında olacağız. Kürt kardeşlerimizi ve vatandaşlarımızı terör örgütünün vesayetinden, şiddetinden ve zulmünden kurtaracağız. Türkiye’nin ve milletimizin gücü buna yeter. Yeter ki, bir olalım, iri olalım ve diri olalım. Devletimizin ve güvenlik güçlerimizin DAEŞ’le mücadelesine de güçlü bir destek veriyoruz. Bu eli kanlı örgütün ümmetle, Müslümanlarla, İslam’la ve İslamiyet’le bir bağı olamaz. Terör ve insan öldürmek ‘doğruyu anlatmanın’ bir yolu ve yöntemi olamaz. DAEŞ ve benzeri örgütler olsa olsa emperyalistlerin maşası ve oyuncağı olabilir, İslam’ı dünyada öcü göstermek için kurulan kukla örgütler olabilir. Terör örgütleri kurdurarak İslam’ı dünyada terörün zemini olarak göstermek isteyen emperyalist ve materyalist zihniyetlerle de mücadelemiz sonsuza kadar sürecektir” ifadelerini kullandı.

Mazlumların sözcüsü ve merhametin icracısı olduk

Erdemliler Hareketi olarak, mazlumlar çağırmadan, talepte bulunmadan imdatlarına koştuklarını, hiçbir karşılık beklemeden yardım elini uzattıklarını dile getiren Yalçın, şöyle devam etti:

“Bugün Mescid-i Aksa işgal altında. Filistinli kardeşlerimiz ziyaretimize geldiler, gelişmeler hakkında bilgi aktarımında bulundular.  Memur-Sen olarak, mazlum Filistin halkının yanında olmaya, Filistin devletinin inşasında sorumluluk almaya hazırız. İnşallah Filistin halkının haklı davasını Asya, Avrupa, Afrika, Amerika başta olmak üzere tüm dünya kamuoyuna taşıyacağız. Mescid-i Aksa, Kudüs, Filistin özgürlüğüne kavuşuncaya kadar mücadele edeceğiz. ‘Mescid-i Aksa’yı gördüm düşümde/ Bir çocuk gibiydi ve ağlıyordu/ Varıp eşiğine alnımı koydum/ Sanki bir yer altı nehr çağlıyordu’ diye haykıran Mescid-i Aksa şairi Mehmet Akif İnan’ın kurduğu Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’den de kadim medeniyetimizin manevi merkezlerinden Kudüs ve Mescid-i Aksa’ya sahip çıkmak yakışırdı, bugün o misyonumuzu yerine getiriyoruz, getirmeye devam edeceğiz.”

Safımız ve tarafımız bellidir

Konuşmasında, 1 Kasım’da yapılacak seçimle ilgili değerlendirmelerde bulunan Yalçın, “7 Haziran seçiminden sonra ortaya çıkan siyasi belirsizlik ve boşluğun ülkeye yansımalarını hep birlikte gördük ve görüyoruz. Siyasi belirsizlik kısa sürede her alanda büyük tahribatlara yol açtı, kaos ve kaotik ortamlardan beslenenleri hareketlendirdi. İçeriden ve dışarıdan şer planlarını ortaya koymaya başladılar. Bu kapsamda, 1 Kasım’da büyük Türkiye idealinin yanında yer alacağız. Yeniden Büyük Türkiye’nin safında yürüyeceğiz. Yeni Bir Dünya, Adil Bir Dünya için çalışacağız. Değerler eğitimini önceleyen 4+4+4 eğitim sisteminin geriye götürülmemesi için, yüzyılın yasağı ve şiddeti başörtüsü yasağının tekrar gelmemesi için, siyasi, ekonomik ve sosyal istikrar için kadim medeniyetimizin yolcusu ve taban örtüşmemiz bulunan partilerle birlikte hareket edeceğiz” diye konuştu.

Eğitim çalışmalarımız devam edecek

Konuşmasının sonunda, teşkilat eğitim çalışmalarını artırarak devam ettireceklerini söyleyen Ali Yalçın, “Bu ve benzeri eğitim çalışmalarımızla teşkilatımızın alt zeminini güçlendiriyoruz. Teşkilatlarımızın entelektüel ve bilgi zemini güçlendikçe ortak aklı kullanma, eylem kabiliyeti ve icra yeteneği artacaktır. Bu da faaliyetlerimizin etkinliğini ve verimliliğini artıracaktır” dedi.

Eğitim programında, Doç. Dr. Mehmet Merve Özaydın “Dünyada ve Türkiye’de Sendikacılık”, Dr. Mustafa Bostancı “Sosyal Medya ve Algı Yönetimi”, Hıdır Yıldırım “Eğitim-Bir-Sen Tarihi”, Tarkan Zengin “Kamuda Etkili Sendikacılık”, Hüseyin Rahmi Akyüz “Eğitim-Bir-Sen Mücadele Yöntemleri ve Kazanımlar”, Baki Öztürk ise “Teşkilat Kültürü” başlıklı sunumlar yaptılar.