Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin, 4+4+4 kesintili zorunlu egitim konusundaki tartismalara dikkat çekerek, “kizlarin okullasma orani düser, çocuk gelin sayisi artar, kizlar okumali gibi ‘kizlar edebiyati’ yapanlarla, bu ülkede yillarca üniversite kapilarinda kizlarin basina dünyayi yikanlar ne yazik ki ayni çevrelerdir” dedi.
Adana Subemizin Il Divan Toplantisi’, Üniversite Subemizin 1. Olagan Kongresi, Çukurova, Seyhan, Yüregir, Sariçam, Karaisali Merkez Ilçeler Isyeri Temsilcileri ve Yöneticiler Bulusmasi ile Kozan ve Ceyhan Ilçe Teskilat toplantilarina katilan Ali Yalçin, Adana’da üye sayimizin her geçen gün arttigini belirterek, “Adana’da yetkili olmaya ramak kaldi” ifadesini kullandi.
Ali Yalçin’in gündeme iliskin degerlendirmeleri söyle:
8 Yillik Kesintisiz Zorunlu Egitim 28 Subat Bakiyesidir
AK
Parti Grup Baskanvekilleri tarafindan Meclis Milli Egitim Komisyonu’na
gönderilen zorunlu
egitimin kademelendirilerek 12 yila çikarilmasini öngören kanun
teklifi ile ilgili yapilan tartismalari izlerken, eger ilkögretim ikinci
kademede açiktan okumaya kapi aralanirsa kizlarin okullasma orani düser,
çocuk gelin sayisi artar, kizlar okumali gibi ‘kizlar edebiyati’
yapanlarla, yillardir üniversite kapilarinda ‘kizlarin basina dünyayi
yikanlarin’ ayni çevreler oldugunu görüyoruz. ‘Haydi
Kizlar Okula!’ derken üniversite kapilarinda kizlara basörtüsünden
dolayi ‘Haydi Kizlar Baska Kapiya!’ diyenlerin iki yüzlülükleri
ve samimiyetsizlikleri yüzlerinden akiyor. Mesleki egitime zarar veren
8 yillik kesintisiz zorunlu egitim ve katsayi uygulamasi ile ilgili ‘Meslek
Lisesi Memleket Meselesi’ diye gazetelere ilan veren ve feryat edenler,
mesleki egitimin önünü açacak kesintili egitime çekince
koyarak yalpa yapiyorlar. Kesintisiz egitim dayatilirken dilini yutan, kabuguna
çekilen TÜSIAD, ne hikmettir bilinmez ama simdi dile geliyor. Bunun
adi tek kelimeyle samimiyetsizliktir. 8 yillik kesintisiz zorunlu egitim 28
Subat bakiyesidir. Egitimde vesayetin kendisidir. Gelismis ülkelerin hiç
birinde 8 yil kesintisiz uygulamasi yok. Bu garabet bir an önce ortadan
kaldirilmalidir.
Toplu Sözlesme Yasasi Geciktikçe Sabrimiz Daraliyor, Sinirlerimiz Geriliyor
Kamu
çalisanlarini temsilen konfederasyonumuz Memur-Sen ve sendikamiz ile
hükümet arasinda yapilmasi gereken 2011 Yili Toplu Sözlesmesi,
4688 sayili Kanun Tasarisi’nin Meclis komisyonlarinda bekletildigi için
toplu sözlesme masasi geciktiriliyor ve öteleniyor. Meclis’te
kisiye özel yasalarin bir haftada çiktigina sahit olduk. 2,5 milyon
kamu çalisaninin dört gözle bekledigi yasa ise komisyonlarda
eksimeye yüz tutmustur. Esit ise esit ücret düzenlemesiyle GIH
sinifi çalisanlarindan ayni unvanda olup farkli kurumlarda çalisanlarin
maaslari arasindaki makas ortadan kaldirilmis fakat ögretmen ve ögretim
elemanlari basta olmak üzere egitimde çalisanlari içerisinde
magduriyeti bulunanlarin durumlarinda en ufak bir iyilestirme yapilmamistir.
Ögretmenler kamuda neredeyse en düsük ücreti alan çalisan
durumuna düsmüstür. Bu durum toplu sözlesme masasinda düzeltilebilecekken,
yasanin gecikmesi ile sabrimiz daraliyor ve sinirlerimiz geriliyor.
Masa Gecikiyor Sorunlar Birikiyor
4/C’li
personelin sorunlari var. Ek ders ücretlerindeki adaletsizlikler giderilmeyi
bekliyor. Kariyer basamaklarinda yükselme uygulamasina iliskin yeni düzenleme
adeta unutuldu. Özür grubu tayinleriyle ilgili sorunlar ortadan kaldirilmadi.
Üniversite ve YURTKUR personelinin özlük ve mali sorunlari gibi
birçok sorun var. Hizmet kolu sözlesmesi olmadan bu sorunlarin hepsinin
11 hizmet kolunun sorunlarinin tasinacagi ana masada çözümü
imkânsiz hale gelecektir. Her hizmet kolunun kendi sorunlarina çözüm
arayacagi hizmet kolu sözlesmesini yasadan çikarmak akil kâri
degildir. Iki yilda bir masaya oturulacagi da dikkate alindiginda hizmet kolu
sözlesmesinin olmamasi düsünülemez. Hizmet kolu sözlesmesi
içeren yasa bir an önce çikarilmalidir. Çünkü
masa geciktikçe sorunlarda birikmeye devam ediyor.
Egitim Çalisanlari Hayat Bulmadan Okullar Nasil Hayat Bulacak?
‘Okullar Hayat Bulsun’ projesi kulaga hos geliyor. Okullarin kesintisiz hizmet sunmasina ve okul imkânlarinin mahalleye sunulmasina karsi olan yok. Slogan zihinlere oturuyor ama proje pratikte oturmuyor. Ikili egitim yapan okullarda idareciler haftada 12 saat devletten alacakliyken ve hiçbir maddi karsilik öngörülmezken, hizmetli ve yardimci personel eksikleri konusunda kimse aksini iddia edemezken, okullarin mali ihtiyaçlariyla ilgili köklü çözümler getirilmemisken, mevcut sorunlarin çözümü yerine her gün yeni sloganlarla altyapisi düsünülmemis projeler baslatmak stresi artirmaktan ve ugultuyu yükseltmekten baska bir ise yaramamaktadir. Okullar mesai saatlerinde güvenlik sorunlari yasiyor, mesai sonrasi okulda bulunacaklarla ilgili hiçbir ücret öngörülmüyor, egitim çalisanlarinin hayati allak bullak olmus durumda, peki okullar nasil hayat bulacak? Sabah 7.00’da gelen ve neredeyse aksam 7.00’dan önce ayrilamayan ikili egitim yapan onbinlerce kurumun yöneticisine ‘bu saatten sonra eve gidip ne yapacaksin. Okulda yat, hafta sonu okulu daha kolay açik tutarsin mi’ diyoruz. Egitim çalisanlari hayat bulmadan, okullar sorunlarindan arindirilmadan, hayata döndürülmeden okullar nasil hayat bulacak?
ILKSAN Üyesi Bilsin ki, ‘Sandigi, Sandigi Gibi Degil’
28 Nisan’da ILKSAN seçimleri var. Üyeler sandiga gitmeli ve iradesini sandiga yansitmalidir. Sandik su anda bataga dönüsmüstür. Bütün mal varligini satsa, elindeki mevcut parayi da üzerine koysa, açik 1,1 milyardan fazla ve her geçen gün artiyor. Mevcut gelirlerinin yüzde 98,2’sini faiz ve aidat olusturuyor. Ticari isletmeleri ve istiraklerinin gelire etkisi yok. Bazilari sübvanse ediliyor. Kurum hantallasmis ve dis denetim raporu olan TANGRAM raporu çalisan sayisinin abartili olduguna, kurumun adam gönülleme yeri olduguna dikkat çekiyor. Üyeleri, bu seçimlerde duruma el koymaya ve Egitim-Bir-Sen’e destek olmaya çagiriyoruz.
Mehmet Sezer: Hizla Büyümeye Devam Ediyoruz
Adana Sube Baskanimiz Mehmet Sezer, bir yilda 2 bin 650 yeni üye yaptiklarini ve hizla büyümeye devam ettiklerini söyledi. Sezer, “Teskilatimizdaki dinamizm her geçen gün artiyor. Yakin bir zamanda Egitim-Bir-Sen diger illerde oldugu gibi, Adana’da da yetkiyi alacak ve üye sayisi itibariyle birinci olacaktir” seklinde konustu.
Üniversite Subemiz 1. Olagan Kongresini Yapti
Adana Üniversite Subemiz 1. Olagan Kongresi’ni gerçeklestirdi. Tek liste halinde gidilen seçimde Üniversite Temsilcimiz Mehmet Benli baskanligindaki liste oybirligiyle seçildi.
Genel
Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin, burada yaptigi konusmada, üniversitelerin
demokratik kültürü henüz içsellestiremedigine dikkat
çekerek, “Üniversiteler yönetime ortak istemiyor. Akademisyenlerimiz
paydas çalisma kültürünün demokratik kültürün
bir geregi oldugunu, yönetsel erkin paradigmasini degistirmesi gerektigini
dillendiriyor ama üniversitelerde demokratik yönetsel kültürün
hâkim olmasi için yeteri kadar örgütlenmeye önem
vermiyor. Basbakanlik Genelgesi bütün kamuda uygulaniyor. Sendikalar
disiplin kurullarinin dogal üyesi ama çogu Üniversite Disiplin
kurullarinda sendikalar sürece dâhil edilmiyor. Senatolarda sendika
temsilcileri bulunmuyor. Milli Egitim Bakanligi’nda bütün yönetsel
süreçlerde sendikalarin katkisi alinirken üniversitelerde durum
tam tersi bir sekilde isliyor. Akademik camia; bilimsel özerkligi, idari
personel ise yönetsel süreçlerde söz sahibi olmayi arzu
ediyor. Ama bunun yolunun örgütlenmeden geçtigini herkes görmezden
gelmeye devam ediyor. Eger üniversitelerde özgürlük istiyorsak,
unutmamaliyiz ki, örgütlenerek özgürlesecegiz” degerlendirmesinde
bulundu.
Vali Yardimcisi Özkan: Sendikalar Çözüme Katki Sunmalidir
Vali Yardimcisi Dr. Mehmet Ali Özkan, sendikalarin sorunlari dillendirmek için degil, çözüme katki sunmak için gayret etmesi gerektigini kaydederek, “Egitim-Bir-Sen, yapici üslubunu devam ettirmelidir. Kongrenizin hayirli olmasini diliyor ve güzel hizmetlere vesile olmasini temenni ediyorum” diye konustu.
Benli: Subelesmek, Sorumluluklarimizi ve Çalismalarimizi Artiracaktir
Üniversite Sube Baskanimiz Mehmet Benli, Çukurova Üniversitesi’nde örgütlendikleri günden bugüne emek veren ve katki sunan herkese tesekkür ederek, basladigi konusmasinda, sunlari söyledi: “2011 Mayis ayinda sendika mutabakatlarinda 270 üyemiz vardi. Sube olmayi hedefleyerek çalismalarimizi artirdik ve bugün itibariyle 435 üyeye ulastik. Sube olmak sorumluluklarimizi artiracak ve çalismalarimiza ivme katacaktir. Üniversitemizde yillardir görevde yükselme sinavlari yapilmiyor, Basbakanlik Genelgesi bazi üniversitelerde uygulanirken bizde uygulanmiyor ve Üniversite Disiplin kurullarinda sendika üyelerinin en dogal hakki olan sendika temsilcisi bulundurma zorunlulugu yerine getirilmiyor. Esit ise esit ücret uygulamasinda disarida tutulmamizdan kaynakli mali problemlerimiz var. Maas ve hak edislerimizin ayni bankadan yatirilmasindan dolayi banka promosyonlarinin çalisana dagitilmasi bir zorunluluk ama uygulamada sorunlar var. Yetkili sendika karar sürecinde söz sahibi olamamistir. Acziyet göstermis ve çalisanlarin hakkini koruyamamistir. En kisa zamanda üniversitede yetkiyi alarak üniversite çalisanlarinin gelecegini ilgilendiren bütün yönetsel süreçlerde sendika temsilcisinin bulunmasini saglayacak ve yönetim erkini buna zorlayacagiz. Bugünden sonra Egitim-Bir-Sen’in varligi daha çok hissedilecektir.”
Üniversite Sube Yönetim Kurulu su isimlerden olustu:
Mehmet
Benli (Sube Baskani), Ahmet Ince (Sube Sekreteri), Musa Korkmaz (Mali Sekreter),
Kamil Yüksek (Teskilatlanma Sekreteri), Abdulbaki Örnek (Basin Yayin
Sekreteri), Adem Koçer (Egitim ve Sosyal Isler Sekreteri), Cengiz Alis
(Mevzuat ve Toplu Sözlesme Sekreteri).