Kök Sorunların Çözümünde Önemli Roller Oynadık
Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Vekili Ahmet Özer, Türkiye’nin kök sorunlarının çözümünde önemli roller oynadıklarını belirterek, “2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şurası’nda önemli kararlar alındı. Eğitim-Bir-Sen olarak, kesintisiz eğitimin kaldırılması, katsayı adaletsizliğinin giderilmesi, Kur’an-ı Kerim, Siyer ve din eğitimi derslerinin okullarda seçmeli olarak okutulması, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması gibi birçok öneri sunduk ve şu anda bu önerilerimiz uygulanmaktadır” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Niğde Şubesi’nin istişare toplantısına katılan Ahmet Özer, 28 Şubat’ta milletin özgürlüklerinden mahrum bırakıldığı ifade ederek, şunları söyledi: “Özgürlükle beraber insanların ekmeği çalındı. Bankaların içi boşaltıldı, şirketler battı. Hem özgürlüğümüzü hem ekmeğimizi elimizden aldılar. O dönem, milletin en sıkıntılı dönemiydi. Ekmeğimizi aldıkları yetmedi, bu milletin nesillerini ve değerlerini tüketecek adımlar attılar. İmam hatip liselerinin orta kısımlarını kapattılar, meslek liselerini tırpanladılar. Ortaöğretim çökertildi, genel liselerde patlama yaşandı, bununla birlikte dershanelerde de patlama meydana geldi bu memlekette. Sonra genel liselerden çıkan öğrenciler bir meslek sahibi olamayacağı için üniversite kapılarına yığıldılar. Bugün 100 binlerce üniversiteli işsizler ordusu bu sebeple oluştu.”
Ülkenin kök sorunlarının çözümünde Eğitim-Bir-Sen’in önemli rol oynadığını kaydeden Özer, “2010 yılında yapılan 18. Milli Eğitim Şurası’nda önemli kararlar alındı. Eğitim-Bir-Sen olarak, kesintisiz eğitimin kaldırılması, katsayı adaletsizliğinin giderilmesi, Kur’an-ı Kerim, Siyer ve din eğitimi derslerinin okullarda seçmeli olarak okutulması, Milli Güvenlik Dersi’nin kaldırılması gibi birçok öneri sunduk ve şu anda bu önerilerimiz uygulanmaktadır” şeklinde konuştu.
Eğitim-Bir-Sen Yetkili Olarak Kalmalıdır
Şurada sesi çıkmayan, sadece figüran olarak duranların bugün çığırtkanlık yaptığını belirten Özer, “Bugün gelinen olumlu noktalarda, Eğitim-Bir-Sen’in imzası sizlerin katkısı ve psikolojik desteği vardır. O yüzden Eğitim-Bir-Sen mutlaka ve mutlaka yetkili olarak kalmalıdır. Tüm ülkede olduğu gibi, Niğde’de de yetkili kalmaya devam etmeli, üniversite de yetkili olmalıdır” ifadelerini kullandı.
Yönetmeliği Şapka Kanunu Gibi İşlevsiz Hale Getirdik
Kamuda serbest kıyafet eylemine de değinen Özer, “1930’larda kadına seçme ve seçilme hakkı veren bu toplum, 2013 yılında kadına ne giyeceğini seçme hakkını vermemişse, burada bir sıkıntı, bir problem var demektir. Kadınlarımıza uygulanan bu muamelenin mutlaka terk edilmesi gerekir. Onun için mücadele ettik, ediyoruz. İnşallah bunu da kaldıracağız. Kaldırıncaya kadar da serbest kıyafet eylemimize devam edeceğiz. Cumhurbaşkanını seçeriz, başbakanı seçeriz, milletvekillerini seçeriz, hükümeti idare edecek insanları biz seçeriz ama erkekler olarak da nasıl bir kıyafet giyeceğimizi seçemeyiz. Erkeklerin de bu manada kadınlardan farkı yok. Biz ‘artık bunu kabul etmiyoruz’ dedik. 2 Ocak’ta işyerlerine sivil kıyafetle giderek bir uyarıda bulunduk. Daha sonra bu uyarımızı daha da güçlendirmek için imza kampanyası düzenledik. Hedefimiz ‘10 Milyon İmza’ idi. Bir ay boyunca kurduğumuz stantlarla ve yaptığımız çalışmalarla 12 milyon 300 bin imza topladık. Arkasından serbest kıyafet eylemi başlattık. Şapka Kanunu nasıl işlevsiz hale gelmişse, biz de 18 Mart’tan itibaren yönetmeliği işlevsiz hale getirdik. Bunları yaparken, yönetmeliğin de bir an önce değiştirilmesini istiyoruz” diye konuştu.
Eğitim-Bir-Sen Niğde Şube Başkanı Celalettin Özüdoğru ise, yapılan çalışmaları değerlendirerek, memurlar için düşünülen rotasyonun karşısında olduklarını vurguladı.
