Haber
2015-11-30 06:59:18
KPDK'da kırmızı çizgilerimizi ve taleplerimizi dile getirdik

 

Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısı Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu başkanlığından gerçekleştirildi. Toplantıda konuşan Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ali Yalçın, “Gelir dağılımı, adil paylaşım, emeğin hakkı ve iş güvencesi olmazsa olmazımızdır” dedi.

Toplantıda Memur-Sen’in görüş, beklenti ve taleplerini açıklayan Yalçın, “Kamu görevlilerinin beklenti ve taleplerinin, kamu görevlileri sendikaları ile konfederasyonlarının görüş, öneri, eleştiri ve tekliflerinin kamuoyuyla ve Kamu İşvereni önceliğinde yürütme ve idare ile paylaşılmasına, tartışılmasına ve nihayetinde kazanıma dönüşmesine zemin hazırlayacağına inandığımız 2015 yılı ikinci Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantımızın hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Bu çerçevede, 2015 yılının son, yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın ilk Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısının, kamu görevlilerine, ülkemiz çalışma hayatına yeni kazanımların üretileceği bir zemin olacağı inancımı da ifade ederek, Bakanımıza bakanlık görevine atanması nedeniyle Memur-Sen ailesi adına tebriklerimizi sunuyorum. Hayırlı olsun, hayırla olsun ve daima hayırda olsun” şeklinde konuştu.

Ağustos ayında tamamladıkları 3. Dönem Toplu Sözleşme sürecinin, kamu görevlilerinin mali ve sosyal haklarında önemli kazanımlar sağladığını belirten Yalçın, sözlerini şöyle sürdürdü: “Elde ettiğimiz kazanım sayısı, kamu görevlilerinin maaş ve ücretlerine yapılan zam oranı, emekli kamu görevlilerinin maaşlarına ve emekli ikramiyelerine yapılan ilave zamlar başta olmak üzere, birçok konu başlığında yeni rekorlar ürettiğimiz bu toplu sözleşme her yönüyle ülkemiz sendikal tarihine kaydedilmiştir. 7 Haziran seçiminin ürettiği siyasi belirsizlik ve bu belirsizliğin ürettiği ekonomik durgunluk düzleminin hakim olduğu bir zaman diliminde toplamda 213 kazanımlı toplu sözleşmelerin altına imza atmak ve attırmak elbette çok önemlidir. Ekonominin uzun süreli büyüme perspektifinde kendisine büyümeden pay aktarılmayan, ülkedeki refah artışı simetrik olarak bordrolarına yansıtılmayan kamu görevlileri fotoğrafı ortadadır. Enflasyona karşı koruma bazlı maaş ve ücret sistemi, kamu görevlilerinin emeklerinin, ülkenin büyümesine, gelişmesine katkılarının maaşlarda, ücretlerde, mali ve sosyal haklarda görünür olmasını engellemiştir. Enflasyon bazlı maaş karşılaştırma tabloları üzerinden mutlu olması istenen kamu görevlilerinin bordrolarını büyüme bazlı, döviz kuru bazlı, özel sektörün kar oranları bazlı bir değerlendirmeye tabi tuttuğumuzda, ülke ekonomisi büyürken maaş bordroları yerinde sayan bir grafik ortaya çıkıyor. 1 Kasım seçimi sonucunda ortaya çıkan Meclis tablosu ve bir siyasi partinin tek başına hükûmet kurma imkânına sahip olması bu noktada önemli bir avantajdır.”




 

Kırmızı çizgilerimizi koruyacağız

“Gelir dağılımı, adil paylaşım, emeğin hakkı ve benzeri başlıklarda birey ve toplum memnuniyetini sağlamaya dönük istikrarlı bir kurgu yoksa, ekonomik istikrar rakamlarla ilgilidir ve insanlara temas etmeyen bir yanılsamadan ibarettir” diyen Yalçın, şunları söyledi:

“Siyasi istikrar, hakları koruma, geliştirme, artırma imkânıdır. Risklerden, kaos ve krizlerden arınma fırsatıdır. Kamu görevlileri ve kamu görevlileri sendikaları olarak bizler bu fırsatlar noktasında doğal, donanımlı, sorumluluk alan, öneri ve eleştiri geliştirebilen, sorun tespiti ve çözüm teklifi yapan paydaşlarız. Belli alan ve konularda ise öncüsü ve lideriz. Öyle de olmak zorundayız. Bu bağlamda, elbette belli konularda kırmızı çizgilerimiz var. Bunları, bugün yeniden ifade etmeye ihtiyaç duymuyoruz. Kırmızı çizgilerimiz yanında tartışmaya, paylaşmaya, fikirlerimizi, önerilerimizi aktarmaya, talep ve tekliflerimizle mevcudu değiştirmeye, mümkün ve muhtemeli hayata geçirmeye dönük konu başlıkları da var.”



 

KPDK’yı önemsiyoruz

Çalışma hayatının, bir yönüyle rekabetin bir yönüyle de çözüm için refakatin hakim olduğu bir kulvar olduğunu vurgulayan Yalçın, “Sonucunun uzlaşma olması istenen eşitler arası bir çekişme zemini de toplu pazarlık, KPDK gibi ortak konular, ortak kavramlar, ortak sorunlar ve ortak çözümler üzerinden bir araya geldiğimiz ortak akıl zemini de bu kulvarın binlikte kullandığımız aparatlarıdır. Bu çerçevede, biz yeni dönemin, yeni Meclisin, yeni Hükûmetin ve yeni Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanımızın, ülke için, millet için, çalışanlar, kamu görevlileri için daha iyisini hayata geçirmek adına sorumluluk aldıkları ilk günlerde gerçekleştirdiğimiz bu Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısını çok önemsiyoruz. Türkiye’nin büyümesinden, gelişmesinden, olumlu yönde değişmesinden, güçlenmesinden, zenginleşmesinden bütün milletimiz gibi, milletimize hizmet sunan kamu görevlileri de haz alıyorlar. Bu milletin bir ferdi olarak duydukları hazzın yanında bütün bunların hayata geçmesindeki katkılarından dolayı da diğer kesimler gibi hak ettikleri payın da verilmesini istiyorlar. Ekonomik krizlerde, siyasi krizlerde bedel ödeyecek, fedakârlık edecek ilk kesim olarak akla gelen bütçe kanunlarıyla 24 Nisan ya da 5 Ocak kararlarıyla bordrosuna el uzatılan, maaş ve ücretleri kırpılan ya da yerinde saydırılan kamu görevlileri büyüyen Türkiye’den pay almak istiyorlar. Kalkınma ve refah artışından adil şekilde yararlanmak istiyorlar. Korkularından arınmış, vesayetten kurtulmuş Türkiye sonucuna yönelik katkılarının yok sayılmasına son verilmesini istiyorlar. Darbe dönemlerinin, cunta süreçlerinin, ara rejim dayatmalarının ürünü olan yasakların, vehimlerin, korku ve kaygıların tetiklediği hak mahrumiyetlerinden, mali hak düşüklüklerinden, özlük hakkı çekincelerinden kamu görevlilerinin kurtarılması gerekiyor. Bu nedenle, Memur-Sen olarak kamu görevlilerinin KPDK’nın bugünkü toplantısından çok şey beklediğini, kurtulmak istedikleri yasakların, sınırlamaların, elde etmek istedikleri yeni hakların, artırılmasını bekledikleri mali ve sosyal hakların, iyileştirilmesini ve insan onuru kavramıyla uyumlu çalışma şartlarının olduğu gerçeğini dikkate alarak bugünkü toplantıda geçmiş dönem KPDK toplantılarında, son dönem toplu sözleşmesinde yer verilen, üzerinde uzlaşılan, beklenti oluşan konularla ilgili olumlu içerikler oluşturmak zorundayız” diye konuştu.



 

Sorunları çözme vakti

Ali Yalçın, şöyle devam etti: “1 Kasım seçim döneminde gerek bugünkü siyasi iktidar partisinin gerekse diğer siyasi partilerin seçim beyannamelerinde yer alan vaatler var, TBMM’ye sunulan hükümet programında birey olarak, vatandaş olarak yararlanacağı vaatler yanında kamu görevlisi sıfatı üzerinden ilgilendiği, ilişkilendirildiği çerçeveler var. Bütün bu zemin üzerinde genel bir saptama yapmayı özellikle gerekeli buluyoruz. Yeni dönemde hayata geçirilecek hiçbir yenilik, gerçekleştirilecek hiçbir icraat, yürürlüğe konulacak hiçbir mevzuat, start alacak hiçbir uygulama hiçbir kamu görevlisini mevcuttan daha geriye götürmemeli, mevcudun üzerinde haklara, imkanlara sahip olmasını sağlamalıdır. Gündeme taşınacak hiçbir tartışma, süreci ve sonucu itibarıyla kamu görevlilerine kaybettirmemeli sadece kazandırmalı, en azından mevcut haklarının korunmasına, teminat altına alınmasına zemin oluşturmalıdır. Bu bakış açısıyla, kamu görevlilerinin beklentilerinin, sorunlarının, teklif ve taleplerinin, öneri ve eleştirilerinin, haklarının, hukukunun, maaş ve ücretlerinin konu edildiği zeminlerde, platformlarda, masa ve toplantılarda yetkili konfederasyon Memur-Sen ve yetkili sendikaları olarak, 2015 yılı son Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısında;

a) Geçmiş dönem KPDK toplantılarında üzerinde tamamen, büyük oranda ve kısmen uzlaşılan konularla ilgili nihai kararların oluşturulması,

b) 3. Dönem Toplu sözleşmelerinde yer verilen çalışma yapılacak konularla ilgili genel çerçevenin oluşturulması, ilgili kanun tasarılarının, yönetsel düzenleme taslaklarının hazırlanması,

c) Hizmet kollarındaki yetkili sendikalarca kendi örgütlenme alanındaki kamu kurum ve kuruluşlarında görev yapan kamu görevlilerinin hakları, talep, beklenti ve önerileriyle ilgili genel yaklaşımın ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde de sonuç oluşturacak şekilde belirlenmesi,

d) 64. Hükûmet Programı'nda kamu personel sistemi, kamu yönetim ve hizmet organizasyonu ile kamu görevlilerinin demokratik ve sendikal hakları, mali, sosyal ve özlük hakları ile çalışma şartları perspektifinde yer verilen hususların ayrıntılarının ve hedef mevzuat ve uygulamalarının siyasi irade ve bürokratik zemin kapsamında açıklığa kavuşturulması hususları üzerinde yoğunlaşmamızın önemli ve gerekli olduğu kanaatindeyiz. Bu doğrultuda,  yetkili konfederasyon olarak önümüzdeki süreçte ivedilikle, kısa, orta ve uzun vadede hayata geçirilmesini istediğimiz, hayatımızdan çıkarılmasını beklediğimiz, planlamaları ve iş akışlarının oluşturulmasını önemsediğimiz konuları Kamu Personeli Danışma Kurulu’nun dikkatine sunacağız.”


 

Genel Başkan Ali Yalçın, KPDK’da şu talepleri dile getirdi:

1. kamu görevlilerinin grev ve siyaset hakkına ilişkin yasaklara son verilmesi

Kamu görevlileri 2001 yılından bu yana anayasal ve yasal teminatlar çerçevesinde örgütlenme hakkından, 2010 yılından itibaren de toplu pazarlık hakkından yararlanmaktadır. Ancak, sendikal hakların vazgeçilmezi olan grev hakkı ile demokratik katılım hakkının başat haklarından olan siyaset hakkından mahrumdur. Daha doğru ifadeyle, ara rejim dönemlerinde üretilen vehim ve korkularla, kamu görevlileri toplu pazarlık hakkının en önemli aparatlarından biri olan grev hakkıyla hiç tanışmamış, siyaset hakkından ise ancak aday olmaya karar vermeleri halinde istifa ederek sınırlı bir süreçte/içerikle yararlanabilmektedir. Grev hakkına ilişkin sınırlama ve yasak, İLO sözleşmelerinin yanında Türkiye-AB ilişkilerinde de temel bir eleştiri konusu olarak sürekli gündemde tutulmaktadır. Siyaset hakkına yönelik yasak ise, Türkiye'nin donanımlı bir kitlesinin çözüm geliştirmeye dönük uğraş ve hizmet alanı olan siyaset alanında olmasını engellemektedir. Türkiye'nin gelişim ve değişim noktasında önemli mesafeler kat ettiği gerçeğiyle örtüşmeyen bu durum, kamu görevlilerinin hakları korumada ve artırmada etkin araç konumundaki grev hakkına, demokratik katılım ve siyasete katkı noktasında temel hak olan siyaset hakkına anayasal ve yasal düzlemde gerekli teminatlar sağlanarak son bulmalıdır.

 

2. Disiplin cezalarının affı

Kamu görevlilerinin disiplin cezalarının affına ilişkin son yasal düzenleme 2006 yılında yürürlüğe girmiştir. O tarihten bu yana da disiplin cezalarının affına ilişkin yasal düzenleme yapılacağı noktasında siyasi irade tarafından yapılan açıklamaların da etkisiyle güçlü bir beklenti oluşmuştur. Ancak, 10 yıla yakın süredir bu yönde bir düzenleme yapılmamış olup geçmiş dönem KPDK toplantılarında da üzerinde uzlaşılan çerçeve dahilinde kamu görevlilerinin disiplin cezalarının affına ilişkin yasal düzenleme yapılması,

 

3. Fiili hizmet zammından (yıpranma tazminatından) yararlanan kamu görevlilerinin kapsamının genişletilmesi

5510 sayılı Kanun’la birlikte fiili hizmet zammından yararlanabilenlerin kapsam ve sayısı önemli ölçüde azalmış, daha önce bu haktan yararlanabilen birçok kamu görevlisi unvan ve kadro boyutuyla kapsam dışına çıkarılmıştır. Konfederasyonumuza bağlı Sağlık-Sen tarafından sağlık alanında görev yapan kamu görevlilerinin fiili hizmet zammından yararlanması talep ve teklifi Cumhurbaşkanımız (o dönem Başbakan) nezdinde karşılık bulmuş ve bununla ilgili olarak siyasi iradenin en üst makamı tarafından kamu görevlilerine vaatte bulunulmuştur.

 

3. Dönem Toplu Sözleşme sürecinde konu masaya getirilmiş ve farklı hizmet kollarındaki sendikaların taleplerine olumlu yaklaşılması neticesinde; fiili hizmet zammı (yıpranma tazminatı) kapsamından yer alacak kamu görevlilerinin belirlemesi ve bunlara ilişkin sürelerin tespiti amacıyla bir bilim kurulu oluşturulması yönünde daha önce KPDK'da varılan uzlaşma da dikkate alınarak farklı hizmet kollarında dokuz adet ön komisyon oluşturulmuştur. Sağlık çalışanları, belediyelerde görev yapan itfaiye personeli ile zabıta personeli vb. kadro ve unvanlar başta olmak üzere yürütülecek çalışmalar kapsamında kamu görevlilerinin fiili hizmet zammı konusundaki beklentilerini karşılayacak öneri ve tekliflerimiz doğrultusunda düzenleme yapılması,

 

4. Yardımcı hizmetler sınıfının ek göstergeden yararlanması ve ek gösterge oranlarının artırılması

Kamu personel sisteminin içerisinde gerek görev yapılan gerekse emeklilik sonrasında mali haklar boyutuyla, mağduriyet oluşturan ve beklenti kaynağı oluşturan konuların başında ‘ek gösterge’ yer almaktadır. Mevcut ek gösterge düzenlemesi, yardımcı hizmetler sınıfını kapsamamakta, ek gösterge açısından psikolojik eşik olarak kabul edilen 3600 ek göstergeden de kamu görevlilerinin büyük bölümü yararlanamamaktadır (Belediye bağlı kuruluşlarındaki Daire Başkanları ile üniversite Genel Sekreter Yardımcılarının ek göstergesinin 3600'e yükseltilmesi yönünde daha önce KPDK ve Toplu Görüşme/Sözleşme süreçlerinde uzlaşmaya varıldı).

Geçmiş üç yıllık dönemde, ek gösterge mağduriyetlerinin giderilmesine ve beklentilerin karşılanmasına dönük kapsamlı bir çalışma yapılacağı ve bununla ön hazırlık yapılacağı ifade edilmesine karşılık bütüne yönelik bir adım atılmamıştır. Bazı kadro ve unvanlara ilişkin ek gösterge artışlarının da aynı süreçte yapılmasına rağmen konunun bütün olarak sonuca bağlanmasına dönük bir nihai çalışma henüz bulunmamaktadır. Bu çerçevede yardımcı hizmetler sınıfındaki kadro ve unvanların da ek göstergeden yararlanmasına imkan sağlayacak şekilde, ek gösterge oranlarında 800 ve üstü puan artış yapacak bir düzenlemenin yürürlüğe konulması,

 

5. Yıllık izinlerin iş günü esasına göre düzenlenmesi

Kamu görevlilerinin dinlenme hakkına ilişkin çerçeve ile kamu kurum ve kuruluşlarında isçi kadrosunda görev yapan personelin dinlenme hakkına ilişkin kapsam ve çerçeve arasında kamu görevlileri aleyhine farklılık bulunmaktadır. Kamu görevlilerinin izin süreleri, gün esasıyla düzenlenirken, kamuda görev yapan işçilerin izin süreleri ‘iş günü’ esasıyla düzenlenmektedir. Bu durum, kamu görevlilerinin normalde tatil günü olan sürelerinde izin süresine dahil edilmesi sonucunu doğurmaktadır. Bunun sonucu olarak, yıllık izin süresi görünürdeki 20 ya da 30 gün gibi gözükse de gerçekte bu süreler 14-22 gün hatta bir iki gün de kısa olacak şekilde kullanılmaktadır. Bu nedenle, üzerinde birçok kez uzlaşmaya varılmasına rağmen hala fiiliyata dönüşmeyen bu konunun daha önce hazırlanan taslak metinde dikkate alınarak karara bağlanması,

 

6. İşçilikte geçen sürelerin kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesi

Kamu görevlisi olarak atanmadan önce veya kamu görevinden ayrıldıktan sonra işçilikte geçen süreler, emeklilik müktesebinde değerlendirilirken kazanılmış hak aylığında değerlendirmede bazı sınırlamalarla kısmen değerlendirilmekte veya hiçbir şekilde değerlendirilmemektedir. Bu durum, kamu görevlilerinin sosyal güvenlik primi ödemek suretiyle geçirdikleri hizmet sürelerinin fiilen çalıştıkları dönemde aldıkları maaşın belirlenmesinde dikkate alınan derece ve kademe yönüyle buna bağlı olarak maaş tutarı yönüyle mağdur olmalarına neden olmaktadır. Geçmiş dönem KPDK toplantılarında üzerinde uzlaşılan bu konunun, işçilikte geçen sürelerin kurum-kuruluş, özel-kamu yönüyle ayırım yapılmadan kazanılmış hak aylığında değerlendirilmesine imkan sağlayan kanun değişikliği yapılması suretiyle çözüme kavuşturulması,

 

7. Kılık-kıyafet yönetmeliğinde değişiklik ve yasaklarının kaldırılması

Memur-Sen ve bağlı sendikaları olarak gerçekleştirdiğimiz sivil itaatsizlik eylemi ve 12 milyon imzayla sonuçlanan imza kampanyası sonucunda, darbe dönemi ürünü kılık ve kıyafet yönetmeliğinde kadın kamu görevlilerine yönelik başörtüsü yasağı başta olmak üzere birçok sınırlamanın sona ermesini sağladık. Ancak, üniformalı görev yapan kamu görevlileri mevzuata, bu kurumlarda görev yapan sivil personel ise fiili durumlara bağlı olarak kılık-kıyafet konusundaki mağduriyeti yaşamaya devam etmektedir. Ayrıca, erkek kamu görevlilerinin kravat, takım elbise, saç-sakal-bıyık gibi konu başlıklarına ilişkin yasaklama, sınırlama ve ölçülere uyma zorunluluğu devam etmektedir. Kılık-kıyafetin kamu hizmetinin etkinliği ve verimliliği konusunda mutlak ölçüt algısı uyandıran, yaklaşım barındıran mevcut kılık-kıyafet mevzuatı, Türkiye'nin özgürleşme ve demokratikleşme hedefleriyle örtüşmemektedir. Bu gerçekten hareketle, kadın kamu görevlilerinin kılık-kıyafet konusundaki sınırlamalardan kurtulma durumunun bütünü kapsaması ve erkek kamu görevlilerinin de kılık-kıyafet yasaklarından kurtulması için ilgili mevzuatın yürürlükten kaldırılması ve genel ahlak ve adabı esas alan bir çerçeveyle kılık-kıyafet konusunda özgürleşme odaklı düzenleme yapılması,

 

8. Geçici (4/C'li) personelin, sözleşmeli (4/B'li) personelin, yüksek öğretim mezunu işçilerin kadroya geçirilmesi

Kamu personel sisteminde genel istihdam şeklinin kadrolu ve güvenceli "memur" statüsü olması gerektiği konusundaki genel yaklaşımdan hareketle 4/C ve 4/B statüsünde istihdam edilen kamu görevlilerinin memur statüsüne geçirilmesi ısrarlı talep ve teklifimizdir. Yakın dönemde, sözleşmeli personelin kadroya geçirilmesi yönünde iki kez yasal düzenleme yapılmış olmasına rağmen söz konusu düzenlemede 4/C'li personele kapsamda yer verilmediği gibi bu düzenlemelerden sonra sözleşmeli personel istihdam edilmesi yoluna gidilmiştir. Diğer taraftan, kamu kurum ve kuruluşlarında, yürüttükleri görevler ve sundukları hizmetler itibariyle memur kadrosuna ait işleri gören yükseköğretim mezunu kamu işçileri de bulunmaktadır. Bütün bu hususlar yanında geçmiş dönem KPDK kararlarında ve 3. Dönem Toplu Sözleşme metninde yer verilen kararlar ve hüküm gözetilerek, kamu personel sisteminin kadrolu istihdam temeline oturtulması ve güvenceli istihdamın esas olması perspektifiyle 4/C'li personelin, 4/B'li personelin ve (KİT'ler dahil) kamu kurum ve kuruluşları ile yerel yönetim birimlerinin işçi pozisyonlarında görev alan –yukarıda belirtilen çerçevedeki- işçilerin memur statüsüne geçirilmesi noktasında ivedilikle düzenleme yapılması,

 

9. Kadro derece ve kademe sınırlamasının kaldırılması

Kamu görevlilerinin kariyer ve liyakat ilkelerine dayanan 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu kapsamındaki hükümlerde yer almamasına karşın, 190 sayılı KHK kapsamındaki hüküm, cetvel ve uygulamalar kapsamında mağduriyet yaşadığı konulardan biri de kadro dereceleridir. 657 sayılı Kanunda belirtilen kadro-derece cetvelinde birinci dereceye yükselmesi konusunda öğrenim durumu itibariyle bir sınırlama bulunmamasına karşın 190 sayılı KHK nedeniyle birçok kamu görevlisi mezuniyeti itibariyle sınırlama olmamasına karşın 5-4 derecenin üstündeki derecelere çıkamamakta bu durum emekli maaşından, yeşil pasaporta kadar bir çok konuda mağduriyet oluşturmaktadır. Söz konusu mağduriyetin giderilmesi ve 657 sayılı Kanunun konuyla ilgili hükümlerine uygun bir çerçevenin oluşturulması amacıyla, kamu görevlilerinin yükselebilecekleri derece itibariyle sınırlama öngören hüküm, uygulama ve yönetsel iş ve işlemlerin yürürlükten kaldırılması,

 

10. kadroya geçirilen sözleşmeli personele yönelik 5 yıllık kurumlararası nakil yasağının kaldırılması

Kamu personeli Danışma Kurulu ve Toplu Görüşme/Sözleşme süreçlerinde yürütülen görüşmeler yanında bunlar dışında geliştirilen teklif ve taleplerle sözleşmeli personel statüsünde görev yapan kamu görevlilerinin kadrolu statüye geçişini sağlayan konfederasyon olarak; kadroya geçişle ilgili son düzenlemenin hazırlık sürecinde yer almayan 5 yıl süreli kurumlararası nakil yasağı kanun görüşmelerinde sürecinde eklenmiş ve ilgili kamu görevlileri bir anlamda bir haktan mahrum edilerek kadroya geçirilmiştir. 657 sayılı kanunun geçici 41 inci maddesinde yer verilen bu hüküm, 3. Dönem toplu sözleşmesinde yerel yönetim hizmet kolunda görev yapan kamu görevlileri bağlamında iki yıla indirilmiş ancak diğer kamu kurum ve kuruluşları içinse söz konusu sınırlama devam etmektedir. Söz konusu sınırlamanın kaldırılmasının hak mahrumiyeti yaşayan kamu görevlileri açısından bir sınırlamanın sona ermesine imkan sağlayacağı, ilgili kamu kurum ve kuruluşları açısından ise kamu hizmetinin sunumu yönüyle bir sıkıntı oluşturmayacağı dikkate alınarak, 5 yıllık nakil yasağının anılan kapsamdaki bütün kamu görevlileri için kaldırılması yönünde düzenleme yapılması,

 

11. Kadın kamu görevlilerine yönelik düzenlemeler ve kadın istihdamının artırılması Kadın istihdamının artırılmasına yönelik olarak, Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Amacıyla Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısını olumlu karşılamakla beraber tasarıda yer verilen düzenlemelerin gerek Toplu Sözleşme sürecinde gerekse Kamu Personeli Danışma Kurulunda gündeme getirdiğimiz gibi daha geniş haklar sağlayacak şekilde genişletilmesini için;

 

· Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Programı kapsamında anneye yapılacak doğum yardımına bağlı olarak, 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 207'nci maddesi gereği ödenen doğum yardımı ödeneğinin de Memur-Sen'in Toplu Sözleşme taleplerinde yer verdiği gibi 793,08-TL, çoğul gebelik halinde bu yardımın her çocuk için verilmesini şeklinde ödenmesini,

· Belediyelere kreş ve gündüz bakımevi açma zorunluluğunun getirilmesi düzenlemesi çalışmalarına ek olarak çok daha geniş bir şekilde Toplu Sözleşme taleplerimizde yer alan; Kamu kurum ve kuruluşlarına ait işyerlerinde, bünyelerinde görev yapan kamu görevlilerinin zorunlu eğitim çağına girmemiş çocuklarına yönelik kreş hizmeti sunulması, kreş hizmeti sunul(a)mayan işyerlerinde görev yapan kamu görevlilerine, kreş hizmetinden faydalanacak her çocuk için; 01.01.2014 tarihinden itibaren Büyük şehir kapsamındaki illerde 300 TL, diğer illerde 250 TL (zam oranları dikkate alınarak hesaplama yapılacak) kreş yardımı ödeneğinin aylıklarıyla birlikte ödenmesini ve Kreş yardımı ödeneğinden, 4688 sayılı Kanuna göre kamu görevlisi kapsamında sayılanların da yararlandırılmasını,

· Evlilik yardımının herkes için uygulanacak olması olumlu bir düzenleme olurken, evliliğe ilişkin devlet destekli çeyiz hesaplarının açılacak olmasından çok daha önce Memur-Sen'in Toplu Sözleşme talepleri arasında yer verdiği evlenme yardımı ödeneğinin hayatın gerçeklerine uygun olarak verilmesini,

· KPDK görüşmelerinde, üzerinde mutabakata varılan ancak uygulanmayan maddelerin yanında Ailenin ve Dinamik Nüfus Yapısının Korunması Kanun Tasarısında yer almayan ancak Toplu Sözleşme taleplerimiz arasında yer alan, kadın kamu görevlisine doğum sonrası analık izin süresi bitimi tarihinden itibaren verilen süt izinlerinin; ilk 12 ay günde 4 saat, sonraki altı ay 3 saat, bunu takip eden son altı ayda 2 saat olmak üzere çocuğunu emzirmesi ve çoğul gebelik halinde her çocuk için belirtilen sürelerin yarısı oranında artırılmasına yönelik süt izni taleplerimizin de bir an önce gerçekleştirilmesini sağlayacak yasal ve idari düzenlemelerin yapılması,

 

12. Emeklilere sendika hakkı, emekli kamu görevlilerine aile yardımı ve emeklilere maaş promosyonu

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmeleri, İLO Sözleşmeleri ile Avrupa Sosyal Şartı ile eklentisi düzenlemelerde emeklilerin sendika kurmasını, sendikalara üye olmasını sağlayacak hüküm ve gerekçeler bulunmasına karşın emeklilerin, emekli kamu görevlilerinin sendika hakkına ilişkin bir içerik hüküm bulunmamaktadır. Diğer taraftan, kamu görevlileri toplu sözleşmesinde emekli kamu görevlilerinin de mali ve sosyal haklarına ilişkin hüküm konulabilmektedir. Bütün bu hususlar gözetilerek emeklilerin sendika kurma ve mevcut sendikalara üye olmasına imkan sağlayacak bir düzenleme yapılması,

Emekli kamu görevlileri, fiilen çalıştıkları dönemde yararlandıkları aile (eş ve çouk) yardımından emekli oldukları dönemde yararlanamamaktadır. Bir anlamda, emekli olduklarında aile yardımı boyutuyla, boşanmış ve/hiç evlenmemiş ya da çocuk sahibi olmamış kabul edilmektedir.  Fiilen çalışılan dönemde alınan maaş ile emekli maaşı arasındaki oranın %55-60 seviyelerinde olduğu dikkate alındığında azıl aile yardımı yapılması gereken maaş durumu düzleminde söz konusu yardımdan mahrum edilmektedirler. Bu gerekçeler dikkate alınarak, kamu görevlileri emeklilerinin aile yardımı ödenmesine imkan sağlanması,

Emekli kamu görevlilerinin maaşları SGK tarafından bankalar aracılığıyla ödenmekte ve bankalar söz konusu ödemeler için maaş tutarlarının kendilerine önceden aktarılmasını istemektedir. Bankalar söz konusu tutarı, belirli süre değerlendir8melerine rağmen, anılan maaş ödemeleri için emeklilere maaş promosyon ödemesi yapılmamaktadır. Oysa, aynı çerçevenin gerçekleştiği kamu görevlilerine kurumlar ve bankalar arasında yapılan protokole bağlı olarak maaş promosyonu ödenmektedir.  Bu farklılığın giderilmesi amacıyla Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanlığı, SGK ve bankalar ile yetkili konfederasyonun katılımıyla yürütülecek görüşmeler perspektifinde maaş promosyonu ödenmesinin sağlanması,

 

13. Cuma namazı vaktini de kapsayacak şekilde öğlen dinlenme sürelerinin artırılması

Toplu sözleşme hükümleri arasında yer alan bu kazanımla ilgili olarak kamu görevlilerinde bir an önce düzenleme yapılması ve saat farkı ve benzeri hususlar da gözetilerek çalışmaya başlangıç ve ara verme saatlerine ilişkin çerçevenin mülki amirlerin de yetkilendirilmesini sağlayacak bir çerçevenin belirlenmesi ve (mümkünse daha önce olması gerekmekle birlikte)  en geç 1 Ocak 2016'da yürürlüğe girecek şekilde yönetsel düzenleme hazırlıklarının sonuçlandırılması,

 

14. KİT'lerde ücret gruplarının 5'ten 3'e düşürülmesi

KİT'lerde mevcut ücret uygulamasında, farklı unvanların yer aldığı 5 ücret grubu  yer almakta ve her ücret grubu için de taban ve tavan ücret belirlenmektedir. Belirlenen tavan ve taban ücret çerçevesinde de ilgili personelin unvanı itibariyle sözleşme ücreti tespit edilmektedir. Bu uygulama, öğrenim durumu, yürüttüğü görev, işin niteliği ve önemi gibi hususlar bakımından birbirine yakın-benzen durumda olanlar arasında ücret makası oluşturmakta bu durum da çalışma huzurunu ve iş barışını tehdit etmek yanında KİT Yönetim Kurulları başta olmak üzere gereksiz iş ve işlem süreçlerine neden olmaktadır. KİT personeli arasında ücret dengesizliğine neden olan ve eşit işe eşit ücret uygulamasına dönük tepkilere de kaynaklık eden bu durumu sona erdirmek, KİT personelinin maaş ve ücretlerinde Yönetim Kurullarına ait yetki alanını genişletmek amacıyla ücret gruplarının 3'e indirilmesi ve bu çerçevede daha önce Konfederasyonumuz ve başta Devlet Personel Başkanlığı olmak üzere ilgili kurumlarla yürütülen çalışmalarda ortaya çıkan taslak ücret grupları dikkate alınarak düzenleme yapılması,

 

15. Fazla çalışmaların geçici olması halinde ücret veya izinle karşılanması, süreklilik arz etmesi durumunda ise istihdam artışı yoluna gidilmesi konuları ivedi olarak çözüme kavuşturulmalıdır.

16. Kamu görevlilerinin sahip olduğu doğuma bağlı izin ve hakların İş Kanunu’na tabi çalışanlarla uyumlaştırılması sağlanmalıdır.

17. Doğum nedeniyle ücretsiz izinde geçen sürelerin prim ödenmeksizin memuriyet kıdeminde değerlendirilmesi hayata geçirilmelidir.

 


 

Eğitim-Bir-Sen’in Kamu Personeli Danışma Kurulu toplantısına taşıdığı konular şunlardır:

 

1-Öğretmenlerin ek göstergeleri artırılmalıdır

Eğitim-öğretim hizmetleri sınıfında öğretmen kadrolarında bulunanların mevcut ek gösterge oranları 600 puan artırılmalıdır.

 

2-Akademik Teşvik Ödeneği hayata geçirilmelidir

5.11.2014 tarihli 6564 sayılı Kanun’la 2914 sayılı Yükseköğretim Personel Kanunu’na eklenen Ek 3. maddeyle getirilen “akademik teşvik ödeneği” ödenmesi için gerekli olan akademik teşvik puanın hesaplanmasına dair yönetmelik (kanunda dört aylık bir süre öngörülmesine rağmen) hâlâ çıkartılamamıştır. İlgili kanun hükmüne göre 15 Şubat itibarıyla akademik teşvik ödeneği ödenmesine başlanması gerekmektedir. Bahse konu yönetmelik ivedilikle çıkartılarak akademik teşvik ödeneğinde gecikmeye sebebiyet verilmemelidir.

 

3-Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği

657 sayılı Kanun’un ek 32. maddesine göre ödenmekte olan öğretim yılına hazırlık ödeneği, öğretmenlerle birlikte eğitim ve öğretim hizmetlerinin yürütülmesinde emek sarf eden öğretmen haricindeki kadrolarda görevli diğer Bakanlık personeline de verilmelidir.

 

4-Eğitim kurumu yöneticilerinin yönetim görevi karşılığı ek ders ücreti

Nöbet tutulan eğitim kurumlarının müdür ve müdür başyardımcılarının yönetim görevi karşılığı ek ders ücretlerinde, görevli oldukları eğitim kurumunda nöbet tutan öğretmenlere ödenen miktarın altında olmamak üzere artış yapılmalıdır.

 

5-Üniversitelerde çalışan 657 sayılı Kanun’a tabi personele yükseköğretim tazminatı ve geliştirme ödeneği ödenmesi

2914 sayılı Kanun’un 14. maddesi kapsamında ödenmekte olan geliştirme ödeneği ile ek 3. maddesi kapsamında ödenmekte olan yükseköğretim tazminatı, söz konusu kanun maddesi hükümleri doğrultusunda ve bu hükümlere göre belirlenmiş usul ve esaslara göre üniversiteler ve bağlı birimlerinde 657 sayılı Kanun’a tabi çalışan personele de öğretim görevlilerine verilen oranda ödenmelidir.

 

6-YURTKUR koruma ve güvenlik görevlilerinin kadro değişikliği

22.7.1981 tarihli ve 2495 sayılı (mülga) Bazı Kurum ve Kuruluşların Korunması ve Güvenliklerinin Sağlanması Hakkında Kanuna göre Yükseköğrenim Kredi ve Yurtlar Kurumu Genel Müdürlüğü koruma ve güvenlik görevlisi kadrolarına alınmış ve halen kurumda çalışan personelden, lisans mezunu olanlar yurt yönetim memurluğu kadrolarına, diğerleri ise memur kadrolarına atanmalıdır.

 

7-Kurs merkezlerinin bulunduğu eğitim kurumlarında görevli yöneticilerine ilave ek ders ücreti ödenmesi

Örgün ve yaygın eğitim kurumlarında cumartesi ve pazar günleri ile yarıyıl ve yaz tatillerinde ve diğer günlerde saat 18.00’dan sonra yüz yüze eğitim yapılan veya yüz yüze eğitim kapsamında kurs düzenlenen eğitim kurumları ile açık öğretim öğrencilerinin cumartesi ve pazar günlerinde yüz yüze eğitim kapsamında eğitim gördükleri örgün eğitim kurumlarında görevli yöneticilere, haftada 2 saat ilave ek ders ücreti ödenmelidir.

 

8-Üniversitelerde görevli 657 sayılı Kanun’a tabi personelin döner sermaye ödemeleri

Bünyesinde Ziraat ve Veteriner Fakülteleri, Sivil Havacılık Yüksekokulu ile atölye ve laboratuvar bulunan yükseköğretim kurumları; ulusal düzeyde açık ve uzaktan öğretim yapan yükseköğretim kurumları ile düzenli döner sermaye geliri olan yükseköğretim kurumlarında üretilen mal ve hizmetlerden elde edilen döner sermaye gelirlerine katkısı olan 657 sayılı Kanun’a tabi olarak istihdam edilen personele, 2547 sayılı Kanun’un 58. maddesinde öngörülen ek ödeme matrahının yüzde 100’ü oranında döner sermaye katkı payı ödenmelidir.

 

9-Kalkınmada öncelikli bölgelerde çalışan öğretmenlere ek tazminat

Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli (IV) sayılı Cetvelde yer alan kalkınmada öncelikli yörelere sürekli görevle atananlara bu yörelerde fiilen çalıştıkları sürece ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının; 1. bölgede görev yapanlara yüzde 10’u; 2. bölgede görev yapanlara yüzde 30’u; 3. bölgede görev yapanlara yüzde 40’ı; 4. bölgede görev yapanlara yüzde 50’si; 5. bölgede görev yapanlara yüzde 60’ı; 6. bölgede görev yapanlara yüzde 75’i; 7. bölgede görev yapanlara yüzde 90’ı oranında ek tazminat ödenmelidir. Yukarıda yer alanlara ilaveten Eğitim ve Öğretim Hizmetleri Sınıfına dâhil kadrolarda bulunanlardan en yakın il ve ilçe merkezine uzaklığı en az 10 km olan köy ve diğer yerleşim birimlerine sürekli görevle atananlardan 2006/10344 sayılı Bakanlar Kurulu Kararına ekli (IV) sayılı Cetvelde gösterilen il ve ilçelere bağlı köy ve diğer yerleşim birimlerinde fiilen görev yapanlara ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 25’i, diğer il ve ilçelere bağlı köy ve diğer yerleşim birimlerinde fiilen görev yapanlara ise ek gösterge dâhil en yüksek devlet memuru aylığının yüzde 15’i oranında ek tazminat ayrıca ödenmelidir.

 

10-Öğretim elemanlarının ek ders ücretlerinde (%50) artış

2914 sayılı Kanun’un 11. maddesine göre ödenmekte olan ek ders ücretlerinin belirlenmesinde kullanılan unvan göstergesi rakamı; profesör kadrosunda bulunanlar için 450, doçent kadrosunda bulunanlar için 375, yardımcı doçent kadrosunda bulunanlar için 300 ve öğretim görevlisi ve okutman kadrolarında bulunanlar için 240 olarak uygulanmalıdır.

 

11-Aylık karşılığı ders görevinin yapılmış sayılacağı haller

Öğretmenlerin aylık karşılığı ders görevi ile ek ders karşılığı ders görevi ayrı ayrı belirlenmeli ve 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun ile belirlenen genel tatil günlerine denk gelen aylık karşılığı ders görevi yapılmış sayılmalıdır.

 

12-Anasınıflarında görevli öğretmenlere ilave ek ders ücreti ödenmesi

Anasınıfında görevli öğretmenlere fiilen görev yapılan her gün için ilave 2 saat ek ders ücreti ödenmelidir.

 

13-Üniversite genel sekreter yardımcılarının ek göstergeleri

Üniversite genel sekreter yardımcılarının 657 sayılı Kanun’un 43. maddesi kapsamında ek göstergeleri 3600 olarak uygulanmalıdır.

 

14-Üniversite sekreterlerinin ek göstergeleri

Üniversitelerde fakülte sekreteri, enstitü sekreteri ve yüksekokul sekreteri kadrolarında görev yapanların ek gösterge rakamları 3000’e çıkartılmalıdır.

 

15-Araştırma görevlilerinin derece yükseltilmesi

2914 sayılı Kanun’a tabi araştırma görevlileri, 2914 sayılı Kanun’un 7. maddesinde usul ve esaslar çerçevesinde birinci dereceye kadar yükselebilmeli; 2914 sayılı Kanun’un 7. maddesinde belirtilen derece yükseltilmesi şartlarını taşıyan mevcut araştırma görevlilerinin dereceleri ilgili madde çerçevesinde geçmişe dönük olarak yükseltilmelidir.

 

16-Sınıf öğretmenlerine sınıf rehber öğretmenliği

Sınıf öğretmenleri ile mesleki ve teknik eğitim kurumlarındaki bölüm, atölye ve laboratuvar şefi olarak görev yapanlara, sınıf/şube rehber öğretmenliği görevi veya danışman öğretmen görevi verilebilmeli ve bu görevleri karşılığında haftada 2 saat ek ders ücreti ödenmelidir.

 

17-İşçilikte geçirilen sürelerin intibakta değerlendirilmesi

Sözleşmeli personel iken memur kadrolarına geçirilen kamu görevlilerinin, memur kadrolarına atanmadan evvel 657 sayılı Kanun’un 4/C ve 4/D maddelerine veya 4857 sayılı İş Kanunu’na tabi olarak 5018 sayılı Kanun’a ekli (I), (II), (III) ve (IV) sayılı cetvellerde sayılan kurumlar bünyesinde geçirdikleri süreler intibakta değerlendirilmelidir.  

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen