Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, 28 Subat dönemi basta olmak üzere, darbelerin ve darbecilerin magduriyetine ugramis çalisanlarin açikta geçirdikleri sürelere iliskin hak kayiplarinin devlet tarafindan telafi edilmesini ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini onlar adina devletin yerine getirmesini istedi.
Kurulusumuzun 20. yili münasebeti ile sendikamiza kurucu üye, genel yönetim kurulu üyesi, sube baskani ve il temsilcisi olarak hizmet sunmus yöneticilerimizle biraraya gelmek için tertipledigimiz Vefa Bulusmasi ve Ödenmis Bedeller Unutulmasin konulu Mehmet Akif Inan Hatira Yarismasi Ödül Töreni programimizi Kizilcahamam’da gerçeklestirdik.
Yasadigimiz Sürece ‘Vefa’yi Yasatmaya Devam Edecegiz
TBMM Idare Amiri ve AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, AK Parti Sanliurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakanligi Bakan Yardimcisi Halil Etyemez, Hak-Is Genel Baskani Mahmut Arslan’in yani sira eski ve yeni yöneticilerimizin katildigi programda konusan Genel Baskanimiz Ahmet Gündogdu, mensubu olmaktan onur duydugumuz kadim medeniyetin insan tasavvurunu insani degerler üzerine bina ettigini belirterek, “Insani insan yapan ve insana esrefi mahlûkat olma hazzini yasatan bu degerler arasinda ‘vefa’, süphesiz ayri bir öneme sahiptir. Hz. Mevlana, bu önemi tescillercesine eserlerinde, ‘Vefaya yemin olsun ki…’ ibaresine yer vermis, bir anlamda ‘vefa’yi üzerine yemin edilebilecek kadar yüce ve insana mahsus bir duygu olarak görmüs, göstermistir. Vefa; dostu, yareni ve dava arkadasini unutmayi kendine haram kilmaktir. Vefa sevgide sadakat, hürmette nezaket demektir. Vefa, dostu hatirlamak degil, dostu her daim gönlünde misafir etmektir. Vefa, kadir kiymet bilmektir. Üstad Necip Fazil, ‘Baglan sözüne candan, ahde vefa imandan’ diyerek vefanin önemini ‘iman’ gibi hassas bir konu üzerinden vurgulamistir. Yüce Peygamberimizin ‘Kisiye tesekkür etmesini bilmeyen, Allah’a sükretmesini bilmez’ hadisi, bütün bunlarin ötesinde, bütün bunlari kapsayacak ve hatirdan çikmasi imkânsiz bir içerikle vefanin önemini ve gerekliligini idrakimize sunuyor. Allah’a hamd olsun ki, Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen ailesi de bütün mensuplariyla, vefanin çocuklari olduklarini her dem göstermis, vefa sinavindan hep alinlarinin akiyla çikmistir. Kurucu Genel Baskanimiz ‘Kudüs Sairi’ Mehmet Akif Inan basta olmak üzere sendikamiz ve konfederasyonumuza emegi geçen herkesi sükranla yad etmis, yetinmemis adanmislik gerektiren bu yolda hayatini kaybedenlerin ‘evlad-i iyali’ni de unutmamis karinca kararinca onlara da vefa eli uzatmistir. Bugün yasanacak sahneler, biz yasadigimiz sürece Egitim-Bir-Sen var oldugu sürece, yasanmaya ve yasatilmaya insallah devam edecek” dedi.
Ne Benci Ne de Bencil Olduk
Vefa insanlari tarafindan kurulan Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen’in, vefa rüzgârini sadece ülke sinirlari içerisinde estirmekle yetinmedigini ifade eden Gündogdu, söyle devam etti:
“Kadim
medeniyetin baska cografyalardaki müntesiplerine destek olmak, derman olmak
da vefa anlayisimizin bir geregiydi. Iste bu yüzden, Filistin’e destek
vermek zorundaydik, verdik. Gazze’nin acilarina ortak olmamiz gerekiyordu,
olduk. Uygurlu kardeslerimize Çin tarafindan yapilan mezalimi haykirmak
zorundaydik, haykirdik. Somalili çocuklara el uzatmak zorundaydik,
uzattik. Kardes ülke Pakistan halkinin yardimina kosmak gerekiyordu, kostuk.
Ortak kültür ve medeniyet dostlarimiz ve kardeslerimiz olan Suriye
ve Bosna halkiyla bulusmalar gerçeklestirdik. Çünkü
vefayi kendilerine yol edinenler, bencil olamazdi. Ne benci olduk ne de bencil
olduk. Bütün bunlari hep birlikte yaptik. Dün, genel merkezinde
çay dahi demleyecek mali gücü bulunmayan Egitim-Bir-Sen ve
Memur-Sen, bugün dünyanin baska ülkelerinde asevleri kuruyor,
kazanlar kaynatiyor, yuvalar kuruyor, yaralar sariyor. Bu sonucun arkasinda
vefa var, adanmislik var, sendikamizi zirveye tasima kararliligi var. Bütün
bu güzelliklerin, bütün bu insani zenginliklerin arkasinda sizler
varsiniz. Varliginizla soylu mücadelemize güç, adanmisliginizla
medeniyet davamiza sevk, inanmisliginizla ‘yeniden insa’ hedefimize
ruh verdiniz.”
Bedel
Ödeyenlerin Anilarini Milletimizle Bulusturacagiz
Her yil üyelerine yönelik gerçeklestirdikleri hatira yarismasini, bu yil toplumun farkli kesimlerinden bireylerin katilimini hedefleyerek, “Ödenmis Bedeller Unutulmasin” olarak belirlediklerini söyleyen Ahmet Gündogdu, “Türkiye demokratiklesirken, onlar toplum adina, millet adina, inandigimiz degerler ve medeniyet davamiz adina saymakla bitirilemeyecek bedeller ödediler. Demokrasi filizlenirken ödenen bedellerin gün yüzüne çikarilmasi amaciyla, bedel ödeyenlerin anilarini kitaplastirarak milletle bulusturacagiz. Bazen konusabildiler ama çogunlukla içlerine attilar. Türkiye’de demokrasi korku tünelinden çikma mücadelesi verirken, en büyük bedeli onlar ödediler ama bunu haykiramadilar” seklinde konustu.
Magduriyetler Giderilsin
Darbeye gerekçe yapmak için binlerce gencin ölümüne, kardes kavgasina seyirci kalan, onlarca gencin idamina imza atan 12 Eylül’ün generallerinin bugün yargiya hesap verdigini belirten Gündogdu, “Gencecik fidanlari idam sehpasina çikarmayi meziyet görenleri sanik kürsüsünde görmek ve millete hesap vermesini seyretmek elbette önemli ama yetmez. 28 Subat’i bizzat kendileri post modern darbe olarak ifade eden karanlik sürecin failleri de yargilanmali, yargi önüne çikarilmali diyoruz” ifadelerini kullandi.
Bunun da yeterli olmadigini kaydeden Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü: “Bu ülkenin ve insanimizin geleceginin kodlari milletle birlikte yapilsin, milletle el ele yazilsin diyoruz. Dün generaller yargilanamaz diyenler, bugün ‘12 Eylül’le hesaplasmak, 90 yasindaki Kenan Evren’le hesaplasmak midir?’ diyorlar. Bizim hedefimiz ve beklentimiz, kisilerle hesaplasmak degildir. Amacimiz, 27 Mayis’in, 12 Mart’in, 12 Eylül’ün, 28 Subat’in getirdikleriyle ve kirli bakiyesiyle hesaplasmaktir.”
Söz
konusu dönemlerin bütün magdurlarina devlet tarafindan, 1402’liklere
ödenen tazminat gibi, tipki YAS kararlariyla haksiz yere silahli kuvvetlerden
uzaklastirilan ordu mensuplarinin kayiplarinin tazmin edildigi gibi, gördükleri
insanlik disi muameleler, maruz birakildiklari hakaretler, islerinden ve ekmeklerinden
edildikleri için tazminat ödenmesi gerektiginin altini çizen
Gündogdu, “Bu çerçevede, kösesi karartilip isine
son verilen basin çalisanlari, inanci geregi basini örttügü
için mesleginden atilan kamu çalisanlari, egitim ögretim
hakki ellerinden alinan kiz ögrenciler gibi bütün sosyal kesimlerden
bedel ödeyenlere devlet özür borcunu yerine getirmeli, yetinmemeli
açikta geçirdikleri sürelere iliskin hak kayiplarini telafi
etmeli ve sosyal güvenlik yükümlülüklerini onlar adina
yerine getirmelidir. Haklari iade edilmeyen hiçbir magdur kalmamalidir.
Bu talebimizin dikkate alinacagina ve gereginin yapilacagina inaniyoruz”
diye konustu.
Faili Meçhul Cinayetler Aydinlatilsin
Konusmasinda güncel konulara da deginen Ahmet Gündogdu, darbecilerin ve kurdurduklari terör örgütlerinin gerçeklestirdigi faili meçhul cinayetlerin faillerinin ortaya çikarilmasini, kayip insanlarimiz bulunmasini, ara rejimlerin ve kirli süreçlerin magduriyetlerinin giderilmesini istedi. Milli Birlik ve Kardeslik Projesi’nin kararlilikla sürdürülmesini isteyen Gündogdu, yamali bohçaya dönen Anayasa’nin degismesi gerektigini, kamu çalisanlarina grev ve siyaset hakki içeren, örgütlenmenin önündeki tüm engelleri kaldiran özgürlükçü yeni bir Anayasa yapilmasi gerektigini vurguladi. Vesayet sisteminin kilit noktasinin, darbe ürünü militarist 82 Anayasasi oldugunu ifade eden Gündogdu, demokratik, özgür ve sivil Türkiye’nin anahtarinin ise yeni Anayasa oldugunu kaydetti.
Milli Güvenlik dersine giren askeri personelin 28 Subat sürecinde okullarda dini hassasiyetleri bulunan ögretmen ve ögrencileri fisleme memuru olarak görev yaptigini dile getiren Gündogdu, “18. Milli Egitim Surasi’nda Milli Güvenlik dersinin kaldirilmasi veya sivil brans ögretmenlerince okutulmasi önerimizi karara dönüstürdük. Bu kararin isiginda Milli Güvenlik dersinin kaldirilmasi, bu hakli mücadelemizin meyvesidir” dedi.
Basörtüsü yasaginin ve katsayi adaletsizliginin kaldirilmis olmasini defolu demokrasiden tam demokrasiye geçis açisindan önemli adimlar olarak degerlendiren Gündogdu, degismesi gereken bir diger uygulamanin ise kesintisiz egitim oldugunu belirterek, söyle konustu: “Vesayetin belinin kirildigi bu süreçte, kesintisiz egitim artik bitirilmeli, ‘son dört yili istege bagli olmak üzere 1+4+4+4 seklindeki kesintili modele geçilmelidir’ diyoruz. Bu yönde atilan adimlari heyecanla takip ediyor ve destekliyoruz.”
Karma Mecburiyeti Artik Kaldirilmalidir
Insanlarin
tercihlerine ipotek koyan “karma egitim mecburiyeti”nin de 28 Subat
ara rejiminin ürünü oldugunu vurgulayan Gündogdu, “Bu
mecburiyet artik kaldirilmali, demokratik egitim hakki verilmelidir. Çocugunu
karma egitim veren okullarda okutmak isteyen veliler var, çocuklarini
kiz lisesine veya erkek lisesine göndermek isteyen veliler de var. Devletin
görevi, bunlari ‘tu kaka’ ilan etmek degil, aksine bu talepleri
karsilamaktir. Çogulculugun, farkliliklari zenginlik görmenin
geregi ve tam karsiligi budur. Özellikle Dogu ve Güneydogu Anadolu’da
kizlarini kiz liselerinde okutmak isteyenlerin orani çok yüksek;
birakiniz istedikleri okullara göndersinler, devlet seçenekleri
azaltmasin, çogaltsin. Hem ‘Haydi Kizlar Okula’ diyeceksiniz
hem de ‘erkek ögrencilerle ayni okula dayatmasi’ yapacaksiniz”
degerlendirmesinde bulundu.
Degerler Egitimini Önemsiyoruz
Dinin, insanin en temel gereksinimi ve bu ülkenin çimentosu olduguna dikkat çeken Gündogdu, sunlari söyledi: “Bunun için degerler egitimini, din ve ahlak egitimini önemsiyoruz. Anayasa’nin 24. maddesinde karsilik bulan din egitimi; 18. Milli Egitim Surasi’nda alinan seçmeli din egitimi karari geregi ilkögretimin 1. kademesinden baslayip, ortaögretimi de içine alacak sekilde uygulamaya geçirilmelidir.”
TBMM’ye: Yasayi Uzlastigimiz Gibi Çikarin
Sözlesmeli kamu çalisanlarinin kadroya geçirilmesi taleplerini Memur-Sen’in 4. Olagan Genel Kurulu’nda kazanima dönüstürdüklerini hatirlatan Gündogdu, Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakani Faruk Çelik’ten belediye, TRT, Gençlik ve Spor Bakanligi basta olmak üzere kamu kuruluslarindaki sözlesmelilere kadro müjdesi vermesini istedi.
Toplu Sözlesme Yasa Tasarisi’nin TBMM’ye sevk edilen sekline, hem yetmez hem de hayir dediklerini de hatirlatan Genel Baskan Ahmet Gündogdu, “Talebimiz çok açik: Kamu görevlilerinin toplu sözlesme hakkini fiilen kullanmalarini ve ilk toplu sözlesme masasinin kurulmasini saglayacak Kamu Görevlileri Sendikalari ve Toplu Sözlesme Kanunu’nun, hizmet kolunu ve tarafsiz Kamu Görevlileri Hakem Kurulu’nu içerecek sekilde bir an önce yasalasmasini bekliyoruz. Buradan TBMM’ye çagrimiz; yasayi uzlastigimiz gibi çikarin, masaya da bol parayla gelin. Çünkü, 2,5 milyon kamu görevlisi ve yaklasik 2 milyon kamu emeklisi, hem yasayi hem de masayi bekliyor” seklinde konustu.
Gn.
Baskan Ahmet Gündogdu'nun Yaptigi Konusmanin Tam Metni
Uslu: Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Yerlesik Ezberleri Bozmustur
TBMM
Idare Amiri ve AK Parti Çorum Milletvekili Salim Uslu, adanmis
insanlarin mangal gibi yürekleri oldugunu ifade ederek, sunlari kaydetti:
“Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen sadece bir ihtiyaçtan dogmamistir.
Kurulu düzenin sendikalari sistemle özdesleserek, birleserek yoluna
devam ederken; sadece bir ihtiyaçtan degil, farkli, yerli, orijinal,
evrensel degerleri savunan bir sendika ihtiyacinin ötesinde mevcut kurulu
düzene ragmen kurulmus ve bu düzene ragmen varligini sürdürmüstür.
Kurulu düzene göre herkes kendi istedigini söyleyebilecek ama
düzenin yanlisina, adaletsizligine, haksizligina, insafsizligina asla itiraz
edilmeyecekti. Bu baglamda, Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen, oyunu bozmustur, kurulu
düzenin yerlesik ezberlerini bozmustur ve yeni bir gelecek tasavvurunu
ortaya koyabilme iradesini ortaya koymustur.”
Kaçar: Bu Kadirsinaslik Beni Ziyadesiyle Duygulandirdi
AK Parti Sanliurfa Milletvekili Mahmut Kaçar, böyle bir programin düzenlenmesinin oldukça anlamli ve takdire sayan oldugunu ifade ederek, “Eski bir sendikaci, Saglik-Sen eski Genel Baskani ve Memur-Sen eski Genel Sekreteri olarak aranizda bulunmaktayim. Bu kadirsinaslik beni ziyadesiyle duygulandirdi. Bundan dolayi Egitim-Bir-Sen yöneticilerine tesekkür ediyorum” ifadelerini kullandi.
Toplu
Sözlesme Yasa Tasarisi’na da deginen Kaçar, alt komisyonda
görüsülen tasariyla ilgili konfederasyonlarin görüs
ve önerilerinin alindigini ve bunlarin degerlendirilerek rapora eklenecegini,
akabinde ise raporun komisyona sunulacagini belirtti.
Etyemez: Tarih Seridinin Içerisinden Geçiyor Gibi Hissettim Kendimi
Çalisma
ve Sosyal Güvenlik Bakanligi Bakan Yardimcisi Halil Etyemez, salona girerken
gördügü simalarin kendisini yillar öncesine götürdügünü
söyleyerek, söyle konustu: “Adeta tarih seridinin içerisinden
geçiyor gibi hissettim kendimi. 2002 yilinda yapilan I. Olaganüstü
Kongre’de Egitim-Bir-Sen Genel Sekreteri olarak seçildigim günden
bu yana onlarca faaliyette biraraya geldik ama en anlamlisi, sendikaya emek
veren öncülerin bulustugu ve kucaklastigi bu program olsa gerek. Egitim-Bir-Sen,
kurulusundan bugüne emek ve özgürlük mücadelesinde
ilkeli sendikaciligi hiç elden birakmadi. Mehmet Akif Inan’in sendikal
perspektifi dogrultusunda çalismalarini sürdürdü. Bu burada
‘Ödenmis Bedeller Unutulmasin’ konulu hatira yarismasina katilanlari
ve dereceye giren eser sahiplerini tebrik ediyorum. Umarim bir daha böyle
bir magduriyet yasamazlar ve buna iliskin anilarin yazma ihtiyaci hissetmezler.
Bu vesileyle basta merhum Mehmet Akif Inan olmak üzere Hakk’in rahmetine
kavusan bütün egitim çalisanlarina Allah’tan rahmet diliyor,
dostlarimizla biraraya gelmemize vesile olan bu organizasyonda emegi geçen
herkese tesekkür ediyorum.”
Kaplan: Egitim-Bir-Sen’in Geldigi Nokta Gurur Verici
Bartin
Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Ramazan Kaplan, kurulusunda
ve gelisiminde zerre miktar katkisi olan bir olarak, o günleri hatirladiginda
Egitim-Bir-Sen’in geldigi nokta gurur verici buldugunu ve bunu iftihar
ve sevinçle karsiladigini kaydederek, “Bu, bir kurulusa karsi duydugumuz
muhabbet degil. Böyle bir sendikanin ülkemizin gelecegine yaptigi
ya da yapacagi hizmetlerden dolayi duydugumuz ya da duyacagimiz sevinçtir.
Bu sendika kavgaci olmadi, ayrimci olmadi, kirici olmadi, gücendirici olmadi;
tam tersine ülkemizin menfaatleri dogrultusunda insanimizin gücünü
toplama, birlestirme ve onu gelecek adina çok ciddi bir yatirim olarak
gördü ve bütün faaliyetlerini bu baglamda sürdürdü
ve sürdürmeye devam ediyor” diye konustu.
Arslan: Birlikte Mücadele Etmeye Devam Ettik
Hak-Is
Genel Baskani Mahmut Arslan, Egitim-Bir-Sen’in
yola çiktigi andan 20. yilina ulasana dek hep birlikte olduklarini dile
getirerek, “Bu makamlarda kim olursa olsun hep birlikte mücadele
etmeye devam ettik. Inaniyorum ki, bu beraberlik bundan sonra da devam edecektir.
Memur-Sen’in ve Egitim-Bir-Sen’in basarilarindan en az sizler kadar
heyecan duyan, onur duyan, ondan mutlu olan bir Hak-Is’in oldugunu söyleyebilirim.
‘Bizim taleplerimiz karsilanmiyor, haklarimiz verilmiyor, biz bunun için
mi 12 Eylül Referandumu’nda ‘evet’ dedik’ gibi,
bir yönüyle hakli olarak gözüken ama aslinda bizim mücadelemizi
zayiflatan bir elestiri var. Bence, taleplerimiz karsilanmasa bile referandumda
yine ‘evet’ dememiz gerekirdi” seklinde konustu.
Hatira Yarismasinda Dereceye Girenler Ödüllendirildi
Konusmalarin ardindan ‘Ödenmis Bedeller Unutulmasin’ konulu Mehmet Akif Inan Hatira Yarismasi’nda dereceye girenlere ödülleri verildi.
Yarismada birinciligi Hayallerin Ardindan Bakmak isimli eseriyle Esra Gülmez, ikinciligi Melal Burcu isimli eseriyle Yasar Bayar, üçüncülügü ise Findik Kabuklari isimli eseriyle Zehra Korkmaz kazandi. Bunun yani sira Ayten Yadigar’in eseri jüri özel ödülüne layik görülürken, Hanife Yilmazoglu, Hasan Ejderha ve Zeynep Özlem Sevim’in eserleri ise mansiyon ödülüne layik görüldü.
Programda,
aksam namazinin ardindan, Mehmet Akif Inan ve hayata irtihal eden egitim çalisanlari
için mevlit okutuldu. Daha sonra dostlari Mehmet Akif Inan’la ilgili
anilarini paylastilar. Program, sendikamizda uzun yillar görev yapmis sube
baskanlarimiz ve genel merkez yöneticilerimize 20. yil anisina plaket verilmesiyle
sona erdi.