Maas zamlari, hükümet ve Memur-Sen

Hükümet ve memur sendikalari arasinda cumhuriyet tarihinin ilk toplu sözlesme girisiminde beklenen sonuç alinamadi.

Toplu sözlesme esiginden atilan ilk adimin sonucu böyle olmamaliydi.

Elbette devletin ekonomik imkânlari göz önünde tutulmali, ekonomi asla hesapsiz ve abartili bir popülizmin altinda ezilmemelidir.

Ama hükümet açisindan ilk toplu sözlesmeye uzlasmayla baslamak adina 2-3 puanlik kaynak yaratmak da sorun olmamaliydi.

Son olarak hükümetin 3,5+4 teklifine, 7,5+7,5 sendikal teklif söz konusuydu.

En büyük memur kitlesini barindiran Memur-Sen, ögretmenlere 150 TL ek ödemeyle birlikte 5+5'e muhtemelen ikna olacakti.

Oldukça makul olan bu esige hükümet israrla yanasmayinca, Memur-Sen'in ciddi bir hayal kirikligi yasadigi görülüyor.

Hükümetçe büyüme payi olarak gösterilen rakamsal tekâmülün, refah payi olarak memura dagitilmasi talebinde hiçbir abarti yoktur.

Su halde ekonomik gelisme ve rakamsal tablo ne kadar gerçekse, Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu'nun talebi de o kadar gerçek.

Büyüdügü söylenen bir ekonomide "memuru enflasyona ezdirmemek" gibi bir sloganin kiymetiharbiyesi var mi?

Bunun yerine, yasanan her yilin memurun refah seviyesini ne kadar artirdigindan söz edilmeli.

Memur-Sen'in AK Parti tabanindaki etkisi

Özellikle Memur-Sen'in Türkiye'nin demokratiklesme sürecinde, referandumda, 4+4+4 egitim sisteminde ve Ergenekon sürecinde kitlesel olarak üstlendigi rol ve aldigi tavir önemlidir.

Dahasi üye profiline bakildiginda, AK Parti tabaninda etkili aktörlerden birisi de 500.000'in üzerinde bir üye sayisiyla kuskusuz Memur-Sen.

Bu rakama üyelerin ailelerini de kattiginizda daha ciddi ve etkili bir manzara beliriyor.

Memur-Sen'in demokratik durusuyla "yandas sendika" yaftasi yedigini de unutmamali.

Hal böyleyken Hakem Kurulu'ndan tatmin edici bir sonuç çikmadiginda, hakli arayislarini demokratik eylemlere dökme kararliligini ifade eden Memur-Sen, manipülasyonlara açik bir mecraya itilmis olacak.

Tüm memur sendikalarinin birlikte yapacagi eylem ve gösterilerin, illegal örgütlerce istismar edilmesi ihtimali ve Memur-Sen'in de böyle bir tablonun figürüymüs gibi algilanma kaygisi oldukça gerçekçidir.

Sonuçta hükümetin maas zamminda adim atmasi, bir manada kendi tabaninda etkili bir aktörle uzlasmasi, onlari memnun etmesi manasini da tasiyor.

Gündogdu'nun "Memur-Sen kuruldugu 1992'den bu yana hiçbir zaman is birakmak zorunda kalmamistir. Sabir tasimiz çatlatilmistir" sözleri hükümete önemli mesajlar içeriyor.

Memura verilen zamma ölü yatirim nazariyla bakilmamali.

Devletin ve hükümetin üstünde oturdugu bürokrasinin motivasyonu söz konusudur.

Siyasetin görünür olmasi, bürokrasi çarklarinin sevkle dönmesiyle mümkündür.

Aksi halde sözden öte yol görünmez.

En büyük siyasal projeler, motivasyonunu kaybetmis bürokratlarin elinde heba olur gider.

Ögretmen ve düz memur

Çocuklarimizin istiyak dolu dimaglarina tohum saçan, istikbalin nesillerini insa eden ögretmenlerden büyük beklentilerimiz var.

Basbakan Erdogan'in, bir ögretmenin haftada 15 saat karsiligi en az 1624 TL aldigina, 40 saat çalisan düz memurlar arasinda ise daha az maas alanlara isaret etmesi ögretmenleri üzdü.

Gerçekten de düz memurla ihtisas isteyen bir meslegin mukayesesi adil degil.

Ögrenme verimliliginde gözetilen zaman limitleri, ögretmede de geçerli.

40-45 dk. gibi bir zaman dilimi, ögrenci veya dinleyici açisindan nasil en verimli zaman kesitinin üst siniriysa, ögretici açisindan da limitler mevcuttur.

40 saat çalisan bir ögretmenden verim almak ve basari beklemek mümkün degil.

Kaldi ki ögretmenler idarenin 21 saate kadar görev vermesiyle 15 saatten fazla çalisiyor.

Ayrica ikili egitim sistemi sebebiyle sabah 7.30'da derse baslayip aksam 18.00-18.30 gibi çikis yapan okullar var.

Bu tablo da memur mesaisinin klasik standardini asiyor.

Asan zaman dilimleri için ögretmenler ekstra bir ücret almiyorlar.

Ögretmene yatirim, çocuklarimiza ve istikbalimize yatirim.

Düz memurla büro islerini ikmal edebilirsiniz ama istikbal insa edemezsiniz.