MEB Palyatif Degil, Köklü Çözüme Yönelmelidir
Üzülerek görmekteyiz ki Milli Egitim Bakanligi, palyatif çözüm arayislari ile enerjisini heba etmektedir. Bir günde 18 yönetmelikte degisiklik yapilmasi; ancak bu degisikliklerin, köklü degisiklikler degil, günü bile kurtaramayan degisiklikler olmasi bunun en büyük kanitidir.
Bilindigi gibi 652 sayili Millî Egitim Bakanligi’nin Teskilat ve Görevleri Hakkinda Kanun Hükmünde Kararname ile Millî Egitim Bakanligi yeniden yapilandirilmisti. Ayrica, egitim sisteminde köklü degisiklik yapan 6287 sayili Ilkögretim ve Egitim Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun 11 Nisan 2012’de yayimlanarak yürürlüge girmisti.
Öte yandan ise, gerek 652 sayili Millî Egitim Bakanligi’nin Teskilat ve Görevleri Hakkinda Kanun Hükmünde Kararname hükümleri çerçevesinde gerekse 6287 sayili Ilkögretim ve Egitim Kanunu ile Bazi Kanunlarda Degisiklik Yapilmasina Dair Kanun’da yer alan hükümler çerçevesinde Millî Egitim Bakanligi mevzuatinda köklü bir degisiklik yapilmasi yasal bir zorunluluk haline gelmistir.
Teskilat yasasi üzerinden bir yila yakin ve egitim sistemini degistiren yasanin çikmasinin üzerinden dört ay gibi bir süre geçmesine karsin mevzuatta ne kapsamli bir degisiklik ne de yeni bir düzenleme yapilmistir. Buna bagli olarak binlerce ögretmeni dogrudan ilgilendiren Millî Egitim Bakanligi Ögretmenlerinin Atama ve Yer Degistirme Yönetmeligi basta olmak üzere, diger yönetmeliklerde yeni yasal düzenlemeler çerçevesinde genel degisiklikler yapilmasi gerekirken; sadece bazi yönetmeliklerin ibarelerinde degisiklik yapilmistir, bunlar ihtiyaci karsilayacak degisiklikler degildir. Aksine bu durum, kafalarda yeni soru isaretleri olusturmaktadir.
Söz konusu kanun hükmünde kararname ve kanun hükümleri çerçevesinde köklü mevzuat düzenlemeleri yapilmasi gerekirken, Bakanligin geçici olarak mevcut mevzuati revize(!) etmesi beklentileri karsilamamis sadece ötelemistir. Degisikliklerin, mevzuat düzenlemelerinden dogrudan etkilenen yönetici ve ögretmenlerin de kafalarinda karisiklik olusturdugu/olusturacagi kuvvetle muhtemeldir. Zira sadece mevzuatta yer alan bazi ifade degisiklerinin Bakanlik çalisanlarini gereksiz yere yogunlastirdigini ve ihtiyaci karsilamaktan uzak emek sarfiyatina neden oldugunu düsünüyoruz. Bu degisikliklerin yeterli olmadigi açiktir. Bakanligin yönetmelikleri kismi olarak sadece 4+4+4 egitim sistemine göre revize etmesi yerine teskilat yasasi ve egitim yasasindaki degisikliklere bagli olarak, daha genis kapsamli degisiklik çalismasi yapmasi ve bunun bir an önce sonuçlandirilmasi kaçinilmaz hale gelmistir.
Bu nedenlerden dolayi, Bakanlik egitim camiasinin bekledigi kapsamli yönetmelik ve mevzuat degisikliklerini bir an önce hayata geçirmeli ve belirsizliklere bir son vermelidir. Palyatif çözüm arayislarindan uzak durmali, egitim ögretim yili yaklastigi için de zaman israfindan siddetle kaçinmalidir.
