Haber
2011-09-12 07:24:17
Memur-Sen: Halkimiz Katilimci, Özgürlükçü ve Demokratik Bir Anayasa Istiyor

“Sahadan Yeni Anayasaya” arastirmasindan, ‘ötekilestirmeyen, inançlara saygili ve inançlari güvence altina alan’ bir anayasa talebi çikti. 

 

Konfederasyonumuz Memur-Sen’in, Doç. Dr. Osman Can’in direktörlügünde, Strateji Arastirma ve Danismanlik (SAD) ve ADAMOR Arastirma’ya yaptirdigi ‘Yeni Anayasa Arastirmasi’nin sonuçlari, 12 Eylül’ün yildönümünde düzenlenen bir panelle açiklandi. Panel öncesi arastirmayla ilgili bilgi veren Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, 1982 anayasasiyla ilgili sorduklari soruya, katilimcilarin yüzde 57,3’ünün demokratik bulmadiklari yönünde bir cevap aldiklarini söyledi. Gündogdu, ‘kesinlikle yeni bir anayasa yapilmasi gerekir’ diyenlerin oraninin yüzde 61 oldugunu kaydetti.

 

Ahmet Gündogdu tarafindan açiklanan Yeni Anayasa’ya yönelik bazi sorulara verilen cevaplar su sekilde:

‘Yeni anayasanin hazirlanmasi sürecinde katkinizin olmasini ister misiniz’ sorusuna, yüzde 71,3’lük bir kesim kesinlikle katki sunmak istedigini söylerken, sadece yüzde 13,6’lik bir kesim sürecin içinde yer almak istemedigini belirtti.

 

Yeni anayasada kesinlikle olmasi gereken hususlarda ise özgürlük, demokrasi, esitlik, insan haklari ilk sirada yer aldi.

 

Yeni Anayasa’nin kim tarafindan yapilmasi gerektigine yönelik soruyu ise, yüzde 61,1’lik bir oran, ‘TBMM ve sivil toplumun ortak çalismasiyla yapilmalidir’ seklinde cevaplarken, yüzde 19’luk kesim, yeni anayasanin TBMM tarafindan hazirlanmasi gerektigine; sadece yüzde 7,7’lik kesim, yeni anayasanin kurucu meclis tarafindan yapilmasi gerektigine yönelik görüs bildirdi. Yeni anayasanin mevcut TBMM tarafindan yapilmasini isteyenlerin orani ise yüzde 63,3 oldu.

 

Anayasada yer almasi istenen en temel kavram olarak, insan onuru ilk sirayi aldi. Yeni anayasada ideolojilere yer verilmesini isteyenlerin orani yüzde 10,4 iken, yüzde 90’a yakin bir oran ideolojiden arinmis bir anayasa istedigini ifade etti. Yeni anayasanin toplumun bütün kesimlerine esit mesafede olmasi gerektigini söyleyenlerin orani yüzde 95,4 olarak tespit edildi. Yeni anayasanin inançlar arasinda ayrim yapmasini istemeyenlerin orani da yüzde 93,9 olarak gerçeklesti.

Yeni anayasanin hem devleti hem bireyi öncelikli olarak görmesi gerektigini belirtenlerin orani birbirine yakin çikarken, her iki sorunun çaprazlamasinda, bireyin önceliginin öne çiktigi görüldü.

 

Yeni anayasada baslangiç bölümü olmamasi gerektigini söyleyenlerin orani yüzde 64 olarak tespit edilirken, baslangiç bölümünü savunanlar ise yüzde 17,6 olarak belirlendi.

 

Memur-Sen’in arastirmasina katilanlar, “Yeni Anayasa degistirilemez hükümler içermelidir” önermesine, farkli kesinlik düzeylerinde olmakla birlikte, olumsuz yanit vermektedir.

 

“Yerel yönetimler kültürel, etnik veya inanç farkliliklarina göre belirlenmemelidir” önermesi, farkli kesinlik düzeylerine karsilik gelmekle beraber, katilimcilarin toplam yüzde 81,3’ü tarafindan olumlu bir sekilde yanitlanmaktadir. “Ordu dâhil hiçbir kurum Meclis denetimi disinda birakilmamalidir” önermesi, degisik kesinlik düzeylerine denk düsmesine ragmen, katilimcilarin toplam yüzde 84,6’si tarafindan onaylanmaktadir. Söz konusu önermeye karsi çikanlarin toplam orani ise yüzde 15,4 olarak çikmaktadir.

 

“Yargi ideolojik olmamalidir” önermesine verilen yanitlar incelendiginde, farkli kesinlik düzeylerinde olmakla beraber, katilimcilarin yüzde 87,2’sinin önermeyi destekledigi görülmekte. Önermeye karsi çikanlarin orani ise yüzde 13 civarinda. Bu durum, yarginin her türlü ideolojik degerden, temelden, tercihten arindirilmis bir yapiya kavusmasi gerektigi seklinde degerlendiriliyor.

 

“Askeri, idari ve adli yargi ayrimina son verilmelidir” önermesi, katilim düzeylerinin toplami açisindan bakildiginda, yüzde 80 civarinda bir destekle karsilanirken, yüzde 20 civarinda da bir karsi çikisa yol açmakta. Bu sonuç, hiçbir tartismaya mahal birakmayacak bir biçimde, yargidaki bölünmüslügün son bulmasi gerektigini ortaya koymakta.

 

“Yargilamada uluslararasi standartlara riayet edilmelidir” önermesine verilen yanitlar, “kesinlikle katiliyorum” (yüzde 36,5) ve “katiliyorum” (yüzde 32,7) seçeneklerinde yogunlasmakta. “Kismen katiliyorum” (yüzde 19,5) seçenegi de dâhil edildiginde, önermeyi destekleyenlerin toplam orani yüzde 90’a yaklasmakta.

 

“Yeni anayasada Meclis, Anayasa Mahkemesi, Bakanlar Kurulu gibi egemenlik yetkisi kullanan bazi temel kurumlar disinda hiçbir kuruma yer verilmemelidir” önermesi, “kesinlikle katiliyorum”, “katiliyorum” ve “kismen katiliyorum” seçeneklerinin toplami açisindan degerlendirildiginde, yüzde 70 civarinda bir onaylanma düzeyine sahip çikti. Bu bulgular, toplumun yeni anayasada birkaç temel kurum disinda hiçbir kuruma yer verilmemesi gerektigi düsüncesine büyük oranda katildigini göstermektedir.

 

 

“Herkesin özgürlügünün birbirinin özgürlügü ile sinirli oldugu ifadesi yeterli olmali, devlete ayrica sinirlama imkâni taninmamalidir” önermesi, katilimcilarin toplam yüzde 81,3’ü tarafindan kabul edilmekte. Bu da, toplumun özgürlükler noktasinda son derece hassas oldugunun açik bir göstergesi.

 

“Seçme-seçilme hakkinin kullanimi ve kamu memuriyeti dahi olsa kilik-kiyafet, inanç, yasam tarzi vs. nedeniyle insanlarin özgürlükleri sinirlandirilmamalidir” önermesine verilen yanitlar incelendiginde, sadece “kesinlikle katiliyorum” ve “katiliyorum” seçeneklerinin toplami yüzde 76,2 oraninda gerçeklesti.

 

“Yeni anayasa herkesin özgürlügünü esas almalidir” önermesine verilen yanitlar incelendiginde, “kesinlikle katiliyorum” ve “katiliyorum” seçeneklerinde önemli bir yogunlasmanin bulundugu görülmektedir. Sadece bu iki seçenegin toplami neredeyse yüzde 80’i bulmakta. Önermeye kismen katildigini ifade edenler de dikkate alindiginda, bu oran yüzde 94’ü bulmaktadir. Bu sonuçlar, yeni anayasanin herkesin özgürlügünü esas alan bir ortak paydada hazirlanmasi gerektigini açik bir sekilde ortaya koymakta.

 

“Devlet tüm özgürlükler ve kisisel tercihler karsisinda tarafsiz kalmalidir” önermesi, özgürlüklere iliskin tüm önermelerde oldugu gibi, büyük oranda destek bulmakta. Kesinlik düzeyleri arasindaki farklar gözetilmeksizin bakildiginda, önermenin katilimcilarin yüzde 88,3’ü tarafindan kabul edildigi, yüzde 11,7’si tarafindan ise kabul edilmedigi görülmekte.

 

 

“Grup ve kültürel kimlik alanindaki özgürlükler taninmali, ama bireyin grup içinde dahi özgürlügü korunmalidir” önermesi de büyük bir oranda desteklenmekte. Buna göre, katilimcilarin yüzde 88,8’i degisik kesinlik düzeylerinde de olsa önermeye katildigini, yüzde 11,2’si ise katilmadigini ifade etmekte. Bu da, özgürlüklerin her düzeyde saglanmasi gerektigine dair güçlü bir toplumsal talebin varligina isaret etmekte. “Özgürlüklerin kullanimi konusunda fiili engellerle karsilasan kadinlar, engelliler, çocuklar gibi kesimler için pozitif ayrimcilik benimsenmelidir” önermesine, farkli kesinlik düzeylerine denk düsmekle birlikte, toplam katilim düzeyi yüzde 90’larin üzerinde.

 

“Memurlar için grev hakki da gerekir” önermesi, büyük bir oranda desteklenmekte. Farkli kesinlik düzeylerine denk düsmekle birlikte, önermeye katildigini ifade edenlerin toplam orani yüzde 80’i bulmakta. “Memurlar için siyasi partilere üyelik yasagi kaldirilmalidir” önermesine verilen yanitlarin, “kesinlikle katiliyorum” ve “katiliyorum” seçeneklerinde yogunlastigi ve her iki seçenegin toplaminin yüzde 54,7’yi buldugu görülmekte.

 

“Sizce devletin inançlar karsisinda tutumu ne olmalidir?” sorusuna verilen yanitlar incelendiginde, katilimcilarin yarisindan fazlasinin (yüzde 58,6) “Devlet, din ve inanç konusunda tamamen tarafsiz olmalidir” seçeneginde yogunlastigi görülmektedir. Devletin din ve inanç konusunda toplumun taleplerini tamamen karsilamasi gerektigini düsünenlerin orani ise yüzde 27,1 olurken bu konuda devletin yönlendirici olabilecegini ifade edenlerin orani yüzde 8,5; bazi durumlarda müdahale edebilecegini belirtenlerin orani da yüzde 5,8’dir. Bütün bu sonuçlar bir arada degerlendirildiginde, devletin din ve inançlar noktasinda tarafsiz olmasini isteyen genis bir toplumsal kesimin bulundugu söylenebilir.

 

“Egitim diliyle ilgili ne düsünüyorsunuz?” sorusuna, katilimcilarin yüzde 66,4’ü “egitim dili Türkçe olmali, anadiller ögretilmelidir” seklinde yanit vermekte. Diger yanitlarin ise, sirasiyla, “anadilde egitim olmalidir” (yüzde 13,9), “anadilde egitim olmamalidir” (yüzde 10,5) ve “anadil seçmeli ders olarak verilmelidir” (yüzde 9,1) seçenekleri arasinda dagildigi görülmekte. Bu sonuçlar, her üç kisiden ikisinin, egitim dili Türkçe kalmak kaydiyla, anadillerin ögretilmesi gerektigine inandigini göstermekte.

 

Egitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, toplumdaki yeni anayasa konusundaki israrli talep, farkindalik ve ilgi düzeyi yüksekliginin, yeni anayasa sürecinin hizlandirilmasi ve katilimci bir anlayisla sürdürülmesine yönelik bir kamuoyu baskisi olarak yorumladiklarini söyledi. TBMM’nin açilmasindan hemen sonra 22-23 Ekim 2011 tarihlerini kapsayan bir takvimle, “Uluslararasi Anayasa Kongresi” düzenleyeceklerini ifade eden Gündogdu, ülkemizden ve yurtdisindan anayasa hukuku alaninda saygin akademisyenlerin katilacagi Kongreyle, Anayasacilik düzleminde ülkemizin yeni anayasa sürecinin uluslararasi bir perspektifle degerlendirilmesine ev sahipligi yapacaklarini kaydetti. Gündogdu, kongrenin tamamlanmasindan hemen sonra, Memur-Sen’in Yeni Anayasaya dair kurumsal görüslerini, talep ve beklentilerinin yer aldigi bir raporu kamuoyuyla paylasarak sürece katkilarini devam ettireceklerini vurguladi.

 

Panel Düzenlendi 

Doç. Dr. Osman Can, Türkiye’de kendini devlet olarak tanimlayan bir grubun zamanla devlet yönetimini ele geçirdigini ve yapilacak yeni anayasaya kasi çiktigini söyledi. 1982 anayasasinin üçte ikisinin degistirildigi yönünde bir algi oldugunu kaydeden Can, “Bu algi yanlistir. Anayasanin üçte biri degismistir. Degisen bu kisimlarin büyük çogunlugu da hak ve özgürlükleri içermektedir. Degisiklikler, yapisal degisiklikleri içermemektedir. Aslolan bu yapini degistirilmesidir” dedi.

 

Memur-Sen tarafindan ‘Sahadan Yeni Anayasaya’ adi altinda yapilan arastirmanin sonuçlari açiklandiktan sonra bir panel düzenledi. Doç. Dr. Osman Can’in oturum baskanligini yaptigi panele Prof. Dr. Sacit Adali, Prof. Dr. Mahmut Turhan, Iktisatçi akademisyen Cemil Ertem, Dr. Murat Yilmaz ve Ahmet Kizilkaya katildi.

 

Panelde, yeni anayasaya iliskin görüslerinin açiklayan Osman Can, 1982 anayasasi ile ilgili üç önemli yapisal degisikligin yapildigi kaydetti. Can, bu degisiklikleri söyle açikladi: “Turgut Özal’in anayasa degisikliginin saglanmasinin önünü açmasi, cumhurbaskaninin halk tarafindan seçilmesinin önünün açilmasi, Anayasa Mahkemesi ve HSYK’nin yapisinin degistirilmesi.” 31 yilda yapilan bu yapisal degisikliklerin sonucunda yeni anayasanin önünün açildigini belirten Can, söyle konustu:

“Anayasal düzen bir araba gibidir. Arabanin içine binenler sürekli degismektedir. Siz bu arabanin içine ne kadar nitelikli kisileri alirsaniz alin, arabanin kendisi degismedigi müddetçe, insanlarin nitelikleri herhangi bir anlam ifade etmez.”

 

Iktisatçi Cemil Ertem ise, yeni anayasanin yapimi sürecinde uygun bir ekonomik model üzerinde degerlendirmelerde bulundu. Bütün anayasalarin, bir iktisadi paradigmasini ve sosyal siniflari olusturdugunu ifade eden Ertem, bu çalismani da yeni anayasa degisikliginde yer alacak siniflara isaret ettigini, Anadolu’da çikan yeni sinifin yeni anayasanin olusturulmasinda katalizör rol aldigini söyledi. Türkiye’de orta sinifin çok aktif oldugunu kaydeden Ertem, yeni anayasa sürecinde bu yapilarin daha aktif rol oynayacagini dile getirdi.

 

Anayasa Mahkemesi eski Üyesi Prof. Dr. Sacit Adali, Memur-Sen tarafindan hazirlanan yeni anayasa çalismasini basarili buldugunu kaydetti. Konusmasinda, 1982 anayasasi ile ilgili degerlendirmelerde bulunan Adali, mevcut anayasanin tek basina bir vesika olmadigini belirtti. Adali, 82 anayasasinin, 1961 anayasasi ile büyük benzerlikler tasidigini söyledi. Her iki anayasanin da darbe sonucu olusturulan bir yapiya sahip olduguna dikkat çeken Adali, bu anayasalarin en büyük benzerliklerinin ise farkliliklari ortadan kaldirmasi ve militaristlesmeyi saglamasi olarak açikladi. 1982 anayasasinin, özgürlükleri engelleyen bir yapisinin oldugunu vurgulayan Adali, “Yeni yapilacak anayasada bütün belirsizlikler ortadan kaldirilmali ve vatandaslari tanimlayan degil taniyan bir anayasa olmalidir.” diye konustu.

 

 

Ahmet Kizilkaya ise, yeni anayasa çalismasi ile ilgili degerlendirmelerde bulundu. Saha çalismasindan yola çikilarak yapilan arastirmanin önemli bulgulari içerdigini kaydeden Kizilkaya, çalismada 50 bin kisiye ulasildigini ve çalismanin 81 ilde yapildigini aktardi. Kizilkaya, çalismasiyla ilgili sunlari söyledi: “Yeni anayasada insan onuru esas alinmali, her türlü etnik ve ideolojik vurgudan arindirilmis, inançlar arasinda ayrim yapmayan, bütün toplum kesimlerine esit mesafede konumlanmis olmali, halkin egemenligi disinda bir egemenlige dayanmamali, özgürlükler herkes için ve her düzeyde geçerli olmalidir.”

MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen