Memur-Sen’den Muhtesem Demokrasi Bulusmasi
Konfederasyonumuz Memur-Sen tarafindan düzenlenen Uluslararasi Demokrasi Kong- resi, Ankara Rixos Otel’de yapildi. Kongrenin açilisina basta Basbakan Recep Tayyip Erdogan, Basbakan Yardimcisi ve Devlet Bakani Cemil Çiçek, Içisleri Bakani Besir Atalay, Devlet Bakani Hayati Yazici, Bayindirlik ve Iskan Bakani Mustafa Demir, Çalisma ve Sosyal Güvenlik Bakani Ömer Dinçer, Aileden Sorumlu Devlet Bakani Selma Aliye Kavaf, Tarim ve Köy Isleri Bakani Mehmet Mehdi Eker, Maliye Bakani Mehmet Simsek, Hak-Is Genel Baskani Salim Uslu, Ankara Valisi Kemal Önal ve çok sayida davetli katildi.
Memur-Sen ve Egitim-Bir-Sen Genel Baskani Ahmet Gündogdu, kongrenin açilisinda yaptigi konusmada, konfederasyon olarak demokrasiyi toplumsal hayatin her alanina ayri ayri özgürlükler saglayan bir yönetim biçimi olarak gördüklerini belirterek, kongreyi Türkiye’nin demokratiklesmesine katki saglamak amaciyla düzenlediklerini söyledi.
Çözüme odakli girisimleriyle, toplu sözlesmeyle elde edilebilecek türden kazanimlar üreterek toplu görüsme sürecini ve toplu görüsme masasini anlamli hale getirmeye çalistiklarini ifade eden Gündogdu, toplu sözlesme ve grev hakki taleplerindeki israri ve kararliligi sürdürdüklerini kaydetti.
Memur-Sen’in bagimsiz ve halktan yana, milletin ve milli iradenin tarafinda oldugunu vurgulayan Gündogdu, “Memur-Sen, ilkeleri ve hedefleriyle ülkemizi, insanimizi ve insanligi ilgilendiren her konuda ve olayda bizatihi taraftir. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurtulus, kurulus ve var olus temelini olusturan ‘Egemenlik bila kayd-u sart milletindir’ ilkesini önceleyen ve önemseyen bir sivil toplum örgütü olarak ülkemiz ve insanlarimiz adina en önemli talebimiz, çagdas demokrasinin bütün kurumlari ve kurallari ile tam ve kosulsuz bir sekilde hayata geçirilmesidir. Bunun ön sarti ise, demokratiklesmeye dönük adimlarimizin sayisini ve hizini artiracak sivil idare ve irade ürünü yeni bir anayasaya sahip olmaktir” dedi.
Askeri Yargi Karari, Demokratiklesmeye Frendir
Askerlerin sivil mahkemelerde yargilanmasi düzenlemesinin Anayasa Mahkemesi tarafindan iptal edildigini hatirlatan Gündogdu, sözlerini söyle sürdürdü: “Bu düzenlemeyi demokratiklesme ve sivillesme adina son derece önemli görüyoruz. Düzenlemenin Anayasa Mahkemesi tarafindan iptal edilmesi, demokratiklesme konusunda frene basanlari bir kez daha ortaya çikarmistir. Askeri mahkemelerin baris zamaninda sivilleri yargilayamamasi kadar önemli buldugumuz bu düzenlemenin iptali, beklentilerin aksine demokratiklesme ve sivillesme konusunda gelecek dönemde karsilasacagimiz engelleri bertaraf edecek motivasyonu üretmelidir.”
Memura Uygulanan Toplu Sözlesme, Grev ve Siyaset Yasagi Vizesi Kaldirilsin
Hükümetin komsu ülkeler basta olmak üzere dis iliskilerinin temelini olusturan ‘sifir problem’ stratejisini ve bu çerçevedeki uygulamalarini önemsediklerini ve takdir ettiklerini dile getiren Gündogdu, “Gerçekten de dis politikada önemli bir basari yakalanmistir. Dis iliskilerdeki bu basarili çalismayla, 57 ülkeyle karsilikli olarak vize uygulamasi kaldirildi. Insallah, kamu görevlilerine toplu sözlesme, grev ve siyaset hakki konusunda uygulanan vizelerin kaldirildigini da görecegiz. Iskence ve insanlik disi muamelelere karsi ‘sifir tolerans’ politikasindaki kararlilik da sevindiricidir. Bu kararliliktan taviz verilmemelidir. Ayrimciligin ve iskencenin önlenmesi çabalarini ve insan haklariyla ilgili kurum ve kurullarin olusturulmasini önemsiyoruz” seklinde konustu.
Darbeye Tesebbüs Edenler Sanik Kürsüsünde
Demokratik hukuk devleti olma adina kritik esiklerden birinin asildigina inandigini vurgulayan Gündogdu, “Bu dava demokratiklesmeyi engellemek isteyenler ile gerçeklestirmek isteyenleri belirlemekte turnusol kagidi islevi görmüstür. Bugün vardigimiz nokta, darbeye tesebbüs edenlerin sanik kürsüsüne oturtulmasidir. Türkiye’de ilk kez bir darbe tesebbüsünü ve faillerini gün yüzüne çikarma ve millet adina cezalandirma kararliligi yasaniyor” degerlendirmesinde bulundu.
Gündogdu, demokratiklesme konusunda gecikmeksizin atilmasi gereken adimlardan birinin de, Anayasa ve Siyasi Partiler Kanunu’nun siyasi partiler üzerinde tazyik olusturan ‘parti kapatma’ hükümlerinde degisiklik yapilmasi oldugunu söyledi. Toplumun tüm kesimlerinin etnik, kültürel ve dinsel farkliliklari tehdit olarak gören tekçi devlet mantiginin benimsedigi ‘tek tip yurttas projesi’ uygulamalarindan olumsuz etkilendigini anlatan Gündogdu, “Açiktir ki, farkliliklarimizi tehdit olarak gören bu anlayis, siyasal ve toplumsal yasamimizdan tamamen sökülüp atilmadikça yaralar sarilmayacak, öfkeler durulmayacaktir. Biz, basta terör olmak üzere çetelesme ve diger illegal faaliyetlerin de ilacinin daha çok demokrasi, daha fazla özgürlük olduguna inaniyoruz” diye konustu.
Parlamenter Rejimi Tehdit Eden Darbe Dönemleri Sona Ermistir
Demokratik parlamenter rejimi askiya almaya yönelik her on yilda bir tekrarlanan darbe dönemlerinin sona erdigine isaret eden Gündogdu, “Bu millet, artik gerekçesi ne olursa olsun, gerçeklestiricisi kim olursa olsun darbeye tevessül edenleri devletin tepesinde degil, Silivri Cezaevi’nin kodeslerinde agirlamakta kararlidir. Bu kararliligin bizi getirdigi nokta, toplumu kusatacak çagdas ve sivil yeni bir anayasa yapmaktir” ifadelerini kullandi.
Gündogdu, hazirladiklari ‘Yeni Anayasa Raporu’nun ayrintilarini da katilimcilara aktardi.
Özgürlükler, Demokratiklesme Testidir
Düsünce ve kanaat hürriyeti ile din ve vicdan özgürlügünün demokratik hukuk devleti testinde vazgeçilmez ölçme araçlari oldugunu belirten Gündogdu, bu iki temel hakkin düzenlenmesindeki ve teminat altina alinmasindaki her eksikligin devletler açisindan ‘demokratik devlet’ sifatini kullanma hakkini kaybetme sonucu dogurdugunu kaydetti.
Basta Alevi açilimi olmak üzere, toplumun farkli kesimlerine yönelik diyalog sürecini desteklediklerini ifade eden Ahmet Gündogdu, genis bir kitleyi ilgilendiren basörtüsü sorununun halen devam etmesini de kaygi verici bulduklarini vurguladi.
Kuran egitiminde 12 yas yasaginin onuncu yilinda bulunuldugunu söyleyen Gündogdu, bu sinirlamanin her türlü uluslararasi sözlesmelere aykiri olduguna dikkat çekti.
Toplu Sözlesme ve Grev Uluslararasi Hukuk Geregi
Toplu sözlesme ve grev hakki taleplerinin uluslararasi hukukta yerinin oldugunun altini çizen Gündogdu, örgütlenme, toplu sözlesme ve grev haklari konusunda iç hukukumuzun eksiklikleri ve uygulamada yasanan sikintilarin 2009 AB Ilerleme Raporu’nda yer aldigini bildirdi. Ahmet Gündogdu, evrensel hukuk ilkeleri, AB Sosyal Sarti, AB müktesebati ve ILO kararlari çerçevesinde kamu görevlilerine toplu sözlesme ve grev haklarini içeren yasal düzenlemenin bir an önce yapilmasi yönündeki beklentilerini bir defa daha ifade etti.
Özlenen Türkiye ve Gelinen Nokta
Bu ülkenin insanlarinin kanun önünde esitlik ilkesine sadik, kuvvetler ayriligini çatisma nedeni olmaktan çikarmayi basarmis, ‘güçlü ve özgür birey’ idealini gerçeklestirmis, laiklik ilkesini özgürlüklerin teminati olarak gören, idarenin de
iradenin de sivillere ait oldugu, bagimsizlik kadar tarafsizligi da önemseyen yargiya sahip, vatandaslarina ‘din ve vicdan hürriyetini’ gerçek anlamiyla yasatan, hem özgürlük hem güvenlik diyebilen bir Türkiye istediklerini anlatan Gündogdu, konusmasinin sonunda ise, gelinen noktayi söyle özetledi:
“Dün, demokrasiyi savunan sivil toplum örgütleri yoktu, bugün var. Dün, egemenlerin ezdigi millet vardi, bugün egemenligin sahibi oldugunu bilen millet var. Dün, silahli kuvvetlerden talimat bekleyen siyasetçiler vardi, bugün orduya görevini hatirlatan siyaset var. Dün, darbelere zemin hazirlamayi bilim adamligi sayanlar vardi, bugün darbe savmayi onur sayan bilim adamlari var. Dün, militer güçlerden ‘Arkama Takil’ emri bekleyenler, bugünse demokrasi ve milli egemenlik için “Ortak Akil” diyenler var. Dün, taraftar olmaya zorlananlar vardi, bugün ‘taraf’im demekten kaçinmayanlar var. Dün ‘demokrasi nedir’ diye soranlar varken, bugün ‘tam ve kosulsuz demokrasi’ isteyenler var. Dün, darbeyi destekledigi için kutsananlar varken, bugün darbeye yeltendigi için yargilananlar var. Dün, darbecilerin gerdaninda arzi endam eden besi bir yerdeler vardi, bugün demokrasinin tek tasi olmayi hedefleyenler var. Dün darbecileri takdir etmeye hazir basin tekeli vardi, bugün darbeye yeltenenleri teshir edecek özgür basin organlari var…”
