Millete Ayak Bağı Olan Kanun ve İç Tüzüklerden Kurtulmalıyız
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, Türkiye’nin, millete ayak bağı olan kanun ve iç tüzüklerden kurtulması gerektiğini söyledi.
Eğitim-Bir-Sen Kocaeli Şubesi, il divan toplantısını Bilim ve Teknoloji Kulübü Konferans Salonu’nda yaptı. Eğitim-Bir-Sen Genel Başkan Yardımcısı Esat Tektaş’ın da katıldığı toplantıda konuşan Ahmet Gündoğdu, “Millete ayak bağı olan kanunlardan, iç tüzüklerden kurtulma mecburiyetimiz var” dedi.
Kamuda kılık-kıyafet özgürlüğü için verdikleri mücadeleye değinen Gündoğdu, ‘Özgürlük İçin 10 Milyon İmza’ kampanyasına Kocaeli’nin de teşkilat olarak güçlü bir destek verdiğini kaydederek, şöyle konuştu: “10 milyonu 12 milyon 300 bine çıkardınız. Bu, artık imza değil, işleme koyulmayı bekleyen 12 milyon 300 bin dilekçedir. Bu, Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en güçlü, en donanımlı, en çok katılımı olan bir kampanyadır. Şimdi hükümetin bu dilekçeleri işleme koymasını bekliyoruz. İmzaları işleme koyarsa ne olur; fiili duruma, doğal hukuka, anayasaya, evrensel hukuka uyarlanmış olur. İşleme koymazlarsa ne olur, kendileri bilir. Biz yönetmeliği tanımıyoruz. Tanımayacağımızı da ifade ettik.”
Eğitim, Çalışma ve Siyaset Hakkı Eş Kontenjanından Kullanılabilecek Bir Hak Değildir
2013 yılında ne giyeceğine karar verme hakkı olmayan bir kadın tanımı olduğunu belirten Gündoğdu, “Kadınlara iyilik yapılıyor. Onlar kırmızı halıda yürüyorlar. Hangi kırmızı halıda? Eş kontenjanından; cumhurbaşkanın eşi olarak, başbakanın eşi olarak, milletvekilinin eşi olarak. Kadın erkek gibi, erkek kadın gibi her biri bir bireydir. Bireyin eğitim hakkı, çalışma hakkı, siyaset hakkı eş kontenjanından kullanılabilecek bir hak değildir” şeklinde konuştu.
“Biz Nazlı Ilıcak, Merve Kavakçı, Nesrin Ünal üzerinden kadın haklarını tanımlamada fayda var diye düşünüyoruz” diyerek sözlerini sürdüren Gündoğdu, şunları kaydetti:
“Nazlı Ilıcak başını örtmesine inanmayan ama başını örtmek isteyenlerin hukukunu da demokrasi gereği önemseyen bir kadın. Hiç kimse Nazlı Ilıcak’a niye başını örtmüyorsun diyemez, dememeli. Nesrin Ünal, başını örtmesi gerektiğine inanan, inanç hürriyetiyle de örten, milletten bu örtüsüyle oy alan, milletvekili seçilen ama Meclis’te, iç tüzük ile töre gereği başını açmak durumunda bırakılan bir kadın. Merve Kavakçı ise inandığı gibi milletvekilliği yapmak isteyen, engellince inancından taviz vermeyen biri. Biz bu ülkenin kadınlarının, isteyenin Nazlı Ilıcak gibi, isteyenin Merve Kavakçı gibi; çalışma, eğitim, sağlık, siyasette başını örtme ya da örtmeme hakkını özgür iradesiyle belirlemesi gerektiğine inanıyoruz.”
Gündoğdu, yeni anayasa ihtiyacının her geçen gün daha fazla hissedildiğini ifade etti.
İstihdamda Güçlük Çekilen Bölgelere Pozitif Ayrımcılık Yapılmalıdır
İstihdam biçimi ile memurunu terbiye eden anlayıştan rahatsızlık duyduklarını vurgulayan Gündoğdu, iş güvencesinin kırmızı çizgileri olduğunu vurguladı. Gündoğdu, devletin, istihdamda güçlük çekilen bölgelere pozitif ayrımcılık yapması gerektiğini dile getirerek, “Eğitim ve sağlık çalışanlarında 2 yıl, 3 yıl mecburi hizmet var. Eğer siz o bölgelerde çalışanlara bin lira fazla ücret vererek pozitif ayrımcılık yaparsanız, asker gibi gün saymak durumunda bırakılan memur seve seve 3-5 yıl daha kalabilir. Bunu görmeyip ‘kavimler göçü’ gibi bir rotasyon düşüncesi taşırsanız, buna da asla müsaade etmeyeceğiz” diye konuştu.
