Ne Çete Ne Darbe, Egemenligin Kaynagi Milli Irade
Yurdumuzun dörtbir yaninin düsman tarafindan isgal edildigi, bagimsizligimizin, milli ve manevi degerlerimizin tehlikeye düsürüldügü karanlik bir tablodan; milletimizin destansi bir direnisle ayaga kalktigi, kendi gelecegiyle ilgili kararlari kendisinin alabilecegini ortaya koydugu aydinlik bir tabloya geçisi ifade eden TBMM’nin açilisinin 89. yildönümünü kutluyoruz
TBMM, millet iradesinin yansimasi, milleti özne kabul edisimizin sembolü, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran iradenin millet iradesi oldugunun göstergesidir.
TBMM; sosyal, kültürel, ekonomik tabaka; cinsiyet, yas, irk farki gözetmeksizin vatan topraklari üzerinde yasayan herkesin insanüstü bir çabayla yazdigi Milli Mücadele destanini nazma çeken kurumsal güçtür. Millet iradesinin somutlasmis biçimidir. Milli Mücadele sartlari, fert fert bütün milletimizin cani, mali ve kaniyla ortaya çikmasini gerektirmis ve milletimiz bütün varligini mücadele alanina sürerek büyük bir zafer kazanmistir. Millet yükümlülügünde gerçeklestirilen bu mücadeleyi milletin bagrindan kopan TBMM yürütmüs, sonunda olusan devlet de, milletin iradesinin hâkim oldugu bir yapiyla tecelli etmistir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün, millet iradesine ve egemenligin millete ait olusuna iliskin su sözleri son derece manalidir: “Milli egemenlik öyle bir nurdur ki, onun karsisinda zincirler erir, taç ve tahtlar yanar, yok olur. Milletlerin esareti üzerine kurulmus müesseseler her tarafta yikilmaya mahkûmdurlar.” “Hâkimiyetine dogrudan dogruya sahip olmanin kiymetini pek iyi anlayan ve pek iyi bilen millet, bu mukaddes hâkimiyetine karsi bas gösterecek her tehlikeyi kahredecektir.”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulus felsefesini kavrayamamis, egemenligin milletin bütününe degil, bir kesime ait oldugu zannina göre hareket edenlerin Milli Mücadele dönemini ve Mustafa Kemal Atatürk’ün millet iradesine ve egemenligine iliskin görüslerini ihtiva eden metinleri tekrar tekrar okumalari ve hazmetmeleri gerekir.
Son zamanlarda milleti hafife alan, milli egemenligi millete ragmen millet için egemen olma tanimiyla oligarsik bir biçime dönüstürmeye çabalayan yaklasimlarla ilgili süreci yakindan takip ediyoruz. Devletin öznesi olan milletin hüsn-i teveccühünü kazanamamis, demokratik usullerle gönüllere hitap ederek mesafe almayi gözü kesmemis kimi olusumlarin ülke idaresini antidemokratik yollarla, çagdisi kalmis metotlarla elde etmeye dönük örgütsel çalisma içerisinde bulunduklari açiga çikmis bulunuyor. Darbeci sifatinin tüm igrençligini kusanma pahasina payandaliga kalkisan kimi sivil görünümlü militarist örgütlerle birlikte hareket eden çetelerin emellerine ulasamadan yarginin pençesine düsmüs olmasiyla milletimizin nasil bir tehlikeden kurtuldugu da anlasiliyor. Millet adina karar veren yarginin millete kasteden bu olusumlari millet adina tarumar edecegine inaniyoruz. Çetelere kiyisindan kösesinden bulasan, örgütsel emelleriyle çetelerin emelleri arasinda paralellikler kurarak antidemokratik süreçten fayda uman sendika, vakif, dernek gibi darbe payandalarinin da dersini de en güzel milletimiz verecektir.
Egitim-Bir-Sen olarak milletimizin iradesini önemsiyor, hiçbir kisitlamaya tabi tutulmaksizin kullanmasindan yana tavir koyuyoruz. Bu milletin her ferdinin, kendi gelecegini, ülkesinin gelecegini önemsedigini biliyoruz. Demokrasinin kurum ve kurallariyla yasamasina kisitlamalar getiren, demokratik teneffüsün dar bir alanda gerçeklestirilebilecegine iliskin serhler koyan ve demokratik ilerleyisi bir koridor içerisine hapseden uygulama biçimlerine sonuna kadar karsi oldugumuzu, tüm gücümüzle karsi duracagimizi deklare ediyoruz.
Ülkemizde toplumsal baris ve huzurun demokrasiyi içimize sindirmek ve millet iradesini egemen irade olarak kabul etmekle mümkün olacagina inaniyor, TBMM’yi kuran, Milli Mücadeleyi gerçeklestiren aziz sehitlerimizi rahmetle aniyoruz.
