Ögrencilerin Egitim Haklarindan Mahrum Birakilmasi Ortaçag Zihniyetinin Ürünüdür

Bilim yuvasi olmasi gereken üniversitelerin kapilarinda, ögrencilerin kilik kiyafetlerinden dolayi insanlik disi muamelelerle karsilasmasi, önlerine barikat kurularak Anayasa ile güvence altina alinmis olan egitim haklarinin engellenmesi, 21. yüzyila yakismayan bir uygulamadir.

Ögrencilerin seklinden-görüntüsünden dolayi üniversiteye alinmayarak egitim hakkindan mahrum birakilmasi Orta Çag zihniyetinin ürünüdür.

Yeni dönemde, bilimsel arastirmalara agirlik verilmesi, üniversitelerin özgür platformlara dönüstürülmesi, ögrencilerin sekilleriyle-görüntüleriyle degil, fikirleriyle ilgilenilmesini saglayacak ‘bilim yuvalarinin’ bir an önce Türkiye’nin gündemine yerlestirilmesi beklenirken, 28 Subat’in baskici ortaminda bile özgürlük anlayisindan taviz vermeyerek yasaklara direnen, kapilarini bugüne kadar ‘egitime açik tutan’ Bogaziçi Üniversitesi’nin yasak yönünde karar almasinin mantikli bir açiklamasi olamaz.

21. yüzyilda üniversitelerin kislayi andiran görüntülerle gündeme gelmesi, rektörler tarafindan hazirlanan ve içeriginde ‘Basörtülü girdigim taktirde tüm hukuki sonuçlari önceden kabul ediyorum’ yazili kagit imzalatilmak istenmesi kelimenin tam anlamiyla utanç vericidir.

Egitim-Bir-Sen olarak, Türkiye’nin artik bu ayiptan kurtulmasini istiyoruz. Rektörlerin asli görevlerine dönmeleri, ögrencilerin seklinden çok beyinlerinin içlerine bakilmasi, onlarin her bakimdan gelecege daha iyi hazirlanmasi için çalisilmasi beklentimizdir.

Bogaziçi Üniversitesi’nde yasanan görüntülere sebep olan yöneticileri kiniyor, bunun bir daha tekrarlanmamasini umuyoruz.