Öğretmen Açığının Gelecekte Faturası Ağır Olacak
Eğitim-Bir-Sen ve Memur-Sen Genel Başkanı Ahmet Gündoğdu, öğretmen açığının gelecek nesillere faturasının ağır olacağını belirterek, “Sadece Şanlıurfa’daki öğretmen açığı bile bizi ciddi bir şekilde düşündürmeyi gerektirir. Doğu Anadolu Bölge Toplantısı’nda öğretmen açığını masaya yatırdık. Diyarbakır ve o bölgede toplam 14 bin 450 öğretmen açığı var. Dersler boş geçiyor, dersler boş geçmesin diye ücretli, vekil öğretmen giriyor. Ücretli öğretmenin pedagojik formasyon eğitimi bile olmayabiliyor ve bunlara verilen ücretle öğretmenlik yapılmaz. Birçok yerde ücretli öğretmen, kadrolu öğretmen olmadığı için ‘atılırsam atılırım’ diyor müfredatın dışına çıkarak tehlikeli şeylere de girebiliyor” dedi.
Eğitim-Bir-Sen Güneydoğu Anadolu Bölge Toplantısı Gaziantep’te yapıldı. Toplantıda konuşan Ahmet Gündoğdu, şunları söyledi:
“Mahrumiyet bölgelerinde öğretmene pozitif ayrımcılık yapılmadığı için, 500-600 TL daha fazla ücret verilmediği için, öğretmen açığı oldukça fazla. O zaman çocuklarımızın dersi boş geçiyor, dersleri boş geçtiği için eğitimde fırsat eşitliğinde geri kalıyor ve bu gençlerimize gelecekte borçlu olacağız. Bunların eğitim eksikliğinin ülkeye zararı büyük olacak. Kadrolu öğretmen olmak için yüksek notlarla sınavı kazanmış işsiz gençlerimiz iş bekliyor. Eğer bu öğretmenlerimizi kadrolu olarak atayıp öğrencilerle buluşturmazsak hepimiz kaybedeceğiz.”
Gençliğimize Sahip Çıkmalıyız
Seçmeli de olsa, Kur’an ve Siyer derslerinin müfredata girmesine rağmen bu eğitimleri verecek öğretmenlerin ve programların eksikliği gibi konuların ülkeye zarar vereceğini ifade eden Gündoğdu, “İşte raporlar yayınlanıyor. Lisede bile alkol, uyuşturucu, sigara alabildiğine yaygınlaşmışsa bu hepimizin sorunudur. Burada tartışılan iki kavram var. Gençler demokrat mı olsun, dindar mı? Her ikisi de olsun. Dindar olmuyorsa, hiç değilse demokrat olsun. Bu gençlik bizim gençliğimiz, sahip çıkmalıyız. Eğer Sağlık Bakanlığı’nın yetkilileri ‘üniversitelerde kürtaj olayları artmaya başladı’ diye veri paylaşıyorsa, bu, CHP’nin de, MHP’nin de, AK Parti’nin de, Memur-Sen’in de, Kamu-Sen’in de; vicdanlı olan her insanın sorunudur” şeklinde konuştu.
Gündoğdu, Eğitim-Bir-Sen’in bir sendikadan daha öte olduğunu vurgulayarak, “Eğitim-Bir-Sen sadece bir sendika değildir. Bundan ötesi vardır. Sadece 2013 yılında hayata geçirdiğimiz projelerimizi paylaşırsak; ya size ait yüzde yüz bir projeniz vardır ya yüzde yüz inandığınız, destek olacağınız proje vardır ya da karşı koyacağınız projeler vardır. Ömrümüz böyle geçiyor. Kamuda başörtü özgürlüğü projesi yüzde yüz Eğitim-Bir-Sen’in, Memur-Sen’in sahibi olduğu bir projedir. Çözüm süreci, devletin, hükümetin, sayın başbakanın önemsediği ve yüzde yüz paydaşı olmak zorunda olduğumuz bize ait olmayan ama bizim projemizdir. Taksim Gezi zekâlılarının projesi de yüzde yüz karşı koymamız gereken bir projedir. Öyleyse sendikacılığımızın bir boyutu zülfiyare dokunma, bir boyutu da değerlerin öncülüğünü yapma sendikacılığıdır” diye konuştu.
Üyelerimizle İnsanlık Ailesinin Ortak Paydaşlığında Bir Ortaklık Kurduk
Üyelerinin kimisiyle ekmekte, kimisiyle özgürlükte, kimisiyle demokraside, kimisiyle mazlumların sözcüsü olmada, kimisiyle insanlık ailesinin ortak paydaşlığında bir ortaklık kurduklarını dile getiren Gündoğdu, şöyle devam etti: “İstikametimiz demokrasidir, değerlerimizdir. Biz millete, değerlerine, insanlığa, demokrasiye, medeniyet değerlerini yeniden kuşanmaya, şeytanların kovulmasına, bütün şeytanların taşlanarak yok edilmesine aşığız. Onlar ise Ergenekon’a, PKK’ya, Balyoz Planı’na, Islak İmza’ya, uluslararası şirketlerin piyonu olmaya, faizcilerin gezi zekâlısı olmaya âşıklar.”
“Amerika’dan gelip Filistinli çocuklara sahip çıkarken İsrail tankları altında ezilmeyi göze alan ve ezilen Rachel bizim insanlık ailesinin erdemli vatandaşı olarak kardeşimiz değil mi” diyen soran Gündoğdu, “Saddam Müslümanmış, Esed Müslümanmış, Sisi Müslümanmış, darbeye karşı çıkan gençlerin öldürülmesine fetva veren Ezher Şeyhi Müslümanmış, ne anlamı var? Müslüman olmak, insan olmak önce zulme rıza göstermemeyi gerektirir. Onun için dünyanın bütün mazlumlarına sahip çıkmak bizim görevimizdir. Suriye ile ayrı dertliyiz, Mısır ile ayrı dertliyiz. Suriye için 130 bin TL ilk yardımla kampanyayı başlatmamız önemli. Kadınlar komisyonumuz Ankara’da ‘Bir Bez, Bir Mama’ sloganıyla başlattığı kampanyası sonucunda çok sayıda yardım malzemesi gönderdi. Kurban Bayramı’nda Suriyeli âlimlerin ‘kedi, köpek eti yiyebilirsiniz’ fetvası, bir hafta önce bir bacımızın ‘Ey batılılar bizi insan olarak görmüyorsunuz, bari hayvan kabul edin de hayvan olarak haklarımıza sahip çıkın’ çağrısı insanlık adına ibretlik ve utanç verici bir çağrıdır. Hz. Ömer’in, ‘Cahiliye döneminde bir hatıram var ki hatırladığımda hep gülerim’ dediği, putları helva hamurunda yapıp acıkınca yediği gibi batılılar da demokrasi putunu yemiştir. Onun için Türkiye’de referandum yeni bir milattır, Adevviye Meydanı dünya demokrasisi için yeni bir milattır” ifadelerini kullandı.
