Haber
2012-04-30 07:30:28
Ögretmene Siddeti Illerde Bir Saat Ders Boykotuyla Protesto Ettik

Ögretmenlere yapilan saldirilari bütün illerde bir saat ders boykotuyla protesto ettik. Sube yöneticilerimiz, üyelerimizle birlikte illerinde bir okulun önünde basin açiklamasi yaparak ögretmenlere yönelik siddeti kinarken, biz de Genel Merkez olarak Çankaya Halide Edip Adivar Ilkögretim Okulu bahçesinde bir basin açiklamasi yaptik.

Burada konusan Genel Basin Yayin Sekreterimiz Ali Yalçin, son iki haftada 8 ögretmene saldirida bulunduguna dikkat çekerek, saldiriya ugrayan bazi ögretmenlerin ölümden döndügünü söyledi. Çocuklari ve ögretmenleri sikayet etmek için toplanmadiklarinin altini çizen Yalçin, yetiskinlerin sorumlu, yetkililerin ise duyarli olmasini istedi.

Yasanan siddet olaylarini kinayan Yalçin, Istiklal Marsi’nin ardindan ilk derslere girmeyerek tepkilerini dile getirdiklerini kaydetti. Yasanan olaylarin altinda egitim sorununun oldugunu bildiklerini anlatan Yalçin, ancak egitimin sadece ögretmenlerin sorunu olmadigini vurgulayarak, çocugun egitiminde basta anne-babalar olmak üzere tüm yetiskinlerin payi oldugunun altini çizdi.

Egitimciler olarak, simdiye kadar birçok konuda eylem, etkinlik yaparak seslerini yükselttiklerini belirten Yalçin, “Bazen ekonomik, bazen de sosyal sorunlara dikkat çektik.  Fakat bugün burada son derece önemli bir sorunu gündeme tasimak, genelde egitim çalisanlarini özelde ögretmenleri degersizlestiren, hedef tahtasina oturtan uygulamalara dur demek, meslektaslarimizin hayatina kasteden saldirilari kinamak ve protesto etmek için toplandik. Üzülerek ifade etmeliyiz ki, siddet toplumsal bir sorun haline gelmistir. Her tarafi cennet olan ülkede neredeyse cinnet toplumuna dogru yol aliyoruz. Aklini ve duygularini yönetemeyenler siddeti seçiyor, gerekli tepki verilmedigi, failler bedelini ödemedigi için siddet siradan bir olaymis gibi toplum tarafindan kaniksaniyor, masum bir hak arama yöntemi gibi yayginlasiyor. Hâlbuki siddetin masumu degil, magduru vardir. Magdur bazen doktor, bazen ögretmen, bazen kadin, bazen de çocuktur” dedi.


Geçen günlerde bir doktorun hasta yakini tarafindan kalbinden biçaklandigini ve ne yazik ki hayatini kaybettigini hatirlatan Ali Yalçin, sözlerini söyle sürdürdü: “Hayatini kaybeden doktor kadar, geride biraktiklari da magdur olmuslardir. Toplumsal sorun haline gelen konularda mutlaka toplumsal tavirlar ve ortak çözümler olmalidir. Tavir bazen meslektaslarindan, bazen sivil toplum örgütlerinden, halktan, bazen de yetkililerden gelmelidir. Bu açidan bakildiginda, doktor cinayeti ile ilgili Saglik Bakani’nin durusunu takdirle karsiladigimizi ifade etmek isteriz. ‘Saglik çalisanlarina yapilmis saldiriyi kendime yapilmis sayarim’ diye maiyetindekileri önemseyen ve yalniz birakmayan, duygudaslik örnegi sergileyen bir bakani ne yazik ki ögretmenler olarak biz göremedik.”

Milli Egitim Bakani Ömer Dinçer’in söylemlerinin, egitimcilerle arasinin daha da açilmasina neden oldugunu ifade eden Yalçin, “Insanin bunun için özel gayret sarf etmesi gerekir ya da uygulamalarinin, izledigi politikalarin özenle seçilmis olmasi gerekir. Tipki Milli Egitim Bakanligi’nda hayata geçirilen ‘Alo 147’ hatti gibi. Tipki bütçesiz okullari mecbur olmadiklari halde ayakta tutmak için özveri ile çirpinan okul yöneticilerini ‘Bagis Genelgesi’ ile töhmet altinda birakmak ve tamamina sorusturma açip kamuoyu önünde itibarsizlastirmak, disiplin cezalariyla küstürmek gibi. Ve yine tipki, hiçbir ögretmen 3 ay tatil yapmadigi halde, isin iç yüzünü bilmeyen sokaktaki insanin kurdugu cümleyi birinci agizdan kurmak gibi. Bütün bu yasananlar, ögretmenlerin sayginligini zedeleyen ve ögretmenlik meslegini siradanlastiran uygulamalardir. Buradan bütün yetkilileri uyariyoruz. Toplumda ögretmenin itibari asinirsa, herkesin itibari asinir. Ögretmene saygisizlik olursa, anneye de, babaya da saygisizlik olur. Ögretmenin felaketinden topluma asla saadet çikmaz. Basta Milli Egitim Bakani olmak üzere bu konuda herkesi duyarli davranmaya davet ediyoruz” seklinde konustu. 

“Bugün yasanan sorunlar geçmiste belirlenen egitim politikalarinin dogal sonucu oldugu gibi, bugün uyguladigimiz politikalar ise gelecegin sorunlarini belirleyecektir” diyen Yalçin, söyle konustu:

“Toplumsal kalkinma da, çürüme de egitimden geçmektedir. En iyi egitim, ögretirken egiten egitimdir. Egitim müfredatinda ögretmeyi degil, egitmeyi hedefleyecek sekilde ‘degerler egitimini’ önemseyen toplumlar, gelecegi belirleyeceklerdir. Akilli tahtalarla siniflari donatmak, daha kolay ögrenen, daha zeki çocuklar yetistirebilecektir ama daha ahlakli nesil yetistirmek, degerler egitimini önemseyen bir egitim müfredatiyla olacaktir. Bu konuda iyi bir müfredatin tek basina yetmeyecegini, ögretmenlerin özverisi gerektigini biliyoruz. Ögretmenlik meslegi bu açidan son derece önemlidir. Bunun içindir ki, Hz. Ali ‘Bana bir harf ögretenin kirk yil kölesi olurum’ demistir. Biz, kandil gibi kendini tüketip etrafa aydinlik vermeye çalisan ögretmenler olarak, kimseden kirk yil köle olmasini beklemiyoruz ama en azindan saygi bekliyoruz. Bu saygi hükümet tarafindan da gösterilmelidir. Ögretmenler kamuda neredeyse en düsük ücretle çalisan kamu görevlileri haline gelmistir. Kamuda ‘esit ise esit ücret’ düzenlemesinde de ögretmenler kapsam disinda tutularak magdur edilmis ve durumlari toplu sözlesme masasinda görüsülmek üzere ötelenmistir. Bugün toplu sözlesme görüsmelerinin ilk günüdür. Ögretmenlik mesleginin ekonomik itibari masada mutlaka düzeltilmelidir. Bu hususta hükümetten ‘masada bahane degil, geregini yapmasini’ bekliyoruz.”


Ögretmenlerden fedakârlik bekleyen Milli Egitim Bakani Ömer Dinçer’e seslenerek, tasidigi sorumlulugun geregini yapmasini isteyen Ali Yalçin, “Geregini yapmak, okullara bütçe vermeyip ögretmeni tahsildar konumuna sokup, veli ile karsi karsiya getirmek, daha sonra da ‘Veliyi üzeni ben de üzerim’ demek degildir. Geregini yapmak, egitimcileri karsisina almak degildir. Dünyanin hiçbir yerinde askerlerini asagilayarak basariya ulasmis komutan gösteremezsiniz. Ve yine hiçbir yerde kendi personeli için fedakârlik yapmayanlarin, onlara deger vermeyenlerin, personelinden de fedakârlik bekledigini göremezsiniz” diye konustu.

Yalçin, Milli Egitim Bakani sustugu için kendilerinin konusmak üzere toplandiklarini vurgulayarak, sözlerini söyle tamamladi: “Bugün, haftanin ilk günü bütün okullarda törenlerden sonra ilk derse girmiyoruz. Susmasi gereken yerde konusan ama konusmasi gereken yerde susanlari uyariyoruz. Ögretmenler olarak meslektaslarimiza uygulanan siddeti kiniyor ve Egitim-Bir-Sen olarak bütün kamuoyunu duyarli davranmaya davet ediyoruz.” 


























































MEMUR-SEN
KONFEDERASYONU
EĞİTİMCİLER BİRLİĞİ
SENDİKASI
Zübeyde Hanım Mahallesi Sebze Bahçeleri Caddesi No:86
Altındağ - Ankara / TÜRKİYE
Tel : 0.312 231 23 06 Faks : 0.312 230 65 28
ebs@ebs.org.tr
Copyright © Eğitim Bir Sen